• asil uzucu olan, o da kendisinden tirsmaktadir ..
  • şu an internette popüler olan karakterlere baktıkça iç çekiyorum, hiçbiri bu adam gibi değil lan. tamam 20 küsür kitapta yazılıyor hikayesi ama doğumundan ölümüne kadar her saniyesi tamamlanmış bir karakter. bu tarz işlerden anlayan biri olsam soulforged ve brothers in arms kitaplarını netflix'e dizi yaparım sonra klasik üçlemenin filmini çekerim. kitaplar film olamayacak kadar detaylı olduğu için araya yine netflix dizileri ile bağlarım. ikizler üçlemesi de çekilir üstüne mis gibi.

    olm potansiyel milyar dolar çamış gibi yatıyor rafta, niye kimse ilgilenmiyor anlamıyorum.
  • elektrikler kesildiğinde hala bir umut "belki bu sefer olur lan" düşüncesiyle shirak diyorsam sebebi sensin raist !

    kum saati gözlü büyücüdür.
  • raistlin asla şerefsiz bir büyücü olmadı. çocukluğundan beri, doğuştan gelen zayıf fiziği dolayısıyla ikizinin gölgesinde kaldı. fazla zekiydi ve solace'ın aptal çocukları için fazla geliyordu. bütün çocukların şevkle oynadığı knights and mages* oyununda raistlin ulvi zekası ile o yaştaki çocuklara göre biraz fazla strateji kurunca adı sinsiye çıkmış, onun kazanmasından erinen solace'lı gençler ondan sonra oyunlarında "kara kuru raistlin" yerine "nur yüzlü caramon"u tercih etmişlerdi. kızlarla da durum böyleydi, bir gece, çok şaşırmasına rağmen bir kızdan buluşma teklifi alan raistlin, kızın o gece caramon'la beraber olduğunu öğrenince iyice tepesi atmıştı...

    evet, caramon *kas*tı, caramon *kol gücü*ydü, caramon *sevilen yüz*dü... bu ikizlik ilişkisinde ise raistlin, caramon'un olmadığı herşey olmalıydı. raistlin *beyin*di, raistlin *zeka gücü*ydü... ve bu üstün özelliklerinden dolayı dışlanan raistlin'e kucak açan tek şey ise büyüydü. raistlin pek çok kez şunu diyordu: "sen herşeysin caramon, ve ben senin olmadığın diğer şeylerim. senin elinde kas gücü var, benim elimde ise büyü. büyü benim caramon, o benim hayatta sahip olduğum en önemli şey."

    tower of wayreth'te, ve diğer kulelerde yapılan büyücülük sınavlarında büyücü adayları gerek fiziksel, gerek zihinsel, gerekse duygusal açıdan sınanırlar. kulenin başındaki büyücüler de, bir adayın gerçek eğilimini ortaya çıkartmak için, bu işi büyük bir titizlilikle gerçekleştirirler. yani bu, onların en iyi yaptıkları şeydir. raistlin de, girdiği büyücülük sınavı esnasında* caramon'un kendisini kurtarmak - yani raistlin'e yardım etmek - için bile olsa büyü yaptığını, hayatta ona ilgi duyan tek kızı bile çalmış, insanların raistlin yerine tercih ettikleri caramon'un, sahip olduğu tek şeyi - büyüyü de ele geçirdiğini ve* kendisinden daha iyi kullandığını görünce, artık dayanamaz olmuş, ölmekte iken elinde kalan son büyü ile*caramon'u vurmuş, ve öldürmüştür.

    raistlin yıllar sonra benzer bir durumda "i killed my brother once, i can do it again" demiş, kardeşine her ne kadar bağlı da olsa,* inandığı dava için ondan her an vazgeçebileceğini göstermiştir.

    velhasıl, raistlin, şerefsiz bir büyücü değildi. o sadece insanların onu büyüsüyle rahat bırakmasını istiyordu. eski anılar adına, kardeşinin hatrı adına, biraz da kuledeki sınavdan sonra bir lanet olarak fiziksel bakımdan güçsüz ve harap bırakılmasından dolayı yaşayabilmek için kardeşine muhtaç olması nedeniyle, grupla birlikte maceradan maceraya atılmıştı.

    evet, raistlin sınavdan sonra kendi hayatını tek başına sürdüremeyecek kadar güçsüzdü. devamlı öksürüyor, öksürüyor, kan kusuyordu*. ağzına asla bir lokma yemek koymuyor, pis kokulu, kuru bir yaprak çayı ile yaşamaktan ise nefret ediyordu; lakin hastalığına iyi gelen tek şey buydu.

    ve raistlin, kendi başına yaşayabilecek kadar güçlendiğinde, zaten başından beri kendisini bir parçası hissedemediği gruba veda etmiş, kendi yoluna gitmişti. oysa o grupla birlikte olduğunda en ölümcül anlarda****** grubun her elemanı kadar, belki de daha fazla, gruba yardım etmiş, buna rağmen başta sturm olmak üzere diğerlerinin sevgisini pek kazanamamıştı.

    raistlin, fantastik kurguda yaratılan en derin karakterlerden biridir, ve insanların ona yaptığı şerefsizlikler, içinde için için yanan alevi daha da harlamış, o da canla başla çalışarak sonsuz bir güce ulaşmıştır. işte bundan sonradır ki tanrılar, raistlin'in elindeki tüm gücü alıp onu sıradan biri haline getirmiş, o ise yaklaşık 20 yıl böyle yaşadıktan sonra içindeki küllerin de verdiği dinginlikle, eski dostlarına yardım etmeyi uygun görmüştür...

    --- spoiler ---
    son kitapta, raistlin'in son ortaya çıkışı... ah, bundan önce bir de flint* öldüğünde bu kadar ağlamıştım... ama o daha çok bir haykırıştı; bu ise pek bir mutluluk, ve huzur kaynaklıydı...

    tasslehoff zor durumdaydı; enselendi enselenecek, bir an önce kaybolması gerekiyordu. birden kendini yumuşak, kadifemsi birşeyin sardığını hissetti, etraf karardı, hava daraldı... tanıdık bir koku geliyordu tasslehoff'un burnuna... gül kokusu sarmıştı etrafını. gül kokusu... o kurumuş gül yaprakları... ah raistlin... ne uzun zaman olmuştu...
    --- spoiler ---
  • ---spoiler ---
    takhisis: and now you mock me! smile your twisted smile while you can, mage, for when you slip, when you fall, when you make that one, small mistake i will lay my hands upon you. my nails will sink into your flesh, and you will beg for death. but it will not come. the days are eons long here, raistlin majere. and every day, i will come to see you in your prison the prison of your mind. and, since you have provided me with amusement, you will continue to provide me with amusement. you will be tortured in mind and in body. at the end of each day, you will die from the pain. at the beginning of each night, i will bring you back to life. you will not be able to sleep, but will lie awake in shivering anticipation of the day to come. in the morning, my face will be the first sight you see.
    what? you grow pale, mage. your frail body trembles, your hands shake. your eyes grow wide with fear. prostrate yourself before me! beg my forgiveness!
    raistlin majere: my queen....
    takhisis: what, not yet on your knees?
    raistlin majere: my queen... it is your move.

    ---spoiler ---

    bitirmiştir beni, tekrar tekrar okutmuştur, sevdirtmiştir
  • lord soth bile kendisinden tirsmaktadir... hatta birakiniz lord soth'u, takhisis bile tirsmaktadir...
  • koskoca dragonlance serisinde kisilik sahibi bir* iki* karakterden en kisiliklisi.. bu nedenle kendine yarattigi hareket alanina saygi gosterilen, anti-kahraman demeye dilimin varmadigi insan.. bircok insanin yapmaya calistigi seyleri becerdigi icinde gonullere bu kadar cok taht kurmus olabilir.
    o olmasa tami tamina bir pembe dizi olurdu bu dragonlance, bir destani kurtaran buyucu.
  • herşeyden önce kararlı. zaaflarına ve zayıflıklarına rağmen, üstelik hiç kimse tarafından da sevilmiyorken, yapmak istediğini yapmaya devam ediyor. konuşmaktan ve çevresindekilere aklındakini söylemekten çekinmiyor, ama kendisinden zayıf olanlara karşı bir yumuşak karnı olduğu çok açık (bkz: bupu). her zaman hasta ama bunun onu yolundan döndürmesine izin vermiyor. çok gerçek. itici, bazen kızdırıyor, isyan ettiriyor, nefret ettiriyor, ama herkes kendi içindeki kötülükten bir parça buluyor onun karakterinde bir yandan da. yenilgi kavramı yok, kabul etmiyor. kendine ve inancına inancı tam. belki bir şeylere tutsak ama hiç bir zaman başkalarının tutsağı değil. tamamen kendisinden gelen bir tutsaklık. bu da başkalarının onun üzerinde güç sahibi olmasına engel oluyor. tek kelimeyle cool. bir anlamda en dürüst karakter. borçlanmıyor, borçlanırsa kendisinden beklenmeyecek bir dürüstlükle ödüyor borcunu. bunu yapmaktan nefret etse de.

