• arkadaşlar, şimdi adliyeden geliyorum. her gün saat 12 civarı yapıldığı gibi yine adliye meydanında toplanmak isteyen avukatların girişine bu sefer özel güvenlik görevlileri ve polis izin vermedi. polis/özel güvenlik darp ederek, yerlerde sürükleyerek 2 avukatı gözaltına aldı. gözaltına alınan avukatların serbest bırakılması için avukatlar tarafından oturma eylemine başlandı. yaklaşık 4-5 dakika sonra da 100'e yakın çevik kuvvet adliyeye girerek, 50'ye yakın meslektaşı yine darp ederek, cüppelerini çekiştirerek, yerlerde sürükleyerek ve hatta kelepçeleyerek gözaltına aldı. taksim'de, ankara'da, izmir'de, adana'da halka müdahale ederken "polisimize taş atıyolar, kamu malına zarar veriyolar, molotof atıyolar" diyerek gerekçelendiriyordu devlet müdahalesini, cübbesini giymiş avukatlar da mı taş atıyordu, molotof atıyordu lan? avukat dediğin kamu görevlisi sayılır, öyle canın istedi diye avukatı gözaltına almayı bırak, ağır ceza suçüstü hali olmadıkça üzerini bile arayamazsın. ama gördük ki hak, hukuk falan hikaye.

    olaylar başladığından beri sağduyulu olmaya çalıştım ama hala ve hala "polis müdahalesinde haklı, adamlar kamu malına zarar veriyor" diyen adamın, akp ile demokrasiyi aynı cümle içinde kullanan adamın akıl sağlığından şüphe ederim ben.
  • ben bir kaç aya mezun olacak bir hukuk fakültesi öğrencisiyim.
    kariyer planlarımla ilgili kafamda ciddi soru işaretleri vardı.
    bu olaylardan sonra kendime bir söz verdim;
    abdullah cömert,ethem sarısülük ve mehmet ayvalıtaş üzerine yemin ediyorum ki; çok iyi bir hukukçu olacağım ve bugün haksızlığın baş mimarı olmuş kişilere ve takipçilerine karşı gerçek hukuk mücadelesinin ne olduğunu göstereceğim. tüm kardeşlerimin, bugün bu zulme layık görülen avukat arkadaşlarımın hakkını sonuna kadar arayacağım.
  • bunu 12 eylül cuntasının faşistleri bile akıl edememişti.
  • "çağlayan adliyesi'nde bugün çıkan arbedede oradaydım. basit bir basın açıklaması olarak başlayan ve bizzat gözümün önünde gerçekleşen birkaç olay şu şekildeydi:

    * etten duvar ören "çevik" güvenlik görevlileri bizlere bir metre uzaktan bakarak "yaklaşırsanız deviririz." dediler.

    * kamera ile görüntü alan herkese saldırdılar, telefonları almaya kalktılar.

    * iki metre ötesinden geçen avukatlara yumruk atıp "sen de bize vurdun!" diye göz göre göre yalan söylediler.

    * kaç tane meslektaşımın yerlerde süründüğünü, boynundan tutulup yere yatırıldığını, üstlerinin, cübbelerinin paramparça edildiğini, kadın/erkek demeden yumruklandığını hatırlamıyorum bile.

    * talimatla "eyleme destek veren herkes gözaltına alacaktır, hepiniz geri çekilin." diye dünya tarihinde duyulmamış bir anons ile herkese gözdağı verdiler.

    * bu sırada çevik kuvvet neredeydi derseniz, kendileri basın açıklamasının beşinci saniyesinde avukatların ve halkın adeta üzerine çökerek yumruk, tekme, tokat önlerine gelene darp uyguladılar.

    * güvenlik görevlileri, o esnada darp ettikleri insanları oracıkta bırakıp, o insanlara yardım etmek isteyen avukatlar ve sivilleri darp etmeye başladılar.

    * "bize dokunamazsınız!" diye haykıran avukatlara "öyle bir dokunurum ki aklın şaşar!" tarzında söylemlerde bulunup üzerlerine saldırdılar.

