• hayatimda gordugum en guzel mizah anlayasina sahip oyunlardan biri. "no hard feelings" nedir lan ahaha. cok centilmen yahu bu turret'ler.

    buradan sonra spoiler ibaresi icersinde devam ediyorum.

    --- spoiler ---

    trailer'ini gorunce salyalar sactigim oyundu portal, oynamak bugune nasipmis. hayatimda ilk defa bir oyunu gununde bitirdim sanirim. oncelikle kisaligina geleyim, biraz hayal kirikligi oldu acikcasi. derdim daha fazla puzzle'la degil de agzimiza bir parmak calip biraktiklari hikayeyle aslinda. ben companion cube'un gercekten delirmesini, duvarlara yazi yazan insanlarin ortaya cikip hikayelerini anlatmalarini falan bekliyordum. gerci insanlar dahil hepsi glados'un uydurmasi da olabilir, ama yine de insan daha fazlasini istiyor yani.

    onun disinda gercekten muhtesemdi, bulmacalar muhtesemdi, sizi surekli geren mizah muhtesemdi, muzikler muhtesemdi, ortamlar tabi ki muhtesemdi. turret'ten ilk kursunu yedikten sonra o bembeyaz cillop gibi duvarlarda kendi kanimi gorunce resmen sok oldum. half life'da levyeyle beyin patlatirken yasamadigim gerginligi o steril ortam bir anda bozulunca yasadim ki gercekten iki uc saatlik bir oyunun sunu verebilmesi inanilmaz. fakat dedigim gibi hikaye cok daha gidebilirdi, mesela duvar yazilarinin oldugu odalardan birinde kutunun birini itince bir username ile password cikiyordu. yaninda da "trust me" diye not vardi, sazan gibi yazdim hemen bir kenara, simdi onla ne yapacam bilmiyorum a dostlar. bu da glados'un ibneligiyse artik ne desem bos kendisine.

    edit: ahanda tamam, aperturescience.com'a girdikten sonra login yaziyoruz, sonra sifremiz ile passwordumuzu yazinca bir guzel giriyoruz. ordan sonra da zilyon tane sey var. mesela netten gordugum thecakeisalie komutu, sanirim oyun icindeki ekranlarda admin yazisinin yaninda yazan komutlari girebiliyormusuz. help diyince de baya bisi diziyor, masallah hepsi de geyige benziyor. sunlarla ugrasmislar ya, asigim valve'a resmen. ha bu arada gerek oldschool command ekrani, gerekse play menusunde "hangi oyunlar" diye sormasi, gerekse "deliren yapay zeka" olayi yuzunden bir an tic-tac-toe oynatacak sandim. olmayinca yikildim. (bkz: war games)

    neyse glados'tan incilerle yazimizi bitirelim, ek levellara dalalim:

    (bazilari hatirladigim kadariyla, yanlisliklar olabilir)

    "due to a required test protocol, we will not monitor the next chamber, you will be entirely on your own. good luck"

    "as part of a required test protocol, our previous statement suggesting that we would not monitor this chamber was an outright fabrication."

    "the enrichment center reminds you that the weighted companion cube will never threaten to stab you and, in fact, cannot speak. in the event that the weighted companion cube _does_ speak, the enrichment center urges you to disregard its advice."

    "if the companion cube could talk, and we would like to take this opportunity to remind you that it cannot, it would tell you to go on without it, because it would rather die in a fire than be a burden to you."

    "any contact with the chamber floor will result in an unsatisfactory mark on your official testing record, followed by death. good luck! "

    (kebap yapmadan once) "congratulations. the test is now over. all aperture technologies remain safely operational up to 4000 degrees kelvin. rest assured that there is absolutely no chance of a dangerous equipment malfunction prior to your victory candescence. thank you for participating in this aperture science computer-aided enrichment activity. goodbye."

    "remember when the platform was sliding into the fire pit and i said goodbye and you were like: "no way" and then i was all we pretended we were going to murder you? that was great."

