• - organizasyon sorunsuzdu. çadır kapasite ve sıcaklık olarak iyiydi. içerisi tam dolu olmasına rağmen fazla bilet satarak kapasitenin üstüne çıkmaya çalışmamaları iyiydi.
    - malt iyi niyetli çaldı ama ses bulunduğum bölgeye genel olarak biraz detone geliyor gibiydi. seyirci üzerinde beklediğim etkiyi yapamadılar. yıllar önce ön grup olarak bir backyard babies izlemişliğim vardır ki, ön grup böyle olur dedirtmişlerdi millete. malt o seviyeye pek yaklaşamadı.
    - slash ve grubu zamanında çıktı, 2 saat çaldı ve indi. kusursuz bir performanstı.
    - basçı daha önce izlediğim konserlerden tahmin ettiğim gibi çok iyiydi. vokal+bas+teatral performansı üst düzeydi. ikinci frontmanlik görevini üstlenmiş kendisi.
    - sahne önündeydim, myles'ın sesi çok iyiydi ama sanki mixerdeki ses düzeyi biraz düşük gibiydi. yer yer vokali duymakta zorlandık.
    - seyirci çok çok iyiydi. aşağı yukarı tüm şarkılar hep beraber söylendi. yine de birkaç highlight bulalım dersek bunlar sweet child, slither, jungle, paradise city olur herhalde.
    - serial killer güzel bir tercihti, memnun olduk.
    - rocket queen'de slash inanılmazdı. neden slash olduğunu bir kez daha herkese gösterdi.
    - "see you next year" hepimizin bildiği standart rock yalanlarından biridir, fakat ben bu adamın birkaç sene içinde tekrar geleceğini tahmin ediyorum. artık kendi grubuyla mı olur, vr'la mı olur, gnr'la mı olur, orasını bilemem.
    - genel olarak çok çok iyi bir konserdi. daha önce gittiklerinle karşılaştır derseniz gnr'ın 2006 ve 2012 istanbul konserlerinden daha iyi, velvet revolver'ın ise yurtdışında izlediğim hayvani performansının kılpayıyla gerisinde kaldı diyebilirim.
    - ergen doluydu diyenlere: yeni neslin fertleri justin bieber dinlemek yerine slash konserine gidiyor. daha ne istiyorsunuz? ayrıca etrafımda bütün şarkıları ezbere söyleyen bir sürü 14-17 yaş grubu genç vardı, çok duygulandım ve mutlu oldum.
    - konser bittikten sonra 1,5-2 saat civarı bekleyecek kadar sabırlı olanlara slash çıkarken imza dağıttı. babanın elini sıkıp teşekkür ettim.

    yine bekleriz.
  • dünya gözüyle slash'i görüp dinleme şansına eriştiğim konser.

    kendi adıma akıl almaz bir şansla konsere girdiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. konser saati parasız ve çaresizce konser alanının girişinde mal mal gezip girmeyecek birilerinin ucuza bırakacağı bilete talip olmaya çalıştık üç arkadaş. tabi kimsede fazla bilet yoktu doğal olarak. artık umutların tükenmeye başladığı bir anda bir çiftle aramda şöyle bir diyalog yaşandı:

    oldboy- (20 yıllık kaşarlaşmış kirli sakallı karaborsacı tandansıyla) bilet var mı bilet?
    adam- valla az önce gelseydiniz verirdim.
    o-kaça sattın hocam?
    kadın-satmadık ki, verdik.
    o-nee? (gözleri yuvalarından fırlayıp yanağına düşmüş bir şekilde)
    adam- valla bir teşekkür bile etmedi.
    o- yuh yaa abi satardın bak ben alırdım mesela.
    kadın- çok ünlü mü bu grup?
    adam- evet ben de tanımıyorum.
    o- slash bir efsanedir onun gibi gitar çalabilen çok kişi yok dünyada.
    adam- slash tek kişi mi?
    kadın- aa evet ben de grup sanıyordum.
    o- yok hocam slash tek kişi ama tabi bir grupla birlikte çalacak.
    adam- biz de kent sponsorluğunda geldik.
    o- bat'de mi çalışıyorsunuz? (anında gözlerim parladı. bu corporate ayaklarını çok iyi bilirim)
    kadın- yok biz çalışmıyoruz arkadaşımız çalışıyor.
    o- ne güzel arkadaşlarınız varmış. neyse, iyi eğlenceler.

    dedim ve yanlarından ayrıldım. arkadaşlarla salak salak ayakta dikilip yavaştan kaçalım olmazsa diye konuşurken bir anda adam yanıma geldi ve "buyur hocam iyi eğlenceler" diyerek biletleri uzattı. biletleri görünce üçlü halinde yumak olduk. tuttuğumuz takım 90+4'te gol attı. hoşlandığımız kız kahve içme teklifimizi kabul etti. işe geç kaldığımız sabah patron hastalandı.