    * kalem memurları gülüşerek "koskoca çevik kuvvet, indiremediniz mi hâlâ şu avukatları? sayın savcım, alıverin şu yaygaracıları içeri." diye kapının ardında polislerle ve savcılarla sohbet ettiler. (bizzat savcılık bölümünde şahit olduğum sohbetlerdir.)

    adliyede yapılan eylemleri hiçbir zaman doğru bulmamışımdır lâkin bugün orada yaşananlar neticesinde adaletten ne kadar uzaklaştığımıza, ayakken baş olmuş ziyadesiyle insan olduğuna, kraldan çok kralcıların hızla çoğaldığına ve kutsal savunmayı temsil eden avukatların "ezin bu haşereleri." ifadeleriyle itibarsızlaştırıldığına üzülerek şahit oldum.

    bu yazdıklarımın hiçbirinde mübalağa olmadığına, gözümle görmediğim hiçbir şeyi buraya aktarmadığıma sahip olduğum her şey üzerine yemin ederim.

    değerli dostlar, şunu asla unutmayın: bizim cübbemizde cep olmaması, kamu hizmeti ifa ettiğimizin, düğme olmaması ise bağımsız bir meslek icra ettiğimizin göstergesidir.

    bizler, gezi parkı eylemleri başladığı günden beri gece gündüz demeden, ekmek paramızın derdini dahi bir kenara bırakıp belki de bir daha görmeyeceğimiz, yolumuzun denk gelmeyeceği onlarca insanı savunmak için karakol, adliye köşelerinde sabahladık.

    hukuksuzluk bir gün sizi de bulur, aynı duruma düşerseniz şunu unutmayın ki biz sonuna kadar yanınızda olacağız. arkanızda değil tam yanı başınızda duracağız. bizler, sizin ve sırtınızı dayayacağınız en büyük dağ olan "adalet"in teminatıyız. güzel ve güneşli günlere.."

    burcu sağlam

    link
  • düşünüyorum, düşünüyorum, avukatlar ne yapmış olabilir diye. adamlar eylem yapmadı, polisle herhangi bir münakaşaya girmedi, örgütleme yapmadı. sadece gönüllü olarak avukatlık yaptılar lan. demokraside o kadar ileri gittik ki başlangıç noktasına tekrar geldi sanırım.
  • bu gözaltıları protesto için gelen avukatlara polis tarafından "adliyeyi boşaltın" şeklinde seslenilmiştir.

    avukatları adliyeden kovmak hangi mantığa sığar bilemem ama onlar orayı boşaltacaksa, siyasetçiler de meclisten çıksın.

    *
  • ulan avukatlara bunu yapıyorsanız gözaltındakilere neler yapıyorsunuzdur orospu çocukları diye düşündüren gözaltılardır.
  • görüntüleri üç kez izledim. bitene kadar ağladım. çok kızgınım, ama daha çok çaresizim, çaresiziz.

    nereye gidiyoruz, ne yapıyor bu adam, nasıl bir sabaha uyanacağız.

    çok korkuyorum.
  • ne diyeceğimi bilemiyorum. izahı yok.

    o kadar savcı vardı yukarda, o kadar hukukçu, okul arkadaşlarımız, meslektaşlarımız. biri de çıkıp demedi mi polise napıyosun diye? adliyedeki avukatı nasıl gözaltına alırsın haddini bil diye. arkadaşlarımı gördüm, okul arkadaşlarımı gördüm. neyse ki biber gazı atmadılar dedi bir arkadaşım. coplamadılar. offf! off!

    yazık bu memlekete. vallahi çok yazık.

    hukuka inanmaktan vazgeçeli çok olmuştu. akıl sağlığımı da yitiriyorum galiba. bunlar gerçek olamaz.
  • adalet bakanlığından izin alınarak yapılması gereken müdahaledir.

    bu ülkede hak hukuk savunucusu olmak bile artık imkansızdır!!

    bundan sonra söylenebilecek tek şey ölmek var dönmek yok
hesabın var mı? giriş yap