• bol yağlı bol kremalı pastadan dilimini kapmaya çalışmaktadır an itibarıyla. şu anda tek yaptığı şey konuşmanın devamını getirmek için araya kıymetlimiz ayarında onay kelimeleri ve cümleleri serpiştirmek.
  • birazdan rte ye masaj yapmaya falan başlarsa hiç şaşırmayacağım şahıs.

    önce sanki karşıt bir görüş sunarmış gibi soru soruyor sonra iğrenç bir gülüş eşliğinde soruyu boşa çıkartarak yalanlayacak şekilde birkaç laf ettikten sonra topu rte ye atıyor... giderayak eğlenin bakalım...
  • kriz temalı yüzlerce program yaptıktan sonra krizlerin asıl muhattabına ekonomi hakkında adam gibi bitane soru sormayan kişidir. zaten daha öncesinde farklı bir hava vermemişti yiğit bulut. bulut gibisin bulut bulut

    büyük ihtimal rte nin programa çıkması kendi başarısı değil patronunun rte ile anlaşması sonucu danışıklı dövüş yapmasıdır.
  • çanak soru kavramını tekrar yeniden yazıyor, destanlaştırıyor an itibarıyla. bir sene önceki açıklamalarını önüne koyup izletseniz ne güzel çıkmışım be diyip sırıtmaya devam eder herhalde.
  • konuşmaya nadiren de olsa niçin katıldığını anlamakta zorluk çekiyorum. kafasını onaylar şekilde aşağı yukarı oynatsa pek bir şey farketmeyecek gibi duruyor.
  • yamulmuyorsam havuzlu bir villadan sayın başbakanımız ile mülakat yapan şahıs. bu adam bikaç ay önce ekonomi, reel sektör, vs. diyerek hükümete yükleniyordu... anlaşılan devran dönmüş, herşey hallolmuş güzel ve yalnız ülkemde...

    sokaktan dışarı bakıyorum mahallenin gençleri işsiz, umutsuz.. ekrana bakıyorum hak diyor özgürlük diyor bişeyler diyor işte birileri... öncesinde de bilmem kimi silerim asarım keserim söylevleri.... ne istersek yaparız havaları... program suncusu da yaparsınız havalaında... daha yazılır da gg var işte bi yere kadar...

    (bkz: padişahım sen çok yaşa)

    ha bir de bunu hatırlayınca bunu da hatırlıyorum nedense;

    (bkz: sizi ben bile kurtaramam)
  • güray öz'ün 9 eylül 2009 çarşamba, cumhuriyet gazetesi yazısından alıntı:

    "kuantum konusunda medyadaki yayınları incelediğimde, bunların 3 grupta toplanabileceğini gözledim. bunları sırayla ele alalım:
    1. komedyenler:
    bu kategorideki yazarlar, bu sıfatı kendi yazılarıyla hak ediyorlar, o gülünç yazılarına benim fazla bir şey eklememe gerek kalmıyor. işte size bir örnek:
    yiğit bulut: "türkiye kuantum günlere gebe: ... schrödinger'in kedisi için, bütün ihtimaller aynı anda var olur; kedi ya ölü ya diri ya da hem ölü hem diridir... kısacası; her şey aynı anda mümkündür... türkiye de artık schrödinger'in kedisi gibi çok olasılıklı bir kutu içinde! 23 ay içinde "gerçek" tekilliğe çökecek ve bir sonuç, bir "türkiye" ortaya çıkacak!"(3)
    önce, neden schrödinger kedisi paradoksunun böyle konulara uygulanamayacağını açıklayayım: bir kere, kutunun içinde dinamik bir mekanizma var: kutu içindeki radyoaktif düzenekle, zehirli şişe % 50 ihtimalle kırılacak (veya kırılmayacak) ve sonunda kedi ölü (veya diri) olacak. yani, kutunun içinde, kediyi ölü veya diri kılacak bir düzeneğiniz olmalı.
    şimdi, sen albay dursun çiçek'in belgesini kutu içine koysan ne olur, koymasan ne olur? o imzayı, kutu içindeyken, sahteye veya hakikiye çevirecek dinamik bir mekanizman var mı? yok. belge nasıl girdiyse (sahte veya hakiki) elbette öyle çıkacaktır.
    bunlar, bilinmez bir durumla karşılaştıklarında hem ak hem kara diyebileceklerini söylüyorlar ve kuantum teorisini de buna şahit gösteriyorlar.
    oysa, teoride böyle bir şey yok.
    teori, herhangi bir ölçme sırasında çıkabilecek tüm sonuçları sıralar ve bunların her birinin gerçekleşme ihtimalini hesaplayıp size verir. ölçme sonucunda bu olasılıklardan sadece biri gerçekleşecektir, ikisi birden değil. ama, henüz ölçme yapmamışsan (burası önemli), "sistemin durumunu tüm bu olası sonuçların belli oranda bir karışımı gibi düşün," der. bunun bir realitesi yok, ispatı veya doğrulanması söz konusu olamaz, zaten bu yüzden kuantum teorisinin bir aksiyomu olarak alınmıştır.
    bu yazarların bilmedikleri konularda böyle uluorta yazabiliyor olmalarını, çokbilmiş görünme hevesleri ile açıklamak yanlış olur. asıl, bu yazarları o köşelere oturtan iradeye bakmanız gerekir.
    kapitalizmin küreselleşme aşamasında bu irade artık sınır tanımıyor, her şey maksimum kâr amacına hizmet etmek zorunda.
    bunlara yazılarıyla hizmet eden geniş bir köşe yazarı kadroları var. ama bu köşe yazarlarının her daim okunmaları, hep gündemde kalmaları gerekiyor.
    işte bilim, sanat ve kültür kavramları da, içleri boşaltılarak, bu yazarları okunur kılacak birer tüketim malzemesi oluyor."
  • üzdü beni gece gece. gümbür gümbür sorular soracak diye dizildik tv karşısına çömlek gibi. bi halt sormadı. öle mi sayın başbakan, böle mi sayın başbakan..
    aferim.
  • ilk gördüğüm anda lan nasıl oluyor bu saçlar.ama nasıl oluyor.sorgular dururdum, taa ki bugüne kadar.olay dilde bitiyormuş gocaman dili varmış.devasa bir dil gerekiyormuş abi, muhteşem bir yalama kabiliyeti, inanılmaz bir teknik.
  • program sonunda ayağa kalkıp önünü ilikleyip elinde evet yazan küçük bir bayrak sallarken başbakanı öven bir şiir okumasını diliyorum. bu şahane performansa öyle bir son yakışır.
hesabın var mı? giriş yap