• yolcusuz, duraksız, ışıksız olmayandır.
  • çıkmazları ve açmazlarıyla en bir güzel ödeneğimizdir hayatta. başına çıkar bakarız elimiz bakışlarımıza siper, cebimizdekilere göre gider geliriz ya da dönemeyiz ondan. yolcu ekmekten kırıntılarken.
    "yol ürür, kervan yürür..."
  • sinemamızın yüz akı filmlerinden birisidir. türkiye'ye gelen bir çok yabancı sinema adamlarıyla yapılan röportajlara baktığımızda, hepsinin türk sinemasını yol filmiyle tanıyıp bildiğini görürüz. filmin başarısında yılmaz güney'in, dönemin insanlık dışı olan feodal toplum yapısını eleştiren senaryosunun çok büyük payı var. bu tartışılmaz kuşkusuz.ancak; bu filmin yönetmeni şerif görendir. bu sinemasal başarıda en az onun kadar büyük bir payı vardır. oyuncu yönetiminden, kamera açılarına kadar aynı zamanda sinemasal anlamda da büyük filmdir yol.
  • yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.
    oruc aruoba'nın yürüme kitabından...
  • (bkz: trip)
    (bkz: yol gitmek)
    (bkz: road trip)
  • en iyi filmler hep buralardan çıkar diyerek lafa gireyim..

    altın palmiye ödüllü yılmaz güney * filmi..denilen o ki yılmaz güney sadece senaryosunu yazmakla kalmamış , hapishaneden plan plan nasıl ve neler çekeceğini de şerif gören'e anlatmıştır. bence şerif gören'in yol filmine emeği büyüktür. o dönemin tehlike arz eden antipatik isimlerinden birinin filmini yine o dönemin siyasi koşulları önüne o kadar taş koyarken çekmeyi başarmış olsa da bu film yılmaz güney filmidir. yılmaz güney'i azıcık özümsemiş olan bünyeler çok iyi anlamışlardır bunu zaten ancak acaba bizzat kendisi çekseydi nasıl olurdu diye düşünmeden de geçemiyorum..

    filme gelince.. zaten yol filmlerine çılgınlar gibi hayran ve meraklı olan bu paris kişisini daha ismiyle ve konusuyla ele geçiren bu film aynı zamanda zekice ve sembollerle anlatılmış hüzünlü ve gerçekçi senaryosuyla türk sinemasının çıkardığı en kendine özel ve farklı yapımlardan biridir.

    izledikten sonra mide kanserine lanet ettiren filmdir bir yandan da umut filmini burun farkıyla geçen filmdir... yılmaz güney'i on bininci kez sevmeye nedendir..
  • costa-gavras'ın missing ile beraber altın palmiye ödülünü alan, türk sinemasının mihenk taşlarından, yurt dışında bir çok kişi tarafından türk sineması adına neredeyse bilinen tek filmdir yol. yılmaz güney'in hapishaneden yönettiği, şerif gören'in büyük emekler verdiği bir türkiye portresidir.

    --- spoiler ---

    darbe olmuş asker tüm ülkeyi kontrolüne almıştır. insanlar sürekli aranmaktadır. ve bir mahkum izni sırasında sevgilisini görmeye giderken kimliğini kaybedip göz altına alınır. bir haftam var der, izinim biter durumumu cezaevine sorana kadar. kimse dinlemez.

    bir başka yerde küçük bir çocuk namus davasına kocasıyla kaçan kardeşini ve kocayı vurur. bir başka yerde karısını öldüremeyen seyit ali onu dağlarda dondurmaya karar verir. bunu bile yapamaz, yaşatmak için karısını, karların arasında uyuya kalmasın diye kırbaçlar, oğluna kırbaçlatır.

    bir adam ölü kardeşinin ölüsünü alamaz askerlerden. korkar. ve töre kardeşinin karısını onun karısı yaparken o beğendiği kıza sadece bakar.

    --- spoiler ---

    bunlar sadece yolun anlattıklarıdır. bir de bu hikayelerin arasına sıkışmış insan portleri vardır ki, daha çocuk yaşta sigara içen çocuklar, namus bekçiliğine soyunmuş insanlar, aramalar, kurşunlar, açlıklar, feodal acımasızlıklar, aşklar...

    baştan aşağı bu toprakta doğan büyük bir yönetmenin bu topraklara yazdığı destandır. büyük şairimiz nazım hikmet'in memleketimden insan manzaralari neyse türk şiiri ve edebiyatı için yol da türk sinemasında ona karşılık gelir.

    ve böyle cesur böyle büyük bir yönetmenin değerini bilemeyen bizler yıllar sonra izleyip acıyla bakarız kaybettiklerimize.

    oyunculukları ise olabildiğine yalın olabildiğine gerçektir. seslendirmelerin bazıları benim kulağımı bir nebze rahatsız etse de böyle bir filmde bunu göz ardı etmek olabildiğine kolay benim için.
  • özellikle yurt dı$ında müthi$ ilgi gören yılmaz güney/$erif gören filmi.

    aslında yol müthi$ bir geri kalmı$ ülke portresi çizer. geri kalmı$ ülkelerdeki kadınların bir filmidir bu. bir tarafta töre, namus cinayetleri, toplum baskısı, feodal yapı içerisinde gerilere atılan kadınlar. film müthi$ bir dram barındırsa da bu dramı hiç acıte etmez, varolmayan dı$ında hiç bir $eyi göstermez. yılmaz güney'in müthi$ gözlemin bir sonuçutur bu film.

    be$ mahkum dı$arı çıktıktan sonra, aslında dı$arı çıkmadığını daha büyük hapishane geldiklerini anlarlar. her taraf askerlerle dolu olan bir hapishane. hiç bir insan rahat hareket edemediği gibi bir çok hakkı elinden alınmı$ insanlar.

    filmin bütün derdi daha özgür ülke istediği ve bunu büyük bir gerçeklikle müthi$ bir $ekilde beyaz perdeye aktarıyor.
  • yol arıtır. yol gusül abdestidir. "abdestsiz yola çıkmayın" der cenabet ölmekten korkan eskiler. ama yol tortuları yıka-r ama yine tortuyla...ondandır, yolda bir parça çizilir insan ama, her beyaz çizgi yıka-r belleği, yık-ar belki de kim bilir...zamanın silindiği bir seyahatte zamanın iyileştirmese de yatıştırmasının az şey olmadığı ** ne çeşit bir iz bırakır...zamansız seyahatin izini yol siler, arıtır.
hesabın var mı? giriş yap