• bahis sitelerinde ne kadar tersi söyleniyor olsa da bergamo'nun bu maçta favori olmasının ve fenerbahçe için çok ters bir takım gibi görünmesinin birkaç temel nedeni var.

    bir kere bergamo'yla ilgili en rahatsız edici nokta hiç maç kaybetmeyen bir takım olmaları değil. zira sadece bu sezon italya ve şampiyonlar ligi'nde bir düzine maç kaybettiler. öyle yenilmez bir takım değiller yani. tabi millet bu rakamlara bakıp lan biz buralara namağlup gelirken bunları gelen giden yenmiş gibi bir düz mantık yürütüyor doğal olarak fakat bu takımın kazanması gereken yer ve zamanda hep kazanmak gibi pis bir huyu var.

    bu enteresan özellikleri dışında bergamo artık bu platformların abonesi olmuş ve tecrübe denen şeyin kitabını yazmış oyunculara sahip bir takım. 2009 yılında avrupa şampiyonasından tut kıtalararası olanlara dek katıldığı her turnuvada müthiş bir dominasyon kurmuş italyan milli takımının temel direğini de bu bergamo'lu oyuncular oluşturuyor. lo bianco gibi bugün dünyanın en iyisi kabul edilen bir pasörleri var. hücumdaki en önemli silahları ve her daim ilk terciheri italyanların yükselen yıldızı ortolani. dünyanın en iyi çaprazı değil hatta italyan milli takımında çoğu zaman yedek kalıyor ama takımın sistemi içerisinde tam bir yıldız haline geliyor. geçen seneki final-four'da mvp seçilmişti. 4 numara pozisyonunda osmokroviç seviyesinde olmasalar da piccinini ve del core gibi kolay kolay manşette sırıtmayan, çok iyi defans yapan ve hücumda da her daim etkinlik sağlayabilen iki sağlam kaleleri var. fürst ve arrighetti de hem blok hem hücumda çok komplike orta oyuncular. lo bianco bu iki oyuncuyu kullanmayı çok iyi biliyor. liberolarının kalitesi de fenerbahçe'nin önünde. kısacası hücumda her türlü silaha sahip ve karşısında top öldürmenin kolay olmadığı inatçı bir takım bergamo.

    dünya basketbolunda nba nasıl bir noktadaysa italya voleyboluyla diğer ligler arasında da buna yakın bir kalite farkı var. bergamo her hafta kıran kırana maçlara çıkarken fenerbahçe bu yıl kendi liginde eczacıbaşı, vakıfbank gibi rakiplere karşı bile şöyle nefesleri kesecek bir maç oynama şansı bulamadı. sonucu hiçbir şeyi değiştirmeyecek dinamo moskova maçı dışında takımın bütün sezon boyunca karşılaştığı en sert rakip dünkü cannes'dı.

    avrupa'da hemen tüm ülkelerde yaygın olan voleybol stili servis-hücum-blok ağırlıklıdır. takımlar kurulurken genelde oyunun bu kısımlarını daha iyi beceren tek yönlü oyuncular tercih edilir. tüm merkez taktiği de servisler oluşturur. bu yüzden japonya, çin, brezilya, küba gibi ekollere göre çok kısa ralliler izlenir avrupa'da. bunun tek istisnası italyan voleyboludur. burada bir smaçörden sadece servis-hücum-blok etkinliğinin değil servis karşılama ve defansif niteliklerinin de çok iyi olması beklenir. diğer ülkelerdeyse işin savunma kısmıysa çoğunlukla libero +1 smaçör üzerine yıkılır. savunmanın bu kadar öne çıkması asya ekolündeki gibi topların kolayca ölmediği uzun ralliler izlenmesine neden oluyor. bütün sezon bu şekilde onlarca maç oynayan bergamo bu konuda fenerbahçe'den çok daha iyi bir noktada. italya'da bu bahsettiğim sisteme uymayan ve istisna niteliği taşıyan bir iki tane takım var tabi. bunlardan biri de klasik bir italyan takımına hiç benzemeyen asystel novara'dır. bu nedenle novara finale çıksaydı fenerbahçe için çok daha dişine göre bir rakip diyebilirdik ama beklediğimiz mucize olmadı. işte italyanların son yıllarda bayan voleybolda kurduğu dominasyonun temelinde genel olarak yukarıda saydığım nedenler yatıyor ve bergamo da bu sistemin kulüpler bazındaki en iyi örneği. her ne kadar italya ligi'nde aradıklarını pek bulamasalar da bu sistem avrupa'daki diğer takımlara çok ters geldiğinden şampiyonlar ligi'nde istedikleri gibi at koşturuyorlar.

