• tahir efendi bana kelp demiş
    iltifatı bu sözde zahirdir
    maliki mezhebim benim zira
    itikatımca kelp tahirdir
  • her "muhafazakar" hükümeti savunanın yaptığı reina, çeşme sığlığına düşmüş yazar. di mi?, rte'yi karısı kumar oynamadığı için, kızı oğlu reina'lara gitmediği için sevmiyoruz değil mi?

    bu kadar basit mi?

    galatasaray lisesi'nde, bilkent üniversitesi'nde kopya çekerek verdin değil mi derslerini?
  • ahahahaha diye başlamak istiyorum bu yazıya, çünkü onun yazısını okurken aynen bu şekilde güldüm...

    öncelikle şunu belirteyim; türk halkına açık mektup diye yazdığı yazı muhafazakar-sağcı retorik değildir, basbaya devrimci aktif militan solcu retoriktir! işte işin komik tarafı da tam olarak burası zaten. tüsiad'a kanarya sevenler derneği diyen bir adamın sağcı olması beklenemez. vay yiğidim vay, yazıyı yazıp çıkıp devrim yapacak gibisin ya, gel de buna gülme.

    ama yiğit bunu hep yapıyordu zaten, marksistlerin yıllardır söylediği şeylerin bire bir aynısını söyleyip kendisini "üstün analist" "aykırı yorumcu" olarak gösteriyordu. en basitinden tüm darbelerin develüasyonlar ile birlikte geldiğini, dış kaynaklı olduğunu, uluslararası güç odaklarının işine geldiğini vs. yahu bunları solcular her zaman söylüyordu zaten, yiğit bey söyleyince "vaauv adam ne orjinal" deniliyordu. peh!

    neyse son olarak şunu diyeyim;

    yazıları gittikçe sertleşiyor, sertleşirken de başbakana daha da fazla methiyeler içeriyor. üzülme yiğit üzülme, sinirlenme de, başbakanın sana atv'sinde, en olmadı trt'sinde en temizinden, yükseğinden bir koltuk verir. rahat ol o yüzden, kuul ol, takma kafaya, jöleden başka...
  • kendisi 1,5 sene önceye kadar vatan gazetesinde ateşli milliyetçi yazılar yazar, akp'yi kıyasıya eleştirir, "varımızı yoğumuzu sattılar" diye ağzına geleni söylerdi. o dönemde liberaller ve muhafazakarlar tarafından sığ ve cahil olduğu şeklinde eleştirilir ulusalcılar ve milliyetçiler tarafından da cesur, yiğit diye yüceltilirdi.

    2009 mayısında evrimle ilgili bir yazı yazdı, evrim'in safsata olduğunu komik sözlerle ifade etti. sonra baktı ki kendini çok destekleyen kesim tarafından kıyasıya eleştirildi, hafif hafif değişimler başladı kendisinde. ya da değişimler başladıktan sonra evrimi eleştirmeye başladı belki de.

    o dönemde kendisini bir de ergenekon korkusu sardı. dalga üzerine dalga gelirken muhalif ve sert eleştirilerinden dolayı kendisinin de içeri alınacağını düşündü. değişmesinde bu korkunun da büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum

    vatan'dan ayrıldı habertürk'e geçti, akp'ye karşı yumuşadı, sonra yavaş yavaş eski milliyetçi eleştirilerinden eser kalmamaya, eskiden savunduğu fikirleri kıyasıya eleştirmeye başladı. şimdi de eskiden yerildiği kesimler tarafından övülmekte, övüldüğü kesimler tarafından yerilmekte.

    eminim ki yarın bir gün başka bir yayın organına geçip tekrar ağız değiştirse kimse demeyecek yine "kardeşim sen böyle böyle söylüyordun samimi olduğunu nereden bilelim" diye, o taraftaki destekçiler tarafından övülnmeye "bastır yiğidim" diye pohpohlanmaya başlanacak.

