tarak

• basit bir hesap sonucu normal uzunlukta bir saça sahip olan insanın 1 yılından yaklaşık 6 gününü çaldığı tespit edilebilecek masum görünüşlü tırtıklı kıl işkencesi.
• barbaros hayrettin'in klibini bile cektigi sarkisi (bkz: #4702566).
• iplik fabrikalarında pamukları tarayarak şerit haline getiren makineye verilen isim.
• (bkz: vaktim)
• (bkz: tarrasque)
• bugün sabah sabah nihat sırdar ın 'kaybolan trilyon olayı'nın üzerine çalıp, yolda pek bi eğlenmemize sebep olduğu şarkı.^*
  beraber hatırlayalım:
  http://www.youtube.com/watch?v=dudatbdgvgk
• basimizdan eksik olmadigi zaman baska olumsuz sartlari beraberinde getiren alet.
• toplu iğne başlı dişi olanları bir rahat şekil veren edevat. işin garip yanı bu tariflediğim çeşidi tarakların, uzun vadede diş diplerine biriken tüyümsü şeylerin topaklanması vesilesiyle iğrenç bir görünüme bürünmektedir. ilk kez bu hadise ile karşılaştığınızda az biraz daha kirletip atarsınız çöpe tarağı... ikincide... üçüncüde... sonra "ulan bu böyle olmayacak, ben bu tüylerden kurtulacağım" diye kendinizi yer vaziyette kendinizle iddiaya girersiniz. sizi kurtaracak edevat sivri burunlu bir nakış makasıdır. tabii evde bu aletten bulunması için nakış yapar bir hemşire anne şu bu sahibi olmalısınız ki bunlardan ilki bende mevcut.
  
  efendim, ilk aşamada topak haline gelmiş tüyleri dişlerin herbirinin üst kısımlarına tırnaklarınızla itelersiniz. benim tarakta sıra başına yedi diş vardı... hepsiyle bir dakika oyalanmış olsam yedi dakika birinci sıra ile, yirmi sıra olsa, yüz kırk dakika uğraşacağım demektir. her tarak aynı diş oranında değildir. her topak da aynı dişlilikte değildir... böyle sivri uçlu makasla topakları kenarından kesersiniz. gene de kendini bırakmaz meret... ince ucuyla halkalaşmış olan topağın içine dalarsınız... kendinizi dişçi gibi hissediyor musunuz, hani tamponları cımbızımsı bir edevatla ağzınızdan çıkarıyorken bulundukları pozisyon.. hah aynen öylesiniz...
  
  bir de şunu söylemekte fayda var. bu işe başlayacaksanız sol el (makası kullanmadığınız el) tırnaklarınızın ne kısa ne uzun normal yurdum tırnağı olması gerekiyor... zira kimi dem topakları uçtan uça çekeceksiniz ve güç kullanacaksınız. bazı dişlerinde tarağın topaklar mukavim değil misal, onları da makasa hacet kalmaksızın sol eliniz tırnakları muhalefetiyle def edeceksiniz...
  
  neymiş yüz kırk dakikanızı mı aldı hadise... aman efendim abartmayın... bir daha da bu kadar pasaklı olmayın... sözlük gülecek size... topaklanmadan tarağığnızı temizleyin...
• tarama amaçlı alet, edevat, basit makine! masamın üstünde gözüme çarpması sebebiyle legal bir entry olma amaçlı burada aksetmiştir. daha önce yazılmış zaten bu bahanesine karşılık da, bez bulunan bir yer olarak da belirteyim, zira okuduğum kadarıyla bu daha önce yazılmamış. örnek kullanımı ise şu şekil:
  
  "onun o taraklarda bezi yoktur hiç" dedi ve kamçıyı şaklattı. atlar doludizgin koşup giderken görünen sadece toz bulutuydu. (teyzen rıfat, 1934, ormandaki pembe güvercin)
• (bkz: deniz tarağı)