• büyük bir arap tasavvuf adamıdır `vahdet-i vücut`diye anılan ünlü tasavvuf kuramını şiddetle savunmuştur.bağdat'tan selçuklu hükümdarının daveti üzerine konya'ya gelmiş ve veliaht `keykavus`a hoca olmuştur.günümüze 250 ye yakın eseri ulaşmıştır.mısraları onu anlatmaya yeter:''kainatta ne varsa hepsi vehim ve hayal...yani aynalara vuran akisler veyahud gölgeler...
  • ibn arabi ve lao tzu ve chuang tse farklı zamanlarda, farklı kültürler içinde varlık birliğinden söz eden ender rastlanan düşünürlerdir. izuhutsu ustanın bu üç düşünürü karşılaştırdığı kitabıda mevcuttur. ibn arabi ebced hesabını (özellikle son dönemde başarısız denemeler olarak ortaya atılan harflerin, anlamların sayılarla ve harflerle ilişkilendirilmesi (bkz: kuranın sifresi) üzerine islamda ilk bilgileri veren düşünür olarakta tarihe geçmiştir.
  • teymiyemeşrep olanlara göre; şeyh-i ekfer'dir (kafir şeyh), tasavvuf meşrep olanlara göreyse şeyh-i ekber!
    ancak, tasavvuf dünyasının en önemli isimlerinden biri olan arabi; bu ekolün 'felsefe'sini oluşturmuştur denilebilir.
    takipçilerinden onun kadar radikal bir atılım yapan var mıdır? bilmiyorum.
    mevlana da büyük mutasavvıftır fakat, onun gucu belagatinde, nesvesindedir.
    arabi tohum, digerleri meyveleridir desek, bilmem hata mı etmiş oluruz...
  • bir zamanlar benim dinimden olmadığı için komşumu suçlardım.
    ama şimdi kalbim bütün biçimlere açık...
    o artık ceylanlar için bir çayır,
    keşişler için bir manastır,
    puta tapıcı için bir mabet,
    hacı için bir kabe,
    tevrat levhaları,
    kur'an kitabıdır.
    ben aşk dinini vazediyorum.
    ve hangi yöne yönelirse yönelsin,
    bu din benim dinim,
    benim imanımdır.

    13. yuzyıldan bir sufi, şeyhül ekber muhyiddin-i ibn arabi, kaddesallahül sırrahül aziz,'den bir sestir bu. endülüs'ten başlayıp üç kıtayı dolanan ve şam'da huzur bulan bir selamet çağrısının medarıdır.
    sevilla, cordoba, granada, almeria, tarifa, ceitta, fes, makakesh, tlemcen, bejaja, tunus, kahire, iskenderiye, kudüs, medine, mekke, bağdat, musul, malatya, kayseri, sivas, konya, halep, şam... baş döndüren bir sürat. ve bu göçebe hayata sığdırdığı ciltler sayfalar dolusu, bugün halen bile şerhi tamamlanamamış, tasavvuf literatürünün en karmaşık, zor eserleri...

    yine şeyh der ki:
    daima allah'tan başkasını unut... zakir olursun. böyle olan bir kimse her yerde zakirdir. kalb ve lisanıyla allah'ın zikrine devam edenlerin kalbine allah, zati ahadiyyetine karşı iştiyak nuru ilka eder. gözü açılana ise haya gelir...
    haya makamında fetih başlar. fetih kalb gözünün tevfik-i rabbani ile açılmasıdır. bu göz açıldı mı ahlak, fazilet, doğruluk o kimse için asla değişmeyen, değiştirilemeyen bir haslet olur, onsuz yaşayamaz...
    ***

    bir yerde bir günah işlemişsen oradan ayrılmadan bir de iyilik işle, ibadet yap. o günahı bir elbise üzerinde iken işlemişken o elbiseyi çıkarmadan evvel bir de sevap işle....
    ***

    allah daima kendi zat-i tecelli alalarını tesbih ve zikreder. en büyük zikir allah'ın zikridir. kulun en büyük zikri ise hakk ile olan zikre iştirak etmektir. sana senden yakın olanla...
    ***

