• hector el father in şu sıralar her araba da çalan "tı tıt dıtt dıııııt dıtt" gibi bir tınısı olan parçası. duydugum an küfürler etmeme sebebiyet veriyor. ayrıca (bkz: rumba yaz xxxx e gönder)
  • çok komik fransa/belçika yapımı bir film. yazan ve yönetenler aynı zamanda oynayanlar. komik olduğu kadar dramatik ve düşündürücü etkileyici bir pandomim gibi. filmde konuşma yok denecek kadar az ancak tüm duygular, hikaye su gibi akıyor. ayrıca filmle ilgili akılda kalan en önemli detay renklerin canlılığı, her bir sahnenin parlaklığı..mutlaka izlenmesi gereken bir festival filmi. detaylar için: http://www.rumba-film.mk2.com/
  • şimdi bu şarkının adını görünce kimseye bir şey ifade etmiyor ama 2 sene önce hepimizin amına koyuyor, kulak zarını sikiyordu. bu şarkının apaçi milli marşı olduğu günleri hatırlarsınız. her toplu taşıma aracında en az 3 kişinin telefon melodisi, her 5 dükkandan birinin bağırta bağırta çaldığı bir şarkı, kral tv ve akıllı tv'nin en büyük para kaynağıydı. şimdi onun da tıpkı dale don dale ve sentello gibi modası geçti.
  • renklerin, dansın, absürd komedinin, çirkin ama iyi insanların filmi.
  • dügün klavyesiyle yapılmış parça.
  • rumba kuba'nın damarlarından cıkan bir muzik ve dans turu. rumba’nın kokeni, ispanyollar tarafından adaya getirilen zenci kolelere dayanıyor. ancak bugunku anlamıyla bicimlenmesi 1920lerin basına rastlıyor. o sıralar “rumba-bolero” adıyla ortaya cıkan rumba eslerin birbirine durarak yaptıkları ve bugunkunden daha agır ritmli bi danstı. bugun rumba diyince akla once amerika kıtasında 1930lu yıllarda “rumba kralı” lakabıyla nılan xavier cugat ve joise fernandez diaz’ın gufte ve bestesini yaptıgı guantanamera akla gelir. latin danslarının son noktası da diyebiliriz rumba icin. cha cha’nın erotizminin yanında rumba cok da romant,k bir danstır. diger latin danslarına gore daha yavas tempolu olan rumbada ciftler birbirine daha yakındır. tempo dusuk oldugundan ritmi yakalamak daha zor. dusuk tempolu danslarda yapılan hareket goze daha fazla battıından daha dikkatli olmak gerekiyor. bir hareket atlandıgında diger harekete gecis daha zor oldugundan daha fazla vakit ayırarak daha yi bir performans sergilemek gerek. estetige cok onem veren bu dansta onplanda olan romantizmdir.
  • istanbul'da mağazalarda, otobüs duraklarında, kısacası her yerde duyarak sinirimi bozan şarkı olmuştu. tiksinmeme rağmen devamını merak ediyordum. sonra internetten edinerek merakımız gitti. meğer devamı yokmuş. elif karlı'nın ise bu ilgiden faydalanmak vesilesi ile "burdan tuttursak olur mu acaba?" diyerek hemen atladığı şarkıdır bu ayrıca. nakaratında ise "eller ha-va-ya" diyerek seviyesini iyice belli etmiştir.
  • arşive eklenmesi gereken bağımsız sinema örneklerinden.

    --- spoiler ---

    birbirlerine deli gibi aşık dans etmeyi seven ve bu yolda ödülleri silip süpüren iki öğretmen. sonradan beklenmedik bir kaza. her şeyi kabullenip oluruna bırakmak. kendi başımıza böyle bir şey gelse herhalde kolay kolay toparlanamayız ama bu film aslında bize engelli olmanın hayata uyum sağlamada sorun teşkil etmeyeceğini engelleri yolumuza kendimizin koyduğunu didaktik bir yöntemle sunuyor. izlenmeli, türü her ne kadar komedi olsa da bu absürt cinsten.

    en etkilendiğim sahne ki sanıyorum hepimiz için geçerlidir alev alev yanan eve protez bacağıyla dalıp yastığın altında dondurulmuş mutlu bir kareyi kaderine terk etmemek herhalde. bu sahne çok koydu bana. oturup sandalyeden düşmeyi bekleyenler izlemesin. sıkılırsınız.

    --- spoiler ---
  • müzik müzik olalı böyle eziyet görmemiştir eminim. hadi müziğin maruz kaldığı bu ağır işkenceyi geçtim, insanın beynini eriten, ruhuna tecavüz eden bu kadar çirkin bir şarkı daha duyduğumu hatırlamıyorum. şarkının sahibi hector el father denen kişinin 5 yaşında bir velet olduğunu, tuşlarının dörtte üçü kırık veya kullanılamaz halde olan kıytırık bir yamaha klavyeyle bu şarkımsı şeyi ortaya çıkardığını düşünmeye başladım artık. dale don dale, sentello falan başyapıt kalır bunun yanında.
  • uzun bir kısa filmi andıran masalsı- fantastik seyirlik.
    slapstick esprilerinin dozu yer yer kaçıyor, sarkıyor ama film farklı bir tat; karakterler de birer insan kılıklı animasyon karakteri gibi.

    --- spoiler ---

    son derece stilize tarzı bir yana en ilginç tarafı, olan bitenin ardından kadının * hiç bir müdahalede bulunmaması ancak kaderci de olmayan bir biçimde ilişkiyi akışına bırakması.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap