aynı isimde "sol (kriptopara)" başlığı da var
  • sol'u cumhuriyet, ülke, bayrak, vatan düşmanı zanneden embesil bebelerin yasaklanan cumhuriyet bayramı kutlamalarına laf söylediği için eleştirdiği gazete. herkes senin gibi cumhuriyet düşmanı olacak değil ya. koduğumun dinazoru.
  • bu gazetenin "aşırı zekadan" muzdarip bazı muazırları "abi çok içtin istersen araba kullanma" ile "görevi bırak yoksa sonun kaddafi gibi olur" iddialarının birbirine benzediğini düşünüyor.

    ya gerçekten süzme salaklar, ya da bizi salak sanacak kadar salaklar. yahu bir de o nobran halet-i ruhiye, o akıl vermeler... teşekkür etmeler vs.

    siz bizi gerçekten keriz mi bellediniz:

    "esad tabutuna çivi çakıyor, görevi bırakıp gitsin yoksa sonu kaddafi gibi olacak" dediğinde abd savunma bakanı leon panetta, aynı masaya oturmuş iki arkadaşın içki içerkenki samimiyetini görüyor musunuz mesela?

    ulan mal oğlu mal, bu açıklamaların bu kadar benzemesi de mi düşüremedi jetonunuzu yoksa yalanı, çarpıtmayı yani karaktersizliği huy mu edindiniz?

    bir de "söylenmeyenler" meselesi var mesela, orhan pamuk gibi "yüce" şahsiyetten ben aynı "samimiyeti" erdoğan'a karşı göstermesini de bekliyorum. "el kaide'yi suriye'de köklendirdiniz. bu adamlar sünni fanatiği ve ne hıristiyanları, ne de alevileri sağ koymazlar iktidar düşerse" desin mesela...

    yani pes, insan namussuz olabilir, zeka özürlü olabilir, alçak olabilir, herkesi aptal bir kendini zeki sanıyor olabilir ama hepsi birden olmamalı arkadaş.

    teşekkür falan yok, siktir git.
  • bugünkü manşetiyle tartışılan gazete. çocuklara kafa kestiren özgür suriye ordusu hakkında iki kelâm etmeyen liberal zatın hemen tüyleri ürpermiş, "ay midem bulandıııııığ" demektelermiş. ben halinize bakıp yıllardır kusuyorum o ne olacak?
  • ikinci hafta tirajı 19.705 olarak açıklanmış, buraya tirajla ilgili dalga geçme çabalı entry'ler girilmeden önce hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.

    2003 yılının ortalarından itibaren birgün gazetesinin çıkmasına yönelik çalışmalar başladığında herkesin kafasında 100 bin tirajlı bir gazete vardı. türkiye'nin farklı illerinde yapılan gazete toplantılarına geniş kesimlerin ilgisi, aydın ve sanatçıların merakı, basın yayın sektöründeki solcuların teşvikiyle tıpkı ödp'nin kuruluş dönemindeki gibi bir kitlesel coşku ortamı ortaya çıktı. birgün o kadar merakla beklendi ve arzulandı ki, henüz kuruluş sürecinde yaşanan sorunlara aldırış bile edilmeden, teknik altyapısı tam olarak hazır olmadan oldukça güçlü bir kadroyla nisan ayında gazete yayınına başladı. televizyonlara barter karşılığı verilen kısa reklamlar, bilboardlarda yer alan afişler hepimizde güçlü bir motivasyon yaratmıştı. ilk gün o kadar heyecanlıydık ki, 100 binin ne kadar üzerine çıkacağız diye konuşuyorduk.

    ilk gün öğleden sonra yaklaşık 40 binler civarında bir satış olduğu duyumları gelmeye başlamıştı, umudumuz akşama kadar bu rakamı en azından ikiye katlamaktı. ertesi gün ilk gün satışlarının 55 bin olduğunu öğrendiğimizde günlük gazete çıkarmanın hiç de planlandığı gibi olmadığını anlamaya başlamıştık. meğer zaten toplam 100 bin basılmış gazete ve hepsini satmanın imkanı da yokmuş. o zamanlar 55 bin tirajın az olduğunu sanıyorduk ve kıymetini bilmiyorduk. ilk hafta ortalama tirajı 45 bin civarında olduğunda yeni bir hayal kırıklığıyla karşılaştık, üstelik bu rakamın yaklaşık 5 bin tanesini de ilk hafta ücretsiz olarak sokaklarda dağıtmıştık. ve dahası pek çoğumuz ikişer üçer gazete alıp dolmuşa, vapura, otobüse bırakıyorduk. sonraki bir kaç ay tiraj 35 bin ortalamaya kadar düştü. o zamanlar 35 bin tirajın az olduğunu sanıyorduk ve kıymetini bilmiyorduk.

    tiraj düştükçe baskı sayısı da düştü, baskı sayısı düştükçe tiraj da düştü, ilk 6 ayın ardından ortalama 18 binlere kadar indi tiraj. o zamanlar 18 bin tirajın az olduğunu sanıyorduk ve kıymetini bilmiyorduk. gazete birinci yılını 15 bin, ikinci yılını ise 10 bin ortalamayla tamamladı. türkiye solunun önemli bir parçasının ortak bir hevesi ve heyecanı olan birgün, türkiye solunda yaşanan saflaşmalardan da en fazla zarar gören kurumlardan biri oldu. günlük bir gazetenin taşıyamayacağı, taşımaması gereken bir siyasallıkla donanan birgün içine düştüğü bu durumun bedelini kitlesellik iddialarından uzaklaşarak ödemek zorunda kaldı. sorunlar büyüdükçe gazete küçüldü ama her şeye rağmen, gazeteye emek veren muhabirlerin insan üstü gayret ve özverileriyle gazete 7 yılı aşkın bir süredir yayınlanmaya devam ediyor ve yaklaşık 7-8 bin tirajla kendine has bir çizgi oturtmayı başardı. ve şimdi bunca badireler atlattıktan sonra daha fazlasını yapma cesaretini ve özgüvenini koruyor.

