• 9 gün sonunda, birikmiş çok acı var.

    çarşamba'dan beri bizleri koca kızılay'dan birkaç dakika içinde püskürtüp onlarca bazen yüzlerce gözaltı yapıyorlar.

    istanbul'un kalbi, taksim ve gezi bizde. ancak ankara'nın kalbini, kızılay'ı iki dakika dahi tutamıyoruz.

    sonra, hikaye aynı.
    akrepler ve tomalar, kızılay'ı dağıttan sonra kolej ve kennedy hattında yayılıyor. ikisinde de barikat. kolej'e barikat kurmak zor; yol 3 gidiş 3 geliş. çok giriş çıkış var. kennedy nispeten kolay. misal bugünkü barikat olağanüstü başarılıydı. o barikattan akrebin geçmesi mümkün değil; toma üç beş dakikadan evvel aşamaz.

    ilk müdahalede (10 haziran'a girmişken, saat 00:30 gibi) on bin kişi kadardık.

    iki olay aktaracağım. ilki yaralılarımızla ilgili.

    kitle, ne bakanlıklar, kızılay tarafına yürüyerek polisle doğrudan karşı karşıya gelmeye niyetliydi; ne de koca ankara'da rahatsız ettiğimiz, işini zorlaştırdığımız birileri vardı. boş bir yolu, çapulculardan başka kimsenin olmadığı kennedy caddesini tutmuş, toma ve akrebe karşı meşru müdafa olarak barikatı kurmuş, mümkün olduğunca moralleri yüksek tutmaya, eğlenmeye çalışıyorduk.
    birkaç insanın kişisel hırslarının tatmin olması için, müdahale başladı.
    durduk yere tomalar, akrepler, çevikler geldi. saat, 10 harizan'ın ilk yarım saati; 00:30

    sonrası manzara şu;
    bestekâr tarafından bir yaralımız 4 kişinin omuzunda taşınıyor. acıyla bağırıyor.
    birkaç devletlû tatmin olacak diye oldu bu. gözümün önünden gitmiyor.

    diğeri, çankaya bel. çağdaş sanatlar'ın köşesinde, ankara ticaret odasının önünde.
    kriz geçiriyordu çocuk. gözleri açılmıyor. dili içeri kaçmasın diye uğraşılıyordu. ilkyardımcımız, çocuğun gözlerine bakmaya çalışıp parmağıyla, sağ göz kapağını kaldırmaya uğraştı. göz açılmadı. ben gitti dedim. en ufak kıpırtı, ses yoktu.

    göz yaşlarım artık gazdan değildi.
    birkaç devletlû tatmin olsun diye yapılan müdahalede ambulansın gelmeyeceği, gelse de epey gecikerek geleceği anlaşıldı.
    sonra taksi.

    ikinci olay işte bu. ilkyardımcımız, yerde hareketsiz yatan o delikanlı için, "ambulans çağırın" diye bağırdı. başında 30 40 kişiydik. yemin ediyorum benim dahi elim telefona korkarak gitti. o denli şirazeyi kaçırmasam, "öldü lan" paniğine girmesem, aramakta tereddüt edebilirdim. aramazdım belki.
    devlet o denli terör yaratıyor ki; "hepimizi fişliyorlar; 112'yi ararsak burada olduğumuz belli olacak" çekincesiyle, hiç kimse telefonuna el atamıyordu. düşünün.

    ankara'da geçen pazardan beri, sekiz gündür terör var.
    her gün, en aşağı iki üç kişi yaralandığımızı görüyorum.
    politik bir gereği yokken, kennedy'de oturup çapuling yapmaya çalışırken; birileri(miz), yok yere acı çekiyor.

    daha evvel üç arkadaşım alınmıştı. bugün ilk kez yakınımsı bir arkadaşımı aldı içeri alçaklar. döve döve, canlı yayında, dha'da gördüm.

    yaralılar, göz altılar, saldırılar.
    toma, akrep, çevik.
    zerre acıma olmadan saldıran polis.

    birikmiş çok acı var.

    yine de moral bozmamak gerek.

    ankara'nın en güzel yanı, istanbul'a dönüşü değil artık. artık ankara'nın en güzel yeri direnişi.

    sen, ben gibi; gündelik hayatta sıradan insanların; gerçekten güzel olduğu, direnirken güzel olduğu günleri görüyoruz. hepimiz pırıl pırılız sanki.
    ankara direniyor.
    diren ankara. onca acına, onca acıyı sineye çekmene rağmen direnirken çok güzelsin.
  • önce kızılay'da sonra tunalı'da olduğum eylemler. tunalı'da gene kendini mustafa kemalin askerleri sananlar, süslenip püslenenler, rahat rahat çimlerde birasını yudumlayanlar coşkunun ne kadar güzel, eylemlerinin ne kadar etkili olduğunu filan paylaşıyorlardı sosyal medyalarında kim bilir. ortada olmayan otoriteye copunu bırak delikanlı kim bakalım filan diye bağırıyordu. ardından kızılay'a tekrar döndüm. eylemi iliklerime kadar hissettim. polisi karşılarına almış, onları tedirgin edebilmek için biber gazını yemiş, meclisin ve bakanlıkların yakınlarında bildiğin tehdit oluşturmuşlardı. kızılay'da biber gazı yemek lazım arkadaşlar. oradaki gençlerin soluyacağı biber gazından pay almak lazım, içimize çekmek lazım o biber gazını ki orada eylemciler, gerçekten otorite ile çarpışanlar daha az biber gazı çeksin. burunlarımız yansın, paylaşalım o gazı. işte o zaman halk direnişi nedir görsün tüm millet.
    edit: imla
  • açık bir şekilde hiçbir tehlike oluşturmayan vatandaşı coplayan polis. işe yarar mı bilmiyorum.

