• 31 ocak son denmiş, zorunlu olarak genel sağlık sigortasına geçilmek için yapılacakların tarihi olarak. birşey yapılmazsa devlet, otomatik olarak asgari ücretin 2 katı geliriniz var sayacakve ona göre 213 tl talep edecek aylık. bu 213 tl'nin emekliliği yok. sadece sağlık primi. kimse bu parayı ödemek istemez. gider 300 küsür verir asgari ücret gösterir. yatırım yapmış olur.

    asıl önemli nokta, dikkat edilirse kredi kartlarında tek limit dönemi ile ilgili altyapı hazırlanıyor ve olayın önemine nazaran pek de anılmıyor. işte bu kredi kartlarında tek limit dönemine altyapı olarak, daha genel itibariyle kelle başı kim ne kazanıyor ya da cebine girme ihtimali olan para ne durumunu kağıda dökme amaçlı da yapılan bir icraat bu. kazanmadan cebe girme ihtimali olan para dedim çünkü bunu bana dedirten, devletin aile gelirini aile fert sayısına bölerek, işte ferdin cebine girme ihtimali olan potansiyel parayı ortaya çıkarma ve bunu vergilendirme nedenidir.

    kazanmanın haricinde, dolaylı olarak, aile kaynaklı ele geçebilecek parayı da eline geçiyor varsayıp, bunu vergilendirmek. bunu da sağlığınız için diye lanse etmek. e babacım zaten sigortası-güvencesi olmayan adam kaldırımdan düşse bir yerini incitse gitse hastaneye iki sargı bi röntgen, pansuman derken özel hastanelerde 1000 liradan çıkamaz. o 1000 lirayı devlet zaten ödemiyor ki? hasta ödüyor. ödeyemezse de rehin kalıyor. en iyi ihtimal senet yapılıyor. ee nerde bu devlet?

    ilaç fiyatları, muadil ilaçlar, indirimler, doktorlara tam gün yasası vs derken, yani maliyetler düşürülürken, üstüne ger ferdi aylık zorunlu haraca bağlamayı sosyal devlet diye bahsedene hiç iyi şeyler diyemem.

    ha sen de işsizsin, bataksın, ya da resmi gelirin yok ama durumun iyi ve gelir göstermek istemiyorsun, falan filan yani bir şekilde gelir beyan etmek istemiyor ya da edecek durumda değilsindir zaten diyelim. o zaman hooop gelir testi ve bunların tek merkezde toplanması neticesinde kredi kartı limitin, kredi limitlerin, kredili mevduat limitin, taşıt-konut kredi alabilirliğin riske giriyor. bu ülkede atadan dededen kalanı olanların dışında zaten herkes işe başladıktan bir süre sonra arabasını evini, tüketici kredisiyle düğününü-eşyasını hep kredi ile alıyor. kredi önemli. kredi alamayan adama kız vermezler diyemeyeceğim, kızı alamaz zaten. öyle de kahpe bir düzen işte. ama üstüne böyle bir çakallık gerçekten bırak sosyal devleti, asosyal devletten bile beklenemez. iran, türkmenistan, eski libya bile böyle yapmıyordu.

    bi anlamda resmen şantaj bu. milletin iyliği için eyvallah da, sen bu sağlıkla ilgili istatistiği kalkıp, önce kredi limitlerinin belirlenmesi için uygulanacak veritabanın yetkisini bankalararası kart merkezinden alıp merkez bankasına verip, bir de aynı hanede yaşayanları ortak edip (sanki abd'deyiz anasını satıyım, geniş aile yapılı bir toplumuz) sonra gelir testi uygulaması ile "kişisel gelir tespiti" haline dönüştürüp, işte bunu o kredi limitlendirme mevzusunda kullanman...

    görün bakın, 31 ocak'tan sonra kredi notları ve limitlerin ayarlanması mevzusu nasıl da gündeme gelecek ve ayarlamalar yapılacak.