    tek sıkıntımız üç kişi olmamız ve iki biletimizin olmasıydı. bundan sonra her şey mübahtır diyerek bilet aramaya başladık. kaç paraysa alacaktık. ama artık çok geç olmuştu slash sahneye çıkmıştı ve bilet kalmamıştı. bir arkadaşımız kendini canlı bomba gibi feda ederek bizi zorla içeri gönderdi.

    konser mi nasıldı? grup elemanları gayet iyi çaldı. myles kennedy de çok başarılı söyledi. slash?

    eğer slash insansa ben trafik lambasındaki sarı ışığım.

    gene gel şapkasına sıçtığım e mi?
  • 3 saat önce sonlanmış olan konser.

    söylenenin aksine malt'ın rezalet bir performans sergilemediğini düşünüyorum. bana kalırsa haklarını yememek lazım.
    slash - myles kennedy çıktığında resmen yer yerinden oynadı. enerjileri mükemmeldi, tabii buna seyircinin de etkisi oldu sanırım. myles tüm şarkıların hep bir ağızdan söylendiğini görünce biraz şaşırdı sanırım. hatta bi ara "alın lan siz söyleyin tamam." moduna bile girdi. * paradise city performansını izlerseniz gülerek mikrofonu bıraktığını görebilirsiniz. yalnız ses sistemi yer yer biraz sıkıntılıydı sanki.

    her iyi konser sonrası eleştiride olduğu gibi yine "ergen konseri, 15 yaş grubu vardı ahaha" gibi yorumlar yapılmış.
    e akıllı arkadaşım daha ne istiyorsun? bu çocuklar bu yaşta gidip demet değil de, justin değil de bu adamların şarkılarını dinliyorsa, ezbere biliyorsa daha ne olsun? iyiye işaret değil midir bu bi anlamda? bu çocuklar buraya değil de oraya doluşsa o zaman da ayırmican mı ağzını? neyin peşindesin?

    yalnız bunlar dışında çadırın damlaması çok komikti arkadaş. bildiğin akıtıyodu yukarısı. kiminin telefonu, kiminin üstü ıslandı. bi ara çadır delinecek de ıslanıcaz falan sandım. bunlar dışında organizasyon şirketinden beklenen rezilliğe tanık olunmaması güzeldi.

    uzun yıllar unutulamayacak bir konserdi.
  • slash'i de myles kennedy'yi de ayı gibi sevdiğim halde biletlere elimin bir türlü gitmediği konser.

    fiyatlardan dolayı değil, ciddi bir güvensizlik içindeyim. 8 eylül 2012 rhcp istanbul konserinde sıkışıklıktan ötürü baygınlık getirenlerden biri de bendim. daha evvel de pekçok organizasyon felaketi yaşadım tolerasyonum da yüksektir gayet -ki genel olarak türkiyedeki konser kitlesinin kolay mutlu olabilen, az söylenen bir kitle olduğunu düşünüyorum. bunu da yıllarca konser fakiri bir ülkeyken birdenbire hayalimizdeki konserlerin patır patır gerçekleşmeye başlamasıyla sevindirik olmamıza bağlıyorum tabi.

    stad girişlerinde kafam adamın koltuk altına, popom arkadaki kadının beline geçmiş vaziyette 3 saat kilit mi olmadık, sıçımbırık ses sistemlerinin gazabına mı uğramadık, su bitti diye redbull mu içmedik, köfte bitti diye ekmek arası yeşilliğe, ekmek bitti diye plastik bardakta köfteye 10 lira mı vermedik, 30 000 kişi 8 kategoriye mi bölünmedik, el yıkama kısmında çok afedersiniz kolum kadar bok olan seyyar tuvaletlere çişimizi yapmak için 40 dakika mı beklemedik...

    daha ne sefalet hikayeleri var hepimizin aklında ama bunların hepsine mırın kırın ettik, belki küfür ettik ama sonra telafi ettik bir şekilde. o yıllardır hayalini kurduğun grubu canlı kanlı görmek yetiyordu bazen ya da başlarım böyle işe deyip arkadaşlarınla çimlere yayılıyordun ve unutuyordun sıkıntıları. çünkü bir samimiyet vardı, "çabalıyor işte çocuklar" hissi vardı, bir çakallık hissetmiyordun olayda.

    rhcp konserinde de birsürü sıkıntı yaşadık evet, 20 000 kapasiteli yere 40 000 kişi doluştuk, 1. kategoriden sahneyi göremedik, bayıldık ayıldık, susuz kaldık. aç kaldık, çişimizi tuttuk, alkışlamak için kaldırdığımız kolumuzu bir türlü indiremedik, (kimi ücretli kimi ücretsiz) servislere 1 buçuk saat bekledikten sonra ayakta binip totalde 4 buçuk saatte eve vardık vs. vs. bunun üstüne ağız dolusu küfür yedik, empatiden yoksun, seviyesiz, küstah bir tavra maruz kaldık.