    kask numarası: k010

    http://video.cnnturk.com/…9/kizilayda-sert-mudahale (2.35-2.43)
  • bazı insalara göre, bu ve bunun gibi eylemlerde, yol kapanınca polisin saldırmaması anormalken; havalimanlari kapanırken siyasileri koruması normaldir.

    ddedit:" saldırmasımaı" *
  • hani eylemler ilk başlayıp da medya karartması uygulanınca twitter'da baya dönmüştü muhabbeti, biz 30 senedir kürt sorununu bu medyadan mı takip ettik diye. belki bu istanbul'da, ankara'da yaşayıp hayatında güneydoğu'ya gitmeden olayları sadece medyadan alıp değerlendirdiğimiz bir süreci kimileri için sonlandırıyordu. ilk kez farkına varıyorduk acaba medya bize kürt meselesini de gezi parkı olayları gibi mi anlattı diye sorgulamaya başladık.

    işte şimdi bugünkü eylemdeki enstantelerde bu şekilde bir uyanma yaratmalı. panzerlere türk bayrağı asılarak vatandaşa saldırıyor polis. bir yandan başbakan havaalanı yolunu kapatıp dördüncü mitingini yaparken, kızılay'da bayraklı panzer halkın üstüne sürüyor ve orada olanlar ya da bilgisayar başında olanlar sen sanki düşmana mı saldırıyorsun da türk bayrağı asıyorsun diye polise kızıyor. işte burada yukarıda yapılan karşılaştırmayı tekrar yapalım, 12 eylül'den beri güneydoğu'da yapılan her türlü baskı ve zulmde türk bayrağı kullanıldı. türk bayrağı önünde insanlar işkencelerden geçirildi, bunlarları yapan kurumlar dağa taşa türk bayrağı çizdi. ve şimdi bugün yine biz istanbul'da ankara'da oturanlar bdp mitinglerinde neden türk bayrağı yok diye eleştiri yapıyoruz öyle mi? biz burada ankara'daki bir gösteride saldıran panzerlere türk bayrağı asıldı diye çıldırırken, orada insanlar 30 senedir bu muameleyi yaşadılar. bayrak altında işkence edilen öldürülen insanlar bayrağı zulm eden devletin bir simgesi olarak görmeye başladılar.

    işte bu yüzden bayrağı bile kullanıp insanlara saldıran işkence eden öldüren bir düzenden bahsediyoruz ki bu düzen yeni değil onyıllardır devam eden ve sadece şekil değiştiren bir düzendir. işte bu yüzden insanları bayraktan soğutan bu sistemi ve düzeni sorgulamadıkça biz daha çok şaşırırız sadece medyanın bize anlattığı haberlere. bu yüzden gezi parkı eylemleri daha sonuçlanmadan bile insanlarda farkındalık yaratmaya başladı. evet senelerdir kürt sorununu bu medya üzerinden izledik, evet senelerdir bu insanlar panzarlerine, tomalarına bayrak asan insanlar tarafından şiddete uğradılar. şimdi her şeyi yeniden gözden geçirme zamanıdır.
  • allah belanızı versin dediğim eylemler. yeter be insanların sizin elinizden çektiği yeter! her gün müdahale her gün saldırı, çığrından çıkarttınız be insanları. inmeyeceğiz ulan o meydanlardan.
  • halk tv polisin tunalı için vize verdiğini söylüyor. tunalı'da dolayısı ile kuğulu'da toplanılırsa dokunmayacaklarmış.

    şimdi anlaşıldı mı kuğulu vs kızılay bebeğim?

    yarın papazın bağı'nda direnin. piknik için de idealdir... tebdil - i mekan iyidir!!!
  • (bkz: #direnankara)

    kızılay'dan yayın yapan bir kişinin gazeteci olup olmadığı soruldu, cop sesi geldi ve yayın kesildi. muhtemelen gözaltına alındı.

    http://www.ustream.tv/recorded/34089093
  • kızılay'da, 21:30'da polis toma ve çevikleriyle saldırıp 40 dakika boyunca direnişçileri kovaladı.

    dha'dan canlı canlı izlerken, halkı köşeye kıstıran polis coplarına asılınca canlı yayın rte'nin konuşmasına çevrildi!

    #34465020
  • http://www.ustream.tv/channel/ozererdogan adresinden yayın yapan arkadaşın ne ayak olduğunu çözemediğim eylem.

    sürekli kitlenin alkollü, sarhoş olduğunu vurgulayıp duruyor. kalabalığın sayısını küçültüp duruyor. pardon da kardeş, biz de görüyoruz o kalabalığın miktarını..
hesabın var mı? giriş yap