    fenerbahçe'nin şimdiye dek oynadığı rakipler arasında bergamo'ya en yakın stile sahip ekip polonya temsilcisi bielska'ydı ama onlar da işin sadece savunma tarafını yapıp bunun dışında kalan servis, blok ve hücumda bergamo'nun yarısı kadar bile etkili olamadıkları için fenerbahçe'ye direnememişlerdi.

    fenerbahçe'ninse rakibine göre en büyük avantajı hücumdaki opsiyon bolluğu ama pasörlerin performansı özellikle manşetler kötü geldiğinde malesef bu hücum zenginliğini yeterince kullanmaya engel oluyor. dirickx köşeleri oynatmaya öncelik veren ve topu dağıtmayı pek sevmeyen bir pasör. ortaları nadiren kullanır. aynı smaçöre üst üste 3-4 pas atmak gibi garip fantazileri de var. naz'sa ortaları iyi kullanmasına karşın özellikle gamova'yla anlaşmakta sorunlar yaşıyor ve bu da sezon başında takımın as pasörüyken şu an yedek pozisyonuna düşmesinin en önemli nedeni. toplamda iki pasörün de kendi içinde eksikleri var. nihan savunma yönünden çok iyi bir libero fakat etkili servis geldiğinde hatta etkisiz servis geldiğinde bile hiç beklenmedik manşet hataları yapıyor. gerçi dün cannes karşısında çok iyiydi ama işte devamlılık gibi bir sorunu daha var. fenerbahçe'nin hem savunma hem servis karşılamada en büyük silahıysa osmokroviç elbette ki. senelerce italya'da oynamış olmasının avantajını da katarsak fenerbahçe için en büyük silahlardan biri olacak. seda ve çiğdem'se manşetteki en zayıf halkalarımız ve bergamo'nun servislerde nihan + bu ikiliyi arayacağını söylemek müneccimlik olmaz. biz de servislerde muhtemelen piccinini ve del core ikilisine saracağız. tabi bu oyuncular servise karşı manşette zayıf halka değil ama topu atabileceğimiz başka kimse yok. yine de kusursuz makinalar değiller. özellikle del core'nin manşette oyundan düştüğünde hücumda da tüm etkinliği sıfırlanıyor ve acaip düşük yüzdelerle atak yapıyor ama aynı şeyi piccinini için söylemek biraz zor. aslında biz de sezon başında defansif olarak gerçekten çok yüksek seviyede bir takımdık ancak defans kısmında ciddi roller üstlenen blom ve naz'ın takımdan kesilmesiyle o etkinliği kaybetmiş durumdayız. tabi blom'un oynamaması savunmada güç kaybettirirken hücum ve blok konusunda avantaj getiriyor.

    kısacası bu maç (orta oyuncusuna manşet aldırmak dışında) klasik avrupa ekolünün en iyi uygulayıcılarından biriyle, tipik italyan ekolünün en önemli temsilcisinin duellosuna sahne olacak. fenerbahçe'nin en büyük dezavantajı bu mantalitede bir takımla hiç karşılaşmamış olması. bergamo'ysa finale gelene kadar her tür sistem takımıyla karşılaştı. aynı şekilde en önemli hücum silahı gamova'ya da yabancı değiller. geçen yılki final maçının tie-break setinde gamova'yı bile bıktırıp hücumdaki tüm kanallarını tıkayarak onu durdurmuşlardı. yani bunu yapabilecek kapasiteye sahipler. geçen yılki finalde dinamo moskova manşetlerde iyice göçüp, ortadan hücum edemez hale gelince bütün bloklar gamova üzerine yığılmış ve dinamo şampiyonluğu rakibine vermişti. o günkü dinamo'da nati ayarında bir smaçör olmaması en büyük problemdi elbette. fenerbahçe nati'nin yanında eda-seda gibi skorer isimlere de sahip. tabi düzgün manşet getirdiğimiz ve pasörlerimiz onları kullanabildiği sürece.

