• tarihten kopup gelen bir başka celebritydir kendisi. kanununi sultan suleymanın genclik arkadası ve ilk sadrazamıdır. hurremin etkisiyle sonradan bogularak öldürülmüştür. yanlıs hatırlamıyorsam istanbul gezi rehberinde ibrahim paşa sarayı, hanedan dışında birinin sahip olabildiği tek saray denebilecek konuttur diye bahsedilir ve birazda pasadan bahseder. oglunun sunneti dillere destandır. uludagdan gelen karla yapılan taslarla hosaf icilir. hatta kanuni, ibrahim pasaya "senin oglanın dugunu benim oglanın dugununden şaşalı oldu" der. buna ibrahim pasa "evet haklısınız padisahım sizin dugununuzde seref konugu bendim, benim dugunumde seref konugu sizsiniz" diye karsılık verir. bu dialogdan da anlasılacagı uzere kanuni niyeti bozmus ortaya zarf atmaktadır ama ibrahim pasa turlu yalaklıklarla durumu idare etmektedir. ama nereye kadar.
  • sonunu bir nevi kendi hazırlamış olan 16. asrın en önemli şahsiyetlerinden. çok büyük bir komutan ve siyasetçi. idamında etkili olan davranışlarına kısaca bakarsak;

    1- ibrahim paşa'nın en başından beri şehzade mustafa taraftarı olması, askeri ve yakın çevresini şehzade mustafa etrafında örgütlemesi ve diğer şehzadelerin de saltanat hakkını gözardı ederek padişah'a şehzade ile birlikte benim ölümümü bekleyip taht için hazırlanıyorlar izlenimini vermesi. padişah'ın bu duruma çok içerlediği söylenir. (e haliyle)

    2- ibrahim paşa, imparatorlukta her ne kadar büyük işler başarmış olsa da, kendisini sultan olarak addetmesi ve padişah'a ortak koşması da idama giden süreci hızlandırmıştır. elçilerle olan konuşmalarında bilinen "büyük padişah bir karar verse bile, benim onayım olmadan gayr-i vaki kalır" sözü ile zaten kendini padişah makamına koymuştur.

    3- osmanlı'da hattatlar kuran-ı kerim yazar ve bunları devlet-i aliyeye sunarlardı. bunun karşılığında ise geçimlerini sağlayacak bir miktar verilirdi kendilerine padişah veya vezir-i azam tarafından. ibrahim paşa son günlerinde hattatları geri çevirmeye, yazdıkları kuranları kabul etmemeye başladı. her ne kadar hattatların en önemli geçim kaynağı bu olsa da, yine de paşa hattatları sırf altın akçe için kuran'ı kullanmakla suçlar oldu.(belki de haklı olarak bilemeyiz.) fakat bu davranışı halk içinde paşa'nın eski dinine geri döndüğü, islam'a ve müslümana karşı davranış içinde olduğu söylentilerinin hızla yayılmasına neden olmuştur. her ne kadar ibrahim paşa, dinine ve inancına sadık bir müslüman olarak son nefesini vermiş olsa da. halk içinde ağızdan ağıza yayılan ve önü alınamayan bu dedikodular da bu sonda etkili olmuştur.

    4- irakeyn seferi'nde kendisini "serasker sultan" ilan eden paşa'nın, kendisini bu sıfatı kullanmaması gerektiği konusunda uyaran defterdar iskender çelebi ile anlaşmazlığa düşmesi ve idam ettirmesi. idam kararını onaylayan kanuni sultan süleyman'ın iskender çelebi'nin idamından sonra çektiği vicdan azabı herkesçe malum zaten. zira ibrahim paşa, padişah'ın en sevdiği ve güvendiği kişilerden olan iskender çelebi'yi kendi makamına ortak görmekte idi ve bir takım oyunlarla idamını gerçekleştirdi.

    tabi ki sultan süleyman, bir anda karar vermemiştir ibrahim paşa'nın idamına. çok uzun süre düşünmüş ve yine uzun zaman boyunca sabır göstermiştir. nihayetinde ise paşa'nın hayatına devam etmesinin devletin bölünmezliğini tehlikeye atacağından endişe ederek idamına karar vermiştir.

