• sinema okuyacaksanız yanlış ülkedesiniz, türkiye'de sinema okulu yoktur. ama sinemanın önkoşulu olan sağlam düşünsel temeli oturtmak için üniversite sistematiğini kapmak çok önem arz eder. bu sebepten felsefe ya da başka bir sosyal bilim okuyup yurt dışında sinema üzerine yüksek lisans yapabilirsiniz. ben belli bir düşünme sistematiği geliştirmek için yüksek eğitim almaya ihtiyaç duymuyorum derseniz de sizin bileceğiniz iş bu tabi ama, bunu gerçekleştirebilecek insanların çok az olduğunu da unutmamak gerekir. bu aşamada size oturup post production programlarını öğrenmenizi salık verenler çıkarsa gülmeyin, yazıktır.
  • belki milyon kez söylenmiştir ama ben yine de tekrar etmek istiyorum..

    tavsiye: ilginizi çekmeyen, sevmediğiniz, hakkında bişey bilmediğiniz bölümü yaz-ma-yın!!! hele böyle sanattır, tiyatrodur, müziktir filan bu tiplerin adamıysanız bu daha da önemli.. yok mühendisliktir cart curt.. yapma canım arkadaşım.. yazma lan! yazma olm! mal mısın nesin? yazma işte alla alla...
  • kararsızsan hukuk,tıp,mühendislik,fizik gibi birşeyler seç. çünkü baktın sonra gazeteci olmak istiyorsun bir şekilde bir ucundan tutarsın, baktın reklamcı olmak istiyorsun senin yaratıcılığına kalmış, baktın satış-pazarlama uzmanı olmak istiyorsun gider olursun. ama gidip gazetecilik,reklamcılık, satış pazarlama vb. okursan gidip avukat olamazsın,mühendis olamazsın. ha bu demek değildir ki hukuk,mühendislik gibi bölümler dışındaki bölümler dandiktir. sadece yeteneğin varsa bir şekilde girebilirsin bu işlere ama yetenekle avukat,mühendis sıfatı alamazsın. kararsızsan en esnek formül budur.

    mezun olunca odtü'lü mühendisler kesin iş buluyomuş 10000000000 liraya çalışıomuş ayaklarını yemeyin. odtü'den yılda yüzlerce mühendis mezun olur 2-3 tanesi hayvani rakamlara iş bulurlar, işin adı olur "odtülüler servet kazanıyor". zaten o parayı alan adamlar kararlı adamlardır siz onlardan olmadığınıza göre o 2-3 kişi olmayacağınız da muhtemel. aman sonra şoka girip yerlerde titremeyin.

    arabalar, techno müzik eşliğinde partiler, gidilen kafelerde çaylara 5 lira vermeler, lacoste,prada,diesel giyip bunlardan bahsetmek hoşunuza gitmiyorsa özel okul yazmayın. asla parasızlıktan ucuz sigara içip, para olmadığı için bira içip, pislik içinde ama mutlu ve keyifli arkadaşlıklar yaşayamazsınız.

    mezun olduğunuzda kazanacağınız parayı değil, mutlu olup olmayacağınızı düşünün. (bkz: bok gibi param var mutsuzum)

    yazacağınız bölümün mezunları ne iş yapıyor, araştırın. kendimden örnek vermek gerekirse biyomedikal mühendisliği mezunuyum ama 100 mezundan 2 tanesi ar-ge'de 2 tanesi üretimde kalan 96tanesi satış-pazarlama ve teknik serviste çalışıyor. tercih formunda yazan mühendis kelimesi o işi yapacağınız anlamına gelmez. bölümün mezunlarının iş şartları nelerdir buna bakın, örneğin tekstil mühendisi olmak hayallerinizi süslemektedir ama asgari ücretin azıcık üzerinde maaş, günde 13 saat mesai, cumartesi çalışmak, işten anlamayan para babalarının, konuşmayı bilmeyen tiplerin altında çalışmak, etrafınızda sigortasız çalışan işçiler görmek o hayalin ta anasını siktirir size.
  • her işten para kazanılıyor bir şekilde, o yüzden; 'yok ben peysaj mimarı olursam ne yaparım.', 'grafik tasarımı mı kartvizit mi yapacağım.' ben şeklindeki sorular saçma kalıyor. istedin mi, ben yaparım dedin mi iş bitiyor arkadaş.

    not: alınmaca bozulmaca yok arkadaşım, örnek verdim meslekleri sadece.
  • sonunda kpss'ye girmeyeceğiniz bir bölüm seçin.
  • eğer burslu olarak özel'e gidersem çok zorlanırım, dışlanırım, ortamları da pek sevmem diye düşünmeyin. mutlaka girin. siz eğitime giriyorsunuz oraya eğlenmeye falan değil. ayrıca yeni açılan bölüm/okullar kendilerini kanıtlamak için çok kasarlar haberiniz olsun.
  • aklınızdan çıkmasın;
    (bkz: her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şart yok)!
    (bkz: yurdum)
  • en kotu 2 yillik bir okula girerim dusunceniz varsa, kendi kendinize ogrenme yeteneginiz olmali. 2 yillik cogu okulda ogrettikleri size tek basina yetmeyecektir. egitimi kotu bir 2 yillik okulda okuyacaksaniz, sadece coz fazla bos vaktiniz olacagini bilmeniz ve bunu degerlendirmek icin yeterli imkanlara sahip olup olmadiginizi sorgulamaniz gerekecek. eger kendinizi bu zaman zarfinda iyi egitebilirseniz, is hayatinda 4 yillik iyi bir okuldan mezun olupda sizinle ayni pozisyonda calisan adamlari gordugunuzde pismanliklardan uzaklasacaksiniz. ama sansiniz varsa ve mecbur degilseniz, is hayatina hemen atilmak icin acele etmeyin. zaten uzun yillar calisacaksiniz ve bu donemlerdeki ozgurlugu, gencligi bir daha bulamayacaksiniz.
  • kimseyi sallamayın gençler, hata yapıcaksanız da kendiniz yapın. (örn: ben)
    okul-bölüm-dersler gibi kavramların ötesinde yaşayacağınız şehri de seçin, ortamı, piyasası, denizi bilmemnesi önemli. (okul-bölüm ikilisine göre seçim yaptım, 3 sene sonra okulu bıraktım.)
    son olaraktan mümkünse (maddi-manevi durum) ailenizin olduğu şehirde okumayın, gidin başka bi şehre.
  • mülkiye, iibf falan seçecekler için kısaca:

    yazar olmak, her boktan kısmen anlamak, sağlam felsefe yapabilmek için kamu yönetimi; okuldayken öğrenci gibi yaşamak, iş sınavlarında daha avantajlı olmak, para kazanmak için maliye, işletme, iktisat; gizli forvet olmak için çalışma ekonomisi. uluslar için birşey söyleyemeyeceğim.

    ben mi? her boktan biraz anlarım işte.

    (not: bu bilgiler mülkiye tabanlıdır.)
hesabın var mı? giriş yap