    en etkileyici tarafı kendinden güdümlü olması. yaşadığı doğrular, peşinde koştuğu, hayatını harcadığı hedefler, dış kaynaklı değil. onaylanma kaygısı yok, isteği belki var ama bu istek davranışlarını yönlendirmiyor. çoğumuzun hayatımızda bir çok hedefe ulaşmamızda önümüzde engel olarak dikilen bir sorun bu, ama bu arkadaş hiç böyle bi sorun yaşamıyor. howard roark'la bu yönden son derece paralel olduğu da düşünülebilir. o başkalarının doğrularının farkına bile varmazken, raistlin farkında. ama her ikisini de güdüleyen başkalarının doğruları değil. topluma ters düşme kaygısı yaşamıyorlar. roark'un hedefinin çok daha estetik ve yüce olduğu da bir gerçek ama zaten benzetme sadece hedefe kilitlenme şekliyle ilgili.
  • aslına bakıldığında bir sınıf atlama hikayesidir raistlin'in hikayesi. ancak yazarlarının bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yedirdikleri önkabulleri ile başarısız olmaya mahkumdur.

    --- spoiler ---

    zira raistlin'in hikayesine baktığımızda kendisinin bir sosyal dışarlıklı olduğunu görürüz. hastalıklıdır, diğer insanlarla arası pek iyi değildir ve bunun yüzünden kardeşi gibi kabul görmemiştir diğerleri tarafından. raistlin'in en büyük "hatası" kendisinin, becerisi sayesinde diğerleri tarafından kabul göreceğine hatta onların üstüne çıkacağına inanmasıdır. nitekim bunu soulforged'da antimones'e söyediği "şişman hancılar bana saygı duysun diye büyü öğrenmeyi istiyorum" demesinden ve daha sonraki zamanlarda geçen lance romanlarından anlayabiliyoruz.

    nitekim kendisinin tanrı olduğu dünya bu yüzden "kötü"dür. zira margaret weis ve tracy hickman'ın bu zıpçıktı karakter için tasarlayabilecekleri başka bir dünya olamaz. kendisi ne hakla kendisine bahşedilen statüde ilerlememiştir. tanis, sturm ve diğer arkadaşları kendi kaderlerini kabul edip bu yönde ilerlerken raistlin olabilecek en büyük günahı işlemiştir - kaderine karşı çıkmak. ve bu yüzden de asla "başarılı" olamaz. modern toplumlarda kendi kaderine karşı çıkan insanların başarısız olacağı kadar kesindir bu. ne kadar çok para kazanırsanız kazanın, işinizde ne kadar uzman olursanız olun sizin için bazı sınırlar vardır ve bu sınırları aşamazsınız. aşmayı denerseniz eğer eski halinizden daha beter bir hale düşersiniz. raistlin haketmediği halde bu meselin kahramanı olmuştur. en azından bence böyle.
    --- spoiler ---
  • ejderha mızrağı fantezi kitap serisinde yer alan gelmiş geçmiş en güçlü büyücü.

    öncelikle raistlin majere başlığı için ssg rumuzlu arkadaşıma teşekkür etmek istiyorum. daha detaylı bir raistlin majere açıklaması için şöyle buyrun:

    dragon lance kitaplarının içinde en çok tercih edilenler şüphesiz raistlin'in anlatıldığı kitaplardır. peki milyonlarca dragon lance hayranının aşık oldugu bu adamın ne gibi bir farklılığı vardı? bu yazımda size bunlardan bahsetmeye çalışacağım.

    (bkz: ejderha mızrağı)

    raistlin, ikiz kardeşi caramon'dan bir saat farkla krynn'de doğmuş bir çocuktur. çoğu kişi raistlin'nin doğumunu büyük bir talihsizlik olarak değerlendirse de aslında raistlin, krynn'in üzerinde en çok etkisi olan karekterlerden birisidir. öncelikle raistlin'in geçmişini bilmek onu daha iyi anlamamızı sağlıyacaktır.

    raistlin çocukluğunda son derece çelimsiz,zayıf bir çocuktu. ikiz kardeşi caramon onu canından çok seviyordu, gerek arkadaşlarının yanında gerekse yalnız başlarına bir ormanda yürürken, tehlikeler ile karşı karşıya olduklarında kendisinden önce raistlin'i korumayı bir görev edinmişti.

    (bkz: caramon)
    (bkz: kitiara)

    sokakta arkadaşları raistlin ile dalga geçerken,oynadıkları oyunlara raistlin'i almak istemedikleri zaman caramon onlara hep kızmıştır. caramon yönünden olay bu şekilde gelişirken raistlin'in düşüncelerini de incelememizde fayda var.

    raistlin belki zayıf,hastalıklı vücüt yapısından belki de silah kullanamamasından ve çevresindekilerin kendisi ile dalga geçip ikizini ilah yapmalarından hep nefret etti. işte bu yüzden caramon'u her zaman kıskandı. caramon'un kendisine aşırı sevgi göstermesi raistlin için hiçbir şey ifade etmiyordu. o sadece ikizinden nefret ediyordu. bu nefret gün geçtikçe büyüdü. üvey ablaları kitara, caramon'a kılıç ile dövüşme sanatını öğretirken raistlin onları hep öfke ile izledi. kendisi için yapabilecek bir şeyleri olduğuna inanan raistlin ruhunu büyüye adadı. büyü artık onun dünyası olmuştu. belki kendisi bile belli bir zaman içinde krynn üzerinde büyü denince akla ilk gelecek isim olucağını hayal edemiyordu. çocukluklarında para kazanmak için yaptığı hokkabazlık numaralarından nefret etse bile kendisini bunları yapmak zorunda hissetti.oduncu babalarının ani ölümü, annelerinin hasta olması eve giren maddi kaynakları bir anda bitirmişti. annesi hep uzaklara bakıyor ve hep gelecek ile igili konuşuyordu. sanki yaşayan bir ölüydü. raistlin annesini her zaman çok sevmişti. annesi öldüğü zaman korkunç bir üzüntü içine girdi ama büyü sayesinde bunu da atlatmayı bildi.

    ağabeysi kılıç ile dövüş sanatında ilerlerken o kendisini büyü sanatına verdi. köylerinde herkes kendisi ile dalga geçse bile o yılmadı, ta ki krynn üzerinde yüksek büyücülük kulesi adına dolaşan büyücülerden biri onu keşfedene kadar. bu büyü ustasının görevi kule için yeni öğrenciler bulmaktı. raistlin'i gördüğü zaman zayıf vücüduna bakmaksızın onu kuleye götürmeye karar verdi. büyücülür toplantısına katılıp bu fikrini oradakilere açınca diğer büyük büyücüler de raistlin'de gizli bir yetenek olduğuna inanarak onu yüce büyücülük kulesi'ndeki okula davet ettiler. raistlin etkilenmişti, onurlanmıştı, korkmuştu ama geleceği için bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordu.

    büyücülük kulesinde aldığı eğitimden sonra artık büyük sınava girmeye hazırdı. herhalde raistlin ile aynı dönemde eğitim
    alan diğer büyücüler sınıfta hocalarının sık sık raistlin karşısında çaresiz duruma düşmesine bazen kıskançlık, bazen de hayranlık ile bakan gözlerle izlemişlerdir. nitekim yıllar sonra o öğrencilerden birinin anlattığı anılarından birisinde, "inanılmaz bir olaydı, hiçbirimiz büyü ile ilgili bir şey bilmiyorduk. raistlin deri parşömenin üzerine parlayan altın sarısı harfler ile 'ı magus' ( ben büyücüyüm ) yazdığında hepimiz şok olmustuk," diyordu.

    sınıfta çoğu zaman hocanın raistlin mi olduğu, yoksa raistlin'in sadece bir öğrenci mi olduğu konusunda büyük tartışmalar yaşanmıştı. öğrenciler zaman zaman raistlin'i kıskanmış olsalar bile ona karşı saygıyla karışık bir korku duyarlar.

    bir diğer öğrenci, raistlin için; "sanki onun içinde her zaman büyü vardı, bilemiyorum, onun çok büyük bir büyücü olacağını biliyorduk," diyordu.

