kiremitte buz musun
-
bir uşak türküsü. sözleri:
kiremitte buz musun?
gelin misin kız mısın?
yarın size varacam
evde de yalınız mısın.
yan osman’ım yan
deniz üstünde biber,
kayıklar gelir gider.
ne mektup var ne haber,
yüreğim yanar gider.
yan osman’ım yan
şu binanın üst yanı
altı da berber dükkanı
teskereli geliyor
hacıların osmanı
yan osman’ım yan -
trt kayitlarinda u$ak turkusu olarak yanli$likla yer almi$ bir bartin turkusudur. nevzat karaki$ yorumu ile dinlemek hakkini vermektir.
-
söz-müziği selahattin çilsüleymanoğlu'na ait bir bestedir. bu konuyu gündeme taşıyan da emek dostu büyük üstad (bkz: nevzat karakış)'tır.
-
trt radyolarinda mustafa özcan ile emine akmese nin düetiyle dinledigim enfes türkü. ayrica nevzat karakis dan dinlemek isteyenlere link verelim efendim; http://www.youtube.com/watch?v=1h2lzxdnas4
-
-
nevzat karakış'tan dinlediğimiz açık yaraya tuz ekilmez konulu güzelim türküdür :yan osman'ım yan
-
bartın türküsüdür.
kiremitte buz musuy
gelin misiy gız mısıy
aşam size gelecem
evde yalunuz musuy
eşim aman aman aman
eşimden gel
gavşak suyuna gideken
beşimden gel
hey hey ille de saa varacam aman
almazsay da gaçacam aman
eğer benü alusay
asri de nişan yapacam aman
kiremitte özle va
yarda ela gözle va
yari denhada görsem
söylenecek sözle va
eşim aman aman aman
eşimden gel
gavşak suyuna gideken
beşimden gel
hey hey ille de saa varacam aman
almazsay da gaçacam aman
eğer benü alusay
beş beşübillik dakacam aman
pisiklete binesiy
bizim orda inesiy
eğer anay sorasa
lastik patladı dersiy
eşim aman aman aman
eşimden gel
gavşak suyuna gideken
beşimden gel
hey hey ille de saa varacam aman
almazsay da gaçacam aman
eğer benü alusay
asri de nişan yapacam aman
kiremitiy özüylen
kimle gömüş gözüylen
ben yarimden ayrılman
elalemiy sözüylen
eşim aman aman aman
eşimden gel
gavşak suyuna gideken
beşimden gel
hey hey ille de saa varacam aman
almazsay da gaçacam aman
eğer benü alusay
beş beşübillik dakacam aman
(bkz: kavşak suyu)
(bkz: copy paste değil alın teri) -
-
uşak ve bartın'a kardeş geldi, benim duyduğum fethiye seki de bu türküye, en azından sözlerine talip. babam çağı insanların arasında hacıların osmanı diye bir sekili köylü varıdı. bu osman askerliğini yalova'da yapmış, daha doğrusu orada uzman çavuşmuş*, askerde bir kız veya kadın sevmiş, iyi bilmiyom, dul diyorlar. askerlik süresince yatmış kalkmışlar, imam nikahlı yaşamışlar. bizim hacıların osmanı asker bitince (doğrusu yıllık izinmiş) köyüne seki'ye dönmüş. zaten everilmişmiş*, çoluk çocuğa karışıkmış. onun oğlu gürsel öyküyü doğrulamış, fazla anmıyorlarmış.
belki bir yolunu buluruz diye birlikte seki'ye yıllık izne geliyorlar. ben yanlış bildiğim türevi biraz ilerleteyim. müşerref kendi başına araya sora seki'ye kadar gelmiş, yarı saklayıp yarı açarak öyküsünü de anlatmış, osman'ın evli-karılı düzenine kadar gelmiş görmüş. osman'la karısı dağdan ocaklık çalı kesip sırtında yüklenip getirmek üzere iki sıra eyefli ipe çalı diziyorlar. kadın onları bulup göründüğünde hacıların osmanı şöyle bir hınk gibi içini çekivermiş, çok şaşırmış. dedemle konuşmuş da dedem anama öyle anlatmış. (saliha mı neymiş adı? yoo, öğrendik işte müşerref. müşerref hanımın annesi uşak'lıymış. benim saliha sandığım okuyan sanatçı saniye can. notaya döken ahmet yamacı.) yapılan işi kavradığında bu kadın osman'ın karısından evvel kendini çalı yükünün önüne atmış: "bu benim alnımın kara yazısı." deyip doğrudan taşımaya yeltenmiş. [yanlış bildiğim sempatik türev bu, gene kenarda bulunsun.]
bir süre kadın hacıların osmanı'nın evinde tutunmaya çalışmış. kuma gibi, uyma gibi kenarda durmuş. yalnız öz karı ümmühan pek cazıymış, izin vermemiş, kocasını kıskanmış. çekip gittiği gibi belki türkünün güftesini yazmış. yörede aile, insanlar bu öyküyü sahipleniyorlar. osman'ın bir kız kardeşi varmış, o kamil hatması adıyla tanınıyor. doğru bildiğim kişiyse, o erkek fatmadır, yani çok güçlü ve cesur olduğundan adeta kocaya kaçmamış da kocayı o kaçırmış. osman yerleşik, kamil hatmasıgil yörük hayatı sürüyordu.
eskilerden muzaffer akgün çok güzel, harika yorumlardı, öyküye dair ek veri/renk milliyet blog'ta bulunabilir. yöre insanından kabaca öğrendiğim öykünün ayrıntılarını karanlikta kalan aydinlik'in verdiği linkten düzeltme fırsatı buldum.
sözleri:
kiremitte buz musun
gelin misin kız mısın
yarın size varacam
evde de yalınız mısın
yan osman’ım yan
deniz üstünde biber
kayıklar gelir gider
ne mektup var ne haber
yüreğim yanar gider
yan osman’ım yan
şu binanın üst yanı
altı da berber dükkanı
teskereli geliyor
hacıların osmanı
yan osman’ım yan
bir başka türkü öyküsü ve yöre efsanesi için (bkz: sırrı efe).
(bkz: zeybek/@ibisile)
(bkz: osman'ımın mendili) -
muzaffer ertürk yorumu için buradan.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap