• ülkemizin kurtuluş avaşının başlatıldığı tarihte ve atatürk'ün doğumgünü olduğu kabul edilen günde onu anma adına düzenlenen faaliyetler.
  • zoraki kutlamalarin kaldırılması herkesce istenen ve sözde atatürkçü çevrelerce "aman sakın ha!",milli kültür bozulur kaldırılsa" nidalarıyla tepki alan çok gereksiz olguya yaptırıma donusmus ; benim bir turlu sen olarak kutlayamadigim bayram..

    milli benliğin potporik pop şarkıları eşliğinde hulla hop çevirmekten ve 1935lerin türkiyesinin kutlamalarını taklit etmekten öteye geçmeyeceğine inanan zihniyetlerce hazırlanan bir bayramın çoşkuyla kutlananılabilen nesi var merak eder dururum...

    sormakta yarar var belki de ; zorunlu olmadıkça kimin sadece milli benlik ve bütünlük duygusundan hareketle bir stada girip kortejden geçen gençleri ellerimiz kopuncaya kadar alkışlamışlığı var?ya da ellerinde meşalellerle sokaklarda yürümüşlüğü sadece içinizden geldi diye.veya sadece şappi yapmakla yada meşale taşımakla bitiyor mu kutlama..ya da milli benlik bu kadar basit hap kadar bişey mi ki tek bayramlarda anilsin?

    diyceksinzi ki evet; kortejde yürümüşlüğümüz var bende derim ki evet ; çünkü valilik ve kaymakamlık emir vermişti okula ; yapılcak törenlere öğrencilerin katılması zorunludur diye...
    alkışladık da korteji diyeceksiniz. çünkü henüz liseye geçen genç çocuğunuz kortejin başındaydı yürüyordu.sancak tutan arkadaşının yanında....tüm bunları sırf içimizden geldi diye yapmamışken.ortak bir "bayram kutlama"nın nasıl olması gerektiğini hususunda bile hem fikir değilken ne gençliğin duyarsızlığına ne de toplumun yozlaşmışlığından dem vurmak olur.bu işin kolayına kaçıp kendini farklı göstermek ucuz kahramanlık yapmaktır.üstüne beklerdim ki tek bildikleri """milli şarkı""" 10 yıl marşınında sözlerini yazsınlar da tam olsun.kendinden daha gençlere ne konuda örnek olmuş ki bir önceki gençlik; serzenişte bulunabiliyor nutuk atabiliyor onuda anlamak mümkün değil.
    demem o ki ; kimse kusura bakmasın içimden gelmiyor alkışlamak;
    "şimdi önümüzden geçmekte olan " geleceğimiz herşeyimiz ; yarınımızın eğitimli işsizleri olan gençleri.
    alkışlayamıyorum fikri hür,dimağ pak ,ideali yüksek ;yurt dışına kapağı atmak tek hedefi olan nicelerini.
    tarih tekerrürden ibaretken kendi tarihine yıldızlar kadar uzak gençleri... sorsan türk tarih kurumu kimin emriyle kuruldu sorusuna ösym mi yök müydu abi: 2 şık arasında kaldım diyenleri...
    sırf atatürkçü görünmek ve oyle oldugumu kanitlamak uğruna inanmadığım,sekilci bişeye he demek bana göre değil.uyan varsa buyursun alkışlasın ,
    29 mayısın 19 mayıs kutlamalarına alternatif olabilceği endişesiyle kutlamalara katılanlar varsa bence halleri daha elim ve vahim.kutlu olsun netekim demek lağzım böylelerine...şekilcilikten öteye gidemedikleri için de bir kocaman aferin.beyaz kırmızı kurdaleyle...