    bütün bunları niçin bu başlığa yazdığımı bilmiyorum, siyasi görüşüm örtüşmese de, sadece sol gazetesine emek veren arkadaşlara birazcık cesaret vermek istedim. bilsinler ki türkiye gibi bir ülkede adında sol ve içeriğinde sosyalizm olan bir günlük gazeteyi 50 bin satmak kolay değil, 25 bin satamamak başarısızlık da değil. içinden geçtiğimiz süreçte türkiye'de solun başarı ve başarısızlığını ölçecek olan şey, tirajdan çok inat ve çabadır. şimdiki tirajlarının az olduğunu sanmasınlar ve kıymetini bilsinler istiyorum.

    ey sola emek verenler, gazeteniz planlandığı kadar satmamış olabilir, sürdürülebilir kılmak için bundan sonra baskı sayısını biraz daha küçültmek zorunda da kalınabilir ama inat etmekten, umut etmekten bıkmayın. kolaylıklar...
  • türkiye'de toplamda 2 (iki) adet dağıtım şirketi (bu olay tekelleşeli çok oldu) olduğunu bilmeyen götlekler, bu gazeteye saldırmak için "turkuvaz da turkuvaz öeeeeeeeeeeee" diye kepaze oluyorlar.
  • hayallerinin ırzına geçilmiş, yurdunu istenenden farklı sevmesi hoş karşılanmadığı için acıya gark edilmiş, tutsaklığa ve zorbalığa mahkum olmuş biricik babama daha dünyadan habersiz küçücük bir çocukken, safça "baba ben büyüyünce sağcı olucam. çünkü sağ kolumu daha çok seviyorum" dediğimde bile başımı okşayıp gülümseyerek "peki oğlum" dedirtebilmiş, yüksek bir idealin, bir insanlık duruşunun, bir tavrın kısa adı.
  • kunta kinte ve tetikçiliği ile bilinen vakit gazetesini bir kez daha aynı saflarda buluşturmuş gazete.

    (not: türkan saylan kanser hastasıyken evine yapılan polis baskınına karşı çıkanlara kunta kinte'nin sevdiği bir isim olan roni margulies "aynı şeyi mustafa balbay için de yaptılar. günlükler çıktı sesleri kesildi. göreceksiniz yine aynı şey olacak" diyerek savunmuştu.)

    not ıı: kunta kinte'nin çok sevdiği doğan tarkan da kck ve devrimci karargah davalarından takır takır tutuklamalar yapılırken "sol.org.tr ve odatv aynı odaklardan yönlendiriliyor. demişti.

    hedef göstermeyi, tetikçiliği çok iyi bilen bu isimler kime ahlak öğretiyorsa artık...
  • dağ başında çalışan, sabahın altısında heryer kapalı olduğu için ulaşamadığım gazete. türkiye'de ciddi bir eksiği kapatacağına inanıyorum, sol'un web sayfasını takip ediyorum ve sol'a "ulusalcı" denilmesinin tek nedenini ak parti'ye karşı olmalarına bağlıyorum. kürt sorununda milliyetçi bir çizgileri yok. yunanistan ve suriye komünist partileri ile iyi iletişim içindeler. gazeteden en büyük beklentim, farklı sol fraksiyonları, kendilerine karşı bile olsalar, sol gazetesinden dışlamamalarıdır. sosyalist görüşten taviz vermemek şartıyla, gerektiğinde kendilerini bile eleştirebilecek kadar açık görüşlü, arada biz bir şeyleri yanlış mı yapıyoruz diyebilecek kadar objektif olmalarıdır. birileri kendilerine karşı ise, onlara cevap yetiştirmemeli, neden böyle düşünüyorlar diye bu karşı görüşü değerlendirmeliler.

    edit: gazeteyi takip edebildiğim kadarıyla ak parti'yi fazla gündemde tuttuklarını gördüm. gündemi ak parti'nin veya erdoğan'ın belirlemesine izin vermemeliler.
  • bende iyi bir izlenim oluşturmuş gazete. adı çağrışımlara yol açsa da öyle insanın gözüne gözüne ideolojisini soktuğu yok. dedikodu minvalinde "o onu dedi, bu bunu dedi" tavrına yahut oğuz haksever'inki gibi taraflı mimiklere rastlamadım. kazanda kepçeyi dolaştırmadan sadece kazanın içinde ne kaynadığını anlatan bir gazete olmuş. her yeni gazete gibi iyi yani. yukarıdan tehditler almaya ve büyük gazetelerce ayar verilmeye başladıktan sonra da bozulmayacağını umuyorum.
  • dun istiklalde, tanitim sayisini alarak destek oldugum gazetedir. yilladir takip ettigim bulten http://haber.sol.org.tr/ bundan boyle gazetecilerde..israrla isteyiniz.
hesabın var mı? giriş yap