• yıllardır istanbul'da yaşayıp, yıllardır araba kullanıp, hala otobanda nereden girince nereye çıkılacağını kestiremeyen insandır.
  • bu güruhta olan kaderdaşlarım bilirler, adres sorulan insanlar üç gruba ayrılır.

    en dış halkada “bıyık altı gülücüler” yaşar. onlar ki tabelasız yol ayrımlarının merhametsiz bekçileri, kötü haber üfleyiciler, yer yön duygusuzların kabusudurlar...

    - afedersiniz ben ümraniye igdaş’ı arıyodum...
    - eheh.. eh.. yani apla öyle bi gelmişin ki... sen önce ümraniye’ye git, orda tekrar sor istersen:)

    yol sorduğun insanın direkt yüzüne odaklanırsın o yüzden, kaygıyla o imalı gülüş kaslarını kollarsın “allam nolur çalışmasın nolur” diyerek... çünkü bir kez çalıştı mı, bir kez o dudağın yanında o büzgü belirdi mi anlarsın ki sıçtın, bıyık altı gülücülerin ülkesindesin henüz ve gidilecek yerin çooook uzağındasın.

    zikzak çize çize bıyık altı gülücülerin bölgesinden çıkabilirsen, “gözleri kısıcılar” gelir. “gidilecek yere yaklaştın, ancak tarif edebilmek için düşünmesi gerekecek kadar da uzaksın” bölgesinin hakimleridir bunlar da. karakteristikleri, soruyu duyunca gözlerini kısıp, yerin adını tekrarlayarak bir süre uzak ufukları taramalarıdır...

    - pardon ben ümraniye igdaş’ı soracaktım ama?
    - ümraniye igdaş... ümraniye igdaaaş... bak şimdi şu karşı caddeye çıkıyosun, biir-ikii-üüüç-dört ışık geçiyosun. ya dört ya beş... orda solda cami var ordan anlarsın... camiden sonra yol ikiye ayrılıcak, biri köprünün altına...

    gözleri kısıcıların tarifi komplike ve uzun olur. ilk üç cümleden sonrası dünyada aklında kalmaz zaten. o yüzden bir adres, asla tek göz kısıcının tarifiyle bulunmaz. sıcak-soğuk oyunu gibi, yaklaşıp yaklaşmadığını, kişinin kısık gözle tarif edeceği yerin adını tekrarladığı süreyi ölçerek anlarsın. iteratif şekilde, her sorduğun kişide süre biraz daha kısalıyorsa yaklaşıyorsun demektir.

    son kertede ise “hemen tarifleyiciler” gelir, soru daha ağzında bitmeden hemen adres verenler. onlar ki, tüm suratsızlıklarına rağmen kayıp bir cennetin ak kanatlı bekçileri gibidir gözümde...

    - afedersiniz ümraniye igd...
    - 200 metre düz git sola dön
    - çok teşekkürler:))

    ortalama bir yer yön duygusuz, bıyık altı gülücüler, gözleri kısıcılar ve hemen tarifleyiciler bölgelerini sırasıyla aşarak, bir spiral çize çize, yavaş da olsa ortadaki hedefe ulaşır. uzman bir yer yön duygusuz için ise kan ter içinde ulaştığı "hemen tarifleyiciler" bölgesinden, geri "bıyık altı gülücüler" bölgesine sekmek tek varsayıma bakar : - 200 metre sonra sola dön dedi ama burası ters yön, bi arkadan girsem gene bu sokağa çıkarım heralde?...
  • aslında onlarca kez gittiği yer için yol tarifi sorulduğunda, ben buranın yabancısıyım kardeş demek zorunda kalabilen insanlardır.

    yer yön algıları pamuk ipliğine bağlıdır; misal bir tabela aracılığıyla yollarını buluyorlarsa, tutup da o tabela kaldırılırsa kesin yollarını şaşırırlar.

    yüzlerce kez önlerinden geçtikleri yerleri her defasında yeniden keşfederler; aaaa burada da eczane varmış ne güzel derler mesela, sonra on saniye içinde unuturlar.

    imdatlarına yetişen navigasyon cihazıyla zamanla aralarında gönül bağı oluşur. ama bazen onu bile algılamakta güçlük çekerler. örneğin avrupa yakasına gitmeye çalışırken, köprüyü geçip sonra yine aynı köprüden dönerek kendilerini tekrar anadolu yakasında bulabilirler.

    arabayı park ettikleri yeri unutma gibi bir potansiyel problem karşısında, evet bu sefer kesin aklımda tutarım deyip zekalarına güvendiklerine onlarca kez pişman olurlar. çözüm sürecinde cep telefonuyla otopark, cadde, sokak fotoğrafı çekme hobisi edinirler.
  • zamanı bol insanlardır. aradığı yeri geze geze elbet bulacaktır acelesi yoktur.
  • gps teknolojisine hayran olan insanlardir. (bkz: kendimden biliyorum)

    ayrica bol vakti oldugunda kaybolmanin eglenceli yonlerinin de farkinda olan insandir. hemen her sefer kazara yeni yerler, sirin mekanlar kesveder; ama o yerleri bir daha bulamaz.
  • taksiciden azar yeme olasılıkları yüksektir.ben şöyle güzelinden bir tane yemiştim.

    -abla artık karar ver. bindiğinden beri ağzın başka taraf diyor, kolun başka yeri gösteriyor.yeter.
  • kişi solaksa ve yer yön kavramın da sorunlar yaşıyorsa aşağıdaki gibi bir tepki de verebilir .

    (bkz: adres sorulan kızların kaçması)
  • sagi solu, dunu yarini, hoscakal gule gule alasmarladik,...ögrenmekte cok zorlandigim kavramlardi. sagi solu hala zor ayirtederim. bu durum özel ögrenme guclugu disleksiden suphelendirecek durumdur
  • yollarını kaybettiklerinde "pardon bir şey sorabilir miyim?" diye yaklaşmazlarsa daha kolay yanıt alabilirler.
hesabın var mı? giriş yap