• 7 senede öncede vardı türban sorunu ama böyle değildi ayrımcılık yoktu bu kadar gündemde değildi ekonomik problemler vs daha önemliydi insanlar için. şimdi türbanlı türbansız, dindar dinsiz iyice kutuplaşıyoruz 7 sene önceden daha mı az sanki diğer sıkıntılar, aksine herşey dahada beter sağolasın akp hükümeti bizi birbirimize düşürerek asıl önemli sorunları ne güzel uzak tuttular gündemden.

    zaten üniversitelerde türban yasak, insanlar dışarda istediğini giyebilir kimi türban takar kimi mini etek giyer rasyonelliğin yerinde özgürlük nedir hiç öğretilmiyor herhalde.

    zamanın ötesinden edit: hanginiz yaptı lan bunu akp yandaşlarımı, türban karşıtlarımı?` :swh`
  • aynı inanca ve zihniyete sahip insanlar arasından özellikle kadın olanlarına ayrımcılık yapılsın istemektir. aşağı yukarı türbansızı veya mini etekliyi işe almamakla aynı temele oturmuş.

    "o ahlaksız, burada ne işi var? gitsin o üniversitelerde kaltaklık etsin yine. burası ahlak üzerine kurulu bir müessese."
  • türbana özgürlük falan ortada dolaşan tiplerin imam hatip lisesini bitirip imamlık yapamayan kızların durumunu düşünüp düşünmediğini merak ediyorum... evet bu kızlar neden imamlık yapamıyor? yani imam diploması olan bir kızımızın imamlık yapamaması acı değil mi? doktor olsun, öğretmen olsun, eczacı olsun, avukat olsun... olsun da olsun ama imam olmasın... neden?

    yani türbanlı kızların üniversitedeki durumunu incelemeden önce şu lisedeki sorunlarını bir çözsek ya.

    (bkz: kadın imam)
  • su lafi bahsedilen akil yurutmeyle ureten adam bilim adami falan olamaz, gelecekte olmasi da pek olasi gorunmuyor.

