• “yerleşiklikten rahatsız olan kişinin gezginlikte aradığı, aslında, yerleşebileceği bir yerdir”

    -oruç aruoba-
  • kendi olarak sana gelen

    kendi olarak, sana gelen
    sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
    sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
    kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
    o, işte...
  • "kac dolanısta ulasır sarmasık
    cicek acacagı yere?"

    diye sormus. ne guzel sormus.
  • yorgun musun ?
    yattın mı ?
    uyu, düşünme beni.
    ben ki,
    hiç düşünülmedim senden önceleri.

    senden öncesi,
    düşüncesi kızgın kumlara serpilen,
    azgın yellerle savrulan,
    bir damla gibi,
    bir söz gibi,
    sağır kağıtlara serilen,
    sessiz dudaklardan dökülen,
    ben zaten,
    hiç söylenmedim ki senden öncesi.
    uyu artık,
    söyleme beni.

    yattın mı ?
    yorgun musun ?
    biraz kıpırdasan uyumadan önce.
    bilemesen,
    nereye koyacağını ellerini.
    biraz oynatsan bileklerini,
    düşünürken beni.
    uyuyamadan önce,
    bilsen,
    nasıl özlediğimi ellerini,
    bileklerini.

    oruç aruoba
  • "özlem, örneğin, işitmeyeceğini bildiğin birisine-
    yalnızca
    ona; ama, kendi kendine -''nerdesin?''
    diye seslenmendir."
  • " yaşamında, en çok yakınlaşma isteği duyacağın kişiler,
    senden uzaklaşma gereksinimini en çok duyan kişiler
    olacaklar. "

    ( de ki işte / yaşam (ki) )
  • kendi olarak, sana gelen-
    sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
    sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
    kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
    o, işte...

    hani/1993
  • 'sadakat', kişinin kendinde bir kişiye yer ayırması, ve o yeri hep onun için korumasıdır;

    'sadakatsizlik' de, kişinin o yerin korunmasını savsaklamasıdır;

    'ihanet' ise, kişinin, o yerine, başka bir kişiyi sokması-
  • tractatus'un tüm baskılarının başında bulunan bertrand russell'in giriş yazısını, çevirisine almamıştır. gerekçesi de wittgenstein'ın bu girişi beğenmemiş olmasıymış. iyi güzel de o giriş yazısı oldukça önemlidir, sen artistlik yapacan diye güme gitmiştir. wittgenstein'ın ne düşündüğü bu kadar önemliyse, tractatus'u hiç çevirmeseydin; zira kendisi tractatus'un hiç bir yerini beğenmediğini de söylemiştir (bkz: felsefi soruşturmalar).
  • uzak'ta şöyle anlatır özlemeyi:
    "o şimdi uyuyor mu - uyuyor olsa da, yarın yorulmasa" -- "o, şimdi uyumuyor mu: uyumuyorsa, beni düşünüyor olsa - ben de gidip uyumasam..."
hesabın var mı? giriş yap