• 1974 yılının haziran ayında evsahipliğini kolombiya’nın yapması kararlaştırılan turnuva. ancak kolombiya’nın kasım 1982’de yoksulluktan dolayı evsahipliğinden vazgeçmesi üzerine mayıs 1983’te diğer iki aday abd ve kanada’nın arasından sıyrılan meksika evsahipliğine hak kazandı. turnuvaya 8 ay kala deprem* felaketi geçiren meksika'da statlar depremden etkilenmeyince ülke yoluna devam etti ve turnuvaya 2. kez evsahipliği yapan ilk ülke olmayı başardı. turnuvaya ilk kez katılan üç takım vardı : danimarka, ırak ve kanada. ırak ve kanada gruplarını puansız ve son sırada bitirdiler. hatta kanada gol dahi kaydedemedi, ırak ise bir gol atmayı başarmıştı. kupaya ilk kez katılan diğer takım danimarka ise tüm maçlarını kazanarak almanya’nın da bulunduğu e grubunu sürpriz bir şekilde lider tamamladı. ancak ikinci turda ispanyollar'dan tam 5 gol yediler ve turnuvaya veda ettiler. son şampiyon italya turnuvanın ilk maçında bulgaristan’la 1-1 berabere kalırken 4 yıl önceki final maçında son golü atarak kapanışı yapan alessandro altobelli bu kez de kupanın ilk golünü atarak açılışı yapıyordu. ancak italyanlar, kendilerinden önceki şampiyon olan arjantin’in ardından ikinci sırada tamamladıkları gruptan çıkmalarına rağmen 2. tur’da son avrupa şampiyonu fransızlara 2-0’la boyun eğip elenmekten kurtulamadılar. michel platini’li fransa, çeyrek finalde de socrates ve arthur zico’lu brezilya’yı penaltılarla eleyip avrupa şampiyonluğu ünvanının hakkını veriyordu. fransızlar yarı finalde almanlar’a rakip oldular. almanya 2. turda kupa tarihinde grubunu lider tamamlayan ilk afrika takımı olan fas’ı, çeyrek finalde de penaltılarla ev sahibi meksika’yı eleyerek yarı finale gelmişti. fransızlar turnuva takımı almanlar’a 2-0 yenildiler ve final rüyalarını gerçekleştiremediler. almanya böylece üst üste ikinci toplamda da beşinci kez finale çıkıyordu. diğer tarafta ise arjantin grubunu lider tamamlamış, ikinci turda uruguay’dan ilk dünya kupası finalinin rövanşını almış ve çeyrek finalde ingilizlerin rakibi olmuştu. bu maçın* dünya kupaları tarihinin en ünlü maçlarından biri belki de en ünlüsü olacağını ve dünya kupaları tarihinin en güzel golüne sahne olacağını kim tahmin edebilirdi. diego armando maradona önce tanrının eli diye bildiğimiz golü attı bundan 3 dakika sonra da orta sahadan topu alıp ingilizler’i birer birer geçerek yüzyılın golünü attı. 2-1’lik galibiyet arjantin’i yarı finalde belçika’nın rakibi yaptı. enzo scifo’lu belçika da maradona’ya direnemiyor 2-0’lık yenilgi sonrası o yıllarda trabzonspor’un da kalesini koruyan belçika milli takımı kalecisi jean marie pfaff, maradona’ya “senden gol yemek bir şeref” diyerek rakibini takdir ediyor ve yüceltiyordu. arjantin ve almanya’yı karşı karşıya getiren final maçına evsahipliği yapan azteca stadyumu 19. kez bir dünya kupası maçına evsahipliği yaparak kırılması güç bir rekora imza atıyordu. stadın ikinci kez bir dünya kupası final maçına evsahipliği yapacak olması da bir başka ilkti. kaptan maradona önderliğindeki arjantin finalde almanya’yı 3-2 yenerek 2. şampiyonluğuna ulaşıyordu. maradona da 5 gol 5 asistlik performansıyla turnuvayı domine ediyordu. üst üste ikinci kez finali kaybeden almanlar ise turnuvanın gol kralı gary lineker’in “futbol 22 adamın bir topun etrafında koştuğu ve sonunda almanların kazandığı çok basit bir oyundur” sözünü haklı çıkarırcasına 4 yıl sonra üst üste üçüncü finallerine çıktılar ve arjantin’den rövanşı alarak mutlu sona ulaştılar. bana göre ise bütün bu hikayenin içinde asla unutulmayacak olan iki şey maradona’nın büyüleyici performansı ve tribünlerdeki meksika dalgasıdır.
  • halit kıvanç kupa boyunca ankesörlü telefonların ücretsiz olduğunu söylemişti ekranlardan o zamanlar hatta bunu ispat etmek için hemen yanında bulunan ankesörlü telefondan trt ankara spor merkezini aramıştı.

    (bkz: bu da böyle gereksiz bir ayrıntıdır)
  • sampiyonaya evsahipligi yapmasi gereken kolombiya'nin, finansal sorunlari gerekce gostererek cekilmesinin ardindan fifa tarafindan meksika'ya verilmisti. bastan sona hic kacirmadan seyrettigim ilk dunya kupasiydi, heyecan firtinasi maclar vardi. avrupadakiler izlesin diye, gunduz maclarina sahne olmustu. ilk turun yildizi ilk kez katilan ve uruguay'i 6-1 ile surklase eden sepp piontek'in calistirdigi elkjaer larsen, morten olsen'li danimarka, macarlari 6-0 ile madara eden sscb ve zorlu f grubundan lider olarak cikan (rakipleri ingiltere,polonya ve portekiz'di) fas idi. fakat ikinci turda uc takim da elendi. danimarka rezalet oynadigi macta, butragueno'nun 4 golu ile ispanya'ya 5-1, sscb, isvecli hakemin gazabina ugrayarak belcika'ya 4-3, fas ise matthaeus'un son dakika frikik goluyle bati almanya'ya maglup olarak elendiler. (ilk tur maclari sonunda, mahalle arasinda cocuklar arasi muhabbette, herkesin maradona derken, benim "maradona'yi birakin, elkjaer larsen'e bakin" deyisim, ta o zamandan bir spor elestirmeni olamayacagimi gosteriyormus.)
    grup maclarindan sonra kupa, arjantin ve maradona sov olarak gecti. maradona, ceyrek finalde ingiltere'ye 2 unutulmaz gol atti, yari finalde bu defa pfaff'i iki kez avlayip takimini finale cikardi. finalde de son dakikalarda burruchaga'ya neredeyse gormeden verdigi pasla, gol yolunu acti ve takimini sampiyon yapti. en guzel goller olarak maradona'nin ingiltere'ye attigi ikinci golun yanisira meksika'li negrete'nin bulgaristan'a attigi nefis vole golu de unutulmaz.
  • karl heinz rumennigenin, iki dünya kupası finali kaybeden tek kaptan olarak literatüre geçmesine sebebiyet veren kupa olmuştur. franz beckenbauer dünya kupası'nı hem kaptan hem de teknik direktör olarak kazanan ilk kişi olma ünvanı için finalde arjantin'e kaybedince 1990 italya dünya kupası'na dek beklemek zorunda kalmış, orada aldığı galibiyetle diego armando maradona'nın iki kez dünya kupası kaldıran tek kaptan ünvanını almasına engel olmuştu. uruguay'lı jose batista iskoç gordon strachan'a yaptığı faul sonrası 56. saniyede fransız joel quininou'dan gördüğü kırmızı kartla en çabuk oyundan atılan futbolcu olarak dünya kupaları tarihindeki yerini almıştır. oynadığı dört maçta 2 kırmızı 11 sarı kartla turnuvanın en hırçın takımı olan uruguay, maçı 0-0 a kilitleyip gruptan çıkmayı başarmıştı. üç maç oynayan macaristan, turnuvayı kart görmeden tamalayan tek takım olmuş. 6 gol atan gary lineker, dünya kupası'nda gol krallığına ulaşan ilk ingiliz futbolcu olurken 5 gol atan diego armando maradona da 5 asistle asist krallığına ulaşmıştı. emilio butragueno toplam 5 golünün dördünü danimarka'ya atmıştı. igor belanov'un dört maçta dört gol dört asistlik performansını da pas geçmeyeyim. ilk kez bir dünya kupası finallerinde yer alan ırak ve kanada ise gol bile atamadan ve puansız veda etmişlerdi kupaya. bir de, 1982'de batı almanya ve avusturya'nın yarattığı rezalet nedeni ile bu turnuvadan itibaren aynı grubun son maçlarının aynı anda oynanması uygulamasına geçilmiştir. (bkz: 25 haziran 1982 batı almanya avusturya maçı) (bkz: 1982 dünya kupasında cezayir takımının elenmesi)

    ancak en önemlisi, yarı finalde batı almanya karşısında bruno bellone'nin yerine oyuna giren fransız daniel xuereb'in çok önemli bir eksikliği gidermesidir. xuereb, dünya kupasında forma giymiş soyadı x ile başlayan ilk futbolcu olmuştur ve anglo-saksonların ajandalarında bu sayfaya da yazabilecek bir şey bulmasını sağlamıştır. tamam, çok gereksiz bir insanım, çay koymaya gidiyorum.
  • maradona olayı ve birkaç kaliteli maç* dışında aslında futbol açısından silik ve cansız bir turnuvaydı. özellikle ilk tur maçları futbol yönünden hayalkırıklığı yaratmış, daha sonra çeyrek finallerle birlikte kalite ve heyecan artmışsa da gol kısırlığı devam etmiş, çok sayıda maç penaltılara kalmıştı..çeyrek ve yarı finallerde oynanan tüm maçlar arjantin-ingiltere hariç alt bitmiş, 0-0 1-1 2-0 gibi sonuçlar çıkmıştı.