    edit:bugun senlik kavramini neden bu kadar elestirdigimi anladim.2007 icerisinde duzenlenen mitingleri gorunce ama daha cok 1 mayis da anladim...bu topluma; beraber biseyler yapabilme yetisini kaybettiren provakatorleri,sucsuza da suclu gozle bakan guvenligi,polisi ,hatta eglenme anlaysini toptan yok eden zihiniyetleri de ayri ayri havale edicek merci araniyorum...mitingde parti bayraklarini indirten hassasiyeti gordum artik gercekten olsem gam yemem ama bu hassasiyet senliklerde de olsun diyorum ,hangi parti olursa olsun kortejde parti bayragi altinda, arkasinda egemenligi kutlamak bana boynuma zincir takmak gibi geliyor ,coskuyla halkin egemenligi anarken ve egemen oldugumuzu hissederken bir partinin egemenligine girmek saka gibi..ben ozaman aniyorum daha cok ataturk'u....
    simdi yesiller bana sempati duyar diye korkuyorum bastan ekliyim..ne 19 mayisin spor ve genclik gunu olarak kutlanmasina ne de ataturkun anilmasina karsiyim..hatta nutugun ders olarak okutulmasini isteyecek kadar agir vakayim...ama bu sekilde anilmasi bana rozetci ataturkculuk olarak geliyor...bugun elestirdigimiz kucucuk cocuklar icin kuran okuma yarismasiyla nutuk okuma yarismasi haline donusen senliklerin farki olmadigini dusundurttugu icin...

    alternatif edit:

    madem elestirdin bisey yap soyle derseniz sunu eklemek isterim....hani gelecegimiz diye alkisliyoruz ya biz bu gencleri..hani size guveniyoruz diyoruz ya..yalanciyi siksinler...madem guveniyorsun birak genclerde dahil olsun kutlamanin sekillendirilmesine....
    allah askina folklorik her ogeden uzak yabanci sarkilarla ritmik jimlastik hareketleri yapmak istemeyen birileri vardir belki? bu genclerin kendi bestleri ?kendi sozleri vardir belki? konservatuarlari,dans okullari,genc yaratici kurabilcekleri ekipleri,sosyal oraganizasyon duzenleme becerileri??..programdan tutun kareografiye kadar kendileri ifade edebilcekleri yetenekleri de...kilik kiyafet secimine bile dahil edilmeyecek kadar guvendigimiz gencleri maymuna cevirip ,eserimizi alkislamak bana cok agir geliyor sozun ozu bu.
  • kurtulu$ mücadelemizin ilk ayağı olan mücadelenin ba$langıcı. ulu önder mustafa kemal atatürk'ün samsun'a ayak bası$ı.
    zor günlerin * ba$langıcı. türkiye'de ya$ayan her bir gencin,bireyin özümsemesi gereken bir gün..lakin dikenli yollarda herkes yürüyemez..
  • türk gençliğine armağan edilmiş olduğundan, özellikle medyada, ısrarla "19 mayıs gençlik ve spor bayramı" olarak söylenen, yanlızca bir gençlik ve spor bayramı olarak yansıtılmaya ve atatürk'ü (ve aynı zamanda kurtuluş savaşını) anmak için kutlanan bayram olduğu göz ardı edilmeye çalışılan ulusal bayramımız.
  • ülkemizdeki gençlerin "bayramı" olduğunu düşündüğümüzde, üzerinde uzun uzun durulması gereken bir konudur. zira, bu "bayram"ın yapısına ve daha da önemlisi "kutlanışı"na baktığımızda aslında hiç de masum olmayan enstantaneler karşımıza çıkıyor. meselâ, bu törenlerde görevlendirilen gençlerin gruplar hâlinde tek tip kıyafetlerle ortalıkta arz-ı endam etmeleri, rejimin gençlere bakışı hakkında -en azından benim için- manidar bir işarettir. benzer şekilde, bu gençlerin 'uygun adım marş' hâlinde yürümesi de, bir o kadar manidardır. bir diğer dikkat çekici nokta da törenlerin hep aynı şekilde ilerlemesidir; yani, gençliğin devingen, dinamik yapısına karşın, oldukça statik bir "kutlama" mantığının yerleşmiş olması, "büyüklerimizin" gençlere bakışını da sanırım gösterir.

