• hayatım boyunca hemen hemen hiç sezen aksu dinlemedim. şarkıları sarmadı beni, yapay geldi.

    ilk eşimden boşanınca istanbul boğdu beni. trakyada kurulmakta olan bir fabrika tecrübeli mühendis arıyordu. bir yıllık bir iş, kalktım gittim. bilmediğim bir yer, tanımadığım insanlar. ilk zamanlar çalışmaktan başka yapacak bir şey yok, haftanın yedi günü işin başındayım. zamanla bulunduğum ilçeden bir kaç kişi ile tanıştım, arkadaş oldum. eşi ile aynı ilçenin çocuğu oldukları halde istanbulda okurken tanışıp, aşık olan hüseyin vardı. okulu bırakmış gelmiş babasının dükkanının başına geçmiş. bazen iş çıkışı uğrardım dükkanına.
    bir cumartesi günüydü. dükkanda kısa boylu orta yaşlı bir kadın. hüseyin etrafında dört dönüyor. annem öğretmen hemen tanırım öğretmenleri. hüseyin bir ara tanıştırıyor ilkokul öğretmenini ve o sırada hala ayakkabılara bakmaya devam eden kızı öznuru. trakyanın ilçelerinde bol bol görülebilecek uzun boylu, kumral güzel bir kız. yani ben gözlerine bakana kadar sıradan güzel bir kızdı. ondan sonra bambaşka bir şey oldu. ben hala böyle yeşil bir çift göz görmedim. yutkunamadım, kaldım öyle. on beş yaşıma döndüm, zaman mı durdu kafam mı durdu bilemedim. içime yeşil yeşil aktı o gözler. daha önce ilk görüşte aşka inandırılmıştım zaten. istemem görünsem de, kapıyı kapatmaya çalışsam da hoş geldin aşk. kapıyı duvarı yıkıp geldin. ne yapabilirdim.

    ilçe küçük. sabah şurda kahvaltı edeyim diye ilk defa gittiğim pastaneden çıkarken karşılaşıyoruz, kursa gidiyormuş. akşam ilçenin meşhur köftecisine gidiyorum dayısı orada oturuyormuş. bir akşam hüseyinle eşi yemeğe davet ediyorlar, zaten sık sık gelirmiş sevgi ablasının yanına. kader çok zorluyor sanki.
    başlıyoruz bir şekilde. bir cumartesi öğleden sonra "cumartesi öğleden sonraları kahve içmeye buraya geliyorum" dediğim kafeye çıkıp geliyor. konuşuyoruz, "senden çok hoşlanıyorum" diyorum lafı ağzımda yarım saat geveledikten sonra. gülümsüyor, güneş açıyor içimde. "daha önce başımdan bir evlilik geçti" diyorum, "biliyorum" diyor, "sorun değil". çıkıyoruz kafeden, evine doğru yürüyoruz ara sokaklardan. ıssız bir sokakta, bir cesaret elini tutuyorum, çekmiyor. el ele on adım atıyoruz on kişi görüyor bizi, ilçe küçük.
    yavaş yavaş gelişiyor aşkımız. sonra ailesi ile tanışıyorum, ki zaten herkes her şeyi biliyor. ilçe küçük. aileler tanışıyor sonra, her şey yavaş ama güzel ilerliyor.
    sonra fabrika çalışmaya başlıyor, bir süre sonra benim ilçedeki zamanım tükeniyor. istanbulda yeni bir işe başlıyorum. artık her haftasonu yollardayım. ara sıra o da geliyor, babamın evine yürüme mesafesinde bir başka dayısı oturuyormuş. yavaş yavaş evlilik hazırlıkları yapıyoruz. ev tutuyorum dayısına yakın olsun diye çapada. eşyaları onun zevkine göre alırız diye pek bir şey almıyorum.

    ara sıra kulağıma bir şeyler çalınıyor, "oğlu sizle mi kalacak?", "neden eşya almadınız?" vb. yengenin çenesi durmuyor bir türlü. öznur da gelip bana söylüyor, "yengem dedi ki, dayım dedi ki". beraber geçirilen bu kadar zamandan sonra hala kendimi anlatamamışım demek ki. yine de evlilik süreci devam ediyor.

    bir hafta sonu buluşmak için ilçedeyim yine. hava güzel, hep geldiği yolda parkın kenarında bekliyorum. uzaktan görünüyor yanında kız kardeşi ile. neden yalnız değil? "canım" diyor, "dayımlara gitmem lazım. bir saate kadar gelirim". elime bir zarf tutuşturuyor, hızlı hızlı yürüyorlar. açmama gerek var mı o zarfı. oturdum bir banka.
    bir saat bekledim, açmadım zarfı. sonra bir saat daha. sonra açtım, okudum; "annem neden burada çalışmıyor dedi. yengem zaten boşanmış dedi. dayım yaş farkı ...". döndüm istanbula. kırılan kalbim yüzünden kaçtığım istanbula yeni acıları yüklenmiş olarak döndüm. o küçük ilçeye ilk gittiğimde ne yaptıysam istanbulda da aynısını yaptım, haftanın her günü çalıştım. başka ne yapabilirdim bilmiyordum. fazla düşünmedim öznuru, çok az konuştum insanlarla. hiç ağlamadım.

