• sorun kelimesine daha estetik bir tad kazandirdigi zanniyla epey yanlis kullanilan kelime. sorundan farki cozumunun belirsiz olmasi ve hatta bir sorun olup olmadiginin belirsizligidir.
  • tdkya gore, anlamı soyle tanımlanan kelime:
    1. çözümü belli olmayan.
    2. doğru olma ihtimali bulunmakla birlikte, şüphe uyandıran, kesin olmayan, problematik.

    ayrica, yine aynı kaynak kelimenin sıfat oldugunu da belirtmektedir. buna ragmen, kelimeyi ısrarla sorun kelimesinin eşanlamlısı gibi kullanarak, kelimeye isim muamelesi yapmak ise sanırım organize bir galat-ı meshur hareketinden ote bir sey degildir.
  • kelime oyunu programinda eksi sozluk tarafindan meshur edildigi soylendi.
  • kelime oyunu yarışmasında sorulmuştu "sorunsal" kelimesi. sunucu daha soruyu okumadan kopya maksadıyla:"ekşi sözlükle birlikte kullanımı yaygınlaşan bir kelime" demişti. bunu söyler söylemez "sorunsal" diye bağırdıydım ama o ne bağırmak. temiz bir 800 puan kazandırdıydı bana. ne işime yaradı orası ayrı.
  • şu hayatta en nefret ettiğim kelimelerden. çok iğrenç ve itici bir kelime lan. ola ki karşımdaki biri bu kelimeyi kullansa ağzına kürekle vururum amına koyayım. olmadı tuvalet terliğiyle.

    (bkz: ananın amı sorunsalı)
  • eksisözlükte zirt pirt kullanilisiyla fena halde gicik kaptigim söz. hele felsefeye ait bit terim olarak cok degisik durumlarda sacma sapan birsekilde; bilmem ne futbolcusunun sürekli faul yapma sorunsali ya da bütün esmer kizlarin kasar olmasi sorunsali (kafadan attigim basliklar..) gibi salakca basliklarda yer almasi yüzünden gicigim günbegün artiyor bu lafa. bazen sansürlensin diye düsünüyorum..
  • problematik olarak da kullanimi yaygindir.
  • //(...)

    bu kavram kaypaklığının tek sorumlusu öz türkçe olmayabilir. onu kullananların düşünce disiplininden uzak olmaları da bir sorun. fakat oturmamış kelimeler, ya da değişik yazarların kendi kararlarına göre şu veya bu anlamda kullandıkları kelimelerle örülmüş bir kültür ortamında düşünce disiplinini elde etmek hayli zor. yerli/yabancı farklılığının en net biçimde gözlendiği alan olduğu için çeviri, öz türkçecilik içinde önemli rol oynadı. böylece, çevrilmiş metinlerde, sartre'ın, ionesco'nun, daha nice yabancı yazarın kendilerini türkçe'yi arılaştırma davasına yürekten adadıklarını gördük (ben de öz türkçecilik dönemimde neler yaptım, hatırladıkça yüzüm kızarır: diyalektik maddeciliği "eytişimsel özdekçilik" bile yapmıştım, ve zavallı russell'a söyletmiştim bu lafı).

    işte her çevirmen yabancı dil metinde karşılaştığı kavramlara kendine göre öz türkçe eşdeğerler yaratırken, bunu okuyan okurlar da kaygan ve kaypak kelimelerle kaygan ve kaypak düşünceler üretmeye alıştılar. örneğin günümüzün moda deyimlerinden "sorunsal" da kültürümüze benim naçiz bir armağanım oldu, sanıyorum; bunu althusser'in "problematique" kavramını karşılamak için türetmiştim. geçenlerde bir dergide "sorunsallı günlerimizde birlik olalım" gibilerden bir laf gördüm. anlaşılan, "kuyruklu sorun" anlamını kazanmış sorunsal.

    bu kelimelerle kurulan söylem de belirgin nitelikler edindi. bir yandan, üslup anonimleşti. bir yandan, kelimelerin kazandırdığı sanılan şıklık, içeriğin yerini aldı. deminki örnekle şöyle bir cümle kursak: "sorunsallı günlerimizde kurgusal devinimlerle uzayı dönüştürmek olası görünse de bir sanrı olmaktan gitmez ileriye," filan yollu, pekâlâ geçer, insan sahiden bir laf etmiş yerine konur. genellikle böyle laf ediliyor zaten.

    (...)//

    murat belge

    iç. yazko edebiyat/haziran 1982, s. ?

    kaynak:

    kirpi.fisek.com.tr/index.php?metinno=edebiyat/20041219195127.txt
  • kullananların ağzının ortasına kürekle vurma isteği uyandıran kelime. sikeyim sizin sorunsalınızı, sorun desen, problem desen ya da mesele desen ölür müsün dalyarak?!
  • formatın buglarindandir.
hesabın var mı? giriş yap