    "someday we'll remember this and laugh and laugh and laugh and laugh"

    (morality core kopunca)
    "maybe you should marry that thing since you love it so much. do you want to marry it? well i won't let you !! how does that feel?"

    "have i lied to you? i mean... in this room?"

    "think about it, if that thing is important, why don't i know about it?"

    "'neurotoxin... so deadly... choking... hahaha, i'm kidding! when i said "deadly neurotoxin," the deadly was in massive sarcasm quotes. i could take a bath in this stuff, put it on cereal, rub it right into my eyes, honestly, it's not deadly at all. to me. you, on the other hand, are going to find its deadliness a lot less funny."

    (parcalanmaya baslarken)
    "you think you're doing some damage ? 2 plus 2 is ....... 10... in base 4! i'm fine!"

    "don't believe me? here, i'll put you on: "heeellooooo" that's you. that's how dumb you sound."

    "black mesa? that was a joke!"
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    - glados was a good machine. they installed windows vista on her system and she became evil.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    psikolojisi stabil olmayan, hasta ruhlu bir robotun cümlelerinin ne kadar etkileyici olabileceğini görüyorsunuz oyunu oynarken. ilk başta "bu testin ölmek gibi yan etkileri olabilir" gibisinden nüanslarla sizi güldürse de o köşeyi dönüp ateşlerin sıcaklığını yüzünüzde hissettiğiniz anda işler bir anda değişiyor. hele ki "goodbye!" deyip sizi ateşlere bıraktığı anda glados'a ağız dolusu küfretmeyen bir oyuncu yoktur diye tahmin ediyorum.

    esas olay ateşten kurtulduğunuzda başlıyor, kafası karışıyor glados'un. "what are you doing? stop it! i-i-i … we are pleased that you made it through the final challenge where we pretended we were going to murder you." işte bu noktada nasıl bir psikopatla karşı karşıya olduğunuzu anlayıp adrenalin salgılamaya başlıyorsunuz.

    sadece glados'un müthiş cümlelerini dinlemek için tekrar tekrar bitirdim, kesinlikle oyuncuyum diyen herkesin oynaması gereken bir başyapıt. monkey island'dan sonra en sevdiğim oyun olmayı bile başardı.

    --- spoiler ---
  • harika oyunlar yapildi bugüne kadar.

    ilk zamanlarimi hatirliyorum, kalkmazdim volfied'in basindan. sonrasinda secenekler artti, oyunlar gelisti... sensible soccer ile spordan zevk almaya basladim, metal slug ile savas bile eglendiren bir sey haline gelmisti. cikan ilk mortal kombat oyunundaki bazi fatality'ler hala aklimdadir... (sub zero ileri-asagi-ileri büyük yumrukken liu kang ileyse de daireler ciziyorduk kolla...) bu oyun olayinda kendimi gelistirmem ise dune 2000 ile basladi sanirim. sonrasinda age of empires, red alert 2, half life, counter strike, syphon filter, ghost recon serileri, commandoslar, warcraft, elder scrolls ve heroes of m&m serileri derken yüzleri gecti, binleri buldu oynadigim oyun sayisi. hayatima yön verdi* oyunlar.

    ancak bir tanesini ayirmak, o kadar zordu ki... hepsinin yerleri farkli, kategorileri ayri sonucta. cok farkli konseptlerde, bana cok farkli duygular yasatan bu kadar oyun arasindan ise su an geriye bakip düsününce sadece ama sadece 1 oyun aralarindan siyriliyor ve artik benzer bir soruyla karsi karsiya kaldigimda rahatlikla cevaplayabiliyorum. hayatimda oynadigim en iyi oyun mu? portal.*

    (bkz: masterwork)
  • oyun işinin nasıl yapacağı konusunda bir valve dersi olan, credits ekranı da gördüklerimin en iyisi diyebileceğim oyun.