    her ne kadar sonunu kendi hazırladı desek te, tek suçlu kendisi değildir elbette. sonuçta ona bu sınırsız yetkileri, mevkiyi makamı veren, sorgulanamaz yetkilerle donatan ve kendisine aşırı derecede güvenmesini sağlayacak bir padişah var ortada. o da bir insana taşıyamayacağı kadar değer ve yük vermenin bedelini sevgili dostunu idam ettirerek ödemiştir.

    ibrahim paşa, 1536 yılının ramazan ayında akşam ile yatsı namazı arasındaki sürede, kendisi için ayrılan odada 4 dilsiz cellat tarafından boğularak idam edilmiş ve naaşı (pek sık rastlanan bir davranış olmadığı gibi) aynı gece hiç bekletilmeden defnedilmiştir. mezarı kimi tarihçilere göre istanbul galata'da canfeda zaviyesinde, kimilerine göre de okmeydanı tarafındaki nasuh paşa camii haziresindedir. padişah'ın paşa'ya çok kırgın ve kızgın olduğu, kabrine bir mezar taşı bile yaptırmadığı, sadece mezarının yerinin kaybolmaması için baş kısmına erguvan ağacı diktirdiği söylenir.
  • zamanında kanuni sultan süleyman'ın o kadar gözüne girmiş ki padişah bir gün çıkıp ibrahim paşa'nın büyükada'daki evine misafir olmuştur ve bu olay osmanlı tarihindeki tek vakadır.

    büyük ihtimalle italyan ufak ihtimalle de rumdan devşirme olan makbul ibrahim paşa o dönemde at meydanı*nda ilkçağ tarzı heykeller diktirmiş ve devamını getirmeye çalışmıştır. bunu yaparkenki gerekçesi osmanlı'nın bizans'a dolayısıyla da roma medeniyetine halef olmasıydı. bu olay üzerine hakkında şu mealde bir şiir yazılmıştır:

    iki ibrahim geçti tarihte
    biri put kırdı biri put dikti

    o dönem hala makbul ibrahim paşa olduğu için bu beyti yazan şairin boynunun vurulmasını sağlamıştır fakat zamanla ulema ona o kadar düşman kesilmiştir ki en sonunda padişahın da gözünden düşürmüş ve maktul ibrahim paşa olmuştur.

    ibrahim paşa'nın makbul olduğu günlerde ibrahim paşa çocuklarına sünnet düğünü yaptırır. sünnet düğününün şeref konuğu olarak da padişah gelir. padişah bakar ki ibrahim paşanın bu düğünü kendisinin çok yakın zamanda oğullarına yaptırdığı düğünden daha şaşaalıdır ibrahim'e sorar: "senin düğünün niye benimkinden daha görkemli oldu ibrahim paşa?" ibrahim paşa da cevap verir: "efendim sizin düğününüz şeref konuğu bendim. oysa bu düğünün şeref konuğu sizsiniz. o yüzden bu düğün daha görkemli olmalı" padişah cevabı beğenir ve ibrahim paşa bir süre daha makbul olarak yaşamını sürdürür.

    benzer bir mantık için (bkz: abdülhak hamid tarhan/#8279198)
  • kimsenin kimseye eşcinsel dediği yok ama bir ihtimal varsa tartışmak doğaldır. hiçbir yerde olmayacaksa sözlükte tartışalım en azından...

    kafamı kurcalayan bazı sorular var.

