• kimin ne dediğine bakmayıp, onları kibarca göz ardı ediniz. güzel filmdir, izleyiniz.
  • söylendiği gibi ateist bi film beklentisiyle izlenirse beklentileri karşılamayacak, ama bir aldatma hikayesi olarak düşünülürse gayet iyi kotarılmış film. "ateizm" ve "dindarlık" kavramı bu filmde sadece iki zıt kutup olarak konmuş bence, ne ateizm ne de dindarlık detaylandırılmış, ikisi de yüzeysel geçiştiriliyor, sadece inanç kavramı üzerinden, kadının eşi ve sevgilisinin karakterleri arasındaki yoğun zıtlık gösterilmeye çalışılmış. ateizm sadece filmin küçük bir parçası, gay evlilik de öyle. filmin ana olayı, aldatma. bu açıdan bakılınca güzel bir aldatma. liv tyler, o naif, o kırılgan, o yavaş yavaş aşık olan kadını öyle güzel canlandırmış ki...
  • başrollerini liv tyler, patrick wilson, charlie hunnam ve terrence howard'ın paylaştığı 2011 yapımı film. 'is this the brokeback mountain for atheists?' sloganıyla dönüyor fragmanları.

    http://www.imdb.com/title/tt1535970/
    http://www.youtube.com/…ature=player_embedded#at=37
  • 101 dakikalık, 2011 yapımı film.

    7 / 10.

    10.000.000 dolares bütçeli the edge "tuhaf" bir film aslında. farklı fikirler, dikakt çekici tartışmalar, diyaloglar içeriyor. ama sonuçta, totalde elinize geçen ya da 100 dakika ardından elde ettiğiniz; kişiye göre değişebilecek, tam bir bütünlük vermeyen bir his olabilir. bu tuhaf durumu senarist ve yönetmen matthew chapman'a yükleyebiliriz.

    ilgi çekici bir kadroya sahip filmde charlie hunnam a başrolde. terrence howard ve liv tyler ona eşlik ederken, onları da patrick wilson izliyor. filmin genelinde oyunculuklar oldukça iyi görünüyor. liv tyler özellikle karakterinin gerektirdiği yapıya harika bir kalıpla oturmuş, görsel olarak yine büyüleyici, onu da eklemeli. wilson da ayrıca temiz iş çıkarmış.

    ilgi çekici bir kadrodan ilginç bir drama. denenmeli.

    her eve imdb
  • spoiler;

    sorgulayici bir film falan degil, ama izledikten sonra himm diye homurdatiyor. liv tyler'in ve patrick wilson'in mukemmel oyunculuklari, charlie hunham karizmasi (azcik brad pitt etkisi yaratiyor), terrence howard da icime dokunuyor nedense (onda da bu filmde az biraz denzel washington'luk var). tum bunlari bir araya getirip, elle tutulur, adam gibi bir senaryo ile bosa vakit harcanmayacak bir film. hatta etkilenmeniz bile mumkun. sevdigin icin en fazla ne yapabilirsin? tum dini ve ateist muhabbetlerin disinda, filmin esas konusu bu olmakla birlikte ben ateist bir film olarak etiketlenecek bir sey bulmadim.

    spoiler end.
  • kabala öğretisinden ateizme, aşırı dincilikten eşcinselliğe, cinsellikten romantizme birçok şeyi işlemeye çalışmış fakat kendini çok ciddiye alarak hiçbir noktada zirve yapamamamış vasat bir film. senaryoda da birçok tutarsızlık mevcut.

    --- spoiler ---

    karısını esir alan adamın yakalanması bu kadar mı basit olur? şöyle bir etrafa bakıp, o pencerede bir şey gördüm sanki deyip adam mı yakalanır. ateist ve hayatı ciddiye almayan bir adam ölüme bu kadar kolay mı gider? bu adamın hikayesini dinleyen polis memuru birdenbire ruhani değişikliğe uğrayıp karısının büyük yalanını şak diye af mı eder?

    --- spoiler ---
  • 2023 yapımı hakkında konuşmak istiyorum.

    hani 2 saat uğraşip en özenle hazırladığınız pirzola veya biftek etini tam yemek için masaya oturduğunuzda etin bozuk olduğunu görüp yemeden kalkmaniz gibi bir film olmuş.

    --- spoiler ---

    çok güzel görsel şölenle başlayan film daha bismillah 3. dakka da ilkokul terk piyes oyunculugu ve beyin terk senaryosuyla piç edilmiş. elimizde fall gibi efsane olabilecek bir film varken kestane yapmışlar.

