• yıllar geçse de, üstüne otuz bin tartışma da gerçekleştirilse, dincinin savunması hala aynı hala aynı.. bu savunmaya karşı eleştiriler bile kaç defa getirildi ama bi boka yaramıyor.. niye yaramıyor lan niye..

    sadece iki şey söyleyip gideceğim.

    mahkemede bi adamın karısını öldürdüğü iddia ediliyor, kanıt olarak adamın kadını öldürdüğü anın videosu delil olarak sunuluyor, adamın avukatı da şöyle bi savunma yapıyor. mahkemeye adamla karısının birbirlerine sevgiyle dolu oldukları videoları gösteriyor. bazısında piknik yapıyorlar, bazısında şakalaşıyorlar, öpüşüyorlar, gülüşüyorlar.. aha diyor avukat, bakın ne kadar seviyorlar birbirlerini.. bu adam öldürmüş olamaz kadını, beraatini istiyorum.

    ikincisi şu,

    hala ve hala "bi insan çocuğunu istediği gibi yetiştirebilir" lafı doğru bi şeymiş gibi söyleniyor.. delirecem lan.. lan kim dedi sana çocuğun anasının babasının malı olduğunu.. yok kimsenin çocuğunun beynini yıkama hakkı falan. tamam henüz daha yasadışı olmadı, ama artık oraya gittiğimizin farkında değil misin.. bugün nasıl çocuğunu döven adamı hapse atabiliyorsan (yüz sene önce çocuğunu döven adama, "e çocuğudur, dövmek hakkıdır" deniyordu), ilerde de çocuğunu senin istediğin şekle sokma hakkın olmayacak.. buna kalkışan ayıplanacak, hatta belki hapse atılacak.

    o çocuk insan lan insan.. senin malın değil. senin istediğin şekilde yoğuracağın bi oyun hamuru değil. yok çocuğunu zorla bi şeye inandırma hakkın. ama buna hakkın olduğunu iddia edebiliyorsan, bari sonrasında çağdaş ve ilerici olduğunu söyleme lan.. o kadar alakasız duruyor ki.. sonra da islamın ne kadar mükemmel olduğunu söylüyorsun.. bu mükemmellik iddiası çocuğu istediği gibi yetiştirme hakkı olduğunu savunan birinden geliyor.

    hırsızın dürüstlükten bahsetmesi gibi bi şey bu.. çelişkiyi görebiliyor musun..
  • lan ne zamandır şu sözlükte uzun uzun kasmıyorum ama bu gece biraz abanalım bakalım klavyeye. tabi önce cahil dinciler için bazı ön bilgiler verip sonra konumuza bağlanalım. kafamdan yazacağım. hatalar olabilir.

    hadis: ehl i sünnet'e göre kuran'dan sonra en temel kaynak.
    kütüb ü sitte: en güvenilir 6 hadis kitabı.
    tirmizi: kütüb ü sitte'den bir hadis kitabı. sahih i buhariden sonra geliyor sıralamada.

    şimdi başlıktaki emri rivayet eden bir sürü ravi var. diğerlerini geçelim. bunlardan biri tirmizi. yani en güvenilir sayılanlardan. hadisleri reddeden bir müslüman iseniz bu emir sizi bağlamaz. hatta "bu saçmalık peygamberimize yapılmış bir iftiradır" dersiniz. hadisleri sorgusuz sualsiz kabul eden biri iseniz, ister istemez bu hadisi de kabul edeceksiniz.

    devam edelim. "müslümanlar çocuklarını döver." diye bir iddiam yok. kimilerine göre böyle bir emir olduğunu söylüyorum. ki o kimileri de çok büyük bir yekün. sonra bazı kıvranmalar görüyorum. hz. muhammed'in merhametli oluşuna dair bir sürü rivayetler. işte bu noktada da komik bir şey tezahür ediyor. bu emre kontra olarak paylaşılan bir hadise bakıyoruz:

    "merhamet ancak şakî olanlardan alınmıştır.?"

    nereden alınmış? tirmizi'den? peki namaz kılmayan çocuğu dövmeyi emreden hadis nereden? o da tirmizi'den. allah allah? işimize geleni alıp, işimize gelmeyeni ret mi edeceğiz?
  • onlarca vesile ile daha önce insanlar yazdı ama tekrar etmekte sakınca yok. öncelikle bir şuralara bakın:

    (bkz: inanca saygı/@pangaean)

    ağaç yaşken eğilir. zihin de gençken dogmaya teslim edilir. bir adamı 18-19 yaşına kadar hiç bir inançla şekillendirmezsen ve her türlü “dini bilgi” ile “dini gerçekliği” kendi başına öğrenmesine izin verirsen ne olur? eğer kuran kursuna gitmemiş, ilkokuldan başlayarak zorunlu din dersi almamış, evde o evin reisinin dini inancına uygun yaşamaya zorlanmamış bir çocuk herhangi bir dini öğretiyi kendi mantığı ve üniversiteye gelene kadar fiziksel dünya hakkında (varsayıyoruz ki sağlam bir bilimsel eğitim aldı) öğrendikleri çerçevesinde değerlendirirse iman eder mi? dini bütün (hangi din ise o artık) okuyanlarım tartın bunu bir kafanızda. böyle bir insan tezahür etmeye çalışın. işte eğer o insan için gönül rahatlığıyla “akıl dini” olan islama döneceğini, iman etmek için sadece islamdan haberdar olmanın ve açık bir zihinle okumanın yeteceğini düşünüyorsanız, eğer hz.muhammed bunu düşünüyor idiyse neden tüm islam bilgisinin yarısına yakını belki daha fazlası çocuk yetiştirmekle, ailenin terbiyesiyle ve islamı yaymak ile alakalı? eğer bu denli karşı konulmaz bir bilgi, üstünlüğü ve rakipsizliği bu denli tartışmasız bir inanç sistemiyse neden kitabın kendi için konuşmasına izin vermiyorsunuz?

    hoşgörüsüzlük, dogmatizm, kan ile terbiye islam öğretisinde aileden başlıyor dünyanın geri kalanına yayılıyor. çocuğun namaz kılmaz ise kan çıkana kadar dövebilirsin ama kan çıkınca duracaksın, karın dediğini yapmaz ise misvak sapı ile vurabilirsin ama kan çıkartmayacaksın, rakip şehir müslüman olmayı reddediyosa savaşarak kabul ettirebilirsin, aranızda münafıklar , riyakarlar, şirk koşanlar varsa en ağır biçimde cezalandırabilirsin.

    en açık, en üstün, (allah kelamı olduğundan hatta kusursuz) dini benimsetmek için biraz fazla çaba harcanıyor gibi gelmiyor mu size de? hem iki ayetten birine kuşkusuz ki diyerek bahsettiğin bilginin açıklığından ve barizliğinden bahsederek başlayacaksın, sonra da benimsetmeye çalıştığın inanç sistemini kabul ettirmek için ilk fırsatta zora baş vuracaksın. eee, bir iki dakika müsade etseydin de bir tartsaydık, alternatiflerle karşılaştırsaydık, dünyayı, evreni, kendimi anlamama ve daha iyi, daha dolu, daha huzurlu bir hayat sürmeme yarayacak mı test etseydim, gerçekliğini, geçerliliğini, oalbilirliğini bildiğimce test etseydim? olmaz mıydı? neden beni 10 yaşımda döverek yola getirmekle, kadınsam daha sonra da dövmeye devam etmekle, müslüman değilsem öldüre öldüre ikna etmekle tehdit ediyorsun? tartarak, test ederek, içselleştirerek ikna olmak mı daha makbuldur yoksa iterek kakarak döverek öldürerek , her alternatifin yolunu kapayarak, her şüpheyi küfür, her alternatif arayışını şirk koşmak olarak damgalayarak dayatmak mı? insan düşünerek içselleştirir bir kavramı, rostoya sarımsak havuç sokar gibi dayakla kılıçla fikirler bedenine kakılarak değil.

    bir kaç kişi demiş ki, e normal tabi herkes çocuğunu kendi dininde yetiştirir. neden normal? bana kalırsa anromalliğin daniskası. madem inanç kişisel bir şey, hele hele madem islam akıl dini, madem aklı başında her insan gerçekle yüz yüze geldiğinde şüphesiz ki islamı seçer, madem ki kandırılmamış her zihin eninde sonunda doğru yolu bulur o zaman bırak kardeşim çocuğunu da hayatının en önemli kararını kendi verecek yaşa kadar saf kalsın. eğer ille ki bir dini inançla zihni hadım edilecekse, saf ruhu dini inanç tarafından tecavüze uğrayacaksa bırak buna kendisi karar versin yetişkinliğe erdiğinde.

    eğer deneye katılacakalrın yarısı için bir zihin işkencesi olmayacak olsa şu deneyi önerirdim. iki çocuk grubu alalım. 1 yaşından itibaren bu grupları her biri özel dizayn edilmiş iki kasabada (mahallede) yetiştirelim. bir kasaba tamamen dinden arındırılmış bir yer olsun. çocuklar dünya nereden geldi diye sorduklarında yaratılış değil de kozmoloji, biz nerden geldik diye sorduklarında da evrim kuramı öğrensinler. bilginin kaynağının bilimsel yöntem olduğunu, newton'ı, galile'yi, plato ve aristo'yu öğrensinler. 18 yaşına kadar dünyayla ilişkilerinde hiç bir dinin etkisi olmasın ve 18 yaşına geldiklerinde artık karşılarına çıkan sorulara sorgulayan ve kritik bir gözle bakmayı öğrenmiş olsunlar. işte tam bu zamanda onlara dünyanın, evrenin ve insanın varlığı ve nasıl yaşaması gerektiği konusunda başka düşünce sistemleri de olduğu tanıtılsın ve bütün dinlere erişimleri açılsın. okusunlar, denesinler ve tartmaya başlasınlar.

    ikinci kasaba ise merkezinde cami (kilise, sinagog, tapınak, ateş çemberi, spagetti canavarı artık her ne ise) olsun. çocuklar 5 yaşından itibaren kuran kursuna (artık diğer dinlerde karşılığı neyse ona ya da) gitmeye başlasınlar ve 7 yaşından itibaren daha anlamını dahi bilmeden namaz öğrensinler. 9-10 yaşından itibaren oruç tutsunlar, bunları yaklaşık ergenlik çağında tam uygulamayan çocuklara dayakla dayatılsın, evlerde adamın inancı geçer inanç olsun. çocuklar eğer karşılarına onlarla aynı dine inanmayan birisi çıkarsa onu doğru yola çağırmanın görevleri olduğu, eğer ısrarla kabullenmiyorsa punduna getirip din adına kesebileceğini (ya da gemilere atlayıp keferelere dini kılıçla yayabileceği) öğrenerek büyüsünler. dünya hakkında bildikleri herşey bağlandıkları dini metnin süzgecinden geçerek ulaşsın zihinlerine ve her gerçeği kah olduğu gibi kabul ederek, kah dini kitabına göre çarpıtarak, kah tümden reddederek büyüsünler. işte tam bu zamanda onlara dünyanın, evrenin ve insanın varlığı ve nasıl yaşaması gerektiği konusunda başka düşünce sistemleri de olduğu tanıtılsın ve bütün dinlere erişimleri açılsın. okusunlar, denesinler ve tartmaya başlasınlar.

    şimdi düşünün bakalım nu iki kasabadan çıkan gençler arasında islamlık oranı, onu geçtim bir dine iman etme oranı nasıl olacaktır?

    ama hiç bir din buna izin vermez. o yüzden msela sovyetlerin despotik kilise karşıtlığı, komunizmin sonunda varacağı dinsizlik evresini dayatarak gerçekleştirme politikası batı dünyasını demir perdeye karşı birleştiren faktörlerden birisi olmuştur. israildeki kibbutzlar tamamen kolektivist bir ortamda kibbutza doğan çocukları beraberce yetiştirirler ve israile olanca faydalarına rağmen ortodoks yahudiler yetiştirmedikleri için çokları tarafından sevilmezler.

    daha önce de bir iki defa yazdım bir defa daha yazayım: bir çocuğu bir dini inanç içerisine doğurmak ve o inanç ile büyütmek çocuk istismarıdır, insan hakları ihlalidir, ve bütün dünyada gün be gün hiç bir eleştiriye dahi maruz kalmadan süregelmektedir.

