• bugün sözlükte gördüğüm bilmem kimin başını açması diye bir başlığa olay ne ki diye tıkladım. bir ünlüymüş, fenomenmiş. fenomenliği neymiş diye verilen gazetedeki haber metnini okumuş bulundum ve o vakittir bacaklarımı kollarımla sarmış halde yerde ileri geri sallanarak katatonik bi şekilde içimden tekrarlıyorum:

    “bir döneme damga vuran evlilik programlarında adını duyuran ve sonrasında bir benzin istasyonunda pompacı olarak işe başlayan gelin adayı bilmem kim başını açtı.”

    “bir döneme damga vuran evlilik programlarında adını duyuran ve sonrasında bir benzin istasyonunda pompacı olarak işe başlayan...

    “bir döneme damga vu...”

    2019’u herkeste uçan arabaların olacağı, parlak kıyafetler giyip robot uşağımızın getirdiği gazetede galatasaray-neptün triton united maçının gollerini okuyacağımız bir dönem olarak hayal ede ede büyümüş nesildik biz... yani bir hayal tutturulmaz da, ancak bu kadar tutturulmaz herhalde.
  • robotlarin hayatimiza ciddi sekilde girmesi beklenen tarih
  • benim için adını altın harflerle tarihe kazıyan yıldır.

    bu yıla ayaklarımın üzerinde durarak başlamıştım. yeni bir iş, kendi evim, hayatımda derinliğini arttıran yeni dostlar ve çıkıp giden insanlarla.

    ilk defa işten çıkarıldım, ihtiyacım varken işsiz kaldım. bulduğum ufak tefek işlerle kendimi idare edebilmeyi öğrendim. bir çeviriden kazandığım parayla eve masa almak nasıl da mutlu etmişti beni.

    sonrasında bulduğum iş, belki de hayatımın sonraki evrelerinde bile bir daha bulamayacağım kadar güzel bir dönemin kapısını açtı bana. ekonomik özgürlüğü hissettiğim gibi, 22 yıllık hayatımın neredeyse yarısını kaplayan en büyük problemi çözdüm önce.#96949468 kendim olmaya bir nefes gibi ihtiyaç duyarken, nefes alabilmenin bile alışmak gereken bir şey olduğunu gördüm. kendim olmaya alışmak, kendimi her an yeniden inşa etmeye çalışmak hiç bitmeyen bir sürece dönüştü.

    ailemle yüzleştim. yıllardır kopuk olduğum, sonunda beni reddetmelerini beklediğim insanların sadece evlatları olduğum için kopmadıklarını gördüm. uzun yıllardır ilk defa şefkati hissettim. bir yandan da, en temel kan bağlarıyla bağlı olsan bile hayat görüşlerin ayrıysa yollarının asla birleşemeyeceğini öğrendim. bunun yanında tahammülü de öğrendim. taviz ile tahammülü ayırt edebilmeyi.

    babamın ağladığını gördüm birkaç defa. iki ismimden birinin sebebi, bu dünyadan göçüp gitti. yalan yok, pek bir şey hissetmedim zira yakın değildim kendisiyle. ancak hep sert, hep otoriter bir adamın nasıl çocuk gibi yumuşayabileceğini öğrendim. hayat boyu inatla mücadele verdiğim adama karşı sınırlarımı nasıl genişletip ilerletebileceğimi gördüm. yaşlandıkça yumuşuyor insanlar. ölüm korkusu, sağlık problemleri, çok başka şeyler. bu yıl aile kavramını zihnimde yeniden inşa ettiğim yıl oldu. aile kavramındaki tek karşılık ufak kardeşimdi, ve yine en zor günümde bana en büyük desteği verenin bu küçük çocuk olabileceğini gördüm. onun da büyüyüp, başına buyruk bambaşka bir birey haline dönüştüğünü izledim. deli gibi ders çalışıyor şimdi sıpa, bakalım hayat ona neler getirecek. bakalım ömrüm ne kadar yetecek onun her anına şahitlik edebilmeye.

    şimdiye kadar tecrübe etmediğim bir ruh ikizini, en yakın dostumu kazandırdı bana bu yıl. onu bilahare başka bir entry'de deşeceğim. başlarsam bitmez burada.

    ilk defa arkadaşlarımla tatile gittim. hiç bilmediğim bir şehirde, birbirinden dağlar kadar farklı beş insanın nasıl her anı keyifli geçirebileceğine şahitlik ettim. gözümü kapatıp ışınlanıyorum bazen o anlara. saçma sapan müzikler dinlerken güneşin tenimi ısıttığını hissediyorum.

    yine ilk defa, kendi başıma gelmese bile, bu kadar sevdiğim bir işyerindeki haksızlıklara şahitlik ettim. çok sevdiğim insanların başına gelenleri izledim. özel sektörü, kurumsal hayatı, global firmayı, artı ve eksileriyle iyice tanıma fırsatı buldum. yeni sorumluluklar istedim. insanlar ise destek oldular, okuldan daha fazla bir şeyler öğrenebildiğim bir yer haline geldi çalıştığım yer. yöneticim, hayat boyu sahip olmadığım bir ablam gibi. iş arkadaşlarım keza, ben neredeyse evsiz bir halde oturmuş ağlıyorken tek bir telefonumla yanıma koşacak kadar ailem oldu her biri. abimden daha öz bir abi kazandım burada.

    kazandığım birçok güzel dost olduğu gibi, beni sınayan dostlarım da oldu. kendi hayatlarındaki karmaşalardan, kendi mücadelelerinden yorulduğum insanlar oldu. her birinin yeni yönlerini tanıdım. kalbime en yakın tuttuğum insanların hareketleri yeri geldi benimle alakalı olmasa bile benim canımı yakabildi. bunlardan da sıyrılıp kurtulabilmeyi öğrendim. insanların konumlarını değiştirebilmeyi öğrendim. her bir insandan hayatıma katabilecekleri değerlerle beraber, götürebileceklerini de gördüm. kimsenin bir şeyleri alıp götürmesine izin vermiyorum artık.

    bu yılın başında, kansere dönüşmüş bir ilişkiden kurtuldum. ilişkilere bakış açım da, düşüncelerim de epey şekillendi. iki değişkenli bir denklem olduğundan bir standarda oturtulabileceğini yine de düşünmesem de, neyi isteyip neyi istemediğimi çok daha iyi öğrendim. emin olduğum tek şey, müziklerimi paylaşamadan, müziklerini tadamadan olmayacağı artık.

    bir yıldır beraber yaşadığım insanın ciddi mental sorunlara sahip olduğunu fark ederek sonuna yaklaştığım bir yıl oldu aynı zamanda. koca bir senede kurduğum evi üç saat içinde dağıttım, yanımda iki en değerli dostla. sonrasında konar göçer bir süreç başladı benim için. okun düştüğü yere otağ kurmak gibi atalarımdan kalma özelliklerimi tazeledim, fena olmadı doğrusu.

    en yakınımın sağlık sorunlarıyla boğuştuğu bir dönem oldu. yarın bir gün herkesin başına gelebilecek durumlar karşısında böyle bilinçli, ayakları böyle yere sağlam basan bir insanla bu sürece şahitlik etmiş olmak beni her geçen gün şaşırtıyor. tanıdığım en güçlü kadınlardan biri kendisi. iyi ki hayatımda.

    hiç denemediğim içkilerin, sigaraların tadına baktım bu yıl. bir sürü yeni sevdiğim yer keşfettim. hiç görmediğim şehirler gördüm, sayıları fazla olmasa da. yolculuğa olan uyuyan bir tutkum olduğunu keşfediyorum.

    tutkuyla icra edilen müzikleri dinledim. ömrünü bu işe vermiş insanların, hala nasıl aynı parıltıyı gözlerinde taşıdığını izleyerek dinledim her bir notayı. böyle şeyler beni çok mutlu ediyor. göğüs kafesim genişliyor adeta.