    yine yeniden sarı meleklerin yolu açık, şansı bol olsun.
  • ne hikmetse bir takım şerrefszileri çok sevindirmiş, yüzlerine kocaman bir gülümseme getirmiş maç. yalnız şunu söyliyeyim. o yüzlerinizde ki kocaman gülümseme, bir taraflarınıza gerekli işlemler yapılarak modifiye edilir ve ananızın amına benzetilir isterseniz.

    derdiniz ne arkadaşım sizin? siz giren çıkan ne? ha sen bana dersen bu bizim her zaman ki halimiz. böyle şerrefsiz şerrefsiz dolaşmak hoşumuza gidiyor, böyle götlük yapmak bizim hayat tarzımız, bir zahmet o hayat tarzınızı siktirin gidin başka yerde yaşayın.

    ortada görmezden gelinemez bir başarı var. tüm ülkede ki aklı başında insanların bir umudu var. belki tecrübesizlikten, belki rakibe karşı iyi oynayamamaktan dolayı kaçmış bir şampiyonluk var. nedir bunda senin komik bulduğun. yok ahaha ezikler inandınız bir an için değil mi, yok siz anca hayal kurun ibneler, yeri gelince yeaa abii ben zaten anamın amından çıktığımdan beri bergamoluyum tadında yazılar.

    tamam ulan biz asla gerçek başarıyı yakalayamacağız, hep böyle ucuna kadar geleceğiz kazanamayacağız. yeri gelecek fırtına gibi girdiğimiz liglerde sonunda nal toplayacağız hatta rezil olacağız ama asla siz ezikler gibi yıllar önce alınmış bir başarının arkasına sığınmayacağız her gerektiğinde. asla en iyi olamayacağız belki ama en iyi olmak için verdiğimiz mücadeleden de vazgemeyeceğiz. çünkü biz siz bir grup ezik gibi eski başarılarla tatmin olmayacağız. çünkü biz bu hırsı seviyoruz arkadaş. biz kazanamadığımız, elimizden kaçan her başarı sonrası nasıl kahroluyorsak ilerleyebildiğimiz her aşama için de bir o kadar sevineceğiz. biz böyle adamlarız işte kardeşim. ne yapalım yani? ve biz bu halimizden çok memnunuz.

    not 1: kendilerini bilen bir avuç arkadaş bunu zamanın ötesine göndermezseniz vallahi darılırım.

    zamanın ötesi: evet abi ben de bundan bahsediyordum işte. çok sağolun, sizlere olan inancımı boşa çıkarmadınız, yolladınız zamanın ötesine. hem de jet hızıyla. e tabi devir 3g devri, size de bu yakışır.
  • galatasaray'lıyım, ama söylemeliyim ki kahroldum. umuyorum ki seneye gruplarda mruplarda yenilse de, finallerde italyanların tepesine zıplayacak kızlarınız, kızlarımız. can-ı gönülden tebrikler..
  • 1996 efes pilsen - basketbol koraç kupası
    1999 eczacıbaşı - voleybol bayanlarda avrupa kupa galipleri kupası
    2000 galatasaray - futbolda uefa kupası
    2000 galatasaray - futbolda süper kupa
    2004 vakıfbank güneş sigorta - bayanlar voleybolda top teams kupası
    2008 vakıfbank güneş sigorta - bayanlar voleybolda challenge kupası
    2008 galatasaray - engelli basketbol avrupa şampiyonlar ligi kupası
    2009 galatasaray - engelli basketbol avrupa şampiynolar ligi kupası
    2009 galatasaray - engelli basketbol kıtalar arası şampiyona
    2009 arkasspor - voleybol erkeklerde challange kupası
    2009 galatasaray - basketbol bayanlarda eurocup

    türk ekiplerinin kazandığı sayılı şampiyonluğa bir yenisini daha eklemesini ümit ettiğim maç. kupalarda şimdi hatırlayabildiklerim bu kadar, başka varsa ekleyelim. ne acı koskocus ülkeden kaç yılda sayılı şampiyon takım çıkmış :/

    büdüt: bu entariyi zamanın ötesine gönderen arkadaşları tebrik ediyorum, herhalde efes'e karşı stefanel'i, galatasaray'a karşı arsenal'i destekledikleri gibi akşam da bergamo'yu tutacaklar. sanırım arkadaşlar bugünkü maçın önemini düşürmek için kinayeli yazdığımı falan sanmışlar. aramızda öyle hasta ruhlu biri olduğuna inanmak istemiyorum, beşiktaşlı olarak bu akşam tabii ki türk sporunun bir kupa daha kazanması için tv başında manevi desteğimizi göndereceğiz.

    düdüt: bozkir cocugu, metality ve mamasus'a teşekkürler
  • bir galatasaraylı olarak gurur duyduğum takımdır. helal olsun kızlar. inşallah seneye alırsınız kupayı.
  • koyu bir galatasaray taraftarı olarak sarı melekleri sonuna kadar destekleyeceğim maçtır. avrupada ayrımız gayrımız yok, o kazanılacak kupa tüm türkiyenin yüz akı olacaktır. hadi kızlar dayanın, son bir maç kaldı. inanıyorum bugün yine zafer günü olacak.
  • oncelikle 4 sene icerisinde "nereden nereye" tabir edilebilecek bir sekilde avrupanin birinci kupasinda finale cikan, 2-0 geriye dusmesine ragmen bile maci birakmayip 2-2'ye getirip maci son saniyeye kadar goturen, kaybetmesine ragmen sevindirebilen bir takim oldugu icin butun herkesi can-i gobnulden tebrik ediyorum; kendisinden haz etmesemde spor adami olarak, sadece fenerbahce spor kulubu'nun sonundaki "spor kulubu" ibaresinin hakkini sonuna kadar verdigi icin de aziz yildirim'i tebrik ediyorum. kolay degil 3 ana brans olmak uzere varoldugu tum branslarda iddiali takimlar yaratmak. bunlari yaratirken de izledigi yollar, kimlerine batsa da imzaladiigi sponsorluk anlasmalari; bir basari oykusudur.

    voleybol otoritesi degilim, dolayisi ile "soyle boyle bok püsür" diye mac yorumu yazmak benim isim degil; fakat o kizlarin hepsinin yuzunde o istegi gordukten sonra bana zaten ancak bok yemek duser. gamova mactan sonra odulunu alirken bile "kasimpasa" der gibiydi. dusunun ki siz o hirsi. benim burda gozlerim dolmusken, dusunun ki onlar ne olmustur. hayatimda bunu ikinci kez yasiyorum, ilkini de u-17 milli takiminin 3-0'dan 3-3'e getirip 4-3 kaybettigi brezilya futbol macinda yasamistim.

    ha bu takim daha cok genc bir takim. dusunun ki dunku yari final macinda cannes'da 41 yasinda bir oyuncu vardi ki avrupa'nin iyi oyuncularindan biri. bu takimda gamova var, henuz 30 yasinda, naz var daha 19 yasinda. tecrube ile gencligin geldigi son nokta. ve evet, belki bu sene alamadi bu kupayi, ama herkesin dedigi gibi bu sene olmazsa seneye kesin alirlar. boru degil, na-mağlup gelmissin finale, verdigin set sayisi 5-6; 38 mac aradan sonra aldigin ilk mağlubiyet. hepsi dunyanin en guzel kizlari, hepsi apayri melekler.