    bunun başlıca sebebi meksikadaki aşırı yüksek rakım, cehennemi sıcak ve maçların avrupada rahat seyredilebilmesi için (bkz: prime time) yerel saatte 12 ya da 16 da yani güneş tepedeyken oynanmasıydı.

    mexico city şehrinin azteca stadı dışındaki diğer şehir ve statlarda çimlerin uzun olması ve sahanın çoğu yerinde hiç çim olmaması , kupanın 31 mayıs gibi çok erken bir tarihte başlaması ve bu yüzden özellikle avrupalıların normal sezon biter bitmez kupaya iştirak etmesi , yeterli dinlenme ve hazırlık süresi bulamaması da maçları tatsızlaştıran nedenlerdi. 1986 dan sonraki diğer tüm şampiyonalar haziran'ın 2.haftasından itibaren oynanmaya başladı.

    bir önceki 1982 ispanya dünya kupasının yıldızları zico,platini, falcao,socrates, rummenigge, rossi, platini ,boniek gibi isimler bu turnuvada 31-32-33 yaşlarına gelmişti ve hem yaşlılıktan hem de ağır iklim şartlarından peki bir şey yapamamışlar hatta bazıları hiç oynamamış yada az oynamıştı.

    maradona dışında kupada parlayan ve adından söz ettiren isimler pfaff, platini, fernandez, schumacher,elkjaer-larsen, scifo ,butragueno ,careca , burruchaga, josimar ve linekerdi

    "nerde eski dünya kupaları "geyiği de yine bu turnuva devam ederken başlamıştı.
    final maçı ise turnuvanın aksine gollü ve zevkli geçmişti.
  • hayatımda hatırladıgım ve canlı seyrettiğim ilk dunya kupası. maradonayı seyredebilmek ve bunu hatırlamak harika bir duygu. aynı duyguyu bir de haginin hareketlerini tekrar tvde gosterirlerken hissediyorum. ha bi de 1986 meksika dunya kupasının logosunun oldugu bi pijamam vardı kmikti baya.
  • ofsayt pozisyonlarını kenardan çözmeyi zorlaştıran bir garabet olan çimleri dikine değil de daire şeklinde, baklava şeklinde vb bilumum saçma sapan şekillerde biçme modası sanırım bu dünya kupası ile ortaya çıktı ve epey bir süre de varlığını sürdürdü.
  • kupayı televizyondan izleyen türk futbol seyircisinin aklında trt'deki maç öncesi ve maç özetleri programlarının başında ve sonunda çalan mexico mexico cıngılıyla yer etmiş turnuva. bu cıngılın organizasyonun resmi müziği mi yoksa trt'nin kendince yaptığı bir program jeneriği mi olduğu konusu hala gizemini korumaktadır. ve elbette tüm aramalara karşın bu cıngılın esamesi -internet üzerinde de- okunamamaktadır.

    edit: mexico mexico diye bilinen 1986 dünya kupası cıngılının trt tarafından yapıldığını tahmin ediyorum. orijinal müziği pek beğenmemiş olsalar gerek ki, aynı görüntüler üzerine alman dschinghis khan grubunun mexico* şarkısının bir bölümünü yerleştirip kullanmışlar. ne yalan söyleyeyim, orijinalinden çok daha güzel olmuş.
  • ingiliz gary lineker'in gol kralı, maradona'nın turnuvanın yıldızı, belçika (dünya 4.sü oldu) ve fas (çeyrek finalde almanya'ya 120. dakika golüyle kaybetti) ın sürpriz ülkeler olarak hafızalarda yer ettikleri dünya kupası. 90lı yıllarda oynanan futbol çok daha yüksek tempolu olmasına rağmen, 1990, 1994 ve 1998 dünya kupalarına göre heyecan düzeyi daha yüksek maçlara sahne olmuştu. arjantin - ingiltere, almanya - fas ve
    fransa - brezilya çeyrek final maçları, seyretme şansına sahip olmuş futbolseverler tarafından hiçbir zaman unutulmayacaklardır.
  • gelmiş geçmiş en güzel dünya kupasıdır. finali de en güzel dünya kupası finalidir. izleyenler şanslıdır. asla unutumazlar.
hesabın var mı? giriş yap