    raistlin'in okul döneminden sonra hayatını etkiliyen en önemli olay şüphesiz yüksek büyücülük kulesi'nde girmiş olduğu sınavdır. bilindiği gibi büyücü adayları ancak bu sınavı geçebilirlerse büyücü olmaya hak kazanırlar. bu sınavı giren her adayın geçtiği bir sınav olarak görmeyin lütfen. bu sınava girenlerin ancak %20 'si sınavlarını geçerler bu da
    kendilerinden fedakarlık yapma şartı ile. sınavı geçememek ölmek demektir. bu sınav gerçekte yaşanmamakla beraber gerçek hayat kadar sahicidir. büyücü başları öğrencinin beyninde oluşturdukları hayal dünyası ile sınavdaki davranışlarına bakarak hangi renk cübbe alacağına karar verirler.

    kısaca anlatmak gerekirse caramon'un bütün karşı çıkmalarına rağmen sınava giren raistlin karşılaştığı bütün düşmanların üstesinden gelmiştir. lakin sınavın sonlarına doğru karşısına çıkan bir kara elfi yenmek istese bile bunu başaramamıştır. o sırada, bulundukları odaya ikiz kardeşi caramon gelir. "caramon sen burada ne arıyorsun?" demeye kalmadan caramon birazda alaylı bir şekilde, "dur kardeşim, başın biraz dertte gibi, ben bu kara elfin üstesinden gelirim," demiştir. ikizinin sölediklerine gülmekle yetinen raistlin "bak aptal ikizim, bu kara elfler senin kılıcın ile kolay kolay ölmezler bunlar ancak büyü ile ölürler," demiştir. caramon ise daha fazla yorum yapmadan attığı bir ateş topu sayesinde kara elfi öldürmüştür. bunun gerçek hayatta mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz ama dedik ya sınav işte!

    gördüğünden şok olan raistlin, ikizinin üzerine yürümek ister ama çok zayıftır. ikizinin onu en azılı düşmanından kurtarmış olması onun için pek bir şey ifade etmiyordur. raistlin'in hayatındaki en önemli gurur kaynağı büyüsü olmuştu. caramon'un fiziksel özelliklerine karşın o büyüsünü kullanıyordu. artık caramon'unda büyü gücüne sahip olduğunu görmek onu yıkmıştı. hayatının dönüm noktasıydı, bir karar vermek zorundaydı, ya ikizini öldürüp yoluna devam edecek ya da sınavını kaybedecekti. işte tam bu sırada aradığı kutsal güç krynn'ın en güçlü ve en önemli büyücülerinden biri olan fistantantulus'tan geldi. kimden geldiğini o zaman algılayamadığı bir ses ona, "aradığın şey bende, ama bir karar vermen gerekiyor, büyü fedekarlık ister raistlin, sende seçimini yap. ya vücudunu bana ver ve ikizinden intikamını al ya da hayatın boyunca büyüye veda et," demişti. raistlin hiç düşünmeden fistantantulus'un teklifini kabul etti. ondan aldığı güç ile ikizini öldürdü ve yoluna devam etti.

    sınav bitti...

    tekrar zihninde kuleye döndüğünde, caramon'un sınavı izlediğini anladı. yaptığından utanç duymuyordu, ikizinden nefret etmişti. her zaman ikizine karşı duyguları zayıf olan caramon, "bu olayı hiç yaşamadık raistlin, bunu hiçbir zaman konuşmayacağız," deme olgunluğunu göstermişti. raistlin'e kule tarafından kırmızı cüppe uygun görüldü. raistlin kendisini gördüğünde hiç bu kadar şaşırmamıştı! gözlerı altın sarısı ve kum saati şeklinde idi, saçları beyaz, bembeyaz olmuştu. sürekli öksürüyordu. bu sınavın ondan geçmesine izin vermesi karşılığında aldığı bir bedeldi. raistlin bu halinden nefret etse bile kabul etti. kulenin büyük büyücülerinden birisi ona magius'un asasını verdi.

    magius, krynn üzerinde yaşamış en büyük büyücülerden birisidir. ilk ejderha şavaşında efsane şövalye huma ile sırt sırta savaştığı sölenir. asası ile yoluna devam eden raistlin ağabeysi ile beraber para kazanmak için paralı bir orduya girdi.
    paralı askerlik yıllarında ordunun savaş büyücüsünden çok büyük ve önemli büyüler öğrendi. hocasının yaptığı büyüleri başta çok kolay bulup içinden dalga geçen raistlin kendisi yapması istendiğinde ve yapamadığında aslında bunların ne kadar zor olduğunu ve savaş büyüleri konusunda ne kadar tecrübesiz olduğunu anladı.