    bakış açısına göre o da iyi bir uygulama olabilir. hesapsız alışverişlerden halkı korumak denebilir. hadi sağlık deyip milleti can evinden vurup da yapıyorlar ama olsun başka türlü akıllanmaz bizim millet de denebilir. ama bu nasıl bir adil düzen ki, insanların yaşam konforlarını, gelirlerini arttırmak yerine, harcama!, onu alma! bunu alma! deniyor? nasıl, nereye, kime büyüyor bu ekonomi a.k. o zaman?

    ayrıca bir fonlama sezmemek elde değil. yaklaşan bir kriz, bir savaş, bir olumsuzluk var demek ki, bariz bir fonlama var. hayırlısı bakalım..
  • herkes zorunlu olarak sağlık güvencesi kapsamına 01.01.2012 tarihi itibari ile alınıyor.

    yasa koyucularının ve uygulayıcılarının es geçtiği bir husus var.

    gelir testi yaptıracaklar arasında kısmi süreli(part time) çalışanlar da sayılmıştır. part time çalışanlar çalışma gün sayıları için en azından genel sağlık sigortası primlerini 30 güne tamamlamaları gerekmektedir. (bu kişiler işverenleri ile kısmi hizmet sözleşmesi imzalamışlardır, bu sözleşme ile işverenleri kendilerini kısıt gün olarak sgk'ya bildirebilirler.)

    işyerlerinde puantaj usulü olarak kısmi çalışanlar ise ki bu kişiler kısmi hizmet sözleşmeleri mevcut olmayan kişilerdir, prim gün sayıları 30 gün altında olsalar da gelir testinden muaftırlar(bir şekilde gelir testi yaptıracaklar arasında sayılmamışlardır) ve ayrıca gss primi ödeme yükümlülükleri yoktur. işverenleri puantaj tutar ve kişilerin çalıştığı süreleri sgk'ya bu puantaj kayıtları ile bildirirler.
    son bir yıl içinde 30 günlük prim hizmet süreleri var ise sağlık yardımlarından kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yararlanırlar.
    bu durumda sağlık yardımından gelir testi yaptırmadan ve ayrıca gss primi ödemeden, kafaları ağrımadan yararlanırlar.
    bu kişilerin en dikkat etmeleri gereken husus son bir yılda 30 günlük hizmetlerinin olmalarıdır. bu prim gün sayısı, her ay için 3 gün, 5 gün hatta 1 gün olabilir ancak son bir yıl toplamı 30 olmalıdır.

    hiç çalışmayan ancak bir şekilde geliri yüksek kişiler için her hangi bir işverene yapacakları rica ile bu yöntem maliyet anlamında bir çıkış yolu olabilir.

    puantaj usulü bildirim bir çok farklı durumdaki kişiler için sayın yetkililerin uyanacakları vakte kadar bir yoldur.
    3 ayda bir otomatik olarak yapılacak gelir testi saçma sapan canınızı sıkacak sonuçlar doğurabilir.
    bilgilerinize arz ederim.

    edit: konu yazımdan sonra medya da yer almıştır.
    http://www.sgkrehberi.com/haber/706/
    edit2: link düzeltildi.
  • ülkeden soğuma sebebi.
    çok açık ve net insanı nefret ettiriyor böyle bir ülkede yaşadığından dolayı. ya sev ya terket kadar basit bir mesele değil. gidiyim de nereye? gitmek kalmaktan daha zor. ama fırsatını bulursam ilk işim zaten çıkıp gitmek olacak bu ülkeden. kalanlar ve memnun olanlar tepe tepe kullansın.

    böyle saçma sapan bi yasa olabilir mi ya? soygunculuk değil de nedir bu? işim gücüm yok ama devlete prim ödeyeceğim öyle mi? yahu sosyal devlet ilkesi ne oldu? benim bildiğim devlet işi olmayana maddi destek sağlar. sosyal devlet budur.