    1. içoğlan olan pargalı bu kadar hızlı nasıl yükselmiştir?
    2. padişahın giysileri ve takılarını takmak yasakken pargalı'ya neden serbestti?
    3. sarayını nasıl yaptırabilmişti sonrada tarihte bir ilk bu saraya kanuni gidip yatılı olarak neden misafir oldu, bu teveccüh neden?
    4. padişahın hediye verme geleneğini nasıl oluyorda padişahın verdiği hediyelere aynı değerde hediye vererek değiştirebiliyor?
    5. ilişkilerine dair osmanlı tarihinde neden tek not yok üstü kapalı?
    6. kanuni'nin bir devşirmeyle olan bu ilişkisi neden hoş karşılanmıyor?
    7. hürrem pargalı'yı neden bu kadar kıskanıyor?
    8. macaristan kuşatması sonrası getirdiği yunan heykellerini kanuni'yi nasıl ikna edip meydana diktirmiştir?
    9. en önemlisi bu kadar otoriter astığı astık kestiği kestik kanuni nasıl oluyor da pargalı'nın her isteğini yapmada bu kadar cömert, hayatı iki dudağının arasındayken bu lütuf niye?
  • kendi adına atmeydanı'nda saray tahsis edilen*, günümüz sultanahmet meydanı'nda bir dönem tarih yazmaya yeltenmiş, makbul iken maktul düşen, osmanlı saray yaşantısını renklendirerek rayından çıkarmak suretiyle boyut değiştirmeye teşebbüs eden paşa. osmanlı mukadderatına müdahalede bulunmuş, osmanlı'yı batılılaştırma çabalarıyla göz boyamıştır. budin beylerbeyi olarak da bilinir. italyanca bilen ender paşalardandır. hatta farsça, arapça, rumca gibi dillere de hakimdir. oldukça bilgili ve zeki bir adammış.

    kanuni sultan süleyman henüz manisa valiliği yaptı dönemde tanışır ibrahim paşa ile. çocukken daha. deniz aşırı bir seferde esir edilip osmanlı topraklarına sürülmüştür.

    tarih boyunca osmanlı saraylarında sünnet düğününden başka kutlama yapılmaz iken, sultan süleyman'ın kardeşi hatice ile evlenmiş, bizzat o meşhur kendi düğününü sarayda tertip etmiş, akabinde de damat adını hem de bilumum bürokratın tepkisini üzerine almıştır.

    rönesans'ın macar topraklarında zirve yaptığı tarihlerde, budin'deki mohaç seferinden elinde güzelim tunç heykellerle dönmüş; macaristan topraklarından getirdiği cânım herkül, apollon ve diana heykellerini (üç güzeller) atmeydanı yahut hipodrom olarak anılan, bugünün sultanahmet meydanı'na diktirmiştir. kaldı ki o dönemlerde bütün avrupa bu üç güzel heykelin peşindedir. hatta rivayet doğru ise şâyet, macar ressamların tablolarını da getirmiş, fakat saray duvarlarına asmasına müsaade edilmemiştir. osmanlı’ya, rönesans’ın silah ve ordu ekipmanlarından ayrılan sanatsal yönünü de kazandırmaya çalışan yegâne paşa olmuştur. sanata önem vermesi ile tanınan ibrahim paşa, giyimi kuşamı ve mücevheratı ile de kanunî'den sıyrılıp ön plana çıkmıştır.

    yabancı sefirlerin ibrahim paşa hakkındaki, "sultan'dan daha ihtişamlı giyiniyor" "sultan olan hangisi belli değil" kıvamındaki demeçleri, hurrem'in yıllardır yaşayıp yaşattığı kıskançlık sendromları; kanunî tarafından sonsuz imtiyazlarla refah içinde yaşayan paşa'nın sonunu hızlandırmıştır. ibrahim'in dizginlenemez kültür ve yükselişini fark eden kanunî ise bu ileri görüşlü paşayı şenlikli bir iftara davet edip, iftar gecesi boğdurarak öldürtmüştür. sultan tarafından olağanüstü bir şekilde el üstünde tutulması, askerler arasında kendisine karşı aleyhtarlar üremesi, ahali, ulema ve fukaha tarafından fazla göze batması ibrahim paşa'nın sonunu getirmiştir. sadece hurrem yüzünden ölmemiştir. padişah; ana hatlarıyla mahalle baskısından ötürü çocukluk tutkusu ibrahim paşa'yı öldürtmek mecburiyetinde kalmıştır. tarihin arka sayfalarında yazılanlar doğru ise şayet kanuni ile arasında cinsel olarak da tutkulu bir birliktelik söz konusu imiş.