    (bkz: cum hoc ergo propter hoc)
  • katılmadığım gereksiz kampanya. ama türban istemeyenleri de anlayışla karşılıyorum ve niye istemedikleri de hiç garip gelmiyor. şunu da diyelim ki dünyada eşi benzeri vardır bunun. yani kılık kıyafet yüzünden bazı engellere takılma olayı. mesela almanyada gamalı haç sembolu ile üniversiteye giremezsiniz. hatta hiç bir kamusal alana çıkamazsınız. ama türkiye'de gamalı haç ile her yerde gezinebilirsiniz. ben kendimden biliyorum çok çıktım zamanında. almanya'da yapamazsın çünkü orda gamalı haçın bir tarihsel sabıkası vardır ve o asla silinemez ondan. "sabıka" kelimesini bilerek kullandım o yüzden. ne yaparsan yap ömür boyu kurtulamıyorsun yani. türban ve onun temsil ettiği düşüncenin de bir tarihsel sabıkası var türkiye de. gerçekten inanarak başını örten insanlar bu konuyu araştırarak bu sabıkaların neler olduğunu öğrenebilirler. ayrıca tam tersi olarak kuran kursuna da bır kız başı açık şekilde giremez. böyle de bir ilginçlik mevcut ülkemizde. yani öyle hemen "ayhh insanlık dramı bu" filan diye coşmaya gerek yok.
  • temcit pilavlarına karabiber olması dileğiyle:
    a. "siyasi sembol ıvır zıvır": anarşi tişörtüyle, orak çekiçle çatır çutur okula girenler var. ben de girdim. atatürk rozetiyle, parti rozetleriyle de giriliyor. siyaset yasak mı olur arkadaşım üniversitede, oy verebilen, hatta siyaset bilimi okuyabilen insanlar akademik bir ortamda siyaset yapmamaya zorlanabilir mi? mantıklı mı bu? desene sevmediğim siyasi akımı kovmak benim derdim. ama desen bilimselliğine halel gelir tabi.
    b. "tanrı inancı bilim vırvır": bilimdışılıksa mevzu, bir giriş sınavı daha yapalım. bilimsel düşünce sınavı. böylece nurdan yaratılmış kanatlı varlıkların varlığına olan inancın yanında söz gelimi "türk geni korunsun" gibi veya "türk milliyetçiliği vatandaşlık temellidir" gibi hatta "türk milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır" gibi (ki atatürk'ün sözüdür) eşit derecede saçma, indoktrinasyon ürünü şeylere olan inancı da sınarız, bunların hepsini kapıya koyarız. nasıl?
    c. "gitsin evine örgü örsün koca beklesin": tamam. her modern kadının yapması gerektiği gibi sizden icazet alsınlar yapabilecekleri ve yapamayacakları en önemlisi de yapmaları gerekenler hakkında. siz de bu sayede cinsiyetçilik karşıtı nutuk çekin.
    d. "alkole dokunmadan nasıl bilim insanı olunur": mesela kimya filan okumayarak. bilgisayar bilimcide hiç böyle problemler çıkmaz mesela. en kabadayısı ai çalışmayı reddeder şirk koşmaktır diye, onu da reddetsin yani ne yapalım. evet tıp okuyup erkek muayene etmemek bir problemdir, ama bu problem kendilerinin üniversite okumasıyla alakalı değildir. doktor olarak görev yapmalarıyla alakalıdır. buna bağlı olarak doktorluk mesleğinin gerekleriyle ilgilidir. suyu bulandırmanın alemi yok.
    e. "kadın imam var mı": yok. bu da bence gayet ayıp bir durum. ama konuyla bir ilgisi de yok. "önce bunu çözelim"deki "önce"yi neye göre belirliyoruz ki? oradaki kızcağızların haksızlığa uğruyor olması buradaki haksızlığı kabul edilebilir mi kılıyor? mesela lise zamanı benim saçımı kestirirlerdi zorla, o zaman üniversite eğitimindeki sorunlara eğilmeden önce bu da çözülsün. bence. çünkü öyle geldi aklıma.
    f. "bilim yapıyoruz bıdıbıdı": üniversiteye pek uğranmamış galiba son zamanlarda? hakikaten ülkemizdeki iyi üniversitelerde okudum çalıştım okuyorum çalışıyorum, ama o "bilimsel" insanların çoğunun ne kadar gerizekalıca, bağnazca davrandığını, bilimsellikten ne derece uzak olduklarını gayet net görüyorum. ara sıra okula uğramak lazım tabi.

    ayrıca, diğer ülkelerde de bunun yasak olduğunu iddia edenleri ingiltere'deki herhangi bir üniversiteye davet ediyorum. bıraktım türbanı filan, erkek hocalarıyla doğrudan değil kocaları aracılığıyla konuşan tepeden tırnağa örtünmüş vahabiler filan var. görseniz, bilim eğitim filan yerlerde sürünüyor bu yüzden. ingiltere'nin bilim kulvarında geçerliliği yok yani. katolik üniversiteleri filan da öyleymiş diğer ülkelerde. mesela.
  • ben meseleye bilimsellik açısından bakmıyorum, özgürlük açısından değerlendirmek gerekir bu konuyu.
    pek tabi şerri hükümlerin olduğu yerde de bilimsel çalışmalar başarıya ulaşır, pek tabi bilimsel anlamda zehir gibi kadınlar bayanlar yetişir. gerçi şu aralar islam alemindeki ciddi yozlaşma sonucu bunda da bayağı geriye gitme durumu olduğunu söyleyebilirim.

    neyse konu o değil. ama kardeşim konu özgürlük be. hepsini bi kenara koy. özgürlük konu.
    türban özgürlüğü diye bir mantık güdenler daha türbanın kadına getirebildiği hiçbir özgürlüğün olmadığını anlayamıyor.
    erkeklerin kıskançlıkları ve çürüklüğüdür senin o kafandaki türban. ahlakı bir bez temsil edemez. erkeklerin kolaya kaçma yöntemi senin kafanı kapatmak.
    ve senin kafanı kapattıran zihniyetin, kafası açık olana tahammülsüzlüğüdür benim bahsettiğim.