    namaz da bir zikirdir. miraca gitmektir. ibadet bundan dolayı farzdır. farz demek, mecburiyet demek değildir. hakk'a yanaşmak için muhakkak şart olan şeye farz denir. hakk'a yanaşmanın edebi ve usulüdür; bunsuz olmaz demektir. (allahüekber yoruma bakın yahuu.)
    ***

    ve işte yine en sıkı tespitlerinden biri;
    kelime-i tevhidin ehli olanların bilfarz yer dolusu günahları olsa... yalnız şirk bulunmasa bu günahların içinde, allah onları mağfiretle karşılar. allah'a düşman olan müşriktir. ondan uzaklaşmalı (allah muhafaza buyursun) bilmeyerek veya te'vile müsait ağzından bozuk şeyler çıkmış ise bununla allah'ın kullarına düşman olunmaz... (şeyh'in en tartışılan fikirlerinden biri budur)
    ***

    ve şeyh demiş ki "felikülli asrın vahidün yesmü bihi ve ene libâg'el asrı zak'el vahid"

    bu şu demek: her asır bir kişinin ismiyle anılır, bu ve bundan sonraki asırlar da benim ismimle anılacak...

    bazı selefi arkadaşlar şeyh'i tekfir ile itham ederlermiş. pehh. şeyh damgayı vurmuş bir kerre.
  • vahdet- i vücut yani varlığın birliği konusunu en geniş geniş anlatan mutasavvıf. zaten batı'da da o yüzden çok tanınmıştır. hayatını en iyi anlatan türkçe eser, kibrit- i ahmer'in peşinde adlı olanıdır. piyasada ona atfedilen bir sürü kitap bulunmaktadır ama hepsini onun yazmadığı kesindir özellikle saatler hazinesi adlı kitabın kimin yazdığı belli değildir, son dönem ortada peydah olan bir kitaptır. arabi'nin anlaşılması önce ontolojik varlığı nasıl açıkladığını anlayarak olur, başka türlü hayal gücü geniş bir insan olarak düşünülür...
  • asil adi muhyiddin bin muhammed bin ali bin muhammed el arabi dir-1165-1240-varlik birligi felsefesinin onemli savunucularindan ve bu fikri epey ilerleten sufistlerdendir..lakabi seyh ekber dir. fususu'l hikem, hususu'l kerim, futuhatu'l mekkiye fi esraru'l malikiye ve'l mulkiye onemli eserlerindendir...
  • ‘...küçük insan, büyük alemin (makro-kozmos) bir minyatürüdür... insan varlığı, alemden daha da küçük olsa da, o büyük alemin bütün hakikatlerini kendisinde toplamaktadır. bu sebepledir ki, bilge insanlar, bu aleme büyük insan (insan-ı kebir) adını veriyorlar...’’

    kaynak: fusüs ül-hikem (bilgelik fanusları), muhiddin-i arabi, milli eğitim basımevi, istanbul, 1952,
  • japon şerhçilerinde ciddi bir artış gözlemlenen düşünür. füsus'un türkçe'de doğru düzgün çevirisi bile yokken japonların bu adamla bu denli ilgilenmesine çok şaşırmıştım.
  • sahih rivayetlere göre şemaili; orta boylu, yumuşak tenli, karnı ne şişkin ne de çekik, benzi; beyaza bakan sarışınımsı altın kırmızısına yakın, aydınlık yüzlü, iri gözlü, saçları oldukça uzun dalgalı, sesi berrak ve kalınca, uzun parmaklı ellerinin ayaları genişti. gözlerinden yaş eksik olmaz, az konuşur, yüksek sesle konuşmaz, hırçın sert mizaçlı, yürüyüşü ne çabuk ne de yavaştı.
  • nostradamus'un etkilendigi iddia edilen, tam ismi "ebu bekir muhammed bin ali" olan, 12. ve 13. yuzyilin en onemli velilerinden ibn-i arabi'ye $eyh-i ekber denirmi$. 1165 senesinde endulus'teki mursiye kasabasinda dunyaya gelen ibn-i arabi 1240 senesinde $am'da vefat etmi$. arabi'nin yazdigi sanilan yuzlerce eserden 118'inin kesin olarak ona ait oldugu akademisyenler tarafindan tespit edilmi$tir. her ne kadar metafizik dalindaki kitaplari daha cok olsa da kerametleri ile taninmi$tir ibn-i arabi..
hesabın var mı? giriş yap