    - daha kadraja girdiği ilk anda 0 oyunculukla ben kötü adamım diye bağıran dallama dalyarak.

    - ulan mesleği escort olan kadınlara bile böyle yaklaşmassin. hatta mesleği orospuluk olan kadınlar bile daha tanışalı 30 saniye olmayan adamların teklifini böyle kabul etmez.

    - hele o kamptaki sırf olaylar gelişsin diye zorlama senaryo ıkınmaları neydi öyle. ulan kızla zaten yiyişmeye başladın belli ki sonunda kiz verecek ne diye kız işemeye gittiğinde tecavüz etmeye kalkıyorsun.

    - hele bu iq terk senaristlere sinirim geçmedi. polislere, kız dağa tırmanırken öldü dedirteceginiz kızın yüzünü taşla ezmek, tırnaklarını kesmek...bravo einsteinler. birde yanlarında ki mal avukat olacak.

    - sonrası zaten çiğ diyalog, gözleri kanartan oyunculuk, gırla devam eden mantık hatası ve klasik son.

    --- spoiler ---

    son zamanlarda olaylar aksında nasıl akarsa aksın diye böylesine çiğ ve senaryo kabızlığında ıkınan film izlememiştim.
  • soundtrack'i ile benden geçer not almayı başarmıştır. sonu hariç genel olarak bir yandan ulaşmaya çalışmanın, öte yandan uzak kalmaya çalışmanın iyi anlatıldığı bir hikayedir.
  • ne liv ne terrence perverim. birini uzun suratlı ötekini gözlük takıyor numarası yapamayan biri olarak biliyorum. lakin liv ağlamasıyla aynı anda benden de bi damla gitti bu filmde. dimek neymiş, hissettirmiş...
  • --- spoiler ---

    daha önceki entrylerden birinde de %100 doğru tespit edildiği gibi aldatma üzerine bir film. her sanat eserinde olduğu gibi bu eser de izleyeni, dinleyeni, seyredeni ikilemde bırakıyor. sanatın işi bu. sen yap tüketen üstüne yıllarca konuşsun de mi? oh!

    neyse... bu tanrı hikayesi (ki tanrı olsa ne olur olmasa ne olur allah aşkına! varsa ve eğer bu mevcut dinlerden birinin sahibiyse olmamış, becerememiş. eğer yoksa da yoktur ne yapacaksın rekatlarını geri mi isteyeceksin?) hakikaten bayık, sonu gelmeyecek bir malzeme deposu. o yüzden dindarlarla ateistlerin tartışması değil bu film. iki taraftan biri viskisini sek içen diğeri buzlu içen bile olsaydı aldatma hikayesine hiçbir katkısı olmazdı.

    hanım kızın ateistin belden aşağı ilk esprisine verdiği tepkiden belliydi meyledeceği. kendine güveni olmayan, kırılgan, doğru düşünemeyen, etrafındakileri tanıyamamış, tıpkı kocası gibi fırtınada can havliyle ilk sığınağa kendini atmak zorunda kalmış yazık bir kız.

    dini bütün abimiz ise bir kere kaybolmuş üstüne bir daha kaybolmuş. dibin de dibinde.

    bu iki kırık karı kocanın yanında daha sağ duyulu olması beklenebilecek ateist oğlanın da oynadığı oyun çok sinsiydi; kendi ağzıyla söyledi oyun olduğunu, kızı çekti, itti, en son bir kere çekti sonra da bırakmadı zaten. neymiş? iki sokup çıkartmaya aşık olmuş!?!??? puştun önde gideni saygısız herifin teki. ne bekliyordu acaba? kız papazdan icazeti alıp kocasına hoşçakal deyip evden çıkacak mıydı?

    en doğru hareket tenimiz uyuşuyor mu diye check etmeden, kimseyi aşağılamadan kızın kocasıyla yollarını ayırmasıydı. işte ne o duygu olgunluğu ne de zeka kızcağızda yoktu. zaten bunun üstüne çekilecek bir filmi de kimse izlemezdi. izlenecek film sevdiği için binanın tepesinden atlayacak bir adamın hikayesini anlatan filmdir.

    ateist oğlan daha otobüste kızla bakışarak oyununu oynamaya başladığında o binadan atlamış zaten.

    olm elalemin karısına sarkmayın lan! manyak mısınız? sarkıyorsanız da eğer yakalanmayın aq! gerizekalılar sizi!!!

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap