• paul bowles'un 40'ların sonunda, fas'a yerleştikten sonra yazdığı türkçemize "esirgeyen gökyüzü" adıyla kazandırılmış, yüzyılın yüz kitabı listelerinin vazgeçilmez ismi...
    aynı zamanda bu kitaptan uyarlanmış, bernardo bertolucci'nin 1990'da john malkovich ve debra winger'la çektiği ve bizde italyanca adından tercümeyle "çölde çay" diye gösterilen film.
    savastan hemen sonra garip bir iliski sahibi amerikalı bir çift yanlarında bir başka arkadaşlarıyla doğuya, sahra'ya uzanırlar. bayağı bir uzanırlar, film de beraber uzanır. hem bulundukları yere hem kendilerine yabancılaşmaları dayanılmaz hal alır ve radikal değişimlerle son bulur eser.
    benim -açıkçası çok da sofistike olamamış, incelememiş- film anlayışıma göre estetik, başarıyla oynanmış, fakat bir noktadan sonra baygın bir filmdir. kitabının daha iyi olduğunu tahmin ediyorum bu açıdan.
    bu arada bardaki gizemli ve derin ihtiyar rolündeki insan da kitabın yazarı paul bowles'muş.
    teoman'ın iki yabanci adli eserinde de zikredilir.
  • hakkaten çok etkileyici bir bertolucci filmi. john malkovich oynuyo en baba rolde. sağlam kafayla seyredilirse insanı ontolojik sorunsallara gark edebilecek bir yapım...
  • hatun kisi (bkz: debra winger) hakkaten colde cay iciyor. filmin sonlarina dogru elin bedevisi cay yapip ikram ediyor (topu topu 3-5 saniye gözüküyor ekranda). zannimca filmin turkce adi burdan geliyor.
  • kitapta* yer alan bir bölümünün ismi çölde çay'dır. kitabın türkçe ismi ve filmin çevirisi burdan geliyor.
  • cay icerken su bardagi kullanmalari ayrica dikkatleri cekmistir. zira kanimca colde cay icmenin en guzel yolu budur* ince belli, varakli bardaktan cay icmek hele bir de colde bunu yapmak bedeviyi bozar.
  • malkovich beyin dillere epope, dudak, çene hareketlerinin yakınen ve çıplak gözle izlenebildiği, zebra hanımın da ellerinin ne denli kemikli bir mağribi olduğunun gözlendiği sarı ve tozlu bir bernardo filmiyken, hala öyle olması ilginç değildir tabii..

    (hangi başlığa koyacağım debdebesinden hareketle bakınız: the sheltering sky)
  • filmi izlerken nerde geçtiği konusunda bir takıntı yapıp atlas karıştırmamdan dolayı edindiğim bilgileri aktarmak istiyorum. başta olayın kuzey afrikadaki fas, tunus filan gibi ülkelerde geçtiği izlenimi alınsa da, kahramanlarımız* aslen afrika'nın batısında bir limandan* girip oralardan içerilere ilerlemişlerdir.ve sona doğru halkın tipinden de anlaşıldığı gibi güney afrikaya* yaklaşılmıştır.
  • ryuichi sakamoto bir çok ödül kazandıran müzikleriyle ayrı bir kült olmuş bu filmle, sen uyurken.
  • paul bowles e ait, teoman ın iki yabancı şarkısında da adı geçen filme uyarlanmış roman.
    gezgin genç bir çiftin afrikaya yaptıkları gezi sırsında başlarına gelen ve sahra çölünü görmek isterken hayatlarından olmalarını anlatır. kitabın en ilginç gelen kısmı adamın karısını yakınmış gibi görünmesine karşın yaptıklarının sürekli çelişki halinde olması ve kadının adamı tifo ile boğuşurken odaya kilitleyip kaçması ve arap bir kafileye onlarla gidebilir mi diye sormasıdır*. ve tabii olan olur, kadınla birlikte olurlar ve bir tanesi bunu 4. karısı olarak alır.ve daha da tuhafı amerikalı bu kadın o adamın cinselliğine kendini aşağılayıcı bir şekilde kaptırır (adam kötü davranmaktadır ona).
hesabın var mı? giriş yap