    bir de bu baglamda sporu futboldan ibaret zanneden cesitli insan ziyanlari var ki "yine agladilar", "aglama sari melek" tadinda kendi iq seviyelerince komiklik yapmaya calisiyolar ya, onlarin da apayri aklini sikeyim. hayatinda futbol topundan baska topu ancak "ibne la bu" diye nitelendirebilecegi kisilere yonelik olarak kullanmis olup ona buna bok atmak icin firsat kollayan ibnelerdir bunlar. hepiniz orospucocugusunuz ve evet, bu entry bildigin hakaret icermektedir.

    ek : bilgisayardan lig tv, televizyondan voleybol macinin izlenebilecegini bilmeyen turlu ziyanlaraysa hicbir sey demiyorum. adam bile olamamissin.
  • öncelikle (bkz: 4 nisan 2010 fenerbahçe kayserispor maçı)
    ve
    (bkz: kahvehane adamları)

    kahvehane adamlarıyla ilgili birkaç önyargım vardı, bu maç sayesinde kırıldılar. aslında önyargıları kırmak değil de imaj tazelemek desem daha doğru. nedir kahvehane adamı? sigara içer, bol bol kağıt, okey, domino vs oynar, çay içer, futbol muhabbeti yapar. ha bir de baya baya voleybol seyircileri varmış aralarında onu gördüm dün.

    düne dönelim. kahveye maç izlemeye gittim. baktım küçük bir televizyonda da voleybol maçını veriyorlar, pek sallamadım. final olduğundan haberim yok, lig maçı sanıyorum hala. fenerbahçe de kayseri karşısında çatır çatır oynuyor ama ara ara hiçbir şey yokken "güzel be" "aferin" filan gibi laflar duyuyorum. "lan selçuk top sürüyor diye mi bunları diyorlar, ayıp bu kadar dalga geçilmez" diye düşündüm başta. sonra alex korner kullanmak için gerilirken biri "abi 20 den sonra duruyorlar" diyince voleybol maçını izlediklerini fark ettim. lan kayseri maçına 5 lira vermiş, maçı izlemiyor. şaşırdım.

    dikkat edince amcalar baya baya voleybolu da biliyorlar. yorumlara bak:

    - bu takıma bir neslihan lazım (voleybolcu sarışın neslihan var ya soyadını hatırlamıyorum onu diyor)
    - yok abi neslihan ayarında var oyuncu (neslihan ayarı!!)

    [tam bizimkiler hücum edecek smaç anı, göt kadar ekran]
    - haydi gamova (gamova kim? bilmiyorum)
    - müthiş bir ralli oldu (ralli diyor evet)
    - blok alamıyoruz abi, blok almadan olmaz bu iş. (blok koyulur diye biliyordum, alınıyormuymuş diye düşünüyorum)

    yav tamam sırf milli maç havasında diye izliyorlar diye düşüneceğim de, yok arkadaş bariz biliyorlar. yaklaşık 5-6 kişiyiz, içinde 2-3 kişi bu yorumları yapan. diğer 2 kişiyle birlikte cahil güruhunu oluşturuyorum. dışardan gelenler de skoru soruyor. kayseri maçında da fener çatır çatır oynuyor, gol atıyor. golün tekrarında bakıyorum kimse golü izlemiyor, gözler voleybol maçında.

    helal olsun valla. kızlara da helal olsun, voleybol takımına yatırım yapan yönetime de, kahvedeki adamlara da.
  • bir galatasaraylı olarak yarısını ayakta izlediğim maçtı.keşke alabilseydik.tebrikler kızlar.
  • bir fenerbahçeli olarak kayseri maçının yerine izlemeyi kesinlikle tercih edeceğim maçtır. ulan boru mu, şampiyonlar ligi finali bu!

    güiza, alex, volkan'ın yerine gamova, eda, seda gibi güzel insanları izlemek hususunda göz zevkine hiç değinmiyorum bak. *

    unutmadan edit: yenseler de yenilseler de şimdiden sarı meleklere, gurur kaynağımız oldukları için teşekkürü bir borç bilirim.
hesabın var mı? giriş yap