    ben katı muhafazakarlardan da katı milliyetçilerden de korkmam, ben kimin atına binerse onun türküsünü söyleyenlerden korkarım. tahmin edilebilir değillerdir, çıkarcıdırlar, samimi değillerdir, kendilerine güvenenleri yarı yolda bırakabilirler. gün gelir geçmişi hatırlayabilenlerin gözündeki saygıyı yitirerek komik duruma düşerler.
  • malum televizyon programının ardından akp yandaşlarının çok fazla sesi çıkmıyordu. çok fazla sahiplenmiyorlardı kendisini.
    kendisini eleştirenlere köpek demesinden sonra bile.

    ne zaman ki erdoğan'ı ve akp'yi açıkça sahiplenen, klasik bir taktik olarak doğan medyasına saldıran, elitistlere çatıp erdoğan'ı halk insanı gibi gösteren yazıyı yazdı, yandaşlardan geçer not almayı ve kendisine bir savunma kalkanı oluşturmayı başardı.

    şu doğan medyası konusu da çok ilginç doğrusu.
    2002 seçimlerinden önce doğan grubuna bağlı gazeteler akp'ye destek vermiyor, hatta aleyhine çalışıyordu.
    lakin seçimlerden akp galip çıkınca bütün bir grup olarak akp'ye ve erdoğan'a destek yazıları çıkmaya başlamıştı. başta muhalafet olmak üzere bir çok kesim doğan grubunun bu tavrını eleştiriyordu. velakin akp ve yandaş cenahtan doğan grubuna yönelik tek bir eleştiri bile yoktu.

    o zamanlar bu aydın doğan 25 yıl boyunca gündem belirleyen, başbakanları hükümetleri belirleyip düşürebilen, rant mekanizması kuran bir kişi değldi ki şimdi bu gerekçelerle kendisine daldıranlar o zamanlar tek bir söz bile söylemiyordu.

    eee, dünya düzen. sen benim sırtımı kaşı, ben de senin.
    ne zaman ki sırtımı kaşımayı bırakırsan, ben de senin tepene binerim.
    kural bu.
  • kendisi,haftanın popüler tabiriyle, bitaraf olmuş basın mensubudur.
  • sayın jöleli sana laflar hazırladım, amerika'da avrupa'da kısaca demokrasinin olduğu ülkelerde başkanlara nasıl sorular sorulduğunu takip ediyor musun? anap, dyp, demokrat parti, saadet partisi yönetmedi mi yıllarca bu ülkeyi! 100 yıldır sol iktidarların yönettiği bir ülkede farklı bir siyasi iktidar mı geldi de bu cemaatçiler öteki oldu.

    cemaatçi ya da senin tabirinle öteki olmayan herkesi ahlaksız bir hayat sürmekle suçlamaya utanmıyor musun? örnek verdiğin iki üç kalantor işadamının hayat tarzını, çeşmeye gidip şarap içiyorlar basitliğiyle eleştirmek özellikle ramazan aylarında vakitte yeni şafakta karşılaştığımız bir hareketti. sen şarap içiyor musun? çeşme'ye hiç gittin mi? bunları yapmak ahlaksızlık mı, açık konuş.

    sen çok yaşa yiğit bulut yazmayan yorumları yayınlayamamak mı senin ve gazetenin demokrasi anlayışı. eleştirdiğin doğan grubu gazeteleri kadar demokrat olamıyorsun. günlerce süren bir referandum anketi vardı gazetenin internet sitesinde, bir milyona yakın kişi katıldı, sonucu belli olunca hemen kaldırdınız neden? demokrasiye inancınızdan mı, yoksa inci mi s.kti yine anketinizi.

    jöleleyerek ya da yalayarak istediğin gibi göstermeye çalışabilirsin bazı şeyleri ama unutma jöle de biter bir gün tükürük de!
  • son yazısını açıp okuduktan sonra bir an ekranın kenarından yağ sızıntısı olacak diye korktum.
  • geçtiğimiz günlerde istinye parkta çocuguyla gezerken gördüğüm ve eşime "yandaki adam türkücü mü neydi yau" diye hatırlatmaya çalışıp "yiğit bulut o" cevabını aldığım kişi.türkücü gibiydi tipi resmen. zaten ne tvdeki ne gazetedeki zırvalarından hazzederim, beynim ihtiyaç duymamış tipini hafızaya almaya.
hesabın var mı? giriş yap