    pargalı ibrahim paşa'nın infazı ardından dönemin şairlerinden figani çelebi, firdevsi'den afırdığı ve kellesine mâl olacak satırlarda paşa'yı şöyle kaleme almıştır;
    "iki ibrahim geldi bu cihana;
    biri put kıran*, öteki put diken!*"

    ayrıca bu beyitin hikayesi için lütfen;
    (bkz: figani/#21952903)
  • türkiye'de hiç kimsenin umrunda değilken okan yalabık sayesinde tanınmış ve sevilmiş siyaset adamı. tarih derslerinde anlatırlardı kısa bir özetle ve geçerdik... türk tarih kurumu okan yalabık'a bir teşekkür borçlu bence. o en mükemmel haliyle canlandırmasa hala umrumuzda değildi kendisi. zira kanuni'den çok sevdik şimdi. ölmeyeydi iyiydi.
  • dizinin tarih danismanligini yuruten zevatin literaturu ne kadar takip ettigi sanirim anlasilacak ibrahim pasa'nin senaryodaki seruveniyle. doktorasini ibrahim pasa'ya hasretmis ebru turanin henuz gecen sene turcica'da cikmis son makalesinde, ibrahim pasa'nin, kanuni'nin kardesi hatice sultan ile degil, kendisini kole olarak satin almis olan bayezid devri vezirlerinden iskender pasa'nin torunu muhsine hatun ile evlendigi gayet vazih anlatiliyor. mevzuyu sadece kimle evlendigiyle de sinirlamamak lazim aslinda. daha dogrusu pargali ibrahim'in ya da islamlasmadan onceki ismiyle pietro'nun hikayesinin vurucu yonu bu degil. burokrasi icinde hic kimse iken bir gunde sadrazam olmasinin oykusu hakkinda ne filmler, ne diziler yapilir yahu! suleyman ile aralarindaki iliskinin mahiyeti uzerine, soz gelimi sultanin disinda kimselerde oyle koskler evler yokken kendisi icin at meydani'nin ortasina (ki bugun turk-islam eserleri muzesi olarak kullaniyor sanirim bu muazzam saray) yapilan saray uzerine, bu sarayda kendi ozel divanlarini toplama hakkinin kendisine bahsedilmesi uzerine, bir tek suleyman'in giyebildigi kiyafetlerle takabildigi mucevherati yine allah'in isi, kendisinin takip takistirabilme hakki olmasi uzerine, bu nereden ciktigi belli olmayan ama imparatorlugun en kritik koltuguna daha once esi benzeri gorulmemis yetkilerle bir gecede terfi eden adamin uzerinde yogunlasan rakip siyasetcilerin kuskulari uzerine, cocukluk arkadasi ve bir nevi alter-ego'su olan bu venedikliyi oldurmek zorunda kalan suleyman'in huznu uzerine gidecek mi bu yeni dizi, vallahi de billahi de merak ediyorum.
  • sanildiginin aksine kanuni ile arasındaki ilişkinin ne olduğunu araştırmak ise yarar canim kardesim... hurrem sultan'i bildin mi? hani osmanli tarihinin degismesine sebep olan kadin, kisisel amaclari icin imparatorlugun, tarihin seyrini degistiren kadin. hah. kimi etkileyerek degistirdi tarihi? kanuni'yi degil mi? peki kanuni'nin ibrahim pasa'dan ayni derecede ya da daha cok etkilenmesi olasilik dahilinde mi? evet. demek ki neymis? mesele yatak odasi meselesinden oteymis.

    haa... yoktur, arastirirsin ve yok oyle birsey dersin gecer. ama "bize ne lan? ne isimize yarayacak" demek hicbir halta merhem olmaz.
  • kanuni ile arasındaki ilişkinin ne olduğunu öğrenmek bugün bizim ne işimize yarar, demek, ulan ay'a neden çıkıyoruz, yarrak mı var orada dünya mis gibi bence, demekten pek farklı değil aslında.
  • kendisine figaninin "dünyaya iki ibrahim geldi, biri putları yıktı diğeri putları dikti" demesindeki sebep, macaristan fetihlerinde getirdiği heykelleri istanbulun göbeğine dikmesidir. fakat halk, pargalı kadar sanatın her türüne ilgili ve saygılı olmadığı ve heykel sanatına yabancı olmasından ötürü bu büyük tepki yaratmıştır ve kelle uçuran süreci etkilemiştir.

    500 senedir değişen birşey yok sanırım.
hesabın var mı? giriş yap