• *
    yıllardır uyuyamamam yüzündeki fırtınadan mı, yoksa verevine giden bir hayata önceleri pencere, sonraları köprü olmandan mı bilmem (bir de adını bilemedim). beni bıraktığın bomboşlukta yankılanıyorum şimdi. bütün saklambaçları kazanıyorum; gölgem dahil.

    hatırlar mısın? gözlerine hiç bakamazdım. zaten ömrüm boyunca gördüğüm en bela güzellikti. renkli çekilmiş bir fotoğrafta kendimi siyah-beyaz hissettirecek kadar, tek kişilik bir orduyla savaşkmak kadar güzeldi. hep ben kaybettim ama sorun etmedim. hangi savaşkı kazandım ki şimdiye kadar...

    biliyordum!sen bu oyunu da kazanacaktın. çünkü senin yüzünden eksik olmayan sabah, beni aşkşamlardaki mağlubiyete sürüklüyordu. bir defa görseydim gözlerinin içinden geçtiğimi; bir de çiçeklerinde * kaybolduğumu.

    aklımın sana tapulu alanlarına sadece gece konan, derme çatma cümlelerimden okuyabilseydin keşke. bilirsin onlar gündüz hiç olmaz. susuşmam ondandır belki. belki aşkı başka türlü anlatmalıydım sana. avuçlarından su içmeliydim mesela,
    * çiçekler a(ç)lmalıydım, fırtınana yelken açmalıydım.

    senin parmak izlerin değil miydi her sabah aynaya baktığımda gördüğüm. suç aletin değil miydi (hani her sabah saçlarınla dans ederdi) --düşmelerimde bana uzanan ama hiç bir zaman ellerimi tutmayan-- ellerin! onlara yardım ve yataklık etmedi mi gözlerin? ve saçların...

    geriye ne kaldı ki? faili belli bir cinayet.

    -- katili nasıl bilirdiniz?
    - maktülün en gizli öznesi bilirdik!
    -- maktülü nasıl bilirdiniz?
    - yalnız bilirdik!

    her gün* daha fazla küsüyorum. her gün*... yazık... bütün yaklaşkmalarım boşunaymış. bir tek iz bırakamadan sana, senin açtığın * yaralar(ın)dan kurtulamadan, "iliklerimdeki yitik aşkı sarhoş bir unutkanlığa ilikleyemeden" senden uzaklaşkmak...

    ama yine de; her gün yeniden doğuyorum sana. tüm vücudumda tuz sızısı. yine gemilerim batıyor dibe doğru. en dipte olmak da neymiş? dipsiz kuyuda olmak da varmış!

    pencere önü çiçeği'm; ben karanlıklara alıştım. yine de yüzümü * görmek istersen, yeniden pusulama yön* vermek istersen, yine de felaketim olmak istersen: "sen gül güneş doğsun, yeniden"
  • alıntı:

    "margarin kimyasal işlemler sonucunda suni olarak elde edilir. bunun için, sıvı yağlar tereyağına benzer görünüm ve tad elde etmek üzere çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilerek katılaştırılırlar. ilk olarak 1. dünya savaşı'nda cephede savaşan askerlere ucuz tereyağı sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir. ancak günümüzdeki bilimsel çalışmalar bu katı yağın insan sağlığına çok zararlı olduğunu ortaya koymaktadır.

    üzerinde tamamen bitkisel bir yağ olduğu ve 0 mg kolesterol içerdiği yazsa da, margarinler kalp damar sağlığını tehdit ederler. herhangi bir sıvı bitkisel yağ "hidrojenizasyon" işlemine tabi tutulur ve vücut ısısında erimeye hazır hale getirilir. bu arada içerdiği doymuş yağ oranı tereyağı ile karşılaştırıldığında daha yüksek ve daha zararlı orana yükselir. harvard tip fakültesi'de yapılan bir çalışmaya göre, tereyağı ile karşılaştırıldığında margarin yemek kadınlarda kalp hastalığına yakalanma olasılığını %53 artırmaktadır.

    margarinin zararlarını özetlemek gerekirse:

