çölde çay

• (bkz: the sheltering sky)
• (bkz: çay harareti alır)
• (bkz: iki yabancı)
• (bkz: colde cay filmi)
• "yazdan kalma bir günden
  ya da çölde çay filminden
  bir sahne var aklımda
  oyuncular sanki biziz
  mutsuzuz ikimiziz
  kimi aşklar hiç bitmezmiş
  bizimkisi bitenlerden
  sevmeye yeteneksiziz"
  
  (bkz: şebnem ferah)
  (bkz: teoman)
  (bkz: iki yabancı)
• isminin dilimize çölde seks olarak çevrilmesi gereken filmdir.
  
  (bkz: hollywood)
• üzen film hem de çok üzen film. kadınlara güveni sarsan bir film. ilişkileri sallantıda olan bir çiftin arap çöllerine olan yolculuğu anlatılıyor.
• teoman'ın iki yabancı şarkısı sayesinde tanıştığım film. aylar geçti üzerinden hâlâ kumun rengi, kit'in şapkası gözümün önüne geliyor şarkıyı dinlediğimde. esasen paul bowles'in esirgeyen gökyüzü isimli kitabının içindeki bir bölümün adıymış çölde çay. bir şeyi izlerken ya da okurken o şeyle sarılıymış gibi hissedersiniz ya, işte bu film de bunu fazlasıyla hissettiriyor. çölün sıcağı, ilişkilerin acılığıyla boğuyor, tüketiyor. kitabını okumayı hem istememe hem de istemememe neden oluyor.
  
  nereden aklıma geldi peki aylar sonra bu film?
  dün dolunay vardı ve ben filmin sonunda kitabın yazarının yolunu kaybeden kit'e söylediklerini hatırladım bu sabah yeniden. eminim filmi izleyen herkesi etkilemiştir o kısa konuşma:
  
  --- spoiler ---
  
  "ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için, hayat hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. ama hiçbir şey çok tekrarlamaz kendini. aslında çok az tekrarlar. çocukluğunuzun bir öğleden sonrasını, öyle ki, hayatınızı onsuz düşünemediğiniz, sizi derinden etkilemiş bir öğleden sonrayı, daha kaç kez anımsayabilirsiniz ki? belki dört, beş kez daha. belki o kadar bile değil. dolunayın çıkışını daha kaç kez izleyebileceksiniz? belki yirmi. ama yine de, her şey sonsuzmuş gibi gelir."
  
  --- spoiler ---
  
  kit ve port ıssız çölün üzerinde batan güneşle tanrıya inandılar mı bilemem ama bir şeye inandıkları kesin...
• deliliğe giriş dersini anlatan mükemmel bir filmdir, benim için külttür, çözemediklerimdir, neden ağladığımı bilemediğimdir, port'unu arayan, bulunca aradığının o olduğunu anlamayan ve kaybedince deliren kit'tir.
  çöl; duyguların gitmesinin simgesidir, yaşamak için arzunun kalmaması ve dünyaya yabancılaşmanın.
  tutunamayanların filmidir çölde çay.
  çölde gördüğün bedevi'yi yağmur zannetme ve sonra yine yanmaktır.
  ne istediğini bilememektir, anlamın yok olması ve ölememektir çölde çay.
  yazar ya da müzisyen olsan da içindekileri dökecek araç bulamamaktır ya da tam tersi belki de içinin çölleşmesidir…
• (bkz: tayyip erdoğan'ın en sevdiği filmler)