    bir şeyler oldu, sinirlendik ettik, bu firma seviyesiz açıklamalar yapan çalışanıyla ilgili "...ve gerekenin yapılacağını halka arz..." gibi açıklamalar yaptı. ee sonra?

    sonra ne oldu? o çalışan hala aynı pozisyonda çalışıyor, ha çalışmasa ne olacak firma bu organizasyonda yaptığı hataları kabul etti mi ki? nasıl güveneceğim ben tekrar kandırılmayacağıma? o 'sınırlı kapasite'nin önce 'tükendi'ye, ocak ayı ortalarında 'ek biletler satışta!'ya dönüşmeyeceğine?

    tek tek örnek verip uzatmayacağım daha fazla, ciddi bir güvensizliğim var bu firmaya karşı, samimiyetsiz buluyorum ve yolunduğum şüphesi içindeyken de pek bir zevki kalmıyor konserin monserin.

    keşke kapsamlı bir öz eleştiri gelene kadar, hepimiz tavır koyabilsek bu firmaya. düşmanlık filan gütmüyorum cidden azıcık da olsa samimiyet görebilmek istiyorum.

    çok uzattım kusura kalmayın, neticede içime sinmeyen konserdir.

    not: tahminen hepimiz gideceğiz yine konsere, gitmeyelim demiyorum ama ben gitmeye karar verirsem bir mail göndereceğim firmaya, adımla soyadımla. küfür müfür etmeden, yukarıda yazdıklarıma yakın şeyler yazacağım. burda verilen tepkiler çok anonim kalıyor, bence siz de mail gönderin, belki yarattıkları güvensizliğin farkına varırlar, biz de kendimizi daha az mal hissederiz.
  • slash'in işin dozunu kaçırdığı konser. mükemmel ötesiydi. bir iki şarkıda ses sisteminde sıkıntılar olsa da slash ve myles kennedy'nin performansını hiç etkilemedi. baterist umduğumdan çok çok iyiydi. bassist ve ritim elektro gitarist, müzik açısından çok iyi değillerdi ama şov açısından mükemmellerdi.

    civil war'ın çalınmasını çok isterdim ama ne yazık ki çalınmadı. slash, rocket queen'deki soloda abarttı resmen, gitar falan bırakmadı ortada. yardı geçti. tabii rocket queen dışında da sürekli yardırdı. yani slash ve ekibi gerçekten çok başarılılardı. setlist de mükemmeldi.

    malt'a diyecek tek bir sözüm yok. ancak bu kadar kötü bir performans sergilenebilirdi. barış ertunç saçlarını mohikan yapmayı bilmiş ama gitarda o kadar klas olamamış, rezaletti. cenk çok detone oldu. ritimler kaçtı, sürekli bir şeyler devrildi... kısacası malt rezaletti.

    onun dışında pozitif'in iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. organizasyonun bir sıkıntısını göremedim.

    kısacası slash'den über bir performans izledik. kesinlikle uzun yıllar unutulmayacak bir performans sergiledi.

    not: dinlenmek için biraz oturduğumda başımdan aşağı tadelleler yağdıran tadelleci arkadaşlara selamlar. sayelerinde çantam tadelle doldu.

    edit: setlist ise şöyleydi:

    1) halo
    2) nightrain
    3) ghost
    4) standing in the sun
    5) back from cali
    6) mr. brownstone
    7) shots fired
    8) serial killer
    9) not for me
    10) doctor alibi
    11) watch this
    12) bad rain
    13) rocket queen
    14) no more heroes
    15) starlight
    16) anastasia
    17) you're a lie
    18) sweet child o' mine
    19) slither
    20) welcome to the jungle
    21) paradise city
  • fan club'dan bir arkadaşın birkaç ay önce nottingham'da izlediği konseri icin sahne önü bilete 35 pound verdiği sanatçıya 240 lira fiyat çekilen konserdir.