    bu yasayı çıkaranlara en güzel dileklerimi iletiyorum. aldığınız vergiler az geliyor, vatandaştan ne yapsak donuna kadar alsak diye düşüne düşüne bu çözümü bulmuşsunuz. iyi güzel. ama daha donumuzu alamadınız. 1-2 yasa daha çıkarın, nefes vermeyi daha kesmedik çünkü. anlaşıldı bu ülkede ölene kadar rahat yok insana. insanları zorla vergi kaçırmaya itiyorlar. sen vergini verdikçe daha çok istiyorlar. daha çok istedikçe durmuyorlar da artırdıkça artırıyorlar.

    yazık günah bu millete diyeceğim ama her millet de hak ettiği şekilde yönetiliyor. ne yapalım. 4 yılda 1 gidip oy veriyoruz. bir ara referandum çılgınlığı vardı, bu yasayı da referanduma götürseler ya. halkın istediği olsun.

    haram zıkkım olsun.
  • primine esas olacak kişi başına aylık gelirin nasıl hesaplanacağını anlayamadığım sigorta. bir çevirmen olarak gelirimden zaten yüzde 15 stopaj + yüzde 18 kdv kesiliyor. bundan kalan aylık net gelirim kimi zaman 1521 liranın üzerinde oluyor, kimi zaman da olmuyor. kriz döneminde iş bulamamaktan 760 liranın altına düştüğü de olmuştu. şimdi sevgili devletimiz bana her ay ne kadar ceza kesecek? gidip iş bul mu diyor, sevgili dövletimiz bana?
  • beklenen olmuş ve altyapının hazırlanamaması sebebiyle 2012'ye ertelenmiştir.

    kaynak
  • bugün beni aşırı derecede üzen uygulama. bir iş için gittiğim sgk binasında benden bir önceki delikanlı "borçlandırma olmaz mı peki hani nasıl olur bu dün gelseydim olur muydu? " dedi. memur "hayır alakası yok dün de bugun de farketmez odemek zorundasın. " dedi.
    delikanliyi şöyle bir süzdüm. dış görünüşünden anladigim kadariyla maddi durumu pek iyi değil. öyle çaresiz, öyle üzgündüki çok üzüldüm ben de. akşam oldu hâlâ keyfim yok. gencecik bir insan. iş yok belki varsa da karın tokluğuna sigortasız çalışıyordur. ama devlet ona sen borçlusun diyor. düşünceli. çekingen. çaresiz.
    inanın sistemi eleştirmek için ajitasyon yapmıyorum. gerçekten içim acıdı. borç kelimesi zaten ürkütücü gelirken insana bir de devlete borçlusun diyorlar. seni zorla borca sokuyor bir nevi. iyi bir şey gibi gözüken ama ne canlar yakan bir sistem.
    hâlâ gitmiyor gözümden. allah bu durumda olanların yardımcısı olsun.
  • yurt disinda calistigimdan dolayi haberim olmamasi sonucu bana 1053 tl prim borcu cikarmis uygulama. bunu cikaranlarin colugundan cocugundan ciksin bu kadar da net konusuyorum!
  • zorunlu trafik sigortası ile karıştırılmaması gereken sigortadır.

    örneğin karşısınızdakini kolunu bacağını kırarsanız sigortanız bunu karşılamaz.
  • "durmak yok hırsızlığa devam" felsefesiyle hayatımıza girmiş; belli bir kesim için, yarardan çok zararı olan*, saçma sapan bir şey.

    askerdeyken borç çakarlar, öğrenciyken borç çakarlar, çalışırken borç çakarlar; yetmezmiş gibi arada bir 42 tl yerine 106 lira çakarlar.

    2013'te gittim sgk'ya. öğrenciyken, askerdeyken prim borcu geçirmişsiniz bana dedim. hemen düzeltelim dediler, düzelttiler. şimdi bakıyorum yine "düzeltmişler."* olması gereken borç 400 tl iken, olmuş 960. bu hırsızlığa boyun eğip borç ödemeden önce iyice bir araştırın nedir, ne değildir diye...
hesabın var mı? giriş yap