    dindarlar! sıkıysa çocuklarınızı dinden azade büyütün, bakalım 17-18 yaşına geldiklerinde nasıl insanlar olacaklar.
  • dayak yedikten sonra kilinan namaz, allah icin degil, tekrar dayak yememek icin kilindigi icin hic bir anlam ifade etmeyecektir. dövün cocuklarinizi böyle. ki kücüklükten itibaren riya yi, gösteri$i ögrensinler. $irkin icine batsinlar. namazi allah icin degil gösteris icin, kimi zaman cikar icin, kimi zaman saygi görmek icin kilsinlar. allahin (ha$a) ne önemi var ki? degil mi? "etraf ne der" den daha önemli ne olabilir ki?
  • bu öğüt;
    "çocuğunuz namaz kılmıyor ve cennete gidemeyecek gibi görünüyorsa siz de ona cennetten bir parça verin, ne de olsa dayak cennetten çıkmadır.annesi özellikle tekme atarsa daha iyi olur çünkü cennetin eşiğini de öptürmüş olursunuz bir taşla iki kuş hesabı olur."

    diyen pedagojik yaklaşımın bir önermesidir.
  • çocuk dövebilen kişilere dönük bir peygamber buyruğu. (bkz: çocuk dövmek)

    ~
    . "resulullah (sav) buyurdular ki: "yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." (tirmizi'nin rivayetinde "çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.)

    . "resulullah (sav) buyurdular ki: "çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. on yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın."

    kaynak: kütüb-i sitte: (namaz bölümü, namazın eda ve kazasının vücubu hakkında)
    ~

    vakitleri ay'a göre değil, güneş'e göre belirlenen namaz, hintlilerin yogasının bir kolu olan namaskar'dan (bkz: namaste) alıntı olsa gerektir. ay tanrısı el-ilah'a tapan, allah'a iman eden bir toplumun, namaz vakitlerinin aya değil de güneşe göre belirlemesindeki gariplik de böylelikle açıklanmış olur. kökeni çok eskilere dayanan namaz ibadetini, yahudilerin, hristiyanların, sabiiler'in ve pagan arapların islamiyetten çok önce de yerine getirdikleri kuran-ı kerim'de bildirilmektedir. nihayetinde bu tapınma şekli islam dininin direği olmuştur: (bkz: namazın 50 vakitten 5 vakte indirilmesi).

    alttaki görüntülerde de namaz kılanları görebilirsiniz. dünyaya getirdiğiniz evladınıza, tıpkı bir hintli, arap vb. gibi tapınmıyor diye, onların inançlarını, pagan geleneklerini sürdürmüyor diye eziyet etmeyiniz. çocuğunuzu asla dövmeyiniz.

    http://www.youtube.com/watch?v=rxbiplyrojw (varanasi güneşe tapım ve namaz, islam)
    http://www.youtube.com/watch?v=wipq7vp-2jg (rüku secde namaz budizm nepal)
    http://www.youtube.com/watch?v=ibx3nj6nbik (namaz kore budizm)

    (bkz: ebu talib kıçını asla havaya kaldırmayacaktır)
  • t.c. yasalarına göre suç teşkil eden harekettir. muhammed'in yaptığı da bir nevi suç işlemeye teşvik etmektir. tabii bunlar teknik detaylar, diyanet işleri başkanlığı gibi bir kurum bütçeden trilyonları götürürken, bir kişinin namaz kılmayan çocuğunu dövdüğü için ceza alması ihtimalinden sözedilemez.

    (bkz: laiklik)

    edit: bu entry'nin kötülenmesi, t.c. kanunlarında herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.
  • ben aydınlandım arkadaşlar. darısı diğer nasipsizlerin başına.

