• aka 1900.
    bernardo bertoluccinin 5.5 saatlik sinema saheseri. basrolerde oynayan robert de nirove gerard depardieu ve donald shuterlandin muthis oyun gucu sayesinde, ankara yolculugu kadar uzun filmi hic sıkılmadan hatta kah el cırparak, kah zevkten cosarak "keske bitmese" nidalarıyla seyrettim.

    konusu kısaca su sekilde, alfredo (de niro) italyanin unlu toprak sahibi ailelerden berlingierilerin ogludur ve aga icin calisan koylulerin arasinda cebi delik sosyalist olma yolunda en buyuk adımları atacak olan piç (bkz: bastardo) olmo (depardieu) ile ayni gun dogar (guiseppe verdinin olum tarihi olan 27 ocak 1901 desem daha bi anlasilir olacak). iki cocuk birlikte kah kurba avlamak kah otuzbir cekmek kah tren altina yatmak gibi cesitli mandra soparliklari yaparlar ve yaslari da kucuk oldugu icin aralarindaki ucurumun farkina varmadan buyurler. sonra olaylar olmo nun bi sekilde askere alınması ve geri dönmesi ile degisik bir boyut alır. alfredo kucuk burjuva triplerinde sefahat icinde yasarken olmo marksist-lenininst (ikisi bir arada nasıl oluyorsa?) gomanist olmustur fakat bu onların aynı ortamlarda takılıp saralı bir fahisenin evinde dal tasak gezinmesini engellemez (bu sahnede yarma ası karma ası kıvamındaki depardieu nun nasıl acınası ebatlarda bir çuke sahip oldugunu muşade ederiz (bkz: chinpokomon) ve boyun posun bazı organların buyuklugu hakkında isaret edici oldugu onyargılarından kurtularak bertulucci ye tesekkur ederiz.) bu iki karakter bir sure daha kanka formasyonunda takılırlar ve kendilerine sevgili de yaparlar olmo sevgilisiyle evlenir ve fakat karısı dogumda olunce dul kalır alfredo ise..... oeeehh 5 bucuk saatlik filmi anlatmak da cok mesakkatliymis. sonuc olarak komunism guzeldir, donald shuterland muazzam bir aktordur, 70'li yıllarda bol hayvan oldurulen filmler cekmek sakıncalı degildir, bertulucci gizli ibnedir gibi mesajlar alınır ve acid cekip clublara/ele sozluk alınıp mandralara dagilinir.
  • 1976 yapımı olan filmde gerard depardieu, robert de niro gibi sahsiyetlerin gencligini gorup vaay be demek mumkun. ozellikle de 1948dogumlu depardieu nun gencken ne kadar yakısıklı oldugunu müşade edip "ulan o karikatur karakterine benzeyen herifle bu herif aynı kişi mi gercekten? seklinde hayati sorgulamak icin ideal bir film.
  • robert de niro ve gerard depardieu'nun küsküsünü aynı kadraj içine sığdırabilmiş bir filmdir.
  • 2001 senesinin 20nci istanbul film festivalinde ustalara saygı kuşağında o seneki yönetmenlerden birisi bertolucci'ydi ve novecento da festivalin ikinci gününde rexx sinemasında 19:00 seansında başlayıp geceyarısı bitiyordu. ben o dönemler iş hayatına yeni atılmış, cebine festival gibi aktiviteleri adam gibi takip edebilecek kadar para girmeye yavaştan başlamış henüz yeni bir festival takipçisiydim ve elime bir festival acemisi ve heyecanlısı olarak kitapçığı aldığımda gözüme hem oyuncu kadrosu, hem tarihi hem de süresi çok görkemli gelmiş olan bu filme (hakkında kitapçıktan okuduğum dışında hiçbir bilgi sahip olmadan) bilet almıştım. aynı festival içerisinde novecento'nun üzerine ortalama bir 20 film daha görmüşsem bunun nedeni novecento'nun yeni başlayanlar için istanbul film festivali başlığı altından incelenmeyi baştan sona hak eden muhteşem bir başlangıç olmasıdır. 2005'i geride bıraktığımız şu dönemlerde novecento'nun üzerinden dört tane festival geçmiş olmasına rağmen ben hala her festivalde aynı şevkle ortalama 20 tane film görme gayretinde bulunuyorsam bunun sebebi de bir ilk heyecan olarak novecento'nun bende yarattığı etkinin uzantısıdır . novecento, bir gün bir film izledim ve hayatım değişti klişe cümlesini tam anlamıyla hak eden nadir bir klasiktir.
  • --- spoiler ---

