• ikinci bi hayatım olacaksa bir gün yaşamak isteyeceğim şehir. ha şimdi gidip yaşanmaz mı yaşanır elbette. ama istanbulu bu yaştan sonra bırakmak kasıyor. aile burda, sevgili burda, iş burda. oturmuş bi hayatı bırakıp git takıl diyor bazen içimden bi ses ama zor be sözlük.
  • sanirim birlesik devletler'de gece yarisindan sonra acik yer bulup da bir buket cicek alabileceginiz yegane sehir (3. cadde'de bir market aslinda ama cicekler guzeldi), ustelik kararsiz kaldigimda elimde cicekle yaklastigim 3 kiz 2 erkekten olusan grup gayet keyifli sekilde cicek secmeme de yardimci oldular.

    staten island feribot iskelesinden central parkin kuzey ucuna kadar yurudum, kopruleri gectim, yari turist yari yerlimsi bir gezi oldu...tamam manhattan, bronx, brooklyn vs super yerler, hepsinin kendine ozgu bir tadi var. gel gor ki su anda sahip oldugum hayat standartina nyc'de sahip olmak icin su an kazandigimin 3 katini kazanmam gerekiyormus (evet boyle karsilastirmalar yapan bir site var), ve ben guney'de gecen zaman icinde iyice sermis bir konfor adami olarak sirf nyc'de yasiyor olmak icin 300 sgft bir odaya sigmaya hazir degilim.

    ileride long islan'da vs ev alabilecek kadar para kazanbilirsem o zaman dusunebilirim, o zamana kadar haftasonlari gidip gelmeye devam.
  • istanbul'un disinda, simdiye kadar ama uzun ama kisa yasadigim sehirler arasinda, aidiyet hissettigim tek sehir.

    4 seneyi gecti buraya tasinali. east village'da yasadim uc sene. simdi soho.

    mimarisinden, ortamindan gectim, ben bu sehrin restoranlarina vuruldum arkadas.

    en sacma pahali ve super sofistike mekanindan en ucuz ve pisine kadar o kadar cok cesit, o kadar cok secenek var ki yemek seven biri icin cennet burasi.

    ayrica sabah metro beklerken raylarda kolum kadar sicani da bir tek bu sehirde gordum ben. sabah erken falan problem degil; cart diye uyaniveriyorsunuz hayvanla gozgoze gelince.
  • produksiyonunu paul van dyk yapmıştır.akıllı olup evde parti verirken çalınmamalı. çalınsa bile polislerin eve baskın yaptığını düşünülmemeli. zira bazı arkadaşlar gibi "aha sıçtık" diyebilirisiniz.
  • metrosundaki trenlerin kendine has bir sesi olan sehir.
  • hayatları boyunca bu şehirde yaşayıp da, 35-40 yaşına kadar ehliyet almamış, araba kullanmamış bir sürü insan vardır.
  • bu $ehirde cop gunlerinde kucuk bir kamyonet ile gezildiginde orta halli, kimi zaman ise luks bir ev duzmek en bedavasindan mumkundur.
  • $ehri $ehir yapan unsurlardan biri de cok uluslu populasyonudur elbet. lakin ongorum $udur ki: bir yirmi seneye kadar butun harlem, toplamda kirk-elli sene icerisinde de butun manhattan zencilerden temizlenecektir. her ne kadar harlem zencilerin kalesi olsa da, yakin bir gelecekte zenci kalmayacaktir burada. hepsinin the bronx'a kovalanmasi lazim. irkci degilim ama metroda, otobuste, sokakta, kafede, nerde sorun var, orada zenci var. nerede gurultu var, orada zenci var.
  • turkiyede yasarken istanbuldan kucuk bir sehirde yasama ihtimali bile beni bunaltirdi. ankaraya gittigim zaman bile yuregim sikilirdi. gun geldi devran dondu hayat beni bostona surukledi. uzun zaman farkedemedim istanbuldan daha kucuk oldugunu bostonun. gezmek icin ny a gittigimde farkettim, ne kadar kucuk bi yerde yasadigimi. bir cok sefer gittigimde anladimki kucuk sehirde yasamak da cok zevkliymis. ny sehrinin stresi ve baskisi altinda kaldim. trafikte mahvoldum belki de uzun zamandir boston da yasamaktan ny un altinda ezildim. bostonda sikilmiyor muyum? sikiliyorum. yapacak seyler cok kisitli. ama ilginc bir sekilde huzurluyum. ny benim icin istanbul ozlemimi gidermek adina gidilen bir sehirden ibaret. bunalinca geldigim nyta, nefes aldigimi da hissediyorum enteresandir. ne garip bi sehirmis lan bu ny demek istiyorum. cok farkli kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap