346 entry daha
  • güray öz'ün 9 eylül 2009 çarşamba, cumhuriyet gazetesi yazısından alıntı:

    "kuantum konusunda medyadaki yayınları incelediğimde, bunların 3 grupta toplanabileceğini gözledim. bunları sırayla ele alalım:
    1. komedyenler:
    bu kategorideki yazarlar, bu sıfatı kendi yazılarıyla hak ediyorlar, o gülünç yazılarına benim fazla bir şey eklememe gerek kalmıyor. işte size bir örnek:
    yiğit bulut: "türkiye kuantum günlere gebe: ... schrödinger'in kedisi için, bütün ihtimaller aynı anda var olur; kedi ya ölü ya diri ya da hem ölü hem diridir... kısacası; her şey aynı anda mümkündür... türkiye de artık schrödinger'in kedisi gibi çok olasılıklı bir kutu içinde! 23 ay içinde "gerçek" tekilliğe çökecek ve bir sonuç, bir "türkiye" ortaya çıkacak!"(3)
    önce, neden schrödinger kedisi paradoksunun böyle konulara uygulanamayacağını açıklayayım: bir kere, kutunun içinde dinamik bir mekanizma var: kutu içindeki radyoaktif düzenekle, zehirli şişe % 50 ihtimalle kırılacak (veya kırılmayacak) ve sonunda kedi ölü (veya diri) olacak. yani, kutunun içinde, kediyi ölü veya diri kılacak bir düzeneğiniz olmalı.
    şimdi, sen albay dursun çiçek'in belgesini kutu içine koysan ne olur, koymasan ne olur? o imzayı, kutu içindeyken, sahteye veya hakikiye çevirecek dinamik bir mekanizman var mı? yok. belge nasıl girdiyse (sahte veya hakiki) elbette öyle çıkacaktır.
    bunlar, bilinmez bir durumla karşılaştıklarında hem ak hem kara diyebileceklerini söylüyorlar ve kuantum teorisini de buna şahit gösteriyorlar.
    oysa, teoride böyle bir şey yok.
    teori, herhangi bir ölçme sırasında çıkabilecek tüm sonuçları sıralar ve bunların her birinin gerçekleşme ihtimalini hesaplayıp size verir. ölçme sonucunda bu olasılıklardan sadece biri gerçekleşecektir, ikisi birden değil. ama, henüz ölçme yapmamışsan (burası önemli), "sistemin durumunu tüm bu olası sonuçların belli oranda bir karışımı gibi düşün," der. bunun bir realitesi yok, ispatı veya doğrulanması söz konusu olamaz, zaten bu yüzden kuantum teorisinin bir aksiyomu olarak alınmıştır.
    bu yazarların bilmedikleri konularda böyle uluorta yazabiliyor olmalarını, çokbilmiş görünme hevesleri ile açıklamak yanlış olur. asıl, bu yazarları o köşelere oturtan iradeye bakmanız gerekir.
    kapitalizmin küreselleşme aşamasında bu irade artık sınır tanımıyor, her şey maksimum kâr amacına hizmet etmek zorunda.
    bunlara yazılarıyla hizmet eden geniş bir köşe yazarı kadroları var. ama bu köşe yazarlarının her daim okunmaları, hep gündemde kalmaları gerekiyor.
    işte bilim, sanat ve kültür kavramları da, içleri boşaltılarak, bu yazarları okunur kılacak birer tüketim malzemesi oluyor."
3004 entry daha
hesabın var mı? giriş yap