• bir dilin zenginliği sadece özgün kelime sayısıyla açıklanamadığı için doğru olmayan önermedir. türkçe sadece özgür cümle yapılarıyla bile zengin bir dildir. kaldı ki sadece özgün kelime sayısıyla bile değerlendirsek neden tüm dünya dillerinden binlerce sözcüğün akın ettiği bir dünya dili ile kıyaslanıp zengin olmadığı iddia ediliyor ki? bill gates, mehmet emin karamehmet'ten 30 kat daha zengin o yüzden mehmet emin karamehmet zengin bir insan değil mi diyeceğiz.
  • "türkçe fakir bir dil değildir. bizler türkçe fakiriyiz."
  • yazar kisinin okuyucularin ve saygideger diger yazarlarin vicdanina ve affina siginarak ananin amina beton dokerim baban bile sikemez gibi son derece yaratici ve zengin icerigi ile goz kamastiran farz-iu misal'i ile karsi cikacagi onermedir kendileri!

    sorarim cok saygideger sozluk ahalisi, bu vb. daha tonlarca (normal/argo/gunluk hayat) ozdeyisi iceren bir dil nasil zengin olamaz?!

    (bkz: attachment)
    caanan
    gonul
    ... vb.
  • nazım hikmetin dünya şairi olması
    orhan pamuk'un nobel ödülü alması
    yaşar kemal'in türkçe yazdığı zengin eserleri.. gibi ufak tefek örneklerin bile

    önermenin türkçe bilmeyen birine ait olma olasılığını arttıran nedenler olduğunu gösteriyor.

    (bkz: türkçe)

    z.ö editimiz türkçe bilmeyen her kes için emersondan geliyor:

    "hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz." (emerson)
  • kendi dilimizin fakiri olduğumuz için, sadece üç beş kelimeyle "derdimizi anlatacak kadar dil bilsek yeter" mantığıyla yaşadığımız için, türkçe zengin bir dil değil gibi gözükür. sonra sözlüğe sadece roman çevirilerinde yaşayan sözcükler diye başlık altına uhaha ahaura veranda, taraça, kadim heyhat diye dalga geçeriz.
  • cahil önermesi olduğu doğrudur. ama öztürkçeleştirmenin ve dil devriminin bu konuda hiç bir kabahati olmadığını bilmeden konuşmak ayrı bir cehalettir.

    bunlar öztürkçe değil diye dildeki arapça, farsça ve diğer bir çok dilden geçen kelimeler atıldı, sonuçta ucube bir dil ortaya çıktı.

    gelin ingilizce'yi bu mantıkla inceleyin. dünyanın en zengin dili olarak gösterilebilecek ingilizce'deki kelimelerin % 50'si latince, % 20'si yunanca, % 20'si diğer diller kökenlidir ve ingilizlerin gerçek kökeni olan anglo-sakson kökenin dildeki payı sadece % 10'dur (bu bilgi ingilizce çalışırken karşıma çıkmıştı, bilgiyi veren haliyle ingiliz bir yazardı). eee şimdi ingilizler bunlar bizim özingilizcemiz diye atsınlar bakalım % 90'ı geriye ne kalıyor, bugünkü ingilizce % 10'u olan fakir bir dil. ingilizler böyle bir saçmalığı yapar mı? hayır. biz yaptık mı? evet.
  • yaşadığı demeye dilim varmıyor, tesadüfen bu topraklar içinde olma şansına sahip olan bir andavallının, içinde bulunduğu kültür ile bir türlü kuramadığı ilişki nedeniyle mal bulmuş mağribi gibi sarıldığı yanlış önermedir.

    kendi kültürü dışındaki herhangi bir başka kültüre algın bir halleri vardır bu herzeyi yiyenlerin.

    iki metre patiska ile açıkta kalan engin cahilliklerini örtme telaşındadırlar; ki patiskayı yırtmak oldukça keyiflidir.

    fevkalbeşer bir maharetle ortaya attıkları deli saçması bir önermedir ki ortaya atan ve sahiplenen dil yoksunlarını sevindirmekten başka bir işe yaramaz.

    kaldı ki bu zat-ı şahaneler başka bir kültüre sahip olsalardı gene aynı önermeye sarılacaklardı, yani bunları sanskritçe veya başka bir dil konuşmalarının bir farkı olmayacaktır. yani yoksunluk veya zenginlik dilin kendisinde değil konuşanın kendisindedir.
  • yaşadığı toplumu ve dili özümseyemeyen, kimliksiz, kişiliksiz ve bölücü ve hatta humeyni’yi seven, ingiliz mandasını tercih edebilen kimi zevatın, yellenme yerinden uydurulmuş saçma sapan bir söz.
  • hatalı bir önermedir. günlük hayatta gençlerimiz kaç kelime ile konuşuyor diye ampirik bir çalışma yapılsa bu önermeyi yapanların dumura uğrayacağı aşikardır.
    neye göre kime göre zenginliktir? ingiliz dili çok zengindir evet ama; sokakta kaç kelime ile konuşuyolar acaba? ben 3000-5000'i geçeceğini sanmam.
    bizdeki durumda çok farklı değildir tabii ki...
    hayatında üçten beşten fazla kitap okumayan, konuşmayı beceremeyen, ancak kısaltılmış sms'lerle anlaşabilen bir topluma çok fazla bir dildir bence...
    "at sahibine göre kişner" diye veciz bir sözümüz vardır. dil de insanın kendisini ifade edişine, sahip olduğu kelime haznesine göre zenginleşebilen bir dinamik realitedir.
    kimi 1000 kelimeyle kimi 20000 kimi belike de daha fazla kelime ile yazabilir ya da konuşabilir. bu tamamen kişinin yaratıcılığına ve okuma kapasitesine bağlıdır.
    gerçi bu kadar kelimeyi yazsa veya konuşsa karşısındaki muhatapları anlayabilecek midir? o da sorunun başka bir boyutudur. günümüz türkiye'sinde oldukça zordur...
hesabın var mı? giriş yap