• devlet adı verilen sistemin, halkına anlattığı masalın adı...
  • “amacımız doğruları söylemek değil insanları etkilemek…” *

    yazının açılışını; felsefe doktoru, asker, roman yazarı, ruh hastası, sinema tutkunu, romantik, âşık, kâtil, hitâbet sanatı uzmanı, politikacı, cânî, oyun yazarı ve daha bir sürü şey olan paul joseph goebbels ile yapmış olmanın, resmî ideoloji ile elbette ki bağları var. devlet, bütün yan aygıtlarıyla bir makinedir ve “kendi işleyişini sürdürebilmek için” belirli “gerekçelere” ihtiyacı vardır ve bunların başında, kendisi tarafından ortaya konulan ve “kutsal” olarak addedilmesini sağlamlaştırmak için elindeki bütün malzemeleri güzelce kullandığı “resmi ideoloji” gelir.

    amaç, “doğruluk” ya da “erdem” veya en azından ece ayhan tabiri ile etik * hiç olmamıştır bu makinenin işleyişinde, amaç kervanın bir şekilde tıkırında ilerlemesidir. bu kutsallığı sağlamlaştırmak için ortaya atılan gerekçeler, görünürde “dini” ve “milli” nitelikler arz eder ve en çok tarih aygıtından beslenir. yine aynı aygıt tarafından kurumsal hale getirilen “tepeden inmeci” kanun külliyatlarının dayanak noktaları da kutsallaştırılmıştır, dokunulmazdır ve birer lat, menat, uzza üçlemesi * haline getirilmişlerdir. bu ideoloji hakkında fikir yürütmek dahi çoğu zaman suç kapsamına girecek şekilde dizayn edilmiştir ve “bütün mümkünlerin kıyısında” devlet aygıtı, bir şekilde caydırıcılığını ya da bezdiriciliğini sonuna kadar kullanır.

    malumdur ki, karl marx’a göre siyasal değişim, üretim araçlarını ele geçirme sorunudur ve resmi ideoloji de bunun temel sonucunu gösterir niteliktedir. üretim sürecinde insanların birbirleriyle belirli ilişkilere girmeleri üretim araç ve gereçleri üzerindeki mülkiyet ve kontrol ilişkileri dolayımında gerçekleşir * *. devlet ve aygıtları, bunlar üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak mutlak hakimiyet kurmanın istencindedir ve bunu toplumun bütün katmanlarına farklı belirli şekillerde yapar. resmi ideoloji eğer kafi gelmezse “silah caydırıcılığı” da ön plana çıkabilmektedir.

    en kısa tanımıyla devlet, profesyonel bir toplumsal baskı sistemidir * *. böyle bir baskı için de kullanılacak en önemli afyon, resmi ideoloji olacaktır. insanların huzur ve güveni için [yersen] elinden geleni yapmakta olan bu ideolojinin diğer bir tarafı da demagoji ve dezenformasyon olarak karşımıza çıkar. 19 aralık 2000 * tarihine dönelim ve şöyle bir bakalım:

    http://www.youtube.com/watch?v=uhskmylewf8

    yukarıda görülecek olan video, “devlet nasıl hayat kurtarır?” başlığıyla verilmiş. “devlet oraya hayat kurtarmak için girmiştir” diyor ulemâdan hikmet sami türk efendi. tabii ki bu operasyon yapılmadan önce medya da resmi ideolojinin yanında aslanlar ve kaplanlar gibi yer almayı ihmal etmemiştir. halbuki, kazın ayağı bambaşkadır. resmi ideolojinin kullanmayı en çok sevdiği kelimeler: hain, işbirlikçi, sempatizan, ihanet, hakaret, düşman, muhalefet vs şeklinde sıralanırlar. dolayısıyla beslenilen duygu çoğu zaman nefret olmaktadır ve diğer veya ötekiye olan nefret üzerinden işler politikalar ve resmi ideolojinin kuruluşu. türk tarihini çin ile düşmanlık üzerine kuranlar da işte böyledirler.

    gilles deleuze’e göre, devlet aygıtının en büyük kozu olan resmi ideoloji, “kapitalizmin de vasıtasıyla” karadelik gibi her şeyi içine aldığına göre ona muhalefet etmenin tek yolu onun içinde bir konum belirlemek yerine göçebe * olmaktır * *. göçerek, teğet geçerek elden geldiği surette işbu devlet aygıtının ve uzantısı olan resmi ideolojinin hegemonyasından uzak durmak faydalıdır, elzemdir. modern iktidar büyük gözaltıdır * ve iktidar kapatır, gözetler, gözaltına da alır ve disipline eder, işbu yazının ilk bölümü burada nihayete ermiştir.

    ayrıca:

    (bkz: türk islam sentezi/#10421777)
    (bkz: milli kültür raporu/#10760040)
    (bkz: faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir/#10437455)
  • bunun kavratılmasında asli görev ilkogretim tarih ders kitabi cizerine düşer.
  • teknoloji dolayımlıdır ve teknolojiyi kullanarak halkı ikna eder.
    heiddeger teknolojiyi "en büyük tehlike" olarak görür.
    çünkü teknoloji atom çağı egemenliğini kurarken bütün diğer insanlık ve varlık biçimlerini geçersiz kılacak oranda bir üst söylem (veya ideoloji) üretmektedir; başka her şey bu söylemlerin altında kalmakta kendini ifade edememektedir.
  • solda devletin egemen sınıfın baskı aygıtı olduğundan çok, devlet ve sivil toplum ikilemi yaratmaya çabalayanların amentüsü. olmazsa olmazı... resmi ideoloji, bir kez oluşturulmuş, son derece doğrudan ve değişmez bir biçimde tasvir edilerek, aslında bu arkadaşların "ideoloji" dediğimiz şeyi hiç anlamadıklarını da gösteriyor. (bkz: egemen ideoloji) bununla alakalı olarak (bkz: egemen sınıf)
  • tanım: resmi, resmiyye: 1. devlet tarafından veya devlet adına olan. 2. alay ve törenle olan 3. resme, yazı ve cizgiye ait olan 4. çok ciddi, sert vd.

    tez: "yeryüzünde muteber bir nesne yok devlet gibi
    olmaya cihanda bir nefes sıhhat(li resmiyet) gibi"

    antitez: "biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim "` : ece ayhan`

    sentez: biliyorlar ama yine de yapıyorlar.
  • birde okullarda okutulan milli tarih, milli cografya vardir ki dayatmaya dayali egitim aklima geldiginde bu ikiside bir anda kafamda belirir.
  • türkiye cumhuriyeti devletinin faşist, dinci, baskıcı, militarist ve antidemokratik temelini oluşturan ideolojidir. tek ulus kavramının aslında var olmadığı topraklarda ulus devlet yaratabilmek için oluşturulmuş ve bu topraklarda yaşayan her bireyin yediği yemeğe, içtiği suya hatta soluduğu havaya katılmış bir afyondur. zaman içerisinde toplum bu ideolojinin etkisiyle ortaya çıkan kalıcı sanrılarla yaşamaya başlamış, gerçeklerden uzaklaşmış ve toplum ve devlet olarak aradan geçen uzun yıllara rağmen olgunlaşamamıştır. devleti ve türkiye cumhuriyeti halkını bir müptezelden farksız kılan ideolojidir.
hesabın var mı? giriş yap