• havuzda bir dunya rekoru da avustralyali eamon sullivan'dan 100 metre serbest yari finalinde gelmi$tir.. 100 metre finalinde rekorun bir daha kirilacagi kesin gibi..

    aha bi rekor da federica pellegrini kirdi.. 200m serbest..

    birazdan da phelps gelip 200 kelebek rekoru kiracak gibi..

    evet o da oldu..

    simdi rice kirar mi lan bi rekor da..? zor..

    aha rice da kirdi lan.. ne lan bu.. bi de amerikalilar kircak simdi 4x200'de..

    oh onlar da rekoru kirmakla kalmayip amina koydular..
  • havuza giren, kenarindan islanan, sasi bakip sasiran suya bakip susayan herkesin dunya rekoru kirdigi, fransizlarin "amerikalilari ezecegiz" beyanlarinin 80 salise farkla gotlerine kactigi film gibi bir 4x100 finali oldu mutluyuz. (edit: 80 milisaniye olacak o, yani saniyedenin binde 80'i)

    lakin olimpiyatlarin en dramatik ani bu yaristan birkac saat once yasandi. kiz jimnastikciler var, sozde 16 yasinda olan fakat 8-9 gosteren cinlilerin sirasi yeni bitmis, amerikalilar cikmis (onlar da 12-13 gosteriyorlar). kiz basladi rutinine, hoplayip zipliyor, cinliler alkisliyor, bir de farkettim ki fonda mustafa sandal caliyor. vallahi uydurmuyorum, hem de hafizamin yedi kat altina gomdugum "onun arabasi var guzel mi guzel"in melodisi. kiz aylarca her allahin gunu bu sarki esliginde pratik yapmis demek. zaten dayanamadi, son hareketinde essek kadar alanin disina tasip yarim puan ceza aldi. turk popunun yan etkileri bunlar, kasedin arkayuzundeki doktor uyarilarini bosuna yazmiyorlar.
  • benim bu olimpiyatlar hakkindaki yegane üzüntüm, o kadar calisilan, o kadar emek dokulen, ugrunda diger musabiklarin kalbi kirilan madalyalarin "çin mali" olmasidir.. soylentiye gore madalyanin arkasinda bir de kalem tras varmis..

    yazik yahu üzülüyorum...
  • yuzmede,
    michael phelps'in sekiz altin madalya almasi,
    abd 4x100 serbest yuzme takiminin fransa`yi son anda gecerek dunya rekoruyla altin madalya aldigi efsanevi yaris,
    phelps'in milorad cavic'i son kulacta gecerek 100 metre kelebekte altin madalya kazandigi diger efsanevi yaris,
    tek basina zimbabwe'ye biri altin ucu gumus dort madalya kazandiran kirsty coventry,
    41 yasinda biri bireysel ikisi takimla olmak uzere uc tane gumus madalya kazanmayi basaran dara torres,
    bireysel dallarda cifter altin madalya kazanan kosuke kitajima, britta steffen, rebecca adlington, stephanie rice,
    ve findik kabugu gibi kirilan rekorlar ile,

    atletizmde,
    uc dunya rekoruyla uc altin madalya kazanan usain bolt,
    kadinlar ve erkekler 100 ve 200 metre yarislarinda altin madalya kazanan ve bu dort daldaki toplam 12 madalyanin yedisini alan jamaika,
    kadinlarda tirunesh dibaba, erkeklerde kenenisa bekele ile 5000 ve 10000 metre dublesi yaparak tarihe gecen etiyopya,
    erkekler 4x100 yarisinda 15 senelik dunya rekorunu 0.3 saniye asagi ceken jamaika takimi,
    sirikla atlamada kariyerindeki 24. dunya rekorunu kirarak sampiyon olan guzeller guzeli yelena isinbayeva,
    abd'nin erkeklerde hem 400 metrede hem 400 engellide butun madalyalari toplamasi,
    ve elvan abeylegesse'nin ulkemize 5000 ve 10000 metrede gumus madalya kazandirarak atletizmdeki en buyuk basarisini yasatmasi ile,

    jimnastikte,
    cin ve abd bayanlar takimlarinin mucadelesi ve harika performanslari,
    ve bireysel yarismalardaki muhtesem gosterileriyle yildizlasan nastia liukin ve shawn johnson ile,

    basketbolda 24 agustos 2008 ispanya abd maciyla redeem team'in abd'ye 2000 yilindan bu yana ilk dunya veya olimpiyat sampiyonlugunu getirmesi ile,

    teniste rafael nadal'in teklerde, roger federer'in ciftlerde ilk olimpiyat altin madalyalarini kazanmalari ile,

    plaj voleybolunda kerri walsh ve misty may treanor ciftinin 2004 atina olimpiyatlari'ndan sonra bir kez daha set vermeden sampiyon olmasi ile,

    serbest gureste ramazan sahin'in turkiye'ye 12 yil aradan sonra altin madalya kazandirmasi ile,

    rebecca romero'nun 2004'te kurekte altin madalya kazandiktan sonra bu sefer bisiklette bireysel takip yarisinda birinci olarak altin almasi ile,

    takip etmedigim diger bircok dalda ortaya kondugundan emin oldugum olaganustu mucadele ile,

    ve cin'in kusursuza yakin organizasyonunu bircok farkli sporda ustun performans gostererek kazandigi 51 altin madalyayla suslemesi ile
    hafizalara kazinan gelmis gecmis en iyi olimpiyat oyunlari.
    siir gibi olimpiyat.

    1972 munih'e mark spitz,
    1984 los angeles'a carl lewis,
    1992 barcelona'ya dream team,
    1996 atlanta'ya michael johnson
    tarafindan kazanilan basarilar damgasini vurmustu.

    2008 pekin'de bu basarilarin her biri teker teker ya tekrarlandi ya da gecildi.

    bu olimpiyat, bes olimpiyata bedeldi.
  • "dünyanın parası gitmiş lan, yazık" diyecem de, çinliler gene 300-400 dolara falan maletmişlerdir diye bi' şey diyemiyorum...
  • "türküye bürada niden başarısız olüyür..." diye kafa yormak gereksiz bence. iki büyük gerçek var: birincisi, türkiye'nin bir 3. dünya ülkesi olduğu. altyapımız yok yani, olmaması da normal. çaktırmasak da açlıkla mücadele ediyoruz. spordan önce kurtlar vadisi gelmesinin nedeni, evlerde televizyon ve insanlarda televizyon kültürü olması. niye herkes futbol oynuyor, top bulmak kolay ve özel alanla birlikte zeka da gerektirmiyor üstüne konuşurken. aynı zamanda aptalız da çünkü. teknik gerekiyorsa biraz, kafa çalıştırmak falan lazımsa, sıçıyoruz haliyle. "bayıcı" geliyor. zaten en aklı başında entelektüelimiz bile spordan uzak, ne kadar göt büyütmeye dayalı aktivite varsa onlara veriyor kendini "düşüncü adamüyüm" ayağına. bi bok değil aslında kendisi de. geriyiz yani. ikincisi de, böyle bi genetik şansımız da yok. göbekli doğuyoruz, "atletik" değiliz ki bak adı bile üstünde, "atletik". doğuştan gelen bi şey yok, yoktan var edilecek sistem yok. kimseye yüklenmeye gerek yok kanımca. gayet mukadderat. şaşırmak, beklentiye girmek çok saçma ve fütursuz geliyor.

    --- spoiler ---

    2012'de de aynısı oluyor.

    --- spoiler ---
  • büyük hüsran yaşayan ülkelerin başında türkiye gelmektedir.

    bunun nedeni ise, son 5 senede büyükşehir belediyelerinin diğer branşlara verdiği desteği büyük ölçüde keserek futbola yönelmeleri. belediyeler çok önemli çünkü gelişmiş ülkelerde bu sporculara en büyük desteği belediyeler verir (çalışma alanları, maddi yardımlar v.s). birçok ili çok afedersiniz bok götürüyor ama adamlarda öyle bir futbol aşkı var ki, şehirlerine harcamaları gereken paraları futbol takımlarına akıtıyorlar. 75 milyonluk ülkeden tek madalya çıkıyor, atina'da bile 10 madalya almıştık ve kimse öyle büyük bir sevinç yaşamamıştı. tam bir hüsran... ermenistan bile 2 madalya kazanıyor, afrika'nın açlıktan kırılan ülkelerinden biri olan zimbabwe bile 3 madalya almış şimdiden. daha fazla yazarak kimsenin sinirlerini bozmayayım en iyisi.