    yıllardır "aman susalım, yazmayalım, yerli organizatörü koruyalım" diye diye bu hale geldi. artık bazılarının bazı şeyleri anlaması lazım. biz bu paraları veriyorsak sanatçıya sevgimizden veriyoruz. kazıklanıyorsak da bile bile kazıklanıyoruz. kimse kimseyi yolunacak kaz gibi görmesin, "biz bu malları yıllardır s**iyoruz, ruhları duymuyor, koyun gibi de almaya devam ediyorlar haha" diye düşünmesin.
  • 1990 yılında appetite'ı ilk dinlediğimden, 1991 yılında use your illusion albümünün orijinal kasetini amerika'dan getirttiğimden beri slash benim için bir ilahtır. uğruna bir les paul aldığım, yıllardır duvarımdan posterini indirmediğim, rock fm'deki programımda (bkz: artı 5 eksi 5) her hafta kendisinin var olduğu bir şarkıyı es geçmeden iki yıldır çaldığım, otobiyografisini elektronik kitap olarak telefonuma indirip bir günde hatmettiğim en sevdiğim müzisyendir kendisi. 90'lı yıllarda guns ile çalmış oldukları konserlerin orijinal vhs'lerine kadar ciddi fanı olduğum tek sanatçıdır. bu girizgahtan sonra konsere gelelim dilerseniz.
    -pozitif org.'a başarısından dolayı tebrikler etmek istiyorum. en ufak bir sorun yaşanmadı. ses sistemi eğer tam ortada yani ses mühendisinin hizasında iseniz müthişti.
    -slash'in yanında yer alan tüm orkestra elemanları, slash'i bir kenara koyun, o kadar iyi çalıyorlar ki slash'siz bile izlenirmiş yahu dedirtti bana bile.
    -slash, gitar isimli enstrümanın son noktasına gelmiş durumda. ton kontrolünden, tuşesine kadar formunun zirvesinde bir sanatçı izledik. büyülendik resmen.
    -myles kennedy, duruşuyla, vokal performansıyla, slash'e olan saygısıyla ve inanılmaz sahne enerjisiyle pırıl pırıldı.
    -setlist: iflah olmaz bir guns fanı olarak ben daha use your illusions şarkısı da duymak isterdim. örnek bir estranged, november rain, you could be mine vs. ama daha az bildiğim yeni albümdeki şarkılarda bile keyifle dinledim.
    -seyirci: helal olsun dediğim insanlar güruhudur. 15-60 yaş arasında inanılmaz pozitif bir kitleydi içinde bulunduğumuz. özellikle sweet child, paradise city ve welcome to the jungle çalarkenki enerji hayatımda görmediğim bir düzeydeydi. o binlerce insanla aynı anda zıplayıp kopmuşken müthiş bir mutluluk hissettim. sweet child çalarken göz yaşlarını tutamayan yüzlerce kişiden biriydim.
    son olarak:
    guns'n roses'ın fırtınalar estirdiği yıllarda gençliğini yaşamış bir müzik insanı olarak guns'ın nasıl bir grup olduğuna hala akıl sır erdiremiyorum. axl, slash, duff, izzy... hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. hepsi benim için süper kahramanlar ve dün gece axl ile beraber en süper iki kahramandan birine daha saygıda kusur etmedik. çok mutluyum.
  • biletini 21 aralıktan sonra alacağım konser. vardır böyle küçük çakallıklarım.
  • organizatörlerin her zaman yaptığı gibi; cüzi bir miktarını sanatçıya verecekleri, gerisini cebine indirecekleri bir fahiş fiyat çekme operasyonu olmuş. pozitif live denen ucuz ve milletin cebini düşünen; berbat bir organizasyon alanında büyük ihtimal berbat bir organizasyon ile konser izletecek olan bu şirketlere kaldığımız için yazık bize. istanbul'da oturan için bile lüks bence bu konser. hele hele avrupa'da sahne önü bilet fiyatlarının normal bilet fiyatlarından daha ucuz olduğunu düşünürsek.

    metallica, bob dylan, roger waters ve aklıma gelmeyen bir çok ünlü isim bu yöntemle getirildi. en son metallica'yı organizatörler türkiye'de konser yapmaktan soğuttu. rezil insanlar. "benim aylık gelirim zaten iyi, 130 lira veremeyecek miyim yeaaa" diyen andavallar durumun farkında olmalılar, çünkü var böyleleri, biliyorum.

    mesele, çok paranın olup sana koymaması değil; mesele, bu organizatör denilen vampirlerin yüz bulup yıllardır yaptıklarını gelecek yıllarda da yapacak olması. açık açık kapitalizm ve faşizm aynı yatağa girmiş. diyecek bir şey bulamıyorum.

    niye bu kadar abarttın diyecek olursanız, yıllar yılı normal bilet fiyatının kat kat üzerinde konser izlettirdiler bizlere, biz de "40 yılın başında geliyor zaten dayı, gitmek lazım" dedik. herkesin içindeki ukteyi bir nevi dile getirdiğimi düşünüyorum.
  • an itibariyle konser baslamadi. yas ortalamasi 15. tophatleriyle gelmisler. tarkan konseri gibi
    edit: evet biraz küçük gordüm. ozür dilerim. gerçekten hepsi de sarkilari ezbere söylediler. yeni nesil, boyle devam.
hesabın var mı? giriş yap