    ama öyle veya böyle, bu kutlamaların kaldırılması yönündeki fikirler, büyük bir kayaya çarpmaya mahkumdur. çünkü, bu tip ritüel kutlamalar, özellikle otoriter ve militarist rejimlerde her zaman büyük önem teşkil eder ve muktedirlerin vazgeçemedikleri arasındadır.
  • gençlere çektirilen eziyetler ve sonrasında stadyumlarda oluşturulan/oluşturulmaya çalışılan görüntülerle, kaymakamın bilmemkimin geçidiyle, şiirleriyle-şarkılarıyla ve her bulunan boş yere iliştirilen atatürk resimleriyle adeta bir sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği, bir çin halk cumhuriyeti, ve daha bilimum diktatoryal devlette benzer bayramlarda görülenlerin eşi olan gün. ha sscb'de yaptırılan danslar/hareketler filan bin kat daha organize ve estetikti ama o ayrı konu..
  • 19 mayıs 1936 da besiktas jimnastik kulubu'nun kurucusu ahmet fetgeri bey'in atatürk'e yaptığı "beşiktaş klubu'nun her yıl 19 mayıs'ta kutladığı spor günü, atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı olarak milletçe kutlansın" önerisinin kabulu sonucu kutlanagelen bayramdır.

    editleme ihtiyacı duydum çünkü bazı kaynaklarda kanunun kabul tarihi olarak 1938 gösterilmekte. benim okuduklarımdan hafızamda kalan 1936 tarihiydi. doğrusunu bilen varsa buyursun; başımızın tacıdır, kraldır.

    ref diyor ki:

    "19 mayıs gününün yıldönümü olan 20 haziran 1938 gün vee 3466 sayılı yasa ile gençlik ve spor bayramı adı ile milli bayramlarımız arasına katıldı. 7 mart 1981 gün ve 2429 sayılı yasa ile başına atatürk' ü anma getirilerek " atatürk' ü anma, gençlik ve spor bayramı" olarak değiştirilmiştir.

    gibi bişeyler buldum. ayrıca bugün engin ardıç da köşesinde ''atatürk'ü anma'' kısmının 12 eylül döneminde eklendiğine değinmiş."

    ilgisine teşekkür ediyoruz, saygılar sunuyoruz efendim.
  • bana tarihsel açıdan sahip olduğu önemden çok, toprak sahalarda elde sopa, flama ve buna benzer bi takım edevatla, saatler boyu çaresiz bir gerizekalılık içinde beklemeyi, sağında solundaki diğer çaresizlere tekme ya da taş atarak, hasta ruhlu bir eğlence anlayışı içinde vakit geçirmeyi hatırlatır.

    e böyle bir nesilden de aya gitmeyi kimsenin beklememesi gayet kabul edilebilir. onun için ben de ne yapıyorum ay feza projeleri ile uğraşacağıma? işi gücü bırakıp sözlüğe entry giriyorum.

    bonus (bkz: elveda ay elveda feza)
  • gencligimizde askerler gibi rap rap yurutuldugumuz, abuk cimnastik hareketlerinin zorla yaptırıldığı ve izinlerin iptal olduğu, en azından akla böyle yer eden gün
    (bkz: rap rap askerler karavana isterler)
  • 3 in 1 şeklindeki tek bayram. bir de 2 in 1 var, 23 nisan. bir de derler ki, çok fazla tatilimiz var, tembel milletiz filan. halbuki bayramlar bile paket halinde, "hepsini bir arada kutlayın işte uğraştırmayın adamı" diye elimize tutuşturulmuş. olsaydı ya şöyle ayrı ayrı, atatürk'ü anma bayramı, gençlik bayramı, spor bayramı, ulusal egemenlik bayramı, çocuk bayramı. bu da ekstra'dan 3 tatil günü ederdi.
hesabın var mı? giriş yap