    (bkz: magius)

    ikiz kardeşi kılıç kullanmada ileri giderken raistlin ise büyü kullanma da oldukça ilerledi. bu yıllardan sonra raistlin artık tam bir kırmızı cübbeli büyücü olmuştu.
    tanis, sturm, altınay, nehiryeli, flint, tasslehoff ve ikizi caramon ile girdiği maceralar onun tecrübelerini arttırdığı kadar bazen uzaklardan bazense cok yakınından gelen derin ses onda garip duygular uyandırıyordu. artık kırmızı cübbeyi bırakmasını ve gerçek rengi olan siyaha geçmesini sölüyor, gerektiği zaman da ona ihtiyaç duyduğu büyüleri veriyordu.
    o ise buna direnmeyi tercih ediyordu ama çok fazla direnemeyeceğinin de farkındaydı.

    caramon hala onda nefret uyandırıyordu, peki bu kadar iyi biri olan caramon'un hiç mi raistlin'e karşı hatası olmadı? gençliklerinde raistlin'in beğendiği bir kız ile akşam gidip sevişen caramon değil miydi? bu olayı çoğu kişi bilmese bile raistlin gözleri ile görmüş ve ikizinden bir kere daha nefret etmişti, tabi hoşlandığını sandığı o kızdan da. raistlin siyah cübbeyi kabul edip giydiğinde herhalde en çok üzülen ikiz kardeşi olmuştur.

    caramon onun içinde kötülük olduğuna inanmıyordu. öbür taraftan raistlin daha çok büyü gücüne ihtiyaç duyduğu için bunu kabul etmişti. artık o karanlık kraliçe için çalışan büyücülerden biriydi.

    o zamanlarda raistlin'in en büyük hedefinin karanlık kraliçeyi yok edip tanrı olmak istediğini kim bilebilirdi ki? içinden gelen ses yavaş yavaş onun benliğini ele geçiriyordu. raistlin bunu anlamıştı, bir şekilde müdahale etmezse tamamen ona ait
    olacaktı. zaman içinde yolculuk yapması gerektiğine ve fistantantulus'u yaşadığı zamanda öldürmesi gerektiğine inandı.
    buldukları zaman makinesi sayesinde ikizi caramon ve minik kender tas ile geçmişe gittiler. hepsinin başından sayısız maceralar geçti. kral rahip döneminde yaşamak hiç de kolay değildi.

    (bkz: fistandantilus)

    bilindiği gibi kral rahip halkını ve kendisini en üstün kimseler olarak görmüş ve tanrılar bu yüzden ona sırt çevirmişlerdir.
    şehirinin yok oluşunu geçmişe dönen ve bunu ona anlatmaya çalışan caramon bile engelleyememiştir.
    raistlin bunlar yaşanırken fistantantulus'u buldu, onla girdiği büyük savaşı kazandı, onu öldürdü. artık vücüdu ve ruhu kendisine aitti. bu arada caramon ve tas geçmişle yetinmemiş, geleceğe de gitmişlerdi. gelecekte olacakları gördüler, krynn'in bir çöle dönüşmüş olduğunu, üzerinde kimsenin yaşamadığını, tek tanrı raistlin'in olduğunu ama onunda yöneticek kimseyi bulamadığını görmüşlerdi. dünyaya döndüklerinde çok güçlü bir büyücü haline gelmiş olan raistlin'e bunları anlatmaya calışmış olsalar bile raistlin anlatılanları pek dinlememişti. ne de olsa o kendisine karşı savaşması için kitara'nın getirdiği ölümsüz hayalet lord soth'un da dediği gibi krynn üzerinde yaşamış en büyük büyücüdür.insanları tek kelime söyleyerek öldürebilen soth, orduları buz kütleleri haline çevirebilen soth bile kitara'ya "evet, ben insanları tek kelime ile öldürürüm, buzdan kütleler yaratabilirim ama geçmişin ve şimdinin efendisine karşı hiçbirşey yapamam," demiştir. wayret'teki lanetlenmiş büyücülük kulesi bile, kapılarımız sonuna kadar
    geçmişin ve geleceğin efendisine açıktır, diyerek raistlin'e yol vermiştir. kimsenin çevresine yaklaşmaya cesaret edemediği karanlık orman raistlin'i bir efendi edası ile selamlamış, içinden geçerken lanetlenmiş ölüler ona tezaruhat yapmışlar, karanlık ağaçlar yolundan çekilmişlerdir.

