• sözlük yazarları için "karma" basamaklarından biri olmalıdır. belki de vardır, ne bileyim.

    mesela: -931 (yılmaz özdil)
  • lafı gediğine oturtmasını bilen şahane gazeteci örneği...
  • yazılarını sadece organik besinle beslenenler anlayabiliyormuş.
    (bkz: dostum capslar kurbağa olmuş bi el at istersen)
  • yine bazılarının damarına basmıştır. sözlükten de görmekteyiz bunu. bu ülkeye nifak tohumları serpmekle suçlanmaktadır ancak suçlayan zibidilerin yaptığıkları da ayrı bi konu tabi.
  • geçen günkü yarım sayfa yazısıyla limitlerini aştığından bugünkü yazıda ancak bu kadar çıkarabilmiştir
  • 12 kasım 2009 tarihli yazısıyla ne anlatmak istediği yönünde değil de bunu nasıl yaptığıyla ilgili eleştirilmiş daha ziyade. 2 resim 3 kelimeyle köşe yazısı olmayacağına hükmedilmiş. bu noktada yılmaz özdilden bağımsız konuşuyorum; yeri ve zamanında köşesinde tek kelimeye yer veren bir yazar küçücük puntolarla cümle peşine cümle dizinden birinden daha "köşeyazısı" yazmış olabilir.
    he edebiyattaki gibi şu şu özellikler köşeyazısıdır, şunlar makaledir diye inceliyorsak da zaten günümüzde köşe yazarları genelde deneme yazmaktadır.
    konuyu tekrar yılmaz özdil'e getirirsek; yılmaz özdil bunu başarmış mıdır? hayır. ama bunun kullandığı sözcük sayısı ve fotoğraflarla alakası olduğunu düşünmüyorum...
  • en çok kendisini sevmeyen karşıt görüşlüler tarafından takip edildiğini çok iyi bilmektedir; ki onların anlayabileceği sade mi sade, basit mi basit bir dilin yanı sıra örnekli açıklamalar, resimli anlatımlar gibi yöntemlere başvurmaktadır. linç edilmeye kalkışıldığına göre de, yeterince anlaşılmıştır. bütün bu nedenlerden ötürü kendisini başarılı buluyorum.
  • 1987 senesinde ilkokuldayken ünite dergisinde bir okuma parçası vardı. örtmenimiz parçayı okutup anladığınızı yazın dediydi. okuma parçası şu şekildeydi..

    "1875 senesinde çok büyük bir yazar olan montaigne denemeler, volkan gazetesinde yazı yazması için teklif alır. gazete sahibi montaigne'e ne kadar istersin maaş olarak diye sorar. montaign de şöyle demiş '3 sayfa yazı yazarsam 30 akçe, 1 sayfa yazı yazarsam 10 altın, hiç yazmazsam 1.000 yuro isterim, ssk+fayton+yemek dahil' demiş. gazetenin sahibi volkan da 'varsa öyle sincap beraber sikelim' deyip postlamış bunu. sonra montaigne radikal'de iş bulmuş"

    yani diyor ki bir düşünceyi ne kadar damıtıp kısa yazarsanız o kadar değerli o kadar müstesna olur. bugün anladım ki y.ö. de aynı dergiyi okumuş.

    (12 font, 1,5 space, 48 sayfa yazdığım yorumun özeti)

    (bkz: oku anladığını yaz öğretmenleri)
  • adını sol frame'de görmekten bıktığım yazar. adam yazıyor. okumayın siz de... her yazısını her gün eleştiren var yav..
  • fikirlerini eleştirenlere sonsuz saygı... ki yazdıklarının birçoğuna ben de katılmıyorum...
    ama kısa yazıyor, fotoroman tadında yazıyor diye yazılarına bok atanlar iki dakika delikanlı olsunlar, iki dakika samimi olsunlar. "kendilerinden" biri aynı tarzda yazıyor olsayı "halkın içinden", "halkın anlayabileceği dilde", "dağdaki çobana da derdini anlatıyor" tırı vırısı yapacaklardı.
    önce samimiyet...
hesabın var mı? giriş yap