• bir sürü iyi (pahalı) lokantanın tatlı menüsünde yer alır ama kendisi yerine dr. oetker'in çikolata şelalesi gelir. gerçek sufle yapıldığından emin olunmadan istenilmemeli.

    not: çikolata şelalesi de güzel tabi ama alırsın 4.5 liraya bakkaldan, 2 yumurta kırar, 4 porsiyon yersin. aksi halde porsiyonuna en az 12 lira ödeyeceksin ve yediğin sufle değil kazik olacak.
  • daha önceleri burger king mi dominos pizza mı derken şimdi onlar ne dememe sebep olacak kadar güzel yapar bu muhteşem tatlıyı dilek pastanesi. gidin, yiyin sonra bana teşekkür edersiniz.
  • tarifini de yazayım tam olsun;

    malzemeler
    (4 kişilik)
    80 gr bitter çikolata
    1.5 su bardağı toz şeker
    yarım su bardağı kakao
    1.5 yemek kaşığı tereyağı
    3 yemek kaşığı un 1 su bardağı süt
    4 yumurta
    bir tutam tuz

    yapılışı:
    yumurtanın aklarını ve sarılarını ayırın. dört sufle kabının içini yağlayıp toz şeker serpin. bitter çikolatayı rendeleyin. toz şeker ve kakaoyu harmanlayın. tereyağını bir tencerede eritip unu ilave edin. un pembeleşmeye başlayınca sütü azar azar ve sürekli karıştırarak ekleyin. rendelenmiş çikolatalı karışımı ilave edip karıştırmaya devam edin. 2-3 dakika sonra yumurta sarılarını ekleyin. kısık ateşte 3-4 dakika pişirin. tencereyi ocaktan alıp ılımaya bırakın. yumurta aklarını bir tutam tuz ekleyip kar gibi oluncaya kadar çırpın. bunu çikolatalı karışıma ekleyerek kaşıkla söndürmeden karıştırın. karışımı sufle kaplarına paylaştırın. önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında 20 dakika pişirin. fırından alıp pudra şeker serpiştirip sıcak servis yapın.
  • sabah sabah sol frame de görüp canımın çektiği muazzam tatlı. paella gibi çift kişilik olduğunu düşünmüşümdür hep. tek başına yendiğinde fazla gelen ama çift kişi çala kaşık daldığında tadı damağında kalan.
  • insanı dünyanın güzel bir yer olduğuna inandıran melek gibi bir şey.

    ayrıca (bkz: angel cake)

    he bir de belki (bkz: space cake)
  • son bir yılda nedense iyice, hatta çılgınca bir şekilde ünlü olmuş, fast food'cularda ve pizzacılarda mutlaka bulunan, ama tabi hiçbir şeye benzemeyen tatlı. enteresan yani böyle şeylerin moda olması falan. yakında ben macaron'dan böyle bir atılım bekliyorum, hayırlısı.
  • en güzeli doğatepede vişneli dondurmayla yenilenidir. ama siz eğer benim oraya gidecek vaktim yada param yok diyorsanız hazırları arasında gene en iyisi dr oetker dir. en azından carte dor dan çok daha iyidir.
  • bu minicik tatlı, sevgiliyle tek kaşıktan yeniliyorsa dünyanın en mutlu insanı etmeye yeter adamı. fakat tek başına yiyorsa en az 2 tanesi keser adamı..
  • çay karıştırma sesiyle uyandı, şehirlerarası seyahatinin yarım saatlik çay ve ihtiyaç molasında. onca ihtiyacın arasından sadece birkaçının karşılandığı abartılmış bir vaatti bu, sayın yolculara karşı ayıp oluyordu. halbuki sayın yolcuları, kimi para isteyecek kimi aşk. yarım saatte bunların bulunması çok mu zor sanki? otobüsten nasıl indiğini hatırlayamadı. var olan sadece çay karıştırma sesiydi. şekerin çayın kanına girdiği bu anın uzattıkça uzatılması ve sonra her şeyin unutulması. sanki eriyen, yitip giden bir şeyler yokmuş gibi. hiç olmamış gibi. insanları birbirine düşüren bir fetbazın ömür eksilten sakinliği. çayın şekerli içilmesi kadar normal hayat. çay kaşığının çıkardığı sesi sadece köpeklerin ve çok az insanın duyduğu bir hayat.

    bir çay da kendine söyledi. self-servisti. insan en büyük yatırımı kendine yaparmış, kalktı, bir çay aldı. küp şekeri dişiyle kırdı, yarısını çaya, kalanını masaya bıraktı. çayından ağır hareketlerle bir yudum aldı. etrafına bakındı. tuvalete gitmesi gerekiyordu. bu istek, konuşma sırasında cereyan ediyor olacağından lavaboya diyecekti birazdan. oysa oraya işenmesi ihtimali hala komikti işte. boşuna gülmüyordu ya koca tesiste, içten içe. hemen gelirim dedi, tatlı bi şeyler alın siz.

    döndüğünde masada bir tatlı duruyordu. görünce tanıdı, sevdi hemen. adını çıkaramadı. neydi bunun adı, dedi? sufle dedi biri ordan. sufle dedi o da. rolünü unutmuştu bir an, hatırladı. sufle.
hesabın var mı? giriş yap