    bu kadar güçlü ve saygı duyulan bir büyücü karşısında kim bir şey demeye cesaret edebilirdi ki? efendiliğini yaptığı kulenin içinde öğrencisi olan dalamar, hocası raistlin krynn'e büyü güçleri olmaksızın tekrar döndüğünde ve raistlin'in ona "artık bana hocam demek zorunda değilsin, zaten büyü güçlerimde şu anda yok," dediğinde, "ben senden çok sey öğrendim ama bunu asla unutmadım shalafim (hocam anlamına gelmektedir), o yüzden sana karşı asla saygısızlık yapamam, senin güçlerini
    çok iyi biliyorum," diyerek göğsünde sürekli kanayan beş parmak izini göstermiştir. raistlin gereksiz yere şiddet kullanmazdı bu beş parmak izini dalamar'ın daha önceden uyarmasına rağmen kendisinden gizli büyü kitaplarını karıştırdığını anlayınca yapmıştı.

    karanlık kraliçenin yaşadığı cehenneme açılan kapı konusunda uzun süren araştırmalar yapan raistlin en sonunda oraya girmek için kendisini iyiliğe adamış olan bir paladin rahibesi bulması gerektiğini anladı. zamanında o kapıyı yapanların bir kötü ruh ile iyi ruhun asla işbirliği yapamayacağını düşündüklerini, raistlin hemen anlamıştı. bunun için seçtiği tabiri caizse kullanıp bir kenera attığı kişi paladine'ın kutsal rahibesi crysania'dan başkası değildir. raistlin'in, crysania'yı cehenneme girmek için ikna etmesi hiç de zor olmadı.

    karanlık kraliçe ile kendi dünyasında karşılaşmak oldukça zor oldu raistlin için. crysania ona sürekli yardım etmiş, şifa vermiş olsa bile bu yeterli değildi. raistlin yılmadı savaştı, en sonunda karanlık kraliçeyi yenecek boyuta geldi, ama karanlık kraliçenin yenilgisinden sonra krynn'i gördü, krynn'in halini gördü, ıssız bomboş bir dünya, herkes ölmüş ve yöneticek kimse yok.

    raistlin kendisinden en büyük fedekarlığı bu savaşta yaptı. kendisini dünya için feda etti ve yenilgiyi kabul etti. bir süre
    karanlık kraliçenin işkencelerine maruz kalsa bile raistlin'in yaptığını onursal olarak adlandıran iyilik tanrısı paladine ona bir hediye verme gereği duydu. bu sonsuza kadar sürücek olan huzurlu bir uykuydu. işte raistlin cehennemde geçen işkence dolu yıllarından bu şekilde kurtuldu. cehenneme girerkenki ortağı, raistlin'e kendisini kaptırmış olan crysania ise krynn'e döndüğünde artık kördü.

    raistlin şüphesiz huzurlu uykusunda bile boş durmadı. yiğeni palin majere'e yardım etmek için ona sık sık mesajlar yolladı.
    belki de verdiği en önemli mesaj kendi asasını ona vermektir. palin bu asa ile kimsenin yapamadığı (asanın gerçek sahibi magius dahil) bir büyüyü yaparak dünyayı tanrıların babası kaos'tan kurtarmıştır.

    raistlin huzurlu uykusundan uyanıp dünyaya geldiğinde tanrıların babası kaos, öfke ile dünyayı yerle bir ediyordu. raistlin belkide ikinci kez dünyayı kurtarmak için harekete geçti, palin'e yol gösterdi, caramon ile hasret giderdi. öğrencisi dalamarı gördü ve onunla planlar yaptılar. dünya kurtulduğu zaman ise iyilik tanrısı paladine ile beraber (dünyaya fizban şeklinde
    gelir) uzun bir yürüyüşe çıktılar. söylenenlere göre tanrılar dünyayı kaos'a verdikleri söz doğrultusunda terk etmek zorunda kalmışlardır. kaos kendisinin krynn'i terk etmesi için onlardan bu şartı istemiştir, önemli bir ayrıntı ise krynn üzerindeki büyünün artık tamamen sona ermiş olmasıdır. gökyüzünde üç değil (siyah, gümüş, kırmızı) sadece tek yeni bir ay
    vardır. çünkü büyü tanrıları da krynn'ı diğer tanrılar ile beraber terk etmişlerdir.