    kadınla erkek tam manada eşit olmalıdır. gece 3 te ben nasıl ki karnım acıkınca çıkıp bi dürümcüye gidiyorsam bir bayan da gidebilmelidir.
    ama bunun için bu kafaların temizlenmesi lazım.

    bir örnek anlatıcam; sınıftan üç bayan arkadaşımız otellerde part time çalışıyorlar. ancak gece bunları saat 12 gibi bırakan servis evinden biraz uzak bir yerde bırakıyor. ve ordan eve yürümeleri lazım. ellerinde poşetler, eve gidecekler. ve denyonun biri arabadan "kaça?" diyor.
    işte tam bu noktada bizim bayan arkadaşlar kafası açık değil de türbanlı olsa ellerinde gene aynı poşetler olsa, onları orospu yerine koymaz da, efendim işte tekstil atölyesinde çalışan bir emekçi olarak filan sanar. dolayısıyla "kaça?" demez, basar gider.
    yani kafan açıksa o saatte yollu olabiliyorsun, ama türbanlıysa emekçi biri olabiliyorsun. anlatabiliyor muyum?

    işte böyle bir bataklık yaratıldı beyler. kadınla erkek eşit değilse bu kafasına bez geçirten erkek egemenliği yüzünden.
    erkeklerin kolaya kaçmasıdır bu. 20 yaşında baba olan hayatında kitap okumamış hayatında köşe yazısı okumamış adam, kızının ahlakını anca din ile sağlayabileceğini düşünüyor. ve başını kapatmak için gerekirse ağlatıyor onu. çünkü kolaya kaçacak kadar sığ biri.
    kızına babalığı din dışında sökmüyor. güzeli önce evrensel ahlak değerleriyle açıklamak gerekir.
    " ne ekersen onu biçersin " mantığıyla ahlakı öğretmek pek mümkün. ama ahiret korkusu, saçının teli gözükürse yanarsın korkusu, saçını kapatmazsan orospu bellerler korkusu ile yetiştiriyoruz. kimse bunu inkar etmesin. burda bile gece 3 te kız milletinin dışarıda ne işi var diyen binlerce insan vardır. vardır çünkü zaafı var. bu kız yollu, ekmek gelir bundan mantığı var.

    çok açık söylüyorum din kavramı ve beynimize yerleşmiş dogmalar inanılmaz güçsüz durumda. kuran okumadan müslümanım diyen yığınla tip var.
    türban namus kavramı olmuş gerekirse ağlatırım kızımı ama türbansız gezemez mantığı var.
    güneş balçıkla sıvanmaz. kızları geri plana ata ata onlardan olan evlatlarda sinik oluyor. ondan sonra da böyle bir kitap okumadan ahkam kesen, kadına hükmetmeyi hayatının en büyük olayı sanan, gücü yetmeyen karşısında ise el ayak öpen tipler olup çıkıyoruz.

    ben güçlü kadınlar istiyorum. fikirleri olan güçlü kadınlar istiyorum. toplum dediğin kadın güçsüz olduğu sürece yavan bana göre.
    evladım olduğumda ona dayatmıcam ne islamiyeti, ne kendi görüşüm olan ateizmi. sorduğunda ise ikisini de anlatıp kendisine bırakıcam.
    baba ben türban takcam derse de saygı duyucam. çünkü gerçekten o görüşlerini kendi kendine sorgulayarak elde etmiş olacak.

    biz de islamiyetin kapalılığı o yüzden. bireyin kendi kendine elde edemediği hiçbir görüşün tadı yok. en güzel şey kendi kendine elde edebilmek ve süzgeçten geçirebilmek.
    bir birey olarak kendim hep bir şeyleri elde ederken belli evrimler geçirdim. 10 yaşında kuran kursuna tutucu bir ananenin teşvikiyle gittim. önce dini gördüm, salyalar saçan hocamın ağzından " laikler yüzünden 5 kuşağa kalmaz bu ülkede dua eden kalmaz " tarzı laflar duydum. anadolunun ücra köşelerinde hep böyle salyalar saçan insanlar vardı 90 lı yılların oratasında. 7-8 yaşındaki çocukların beynini yıkayan tipler gördüm. ürktüm o saçılan salyalardan. devam edemedim o kursa.

    islamın tehlikeli yönü budur. güvenemez. illa tam uygulanacak. ve en sonunda şeriata kadar gider.
    çünkü mantık şudur; islam bir yaşam biçimi ve aynı zamanda yönetim sistemidir. 6.yüzyılın sistemini bugüne taşıyabileceklerini sanarlar.
    çocuğuna bile aynı güvensizlikle 3 yaşında dini enjekte ederler. çocuk başka türlü ahlakı bulabileceğini sanamaz. ama o bastırılmışlık sonucu da, bastırılmamış yani türbansız gezenlere ders vermek ister. dersi de onlara laf atarak vermek ister. orospu demek ister. der ve ister abi.
    böyledir bu. bugün bu ülkede kadın ve erkek eşitliği yoksa islamın bu "illa tam uygulanmalıyım" mantığıdır. o yüzden bu ülkede laiklik çok büyük bir olaydır. islamın hakimiyet arzusunu başka türlü sınırlayamazsın.

    ben bu konuya o yüzden hep özgürlük olarak bakmışımdır. türban özgürlüğü erkek egemen düzenin uydurduğu bir şeydir.
    erkeklerin kolaya kaçmasıdır. bakarsanız hep; "dişi köpek kuyruk sallamazsa..." " bir yuvanın ahlakı kadından sorulur " gibi şeyler görürsünüz.
    e be abi erkek de sikini bu kadar yüceltmesin. ahlaktan en az kadın kadar sorumlu olsun. kızına ahlakı doğru düzgün öğretsin. korkutarak değil kafasına yerleşecek şekilde demokratik şekilde açıklasın. insan evladına bir damla gözyaşı akıtmamalı yahu böyle saçma bir ahlak takıntısı yüzünden.

    bekarete de sizin kadar önem veriyoruz. aile yapısına da sizin kadar önem veriyoruz. çocuklarımızın olmasına da onları güzelce eğitmeye de annelik hususuna da önem veriyoruz. biz de bu toprağın çocuklarıyız. ama sorgulayarak elde edilmemiş hiçbir dogmanın bir ulviyeti olmadığını söylüyoruz.
    e islam bu yüzden yoz zaten. adam 40 yaşına gelmiş kuran okumamış etmemiş. ailesindeki herkes kapalı, kızı 4 yaşındayken başörtüsüyle fotoğraf çektiğinde gerine gerine "ne babayım be" diyor. bu mudur ahlak bu mudur muhafazakarlık?

    sene olmuş 2010 hala biz bile kızlarımızı gönül rahatlığıyla başka şehirlere okumaya götüremiyoruz. çünkü sorgulaya sorgulaya elde ettiğimiz bir ahlak ve kültür kavramı yok. anam bacım türbanlı, bacımı cemaat evine yerleştirdim heh şimdi güvendeyim diyor. başı açık kızları gördümü de allah onlara da hidayet versin diyor. allah onlara da hidayet versin diyeceğine önce şu bataklığı bir kurutalım. "sen de kapat bacını" diye alternatif verme bana.

    özgür ve güçlü olmayan bayandan bir çocuk yapıp, onun sürü psikolojisine uymasını istemiyorum ben. güçlü olacak, dimdik olacak, bağımsız olacak. suya yön verenlerden olacak.

    sol görüş de bunu söyler herşeyden önce.
  • ben üniversitemde ne koyu dinci, ne türbanlı, ne fanatik müslüman, ne yehova şahidi, ne fanatik ermeni, ne kürdistan sempatizanı ne de herhangi bir dine, siyasi simgeye, görüşe fanatikçe bağlanmış insan istemiyorum. eki eki onun inancına saygı göstermeliyiz meselesi değil bu...