    bir kaç ay sonraydı. herhalde cumartesi gecesiydi. dolaptaki rakı çarptı gözüme. biraz peynir, biraz üzüm. akşam yemediğim yemeği de koydum masaya. radyoda rastgele bir program.
    hayatım boyunca hemen hemen hiç sezen aksu dinlemedim. şarkıları sarmadı beni, yapay geldi. o rastgele açılan programda sezen aksu önce vazgeçtim dedi sonra seni kimler aldı. çok ağladım.
  • potansiyeli olan bir insanın gözlerini üç saniye içinde doldurabilecek, ilk dakikanın sonunda ise salya sümük ağlatabilecek şarkı, şaheser.

    "gönlümün bayramları, şenliği" dediğiniz biri vardır bir zaman. çıkar hayatınızdan. hayat durur. ha gayret, başlasın dersiniz, olmaz. bazı insanlar "kaldığı yerden devam" etmekte çok ustadır. çok kıskanırım bu insanları, hep.

    işte bu şarkı hayata devam edemeyenler içindir. cesurum dersin, güçlüyüm dersin ama olmaz. kafanı kesip, kalbini yerinden sökmedikçe bilirsin ki o orada olacak. eli ellere değse de, gözü başka gözler görse de. dudağında, dilinde ellerin izi olsa bile.

    bu şarkı ömrünün bir kısmında kalbinin şalterini indirmiş ve bir daha da kimse için kaldıramamış, hep onunla kalmış bir yanları, hep sızlayan insanlar için.
    gözlerini onun gözlerine örterek uyuyanların.

    bu şarkı sevdiğine kıyamayıp sitemlerin en naifini yapanlar için, "seviyorum, benim olacaksın." diyenlerin değil, keşkelerin, silinenlerin, geçmişte kalanların, orada duranların.

    çok sevenlerin bu şarkı.
    çok sevdik be abi...
  • şarkıdaki back vokal onur mete ye aittir..insana sırf eziyet olsun diye,nasıl sözler yazsam da bu sözlerin notalarla fonetik uyumu bir insanın ağzına sıçsın,acı versin diye yapılmış bir şarkı..
  • sezen aksunun deger mi hic albumunde bulunan, sevilen ki$inin gitmesi halinde ardindan soylenebilecek:
    yuruyorum hasretin gecenin ustune
    sigmiyorum dunyaya dar geliyor
    geceler mi uzadi
    bu karanlik ne
    omrumun bayramlari senligi sondu
    seni kimler aldi
    kimler opuyor seni
    dudaginda dilinde ellerin izi var...
    diye akip giden, insanin ruhuna dokunan sarki...
  • seviyorum bu şarkıyı.fakat çok korkuyorum.layıkıyla sevecek bir hale düşmekten.
  • saatlerdir şu ekrana bakıp 2 cümleyi toparlayamadım bu şarkı için. şimdi sadece şunu yazabiliyorum,

    bir kadın sevdim, sonra yarra yedim. işte bu o şarkı.
  • "gülümse" albümünde yer alıp sözü ve de bestesi sezen aksu'ya aittir, iyi şarkıdır, mfö'den fuat ve özkan eşlik eder.
  • sezen aksu sarkisi. sarkinin tam sozleri

    seni kimler aldi

    yürüyorum hasretin, acının üstüne
    sığmıyorum dünyaya, dar geliyor
    geceler mi uzadı, bu karanlık ne
    gönlümün bayramları, şenliği söndü

    seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
    dudağında, dilinde ellerin izi var
    deli gözlerin gelir aklıma
    gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir
  • şarkı gülümse albümünde yayınlanmış olup, (otisabi nasıl yanılır?) söz müzik sezen aksu kalitesi ile piyasaya sürülmüştür.

    1991 günlerinin ve akabinde yaşanan bütün günlerin en damar şarkılarından olup, sezen aksu'nun ustalık dönemi eserilerinden biridir.
  • mutluydum. dayanamayıp yine dinledim. meğerse ben düzelmemişim, mutlu falan değilmişim. üstü şöyle bir örtülmüş üzüntüleri ortaya çıkaran, kapanmamış yaraları açan, insanı niye üzüldüm ki ben şimdi diye sızım sızım sızlatan şarkıdır. sağ olsun...
hesabın var mı? giriş yap