• azerbaycan şarkıları / skruk korosu albümünde bulunan dünyanın en hissiyatlı şarkılarından biri ilgar muradov bu şarkıda kanımca hissiyat sınırlarını zorlamıştır.. iki sene önce elime geçen bu kayıtın adını bilmediğim için senelerdir eksik hissederdim bugün buldum.
    şarkının sözlerinin kime ait olduğu da çok önemli inanılmaz sözleri var şarkının . en yakın zamanda sözlerini de buraya yazarım işallah..
    hatırladığım bi kaç satır var ki şöyleydi sanki

    yoruldu dizlerim
    kırıldı sözlerim
    silindi izlerim gel.

    ah ah bi 70lik rakı içirir adama ilgar muradov un gel deyişi
  • norveççesi sjelens portaler olan nefis şarkı
  • dinleyip de iflah olanına (iflah olmak isteyen dinlemeye) rastlamadığım derinlikte ve güzellikte; türkü mü, şarkı mı, ilahi mi, kilam mı bilemediğimdir.

    sözlerini yazayım da tam olsun azlığım:

    "hezin mah kimi, sönmez çırah kimi
    sevgim gele dile yar

    hicran gelip getmez, coşan gönlün dinmez
    bunu hiç kim bilmez yar
    sensiz yanar yürek susar arzu dinler
    döner solgun güle yar
    harda galdın harda gözüm intizarda
    gayıt baharım tez gel
    sevimli gül yarım
    şirin arzularım yolunu gözlerem gel

    ömrümün gısmeti, sevgimin hesreti, dilimin eseri gel
    yoruldu gözlerim, gırıldı sözlerim, silindi izlerim gel

    hesret gelbim duvar
    açan gülüm solar
    ömrüm hazan olar gel"

    beste ve düzenleme: siyavuş kerimi
    söz: salim haggi*
  • hani ya bir laf vardır,

    sevsem öldürürler, sevmesem öldüm diye.
    işte böyle bir şey bu da.
    oksimoronik bir kedi kuyruğunu ısırıp duruyorsun dinlerken habire.
    dinlesen öleceksin sanki, dinlemesen küllüm öldün.
    veyahut oldun, yani bakışla değişen bir manası var çokça.
    aşk şehri'nin bir sakini vasıtasıyla tanış(tırıl)dığım, heçkeslerden gizli gizli dinleyesim gelen,
    bir tek kayıt baharım gel diyişine bile içim giden, hem de geri gelmeyen öyle bir acaip s/ezgi.
  • geçenlerde gecenin bir vakti keşfettiğim, hayatta duyabileceğim en güzel şeylerden biri. azeri ezgilerini sevdiğimden bir araştırmaya gireyim dedim, bununla karşılaştım. dinledim, önce ilgar muradov'dan. sonra nurlan növresli'den. zamanında nurlan diye bir arkadaşım vardı, azerice öğrenseymişim doğru dürüst be, dedim gibi oldu. beynimi yaktı. azerice zaten öyle yürekten bir dil ki, hüzünlendirir şarkıları. bu kalbimi çıkardı. âşık filan değilim.

    bu adamlara bu şarkıları yaptırmayın, "dilimin ezberi" nedir ya.
hesabın var mı? giriş yap