    deveye boynun neden eğri diye sormuşlar, ana avrat küfür etmiş.
  • çinlilerin, sporun her alanına damga vurmak için ellerinden geleni yaptıklarını gösteren olimpiyatlar. çinliler, bir ihtimal kazanabilecekleri her alanda sporcularını uzun süren kamplarla hazırlıyorlar. hatta bizim adımıza masa tenisinde yarışan genç, sevgilisiyle iki senedir hasretlik çekiyormuş ve kızı takıma bile seçmemişler, çocuk haliyle gel tezkere gel tadında beklemiş. araya magazin haberi vermek adet oldu.. e tabi spor nihayetinde bünye meselesi, sabah namazını eda ettikten sonra yatsıya kadar koşsan dört sene sonra usain bolt, tüm insan ırkıyla beraber seni yine rencide eder.. çinliler bu durumun farkında oldukları için, kazanmaları ihtimal dahilinde olmayan sporlara seyircilerini hazırlamışlar.. arjantin-brezilya yarı finalini izlerken bu durumu farketmek nasip oldu.. takımlardan biri orta sahayı geçtiği zaman seyirciler hep bir ağızdan bağırmaya başlıyor. ortada pozisyon falan yok. daha çok ingiltere liginde gördüğümüz tepkilerin aynısı pekin'de de gördük. bizim on dokuz mayıs gösterilerine benzer bir stadyum çalışması yapılmış.. seksen bin kişi iki sene boyunca eğitilmiş, dev ekrandan premiere lig maçları verilip aynılarının yapılması istenmiş.. top ünlü oyunculara geldiği zaman ekstra bir gürültü istense de çinli işçilerin ustabaşısı; amirim tamam bağıralım ama bunların hepsi birbirine benziyor, deyince amir hak vermiş ve orta sahayı geçmek konusunda anlaşılmış.. gol atan ülkenin de adının bağırılması direktifi verilmiş.. bi ara duyulan argentina seslerinin olduğu yere kamera yaklaşınca arjantin formalı çekik gözlüler paranın hakkını vermek için yırtınıyordu.. kamera maradona'yı gösteriyor diye değil muhtemelen yanında oturan çin futbol federasyonu başkanını gösterdiği için alkışlar yükseliyordu. işçiler halinden memnun, bu işe başvuranların çoğu adana-pekin karpuz hattından istifa eden işçiler.. abi iş yeri yemeği veriyordu ama ayakta dur dur bel fıtığı olduk burda sesimiz kısılıyor ama hiç değilse oturuyoruz diye belediye otobüsüne erken binen işçi kardeşlerinin hissiyatını tatmış oluyorlardı..
  • bir milyar çinli aynı anda zıplasa ne kadar yükseğe çıkabilirler, ne kadar uzağa atlayabilirler gibi soruların cevabını bu olimpiyatlarda öğrenebileceğiz.
  • su ana kadar olimpiyatlara ev sahipligi yapmis ülkeler icinde en icime sinmeyenidir cin. bugün cin kadar sert ve despot ülke de azdir sanirim. adamlar göz göre göre gelip olimpiyat oyunlarinin oynanacagi yerlere yakin olan muhitlerde sirf cirkin diye, eski diye evleri yikiyolar. sonra kiytirik bi tazminat öneriyolar, adamlar kabul etmeyince dayak, hapis, sindirme. gazetecilerle röportaj yapmasinlar diye de bi polis otosu yollamislar, ortaligi kolacan ediyor. nerdeyse kisi basina bi polis dikecek kadar abartmislar adamlar.

    internet kisitli, habercilik cin hükümetinin izin verdigi kadar, güvenlik kontrollerinden kuyruklar kilometrelerce uzamis. bi stada girene kadar on kontrolden gecip, cantanin cebinin dibine kadar baktiriyorsun. havada inanilmaz bir sis tabakasi ve nem orani. saat basi ayakkabi degistirmek zorunda kaliyor sporcular, cünkü ici su doluyor ayakkabinin nemden.

    cin'de alenen doping yapiliyor, üstelik devlet destegiyle. yurtdisindan doping kontrolü yapilmasina izin vermiyorlar. olimpiyatlar icin göstermelik olarak kontrol ettiriyorlar ama sadece kendi belirledikleri sporculari. halbuki doping testi habersiz ve herkese yapilabilmeli. cin'de daha cocuk yasta sporculari alip dopingle yetistiriyorlar. ufacik cocuklar kendilerinden on yas büyük sporculari acik ara geciyor. herkes dopingten emin ama test edilemiyor. uzun süre doping kullanmaktan yüzünde sakal cikmis, adem elmasi kabak kadar olmus kadin sporcular var. resmen hormonlariyla oynaniyor. konusmak istediklerinde tehdit aliyorlar, kore'ye kacmis orda antrenörlük yapmaya baslamis biri. ülkesine dönemiyor, yakalasalar cekicekler ipini cünkü. zaten doping ürünlerini üreten en büyük el de cin yine. dünyaya doping ilaclarinin (vücut gelistirme ilaclari adi altinda) büyük bi kismini cin ihrac ediyor.

    tibet'mis, uygurlar'mis hic bahsetmiyoruz bile. spor siyasete alet olmasin eyvallah. ama olimpiyatlar gibi barisin, diyalogun, kardesligin temsilcisi oldugunu iddia eden bir spor organizasyonu da biraz hak eden bir ülkeye verilsin. benim icime hic sinmedi acikcasi pekin
hesabın var mı? giriş yap