    gayet doğruları kesin olmayan sosyal bir bilimle ilgili bir bölümde eğitim görüyorum, küçük de bir sınıfımız var. yerine göre dinden, yerine göre dinin nerden çıktığından, yerine göre kültürel farklardan, yerine göre kültürlenmeden, toplumdan hededen bahsediyoruz. ama ne oluyor söyleyeyim ben size...

    selamlama şekillerinin toplumdan topluma farklılık göstermesinden bahsederken; üç kere öpüşenlerin bir tarikata mensup olduğunu duyduğunu söyleyen, bu şekilde selamlaşmadan haberi olmayanı türbanlı bir bacımız çıkıp dejenere olmakla suçluyor, normalde öyle selamlaşılması gerektiğini falan iddia ediyor.

    garip olan bu selamlaşmadan haberdar olmayan değil elbet, garip olan açık görüşlü olmayan, tartışmaya yeni fikirlere kapalı bu fanatik ablamız... herkesi kendi inançlarına göre yargılayacaksan gelmeyeceksin üniversiteye, herkes senin gibi düşünmek zorunda değil.

    geçen hafta destanların işlendiği bir konu var, kürt fanatiği bir çocuk almış konuyu, hocanın kürtlerin'de destanları var mı? sorusuna, gılgamış kürt destanı zaten, anadoluya türkler gelmeden önce kürtler gelmişti kürt vatanı falan diye konuşmaya başladı.

    hani kürt olmanı, milletini övmeni anlayayım ama, gelip de kürtlerin tüm yazılı belgelerini yakmışlar deniz simsiyah olmuş gibi tutarsız şeylerle gelme bana...

    üniversite lise değil elbette, ben burada ermenilerle ermeni soykırımı üzerine de konuşabilmeliyim, müslümanlarla islamiyet, hristiyanlarla hristiyanlık...

    kafandaki sabit fikirleri atamıyorsan gelme üniversiteye, ne buradaki insanlar senin tavrına türbanına meraklı ne de sen bu kurumların sahip olduğu sorgulama alışkanlığına sahipsin...
    ne gerek var o zaman türbanlıya üniversite diploması...
  • bunu diyenler sadece kadin magduriyetini degil kadinin oteki kadini magdur edi$ini de ele$tiriyor olabilir.

    kisaca $oyle: turban erkegin kadinin kafasina doladigi bir kontrol aracidir. evet. kadin magdurdur, kadin bunun icinde yeti$mi$tir, normalle$tirmi$tir. evet. ama "universite" diyorsak en azindan o kadinin digerlerine gore bir $ansi oldugunu fark etmek gerekiyor. yani safi bir "ezilme" hali degil bu, turbani kafasina gecirdigi anda diger kadini "ezen" bir baki$. "oteki"le$tirme. o acidan turbanli kadinin "egitilmesi", "aydinlanmasi" gibi sureclerden ziyade zaten universite catisina girmi$se ve halen kendisini sacini gosterip askili bluz falan giyen kizdan "farkli," "kutsal", "dokunulmaz", "temiz" addediyorsa bizzat o kadinin $ahsina da tepki duyuluyor. yuzde yuz bir erkek egemen dominantligi degil yani bahsettigimiz, o kadinin bizzat o ortuyu takmaya devam ederek o sistemi onaylamasi ve kendini koruma altina almasi. o yuzden iyi egitimli ve zengin olsa da o bezi takabiliyor. korktugu veya oyle "inaniyor" diye degil, rahat diye, kolay diye, bir digerini otekile$tirerek kendini yuceltebiliyor diye. bunu kirma $ansi varken kendini kurtarmak adina kolaya kaciyor diye. bircok arkada$inin bu olanagi yokken o bunu elinin tersiyle itiyor diye. universitede gecirdigi, feminist teori dinledigi, kritik yapmayi ogrendigi dort senenin sonunda halen o bezi kullanmayi convenient buluyor diye.
  • ilim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. ilim ve fen için kayıt ve şart yoktur.
    mustafa kemal atatürk

    (bkz: ne dediler)
hesabın var mı? giriş yap