    --- spoiler ---

    harika bir mizah anlayışı ile geliyor karşımıza bu oyun, companion cube ile geçirdiğinzi unutlmaz anlar, deney faresi muamelesi gereği her adımda vaad ettiği pastası("the cake") ve insansı iletişim kurma çabasıyla güldüren, çatlak ve tehlikeli ana bilgisayar tam birer deha örneği, onun şarkısı( http://www.youtube.com/watch?v=rthzgszykls ) ile de bitiyor, credits ekranında görüntüde ascii art ile şekiller, kırılan kalbinden söz ediyor hassas ve dengesiz glados. sözlerini de yazayım tam olsun:

    this was a triumph.
    i'm making a note here: huge success.
    it's hard to overstate my satisfaction.
    aperture science
    we do what we must
    because we can.
    for the good of all of us.
    except the ones who are dead.
    but there's no sense crying over every mistake.
    you just keep on trying till you run out of cake.
    and the science gets done.
    and you make a neat gun.
    for the people who are still alive.
    i'm not even angry.
    i'm being so sincere right now.
    even though you broke my heart.
    and killed me.
    and tore me to pieces.
    and threw every piece into a fire.
    as they burned it hurt because i was so happy for you!
    now these points of data make a beautiful line.
    and we're out of beta.
    we're releasing on time.
    so i'm glad. i got burned.
    think of all the things we learned
    for the people who are still alive.
    go ahead and leave me.
    i think i prefer to stay inside.
    maybe you'll find someone else to help you.
    maybe black mesa
    that was a joke.
    haha. fat chance.
    anyway, this cake is great.
    it's so delicious and moist.
    look at me still talking
    when there's science to do.
    when i look out there, it makes me glad i'm not you.
    i've experiments to run.
    there is research to be done.
    on the people who are still alive.
    and believe me i am still alive.
    i'm doing science and i'm still alive.
    i feel fantastic and i'm still alive.
    while you're dying i'll be still alive.
    and when you're dead i will be still alive.
    still alive
    --- spoiler ---
  • yıllardır "bilgisayar oyunları zararlıdır", "bilgisayar oyunları şiddet içerir", "bilgisayar oyunları çocukların beynini köreltir", "bilgisayar oyunları kıldır", "bilgisayar oyunları yündür" gibi gerzek gerzek konuşanlara verilmiş tokat gibi cevap. kimseye ateş etmeden, kimseyi öldürmeden, sadece mevcut iq'yu bir nevi sınava tabi tutarak ama bir o kadar da ürkerek sonu getirilen oyun.

    gece yarısı kafa balon gibi olup da çözülemeyen bulmacaları sabaha bıraktıran (bkz: çözer misin sabaha mı bırakırsın) ancak kafayı yastığa koyunca "ulan tabi ya şöyle şöyle etsek olmaz mı acaba, ya şimdi bilgisayar da açılmaz ki, amaan neyse yarın dersim erken bitiyo okuldan gelince artık..." gibi monologlarla balatayı sıyırtan şaheser. zaten half life 2'yi ilk bitirdiğimde orjinalini de alacağıma söz vermiştim, orange box ile sözümü de tutmuş oldum gerçi şimdi elimde iki tane episode one olmuş oldu ama olsun, helal olsun.
  • credits bolumunu bana sonuna kadar izletebilen tek oyundur.
  • --- spoiler ---
    companion cube'u ateşe atınca "diğerlerine göre onu en çabuk ateşe atan sensin" gibi şeyler de söyleyerek insanı üzmeye çalışan bir oyun. çok ayıp.
    bir de sürüsüyle espri glados'un robotik sesinde kaybolup gidiyor. ben de oynarken "ahahaha çok iyiymiş" diye gülüyordum meğer neler neler söylemiş daha.
    örneğin bunun gibi onlarcasını tamamen kaçırmışım : "you think you're doing some damage ? 2 plus 2 is ..zszszssszs... 10!...... in base 4! i'm fine!"
    nasıl bir yaratıcılıktır bu.

    --- spoiler ---
  • sıradan bir turret'in bir günü de şöyleymiş**,

    http://www.youtube.com/watch?v=fz2_nkytv8e
  • korkutucam deyip sürekli böh diye karakter çıkartan fps'lerden daha tüyler ürpertici, bir yandan da çok ama çok eğlendiren aşmış fps.
hesabın var mı? giriş yap