• ekonomiye elktroşok vermektir.

    (bkz: alın verin ekonomiye can verin)
  • hemen basit bir hesap yapalım:

    habere göre abramovic'in serveti: as = 11.5 milyar dolar
    abramovic'in öğlen yemeği için ödediği miktar: ao = 47000 dolar
    asgari ücret = au = 550 tl
    asgari ücretli çalışanın 20 yıllık kazancı = auk = au * (12 * 20) = 132000 tl

    şimdi bunları oranlarsak: auk * (ao / as) = 0.54 tl

    şimdi söyleyin kaçta kaçımız öğlen yemeği için 0.54 tl den daha az para harcıyor? buradan anlıyoruz ki abramovic yemeği bildiğin ucuza getirmiş. vay cimri vay.
  • ekonomiye can vermenin ötesinde direk ekonomiye vermektir.
  • kisisel servetlere oranlarsak oglen yemeginde 4 kurus harcamam gerektigini gosteren ogle yemegi. kendimi cok musrif hissettim.
  • new york, little italy'de 6 kisi siradan bir restoranta gitsen, sarap haric 250-300 dolardan asagi hesap odemezsin, ki yedigin pasta ve siradan bir tatlidan ibaret olur. haberdeki bahsi gecen fise bakarsak, hesap, sarap haric 1641 dolar tutmus (tipi ve vergisi haric). konu edilen kisinin dunyanin en zengin insanlarindan biri oldugunu dusunursek, bence bu rakam o kadar da fazla degil. sonucta little italy'de restoranta giden adam, little italy'nin yanindaki china town'da 5 dolara cop siste yiyebilir, ama yemiyor parasini basip restoranta oturuyor, zevk meselesi. ben abramovich'in hergun cristal rose'lu, petrus'lu oglen yemegi yedigini zanettmiyorum, nasil siradan bir insan hergun little italy'ye gidip oglen yemegi yemiyorsa. cani istemistir, actirmis petrus'lari, cristal'leri yanindakilerle alem yapmistir herifin sanki para sorunu var. sonucta, biz nasil ayda yilda bir yapacagimiz alemlerin parasini suraya buraya bagis olarak vermiyorsak ya da afrika'da kac cocuk doyurabilecegimizin hesabini yapmiyorsak abramovich'te yapmaz. bize ne.
  • (bkz: işte o fiş)
  • ulan az önce iki döner iki kolaya 20 lira verdik diye üzülüyordum, içime su serptin abramoviç.

    (bkz: abramoviç iyi de çevresi kötü)

    tanım: çenemi yorar.

    hanım: ne var yemekte?
  • "bu sabah dersten çıktım, yemekhaneye seyirttim. ezogelin çorbası-makarna-ayran yazıyordu menüde. elimde bunun ederi 2 liraya baktım, sonra sıradaki +20 kişiye. tekrar yokladım cebimi, bir bozukluk daha çıktı. gittim kantinden 3 liraya çeyrek pizza dilimi aldım. içeceğe param kalmadı. dedim az zengin görünsün mnakoym."
  • 1. melek: tanrım, dünyadan bir bug haberi daha geldi!
    tanrı: biliyorum. bug değil o. onu özellikle öyle yarattım. şüphesiz ki benim bir bildiğim vardır.
    2. melek: ama diğer insanlar buna bir anlam veremiyor. bazıları adaletine küfredip günaha giriyor.
    tanrı: bunun bir sınav olduğunu kim inkar edebilir o halde? adaletimi sorgulayanların başlarına gelecekleri kitaplarımızda yazdık*.

    *
hesabın var mı? giriş yap