• belki izlemişsinizdir, artık türkiye'nin de bir snuff filmi oldu bugün: unknown russian soldier gibi..
    tek plan çekim: kamera sabit, genel görüntü..

    konusu bir adamın bir kadını defalarca bıçaklaması üzerine.. süresi 1 dkyı bile bulmuyor.. 55 snde her şey olup bitiyor: adam, kadına saldırıyor, kaçmaya çalışan kadını yere düşürüp, tekmeleyip, bıçaklamaya başlıyor: uzun sayılabilecek bir süre, millet öylece bakıyor (tepki vermemelerinin sebebi, yaşadıkları şok muhtemelen..) neden sonra, kadının oğlu annesini kurtarmak isterken adamın saldırısına uğruyor, kayıyor sanırım, kaçıyor bir süre saldırgan onu kovaladıktan sonra geri dönüp, bıçaklamaya devam ediyor.. kendine gelen halk adamı kovalamaya başlıyor, bu sırada ayağa kalkıp birkaç adım atan kadın, yere düşüyor ve ardından ölüyor..
    bu kadar ve hepsi 1 dk bile sürmüyor..

    izlediğiniz şey öylesine korkunç ki, donup kalıyorsunuz: ve biliyorsunuz ki, bir ölüme tanıklık ediyorsunuz: saw'ın, hostel'ın ve daha nicelerinin vermek istediği etkinin çok daha fazlasını, çok çok daha kısa bir süreye sahip olmasına rağmen bu güvenlik kamerası görüntüleri veriyor..

    olayın bir haber değeri taşıdığı muhakkak: gün içinde tv kanalları olsun, haber siteleri olsun, hemen hemen hepsinde videoyu bulmak/izlemek mümkün: hem de sansürsüz bir şekilde ve eleştirilmesi gereken bu: hiç öyle "milyonlar izliyor, gençlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı..", "rating uğruna yapıyorlar.." zırvalarına girmeyeceğim: çünkü burada onlardan daha fazlası var: snuff'a duyulan özlem..
    korku türünün son yıllarda "işkence pornosu.." diye bir alt-tür (daha..) kazanmasına sebep olan bu özlemin talebi doyurmakta zorlandığını, filmlerin giderek daha uç noktalara temas etmesinde izini sürmek mümkün..

    eski zamanlarda idamların halka açık yapılmasının bir sebebi afişe ederek caydırıcılığı artırmak olduğu bilinse ve oldukça yetkin acılı ölüme sebebiyet veren işkence aletlerini geliştirecek kadar sektör büyüse de, beri yandan insanların bir başkasının ölümünü izlemek istedikleri çıkarımına da ulaşmak mümkün..
    bugünkü güvenlik kamerası görüntüleri de benzer şeyleri düşündürüyor bana: üç ihtimal var:
    en az rastlananı sanırım, katille özdeşleşmek: o yüzden değinesim de pek yok..
    daha çok olanıysa kurbanla özdeşleşmek: orada kendi ölümünü mü tahayyül ediyor, yoksa kurbanın ölümüyle mi özdeşleşiyor pek de fark etmiyor: tüm benliği kaplayan acı/ma duygusu, tüm hislerin önüne geçiyor..
    ve en çok yaşanan/yaşadığım: adeta nihilistik bir boyut kazanan her şeye yabancılaşma duygusu: tıpkı görüntülerdeki insanlar gibi adeta şoka girip, öylece dona kalıyor, hayret ediyorsunuz..
    gerideyse yerde yatan bir ceset kalıyor..
  • benim tesis filmiyle keşfettiğim bi olguydu şu snuff denilen nane/halt/bok: bu türün ne olduğundan ziyade, bu tür filmlerin etkilerinden/özlemlerinden bahsetmek lazım biraz..

    cannibal holocaust'taki cesedin de gerçek olduğu iddia edilir misal, dedikodu olduğu açıkça belli olsa da, bu film özelinde ve başka mecralardan (çocuk pornografisinde de bu tür dedikodular dolaşmakta, aynı şekilde bazı snuff-pornolar da çekildiği) bazı çıkarımlar yapılabilir:

    şiddet ve cinsellik, evet insanın sürekli bastırmaya çalıştığı duygulardan ikisi, filmlerde cinsellik sorunu aşılmasına rağmen, şiddet hep grafik olarak kalmıştır: bunda sinemanın oldukça geç ortaya çıkmasının etkisi olduğu muhakkak: zira sinema insan öldürmenin herhangi bi yaptırımının bulunmadığı zamanlarda ortaya çıksaydı eğer, bu konuda da filmler çekilebilirdi-
    hayvan öldürme ise sinemanın sıklıkla başvurduğu bi yöntemdir misal..

    ancak, bi dürtü var ve bunlar engellenemiyor: çocuk pornografisi ne kadar yasaklanmaya çalışılırsa çalışılsın, cinsellik yaşının 18'den düşük olduğu ülkelerde bu tür materyaller üretiliyor; snuffta da bu böyle, hatırlıyorum bi ara iki askerin birinin boğazını kestiği video ortalıkta dolaşıyordu..

    kanuni yaptırımlar sonucunda önü kesilmiş bir alanda bu açlığı gidermek içinse grafik şiddet gittikçe daha uç noktaları deniyor, istismara dönüşüyor..
  • üniversite yıllarında kazaa sayesinde birçok snuff video izlemiştim. çeçenler tarafından boğazı kesilen rus asker, bir islam ülkesinde penisi kesilen adam, timsahlar tarafından kolu bacağı koparılan insanlar vs.

    ilk başlardaki ölüme meydan okuma duygusundan etkilendiğini düşündüğüm "pornografik bir izleme arzusu" yerini daha sonra tiksintiye ve doymuşluğa bıraktı. sanırım normal bir insanda da olması gereken bu. bu tür yapımları izlememeye doyamamak anormal bir his bence. çünkü bahsettiğimiz şey korku filmlerindeki gibi gerçek olmadığına emin olduğumuz estetik bir şiddet gösterimi değil ölümün ta kendisi.
hesabın var mı? giriş yap