• olmek istemek ve bunu her saniye hatirlamak. dahasi bu bilincle yasamak. bundan kimseye bahsetmemek. sessiz kalmak.
  • ağır ağır ruh çürümesidir.
  • memuriyettir...
    bedeniniz daha yavaş ölür ama ruhunuz hemen defnedilir...
  • vucut fonksiyonları aynen calısmaya devam etse de, bedeni yok olmasa da goz onunden, algıyı dıs dunyaya kapatıp, suruklemekte oldugu bedenden cok da haberdar olmadan, sadece ruhunun agırlıgını hisseden, onu da tasımakta zaten yeterince zorlanan, ne yaptıgının ne ettiginin bilincinde olmadan pek, baskalarına yasar gorunme durumu..
  • yapacağım onlarca şey varken hiçbirini yapmadığımda, pasif intihar yaşamış oluyorum ben de, bence. oysa ben verdim numarayı da, özgürlüğü de, acıyı da, pembe terlikleri de; gökteki tanrıların arabalarını çeken sütçü beygirlerine. oysa yeryüzü sarsılır ben yürürken, hastalık yayılır nefes alınca, birini bıçaklayasınız gelir. gücüm yeter her şeye. yıkım her yanı sardığında aklına dolarım her vahşi hayvanın. güç için çalışır herkes kimse sahip olamaz oysa, ne kadar istese de.. bense hakimim süpernovalara bile, ama, kendime değil.

    iki taraflı bir balta elimdeki, iki taraf için de çalışır yeri geldiğinde, parçalanmıştır dışım. içimde çarklar ve eski yıldızlar görünür, marşmelovdan bulutlar yaratırım, her şeyin zamanını bilirim, kavaklar arasındaki kuşlar gibiyim. aslında tatlıdır kar, o gökten dökülen şeker. düşünüyorum da, kar yağarken, ben tankerin içine işerdim, intihar budur işte.

    alevden olmalı saçları sevgilimin, kaya gibi sert olmalı derisi ve yaralamalı beni dudakları. yaralar dudaklarımda olmalı. samanyolu burnuma girmeli onu koklarken. nefesimi verirken şimşek çakmalı gecenin bir yarısı. ama şimdi, yalnızlığın neferiyim.

    ben nefes alırken yarasalar dışarı uçar burnumdan. ölüm ve zaman yenik düşmüştür bana, oysa bir çok sefer yaptım her ikisinin de olmadığı yerlere. sıkılınca üfler püflerim fırtına çıkar. gezegenleri tekmelerim gezerken boşlukta, satürn yörüngesi var diye yırtar hep ayağımın üstünü. çamurdan dağlar ve tepeler yaparım, ve hayvanca atarım sağa sola balinaları
    düşünmeden saygısızca.

    çok konuşmam yalnız olduğum için, konuşunca yalnız olduğum için. hep beklerim o gün gelecek, dikenli kırmızı güllerin üstünden, melekler yürüyecek dünyaya doğru, acı çekerek ve ağlayarak, o zaman rahat edeceğim.
    güllerin içinde ve mutlu gibi.
  • bir tür kendini cezalandırma* yöntemidir. intihar gibi daha kesin ve net bir ölme biçimi yerine ölümü sürüncemede bırakarak sürünmektir. düşünüldüğünün aksine intihar etmeye cesaret edememekten değil, geride intihardan dolayı kendini sorumlu hissedecek, üzülecek kimseyi bırakmamak için tercih edilir (sadece görüntüde de olsa "doğal" ölümler insanlar tarafından daha kolay kabul edilir). ve tabi ki ölüm gerçekleşene kadar mümkün olduğu kadar acı çekerek hayat boyu yaşanan başarısızlıklar, bir şeyleri düzeltmek için kifayetsiz kalınan anlar, yapılan hatalar için kendini cezalandırmaktır. cehennemi peşin peşin yaşamaktır. sağlığın bozulması gözardı edilir, hatta bozulması için katkıda bulunulur. abartı miktarda sigara içmek, aşırı kilo alma ve arkasından aşırı kilo verme döngüsünü sürdürmek, uyku düzenini bozmak için aşırı miktarda çay, kahve içip sonra uyku ilacı yardımı ile uyumak, ciddi olabilecek sağlık sorunları için doktora gitmemek gibi şeyler pasif intihar yollarından sadece bazılarıdır. yöntemler bu yolu seçenlerin hayal gücü ve kendilik nefretine** göre çeşitlilik gösterebilir.
  • cesaretin yoktur zerre kadar.

    hayatındaki zevkleri,mutlulukları,güzellikleri,sıfırdakileri dayarsın kilometrelere.
    partiküler bağlamda kül edersin zihinde.
    yava$ yava$ ota boka boğulup öldürürsün kendini.

    40 ya$ına gelirsin,çocuğun olmu$tur çoktan,dayaktan öldürürsün..çocuğunun bile nefret ettiğinin bir dölü olduğunu dü$ünürsün..o sırada adı selami olan biri tahiti'de tatildedir.

    nereye kadar ?
  • (bkz: yalnızlık)
  • hayattan zevk almamakla baslar onceleri.. her gun bir digerinin benzeridir. hicbir sey yapmak icin enerjiniz yoktur. tembellik ve bezginlikle aciklarsiniz durumu. ama aslinda cok daha derinlerde bir problem vardir. hayatinizin degisiyor olmasi rahatsiz eder sizi. artik eskisi gibi degildir hicbir sey. arkadas iliskilerinizi dusunursunuz. artik yavas yavas insanlarin sizden bikmaya basladigina inanmaya baslarsiniz. hala kucuk bir cocuk gibisinizdir ve oyle kalmak istersiniz. bu durumun cevrenizdekileri sizden uzaklastirdigi dusuncesi kemirir icinizi. kendinizi degistirmeye calisirsiniz ama degistiremezsiniz. sorgulamaya baslarsiniz ardindan nedir yanlis olan diye? icinize cekilmeye baslarsiniz. insanlari yaklastirmazsiniz ic dunyaniza. sonralari asil soru gelir. varolus amacim nedir dersiniz? bunca sene tasimis oldugunuz saglam inanciniz sizi yari yolda birakir. hayatta kalmanin pek bir manasi yoktur sizin icin. fakat olmenin de manasi yoktur ayni zamanda. sadece zaman doldurmaniz gerekiyordur ve beklersiniz. gunluk eglenceler bulursunuz. manasiz islerle vakit oldurursunuz. uzun zaman once yapmayi planladiginiz seyler icin vakit bulamazsiniz, ertelersiniz. her zaman bir bahane vardir. insanlardan uzaklasirsiniz. kimse farkinda degildir ne olup bittiginden. yalnizliginizla basbasasinizdir ve bu konuda fazlasi ile tecrubelisinizdir.

    kisaca endise edilecek bir durum yoktur artik, aklinizin fisinizi cekmissinizdir ve takmiyorsunuzdur olani biteni. zamaninizi doldurup gitmektir bu diyarlardan tek dusundugunuz..
  • aslında fena halde umutlu insanlardır pasif intiharı seçenler. beynine tabanca dayamak veya 1 kutu hap yutmak filan varken, aheste beste, bi yandan da keyif vericilerin hepsinden nasibini alarak,hiç acele etmeden gitmek istemelerinin sebebi de budur: bir gün aniden yaşamın bir yerine kuvvetle yapışma umudunun hiç yokolmaması...
hesabın var mı? giriş yap