• - türkiyye'de mahalle baskısı var diyorlar, buna inanıyor musunuuz?
    + eeveeett!
    - bak hala!
  • kendisini protesto etmeye yeltenenleri/edenleri yaka paça gözaltına aldıran, hakkındaki eleştirel karikatürlerin ve yazarlarının hemen tümünü mahkemeye veren, kendisini/partisini/icraatlarını eleştiren yazarların çalıştıkları medyadan kovulması için baskı oluşturan, laf dinlemeyenlerin üzerine vergi denetmenlerini salan, yıkmaya çalıştığı sistemi savunan bir çok kuruma/zümreye mensup kanaat önderi kişileri hayali şahitlerin beyanlarını gerekçe göstererek neyle suçlandıklarını dahi söylemeden hapise atan ve "bitaraf olan bertaraf olur" diyerek kendisine destek vermeyenleri alenen tehdit eden faşist ve diktacı bir zihniyetten çıkması pek abes olan beyandır. bundan daha da komik ve trajik olan durum ise bu zihniyeti tek başına iktidar yapmaya yetecek kadar insanın bu beyanları doğru zannetmesidir.
  • - türkiye'de mahalle baskısı yok!

    - mahalle baskısı yok ahlak polisi yok dincilik yok ne var lan it?
  • ya bunu napıyım köşe yazarına sahip çıkamıyorum diyemezsin diyen bir kişinin ağzından duymak? priceless.
  • inkar ve pişkinlikte en sefil seviyeye dustugunu gorduklerimizin bir baska inkari. tabi canim hic olur mu ? zaten issizlikte yok, millet zenginlikten kudurmus durumda, sinavlarda manussuzluk, yolsuzluk olaylari da asla olmuyor .. turkiye nin topraklari da ite kopege peskes cekilmiyor .. tarim da oldurulmedi .. ciftciler bolluk manyagi olmus durumda, topraklarda boy boy ekinler yetisiyor, ekilmedik bi milimetrelik bos alan yok .. erkekler sac uzatip kupe takti diye hic meydan dayagi yemez, hakarete maruz kalmaz .. sokakta ramazanda sigara icti diye millete birine hic saldirilmaz .. kizlar mini etek giyiyorsa orosbu damgasi yemez .. ne mahalle baskisi yau .. sadece gozu donmus yobaz surusu artik planlar yaparak organize saldirilar duzenliyor o da ne ki ? hic bisey di mi ama ..

    " istanbul tophane'de sanat galerisine kalabalık bir grup ellerinde sopalar ve biber gazlarıyla içki içildiği gerekçesiyle saldırmıştı. boğazkesen caddesi’ndeki sanat galerisine yapılan saldırıdan sonra galeri sahipleri tehdit aldıklarını açıkladılar.

    saldırganlar camı çerçeveyi dağıttılar… oradaki yerli ve yabancı konukları , sanatçıları ciddi bir biçimde yaraladılar…

    al sana mahalle baskısı…

    ben konuyu size başka bir açıdan anlatmak istiyorum. anlatayım ki geldiğimiz noktayı görün:

    bunu için gerekli olan malzememiz bir harita…

    görmüş olduğunuz haritadaki çerçeve içine alınmış yerlere bakalım: zürafa sokak ile saldırının gerçekleştiği boğazkesen caddesi’ni görüyorsunuz. . iki sokak birbirine kemeraltı caddesi ile bağlanıyor. arada kısa bir yürüyüş mesafesi var.

    şimdi…

    zürafa sokak’ın ekonomik anlamda özel bir yeri vardır.

    genelevin orada olması… sadece istanbul’dan değil türkiye’nin dört bir yanından akın akın insan uğrar oraya. sokak ve genelevin içerisi tıklım tıklımdır… sokakta ekonomi canlıdır. özel hamamlardan, saunalardan prezervatif, parfüm satanlara, tatlıcılar (kerhane tatlısı), güçlendirici ilaç, bitki satanlardan ayakkabı boyacılarına kadar bir pazar var.

    bu anlattıklarım tophane halkının yanı başında ceryan eder. buna rağmen şimdiye kadar orada ‘dini’ nedenlerle bir saldırı yaşanmadı.

    elbette kimsenin elinde sopayla kendi adaletini yaratması taraftarı değiliz.

    ben genelev kadınlarının ahlaksız olduklarını düşünmüyorum, meselem bu değil…

    2010 türkiye’sinde gelinen nokta şu: içki içenlere saldırmak, içen insanları ahlaksızlıkla suçlayıp, saldırıp yaralamak ancak kapitalizmin bütün hastalıklarıyla barışık yaşamak… bugünün muhafazakarlık anlayışının ne olduğunu bu tablo göstermiyor mu?

    son olarak genelevlerle ilgili bir şey söyleyeceğim : bir dönem istanbul’a ne zaman abd’nin askeri gemisi yanaşsa genelevin duvarları boyanırdı. belki de bu yüzden 1960’lı yılların sonunda izmir genelevi sokağına kadınlar deniz gezmiş’e destek veren pankart asmışlardı.

    yani diyorum ki; nerede o bedenlerini satmak zorunda kalan kadınların onuru, nerede 20 kişi olunca elinde sopayla içki içen insanlara saldıran aklını iktidara satmış gericinin acizliği…

    işte 2010 avrupa muhafazakar kültür başkenti tophane’nin haritası da budur.

    ayhan bozkurt "

    (bkz: http://www.odatv.com/…r-baskenti-tophane-2409101200)
  • türkiye'de mahalle baskısı yoktur, sadece baskı vardır.

    - ay biz burda inelim, mahalleden birisi görür ismimiz çıkar.

    mahallelerde insanlık son derece yeni şekilde upgrade edilmiştir.

    - ahmet abi, mahallaye yeni dul bir kadın tasınmış.
    + eee koçum,
    - bakkaldan ekmek alırken gülmüşşş.
    + vay orospu, bizim mahallenin namusunu kirleticek. bi gözükelim buna...

    mahalleler en güvenli ve ana kucağı gibi yerlerdir.

    - bak sen su kıza, başı acık geziyoorr... yollu bu yollu.

    mahallelerde anlayış son derece gelişmiştir.

    - şiiitt kız, herkese şapur supur bize yarabbi şükürr.... olmuyo bebişim.

    mahalleler son derece kültürel yerlerdir. lütfen...baskı mı, o ne yaw?
  • ben başbakanı, güngören'e, bağcılar'a, esenler'e, bahçelievler'in şirinevler tarafına falan davet ediyorum. maske, peruk falan bir şey taksın tanınmasın yani. bi dolaşalım bakalım var mı yok mu. bizzat bir dönem güngören'in içinde yaşamış bir insan olarak en basitinden şunu gözlemleyebilirsiniz ki, sokakta etek giyen bir kız hep ayıplanır. tü kaka gözüyle bakarlar ona. kız kardeşim kot pantolon bile giymeye çekiniyordu. dediğim gibi, kendisine sesleniyorum burdan. gelsin bir buralarda dolaşalım bakalım neler duyup neler görecek. he bu hep vardı. 10 yıl önce de vardı evet ama şimdi de var. artarak devam ediyor. sen gidip türkiye'de mahalle baskısı yok dersen bizi aptal yerine koymaya çalışıyorsun derim ben.
hesabın var mı? giriş yap