    2020 neler getirecek bilmiyorum. beklediğim, istediğim, hedeflediğim çok şey var. birkaç ay içinde, iki yıl öncesindeki kendimden bir mektup alacağım. hatırladığım kadarıyla, o mektuptaki soruların hepsine güzel cevaplar var avuçlarımda şu an. kamp yapmak hariç her hedefimi yerine getirdim gibi. elbet o da olur bir gün.

    geri dönüp baktığımda, hem çalıştığım hem öğrenci olduğum bu yılı çok özleyeceğimi hissediyorum. başta da dediğim gibi, altın yılımdı bu yıl. birkaç yaş birden büyüyerek ilerliyorum 23'e. sonraki hiçbir yılın 2019'u aratmaması dileğiyle!
  • öyle böyle bir mekan değildi bu 2019.
    arabayı otoparka bıraktığınız an güvenlik görevlileri keserdi raconu. tipinizi beğenmezlerse direkt yollarlardı.
    otopark safhasını geçip aşağı indiğinizde de alt kapılardaki kapı görevlileriyle cebelleş olurdunuz.
    orayı da geç, merdivenlerden çıkardınız; son kontrol.. ordan da yırttın mı içeridesin.!

    piste doğru giderken alt alta üst üste yığılmış hurda arabalar. solda tuvaletler, pist hemen sağda.
    işin en tuhafı pistteki 2 adam boyu hoperlörlerin çıkardığı muazzam sesin ne otoparkta ne de kapıda duyulamıyor olmasıydı..

    piste gir hemen solda bir tane kolon vardı asılı. fazla yaklaşınca miden ağzından fırlayacak gibi olurdu.
    sol tarafı takip edince bar. barmenlerin kafasında ışıklı baret. hani şu madencilerin taktığından.

    5 ya da 6 kez gittim topu topu.. en son zihni'ye gittiydik. çıktık saat 1 gibi pasha'ya geçtik.. sarmadı. bastık maslak.. o gece o kafayla bara çıkıp boylu boyunca yatmışım. sızmışım orada. benim üzerimden yapmışlar içki servisini barmenler. ne bir uyandıran ne de kalk kardeşim diyen..
    sonra ne mi oldu. ayşegül tecimer vs. derken patladı mekan.. televizyonlarda tukaka ilan edildi, kapandı.
    twenty'e talim ettik bizde..

    belki bi mikanos'ta falan vardır bunun gibisi. bilemiyorum.
    ama 2019'dan sonra kalıbı kırdılar..
    "son"'du.
  • kutlu olsun hepimize. kişisel yaşamlarımızda gönüllerimizin aynası olacak ve toplumca iyiliklerin artacağı, iyi niyetlerin çoğalacağı, dünyadaki her bir insanın halinden hoşnut olacağı bir yıl dilerim.

    yılgınlıkların son bulacağı bu yeni yılda sevenler de kavuşsun inşallah :)
  • sağlık ve huzur getirmesini dilediğim yıl. umarım 2018 yılını aratmaz.

    her şey gönlünüzce olsun.
  • bir yıl.
    daha bitmedi fakat söylediğim ve buna rağmen benimseyemediğim sözümü karşıma çıkardı.
    "never say never" yani " asla 'asla' deme".
  • bence 2019'dan sonra başka bir devir açıldı. dünyanın düzeni değişti. sanki insanların son mutlu yaşadığı sene 2019 gibi.
  • 2019 dan valla bir şey beklemiyorum..sevdiklerimi götürmesin yeter bana..her yıl hayaller kuruyoruz da ne oluyor..
  • ölücülere bir hatırlatma: beyler ilk alışverişte tongaya basmayın. malum artık poşetler ücretli fâ:)
hesabın var mı? giriş yap