    ikinci kez dünyaya geldiğinde raistlin'in büyü güçlerine sahip olmadığını söylemekte yarar var. buna rağmen herkesin ondan hala çok korktuğunu da unutmayalım. ikizi, raistlin'e neden büyü güçlerini geride bırakıp krynn'a geldiğini
    sorunca olayı şu şekilde açıklamıştı raistlin:

    "sen artık içmiyor musun caramon?"

    "hayır içmiyorum," demişti caramon.

    "neden caramon?"

    "bilmiyorum ki raist, bende içki alışkanlık yapıyor, bırakamayacağım bir alışkanlık, bana zarar veren bir alışkanlık," demişti.

    "bende artık büyü kullanmıyorum kardeşim, anladın mı şimdi neden olduğunu," diye sormuştu usta büyücü.

    evet arkadaşlar yazımın sonlarına gelirken raistlin için yazılıcak çok fazla şey olduğunu sizlere tekrar hatırlamakta yarar görüyorum. benim yukarıda yazdıklarım raistlin ile ilgili pek fazla detaya girilmemiş çok ufak bir özettir. olaya bu şekilde bakarsak raistlin hakkında bilgi sahibi olabiliceğinizi düşünüyorum. bazıları ondan çok nefret ettiler, bazıları onu her şeyden
    çok sevdiler, bazıları hastalıklı işe yaramaz bir adam dediler onun için, bazıları saygı duydular, ama herkes ondan çok korktu. şüphesiz bizlerin onu çok sevmemizi sağlayan faktör onun altın sarısı gözleri veya bembeyaz saçları değildir.
    onun değişen fikirleri, olgunlaşması, karekterinde ki değişimler ve en önemlisi üzerinde taşıdığı gizem bizim onu çok sevmemizi sağlamıştır.

    not 1 : raistlin'in kızı olduğunu iddia eden irdalar'ın çocuğu usha için hiçbir şey yazmadım, çünkü raistlin bu olayı inkar edip, saçma bulmuştu. bu olayı merak ediyorsanız ikinci nesil adlı kitapta raistlin'in kızı adlı bölümü (sf. 285-321) ve yaz alevi ejderhaları adlı kitabı okumanızı tavsiye ederim. (bkz: usha)

    not 2 : raistlin'in çocukluk yıllarını ve yüce büyücülük kulesi'nde girdiği sınavı merak edenlere ruhdöveni adlı kitabı okumalarını tavsiye ederim. (raistlin ile ilgili yazılmış en önemli kitap da budur.) (bkz: ruhdöveni)

    not 3 : raistlin'in ikizi caramon ile olan maceralarını merak edenlere silah kardeşliği adlı kitabı okumalarını tavsiye ederim.

    not 4 : raistlin'in katıldığı ejderhamızrağı savaşını merak edenlere güz alaca karanlığı ejderhaları, kış gecesi ejderhaları ve ilkbahar şafağı ejderhaları adlı kitapları yani destanlar üçlemesini okumalarını tavsiye ederim.

    not 5 : raistlin'in geçmişe dönüp fistantantulus'u öldürmesini ve karanlık kraliçe ile olan şavaşını merak ediyorsanız, ikizlerin zamanı, ikizlerin şavaşı ve ikizlerin sınavı adlı kitapları yani efsaneler üçlemesini tavsiye ederim.

    not 6 : raistlin'in ikinci kez krynn'e gelişini merak ediyorsanız yaz alevi ejderhaları adlı kitabı okumanızı tavsiye ederim.

    not 7 : bazı çevreler raistlin için krynn'in resmi olmayan 23. tanrısı deselerde bu olayın kesinliği yoktur.

    not 8 : raistlin krynn üzerinde hiçbir kadına aşık olmamakla beraber, ilgi duyduğu diyebiliceğimiz tek kadın crysania'dır. (bkz: crysania)
hesabın var mı? giriş yap