    "burada şunu açık bir şekilde ifade etmek isteriz ki; eğitim bilimleri ve psikoloji gibi birçok bilim, batı menşeli olduğundan dolayı bu bilimlerden kaynaklanan bazı anlayışlar bizim anlayışımızla örtüşmezler. ebu davud ve tırmızi'de geçen bu hadiste tavsiye edilen yöntem, onların bilimsel yöntemleriyle bağdaşmaz. modern bilimlerin yöntemleri ile bu hadis tezat teşkil eder. fakat böyle bir durum var diye hadis-i şerifi feda edemeyiz. modern paradigmadan etkilenen bazı ilahiyatçılar işin kolayını bulmuş ve bu hadis-i şerifi inkâr etme yoluna gitmişlerdir. birçok din eğitimcisi ve uzman da ya bu hadisi inkâr etmiş ya da şaşırtıcı tevillere girişmişlerdir."
    http://www.milligazete.com.tr/…yan-cocuk-143349.htm

    bilim için hadis feda edemeyiz ulann!!!
  • bazı müslümanları "çocuk benim, din benim, kuralları beni bağlar sanane lan düdük!" savunmasına yönelten söz.
    evet seni bağlar ama sen demek sen ve etki alanındaki herkes demek değildir. her bireyin özgür iradesi mevcuttur sen ne kadar kıçını yırtsan da çocuğun sırf senin saçmalıklarına inanmıyor diye onu dövme hakkına sahip değilsin. ha belki eskiden sahiptin lakin insanın değeri yoktu o zamanlar. hümanizm filan nispeten yeni şeyler bunlar.
    ha bir de o kadar güzellik varken buna mı taktık. evet taktık kardeşim. çorbanın içinden sinek çıkması gibi bişey. çorba ne kadar güzel olursa olsun sinek içindeyken uzak dursun, almiyim. hem merak ediyorsan tek sinek o değil, gözlerini yumup kulağını tıkamasan karşıt görüşlülere, belki sen de farkına varacaksın. ama bu saatten sonra zor, annen baban daha sen minicikken döverek seni bu yola sokmuş, düşünme, sorgulama kabiliyetini köreltmiş. bir inancın mükemmel savunucusu olmuşsun. seni bu noktadan kurtarmak çok zor. ama senin çocuğun için geç değil, onu kurtarabiliriz. o yüzden taktık anlıyor musun? sen çocuğunu senin kanından olduğu doğuştan müslüman olduğu için sevdin, bizse sadece insan olduğu, her insan gibi doğuştan hakları olduğu için sevdik.
    "din söylemese de çocuğunu döven var" savunması da apayrı bir komedi. bıraksan belki yine dövecek de, adama sebep vermen daha mı iyi? hem de bu kadar güçlü bir bahaneyle birlikte? din bunu demese belki etrafından çekinecek yapmayacak, ya da daha güzeli din, hani çok mükemmel hani çok ahlaklı ya, bunu yasaklasa belki dinine hürmet edecek döveceği varsa da dövmeyecek. neden dinin şiddete katalizörlük yapmasını destekliyorsun?
  • çocuğun mal olmadığını bi türlü anlamak istemeyenlerce savunulabilir ancak.. çocuk ne ailenindir ne devletin.. din eleştirenlerin genellikle ulusalcı kesimden çıkıyor olması her din eleştirenin devletçi olduğu manasına gelmez.

    çocuk ne ailenin malıdır, ne de devletin malıdır. çocuğa ne mi öğretilecek.. kimsenin üstünde ayrı fikirlere düşmediği şeyler. bi üçgenin iç açılarının yüz seksen derece olduğu mesela.. yani fizik, kimya, matematik, coğrafya, tarih (ama "milli" sıfatı eklenip hadım edilmişinden değil), dilbilgisi, edebiyat ve daha herkesin üstünde hemfikir olduğu pek çok dal..

    yüzlerce yıldır bu basit sorunun cevabı çocuğun mal olduğu fikrine inanıldığı için söylenmedi herhalde.. tartışma çocuk nerenin malı diye sürdü gitti sanırım. ama artık çocuğun mal olmadığını biliyoruz. artık cevap kolay.. yeter ki çocuğun mal olmadığını siz de anlayın, sonrası çorap söküğü gibi gelecektir zaten.

    din.. milliyetçilik.. iki tane çocuk beyni yıkamaya dayalı ideoloji. bunlar ayakta durdukları sürece daha uzun süre tartışılacak zaten. ama tamamen boş bi tartışma.. çünkü cevap açık.. son derece açık, buz gibi açık.. daha ne diyim ben.
hesabın var mı? giriş yap