    - koroner kalp hastalığı riskini 3 kat artırır.
    - toplam kolesterolü ve ldl'yi yükseltir. (kötü kolesterol)
    - hdl'yi düşürür. (iyi kolesterol)
    - anne sütünün kalitesini düşürür
    - bağışıklık sistemini zayıflatır
    - pankreasın insülin tepkisini azaltır ve şeker hastalığına yol açar.
    - doymuş katı yağ oranının fazlalığının yanında, trans-yağ asidi miktarı da oldukça fazladır. varlığı yeni farkedilen bu yağ asitleri de damar sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. 2005 yılından itibaren fda tarafından paketlenmiş her gıdanın üzerinde ne kadar trans-yağ asidi ihtiva ettiğinin belirtilmesi bir şart olarak getirilmektedir. trans yağ asitlerinin kolesterolü dolaylı olarak artırması ile damar sertliği ve koroner kalp hastalığı gelişmektedir.

    görüldüğü gibi, her nekadar üzerinde tamamen bitkisel kaynaklı olduğu ve kolesterolsüz olduğu belirtilmiş olsa da, margarin çok zararlı bir yağdır."

    sonuç: sana bir margarindir. ve çocuk sağlığı ile ilgisi yoktur.
  • unutulmayacak bir diyaloğa konu olan margarin

    eski günlerden birinde bir belediye başkanı bi pastaneyi teftiş ediyormuş
    pastacı da sanırım kılmış buna ve arada şöyle bi konuşma geçmiş
    b.b.: pasta çok güzel
    p: evet sana koydum çünkü
    b.b.: o zaman bundan sonra bütün pastacılara söyleyelim onlar da sana koysunlar
  • bugunlerde prime-time icerisinde ulusal kanallarda yayinladigi reklamlarda bir ogretmen sinifindaki cocuklara besin piramidini anlatmaktadir. reklamdaki besin piramidinin en ustunde ve en kucuk alani olusturan kisima "temel yaglar" diye anlamsiz bir isim verilmistir ve ogretmen cocuklara temel yaglarin (bunlardan da ozellikle sana'nin!) gelisimleri icin cok onemli oldugunu anlatmaktadir. bu reklami izleyen tuketiciler yanlis yonlendirilmektedir.
    besin piramidi'nde en kucuk alani olusturan yaglar kesiminin en kucuk alani olusturarak piramidin tepesinde yer alma nedeni beslenme uzmanlarinin yaglarin cok olculu ve cok az miktarda kullanilmasi gerektigini belirtmek istemesidir. evet, vucut yaglara ihtiyac duymaktadir, disaridan alinmasi elzem esansiyel yag asitleri mevcuttur ve hucre ceperlerinin yapilandirilmasi ve homeostasisin saglanmasi icin onemlidirler. ancak tukettigimiz urunlerde, ozellikle yagli tohumlar ve hayvansal urunlerde dogal olarak zaten yeterince (hatta fazlasiyla!!!) yag mevcuttur. beslenme uzmanlarina sorarsaniz ideali besinleri yaglamamak, hic ekstra yag tuketmemektir.
    cocuklara ekmek uzerine margarin surup vermek sizi temin ediyorum ki onlarin gelisimlerine en kucuk bir pozitif etki saglamamaktadir. margarinleri uretirken iclerine endustriyel proseslerle koyduklari cesitli vitaminler de besin piramidine uygun dengeli beslenen bir cocukta zaten eksikligi duyulmayacak seylerdir.
    margarin yerine elma verin cocuklara, yaziktir gunahtir.
  • ozen gosteren annelerin kullandigi margarin markasi. ayni zamanda ortakoy yolunda bir duvari "sana sevgi duvari" kisvesi altinda igrenc resimlerle donatmis olmalariyla unlulerdir.
  • çok güzel ve benim için çok çok özel, unutamayacağım bir özdemir asaf şiiri.
    "küçük çocuklar yapıp geceleri kendimden
    seni öpsünler diye gönderiyorum sana
    bana kucaklarında seni getiriyorlar
    ben de sonra o seni getiriyorum sana"
  • yeni ''tereyagi tadinda'' modeli cikmi$; bir nevi tereyagi gorunumlu margarin. ulan tereyaginin tadina hasta olan adam zaten tereyaginin orjinalini yer. ozenti karakterli sahtesini tercih etmesi icin herhangi bir hakli sebep goremiyorum. daha saglikli desen, oyle bir $ey de yok.
  • son reklamıyla kusmama neden olan marka.
    o nasıl reklam ya?
  • nazal n ile söylenmesi gereken 2. tekil şahısa sesleniş hali.
  • tee milattan önce çocukken, ekmeğin üzerine sana yağı sürer, onun üstüne de biraz tuz ve biraz kırmızı toz biber serper yerdik...başka var mıydı böyle keriz acaba ? güzeldi lan. 80'lerin sonuna doğru rama çıktı pabucu dama atıldı bunun.
hesabın var mı? giriş yap