• sabah sabah okunmamasi gereken siirdir. belki aksamustu issizlasinca sokaklar, yorulunca sesler ve soluklar. bir kahve molasinda da degil ya da sicacik bir cayin bugusu da yakismaz. ipek gibi incecik bir bardakta, sut gibi bembeyaz raki ile mezesiz.

    biraz keder, biraz umut, bir kac damla gozyasi ve urpertmeyecek kadar hafif bir ruzgar esliginde. belki fonda calan bir zeki muren. ya da sessizligin essiz korosu. hisirtisi agaclarin. ve hic duymayacagim o ayak sesin. anahtarin kapida iki defa donusu..

    sabah sabah okumamali.. yatmadan once de..

    uykusuz birakir.

    biliyorsun seni seviyorum
  • kahkaha kesin bir sinirdi senin sesin icin;
    gecmezsin kahkahaya. bu da gulumsemeyi
    senin tapulu malin yapar. gulmek sende
    gulumsemenin bir noktada taskinligi
    oluyor daha cok. bu bakimdan gulumsemenin
    butun ogelerini de birlikte getiriyor.
    is bu kadar da degil, yeni bir takim ogeler
    de getiriyor. iliktir senin sesin. guvenli
    olmaktan cok guven uyandiricidir. konusurken
    kimseyi dinlememene ne diyecegiz peki?
    buna karsilik sozcukleri sakingan sakingan
    kullanman var, ona ne diyecegiz? alirken
    sucsuz, verirken duyarli bir ses. en buyuk
    modaevini yonetecek olsa sinirli tonlar kazanacagina
    muhakkak nazariyla bakilabilecek,
    ama, sozgelimi, hicbir yerde belediye baskani
    olamayacak bir sese. sanirim, bakislarla
    sesler arasinda bir baginti kurulabilir.
    belki de yanlistir bu varsayim. ama
    dogru olsa, senin sesinle bakisin arasinda
    bir parelellik, hatta bir ozdeslik oldugu
    gorulebilir. daha dogrusu sendeki bu ozdeslik
    boyle bir varsayima itiyor kisiyi.
    kimbilir baksa belirtiler gibi, bakis ve ses de
    ayni ruhun degisik planlardaki gorunumleridir
    belki de. ruhun ozdes onlerini denedigi
    organlar olabilecegi gibi, celiskin yonleriyle
    belirdigi organlar da vardir. olabilir.
    soz bitince senin sesin de biter; oysa
    sozu tuketen sesler vardir; soz tukenince de
    surup giden sesler vardir, soz tukendikten
    sonra baslayan sesler vardir. senin sesin
    sozle ozdes. ciglik degil, dusunce senin
    sesin. ama etin, kemigin mali olmus bir
    ses. omrumde bir iki kez buyuk ihanete
    dadanmak isteyebilir bu ses. kucuk iha-
    netler onun dusunceye kurdugu ilke-
    leri asmaz, asamaz. ah! razi olma.
    biraz da kendinden memnun bir ses.
    en buyuk elestiriyi, yadsimayi son
    anda yaparsin sen: sanirim sende bul-
    dugum en dogru gozlem bu. oysa eles-
    tiriyi son anda yapmak, razi olusun ta
    kendisidir. korkakliktir da. su var:

    fotograf cektirmek icin yan yana gelmis iki nesne degiliz biz
    guvercin curnatasinda yan yana akan iki gverciniz
    mesafeler birlestirdi bizi bir de sozler
    razi olma hicbir sessizlige
    biliyorsun seni seviyorum
    pencereden bakmayi
    ogretecegim sana
    sesin
    balkona asili camasircasina
    havalansin, havalansin dursun
    sokakta degil balkonda,
    disari ciktigin zaman
    romanini yastiginin altina sakla
    siirini mutfaga koy
    bos bir deterjan kutusu vardir nasil olsa,
    oykunu yanina alabilirsin elbet
    muzigini de, resmini de

    nicin guvenemiyorsun bana?*
  • "pencereden bakmayı
    öğreteceğim sana"

    cemal abi'nin naif şiiri. şöyle de bir seslendirmesi var..

    http://www.cogi.tk/8910ji
  • fotoğraf çektirmek için yan yana gelmiş iki nesne değil de, güvercin curnatasında yan yana akan iki güvercinden, birinin diğerine sevgiyle dolu serzenişidir. oturmuş karşısına, her adımını izleyen, fakat en çok da sesini dinleyen ve pencereden bakmayı öğreteceği 'diğerine' güzel bir şiir ile sesleniştir.

    öyle güzel tasvir eder ki süreya, yalnızca sesine yazılmış dizelerden, o güvercinin tebessümünü, konuşmasını, bakışını, yürüyüşünü bile hayâl etmek mümkün olur. yine de tek bir cümle/soru ile özetler iki güvercinin durumunu, tüm beğeni ve ilgisinin yanında biraz şaşkın, biraz da sitemli:

    "niçin güvenmiyorsun bana?""
  • hatıralarımla şiirler bazen bir yerlerde ne güzel de kesişiyor.

    -fotograf cektirmek icin yan yana gelmis iki nesne degiliz biz
    guvercin curnatasinda yan yana akan iki gverciniz
    mesafeler birlestirdi bizi bir de sozler
    razi olma hicbir sessizlige
    biliyorsun seni seviyorum
    pencereden bakmayi
    ogretecegim sana
    sesin
    balkona asili camasircasina
    havalansin, havalansin dursun
    sokakta degil balkonda,
    disari ciktigin zaman
    romanini yastiginin altina sakla
    siirini mutfaga koy
    bos bir deterjan kutusu vardir nasil olsa,
    oykunu yanina alabilirsin elbet
    muzigini de, resmini de

    nicin guvenemiyorsun bana?-
  • “pencereden bakmayı
    öğreteceğim sana”

    “fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz
    güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz
    mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler
    razı olma hiçbir sessizliğe
    biliyorsun seni seviyorum
    pencereden bakmayı
    öğreteceğim sana
    sesin
    balkona asılı çamaşırcasına
    havalansın, havalansın dursun
    sokakta değil balkonda;
    dışarı çıktığın zaman
    romanını yastığın altına sakla;
    şiirini mutfağa koy
    boş bir deterjan kutusu vardır nasıl olsa,
    öykünü yanına alabilirsin elbet
    müziğini de, resmini de

    niçin güvenmiyorsun bana?”
  • en sevdiğim cemal süreya şiiridir.
    ...
    fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz
    güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz
    mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler
    razı olma hiçbir sessizliğe
    biliyorsun seni seviyorum
    percereden bakmayı
    öğreteceğim sana
    ...
    niçin güvenmiyorsun bana? (16 mayıs 1973)
hesabın var mı? giriş yap