    - kısa keseceğim, herşeyi kaybettik. şarap, domates, patates, tahıl, tüm hasat. bu yüzden hepimiz özverili davranmalıyız. öyle değil mi leo? onlara ne kadar buğday kaybettiğimizi söyle.
    + yarısını mı?
    - en azından. bu nedenle durum basit. yarı ücretle yaşamalıyız.
    * ama hasat iki katına çıkınca iki katı maaş almıyoruz.

    --- spoiler ---
  • akşam dörtte oturup izlemeye başladım ben bunu. tarihin cilvesine bakın ki, tayyip o arada cumhurbaşkanı seçilmiş...

    faşizm domuz ahırında sonlandı, mussolini'nin cesedi, gelen geçen tükürsün diye roma'da teşhir edildi. eh bu dünya hiçbir diktatöre kalmıyor...

    kalmıyor kalmasına da,

    o olmo'nun silahını havaya sıkıp, kamyona attığı sahne var ya, bugün katlanmak zorunda kaldığımız bu boktan hayatın sebebi biraz da bu işte...

    ah be...
  • yekpare, 317 dakikalık görsel şölen. her dakikasının hakkını verir. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların da, 1976 yılından beri ağzına ağzına vurur.

    ayrıca;
    (bkz: robert de niro)
    (bkz: gerard depardieu)
    (bkz: donald sutherland)
  • hayat gibi bir film. 700 mb'lık normal dvdrip'lerin artık gözüme dandik gelmesinden dolayı indireceğim filmleri en azından 720p kalitesinde seçiyorum. ondan da düşüğü casio saatin hesap makinesi görselliğinde geliyor çünkü gözüme. görüntüsü kötü gelen filmlerden zevk alamıyorum artık. götüm kalktı led monitör sahibi olunca. bu filmin de 6 gb'lık bir versiyonu olduğunu gördüğümde hiç düşünmeden indirmiştim. ne de olsa 1080p falandır deyu. neyse abi filme başlamak üzereyken taktım kulaklığı seçtim altyazıyı , ulan bakıyorum bir terslik var ama nerede diye , görüntü 720p değil. 1080p hiç değil. sonra böyle bir ışık gördüm. gözüm sürenin olduğu kısma kaydı ve ananınamınıanımınanımanıamınaımanmınaınaımııımınakoyayım diye yüksek sesle çığlık attım. 5 saat 35 dakka yazıyordu lan orada. beşş saaaat otuz beşşşşşş dakika amına koyim. ben o kadar yaşamadım bile. bi an size yemin ediyorum ordaki saat kısmını yıl , dakika kısmını da ay olarak algıladım ve anırarak ağlamaya başladım. 5 saat 35 dakika. filmin ilk yarısını ağlayarak , ikinci yarısını da normal bir şekilde izledim ve film bittiğinde babam benden daha genç göstermeye başlamıştı.

    ama güzel filmdir yea right.
  • yerel ve kendince yaşantıların tarihin önemli bir kısmına tanıklık etmekle kalmayıp o tarihi bizzat yarattığını evrensel bir dille anlatan bertoluccifilmi.

    muhakeme yeteneği okyanusa atılmış bir ağ ise, bu filmin çekip çıkardığı gerçekler; tarih, politika, sınıflar, toplum ve insan üzerine parıltılı görüntü parçaçıklarından oluşmuş bir şölendir.

    bir şölen ne kadar uzun ise; o kadar iyidir.
  • bir benzeri için (bkz: la meglio gioventu)
hesabın var mı? giriş yap