• türkiye'nin güncel fotoğrafını bir kez daha görmeme vesile olmuştur: milli maçı izlemek için başbakanlık uçağı ile kayseri'ye uçacak imiş haşmet; ancak trafik nedeniyle havaalanına yetişemeyince, motosikletli bir trafik polisine "kendisini tanıtıp" havaalanına bırakmasını rica etmiş.

    http://www.milliyet.com.tr/…id=15&articleid=1136160

    müslüman tayfadan, mehmet şevket eygi* dışında olayı eleştiren veya yayımlayana rastlamadım doğal olarak.

    http://www.milligazete.com.tr/…ucuk-oglu-138253.htm
  • babasi cumhurbaskani olmasa normal karsiladigim cocuk, kendimde dahil yasinda ondan cok daha basarili insanlar biliyorum bu kadar abartilacak birsey yok, butun gun internette takilip facebook a mesaj yazip onla bunla zaman gecirilecegini bunun gercek bir is oldugunu, gayette paralar kazanilacagini kesfeden herkes icin normal bir durum.
  • 18 yaşında girişim dehası, müdür olmuş çocuk! şu sıralar sattığı ürünlerde kredi kartı üzerinden vade farkı olmadan peşin fiyatına dört taksit yapıyormuş. bu cevher bu azmiyle şirketini yakın zamanda imkb'e taşır` :swh`

    http://www.internetajans.com/default.asp?nid=90595
  • kayserili, george clooney'ye benzetilen, kendisi 30'lu yaşlarında olup 15 yaşındayken "aldığı" eşinin başını örtmesini belki hoşnutlukla karşılayan, uluslar arası ilişkilerde "yumuşak huylu bir arabulucu" olarak addedilen, ingilizce bilen ve bu ve diğer başka vasıflarının yanında türkiye'nin cumhurbaşkanı da olan abdullah gül'ün, 15 yaşında şirket sahibi olmuş olan oğlu.

    işbu yukarıdaki metni, ingilizceye çevirip dünyaya okutmayı bir gün çok isterim. dünyanın başka ülkelerinde yaşayan insanlar buna ne diyecek merak ediyorum, bizde de "aynısı" var diyecekler mi mesela? nasıl bir şakanın büyüsünün etkisinde olduğumuzu anın heyecanıyla mı önemsemiyor ve geçiştiriyoruz? yoksa bunu da türkiye'nin o her şeyi tolere edebilen, geniş, rahat sosyal yapısına, mozayiğine filan mı yormalıyız?

    kusuruma bakmayın ama halihazırda ülkenin en iyi kolejlerinden birinde okumakta olan henüz reşit dahi olmamış bir sabinin zeytinyağı işine girme niyetinde olabileceğini aklım almıyor benim. bana ve hatırı sayılır bir kitleye, bunun iyiye yorulacak bir şey olduğunu anlatamazsınız sayın gül ve oğlu ve alakasız da olsa eklemeden geçemem: adına trakya derler, işbu memleket, sizi ve ideolojinizi ve her nevi para hırsınızı sandığa gömecek kudret ve zekaya haizdir, toki seçme ve yerleştirmeye rağmen.
  • suphesiz ki misir sever . gecen yine misir haslamis, getirdi yemedim.
  • vazifesi, ülkesini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak olan bir cumhurbaşkanı'nın oğlu olarak, kendi ülkesinde değil, yurt dışında okumak üzere sınavlara girmiş, başvurularda bulunmuş ve bu başarısıyla gazete manşetlerine çıkmıştır.

    rabbime sordum harvard dedi.
    bu tabloyu ironik bulan sadece ben miyim?
  • sırf babasını sevmedikleri için kendisini hiç tanımayanlarca eleştirilen, hor görülmeye çalışılan, çamur atılan kişi.

    ulan ne kadar küçüksünüz be. midem bulandı.
  • kendisi artik harvardli omlus bir delikanli. simdi asagilamak icin soylemeyelim, ama universite sinavina girip soyle dokuz eylul universitesinde bir sayisal bolume yerlesebilecek bir ogrencinin sat'den 800 almasi isten bile degil. sorulara bakarsaniz, zamaninda ilkokul cocuklarina anadolu liseleri giris sinavinda bile soruldugunda kolay olarak nitelendirilebilecek tipte sorulari icerisinde barindiran, ciddi anlamda cozerken kagit kaleme cok az ihtiyac duyacaginiz zihinden problemler kivaminda bir sinav. zamaninda girip gotuyle 800 almis onlarca arkadasim oldu, ben sinava resmi olarak girmedim ama kaplan'dan cikan hazirlik kitabina calisan arkadasi gordugumuzde ciddi ciddi tasak gecip kendisini gerizekali yerine koydugumuzu cok iyi hatirliyorum.

    amerikan universitelerine girebilmek icin birbirine bagimli iki adet seye ihtiyaciniz var:

    1- kuvvetli referans mektuplari
    2- baba parasi

    simdi referans mektuplari cok onemli. soyle ki fatih terim'in oss'de baraji gecemeyen zeki ama calismayan kizi merve terim, zamaninda berlusconi'den referans alarak duke university'e girmisti. duke univeristy de bilmeyenler icin soyleyelim, amerikanin sozde iyi okullarindan. sozde diyorum cunku harvard'a girmek bile bu kadar kolayken duke'e girememek icin ciddi anlamda zihinsel problemleriniz olmali.

    neyse, baba parasina gelince. hocam, harvard'in harc miktari okudugunuz bolume gore cesitlilik gostermekle beraber genelde oyle saniyorum ki yillik 45000 dolarlar civarinda seyrediyor. burada 4 yil okumak, yasam masraflari haric 180000 dolar. sen buna yasam masraflatini da kattin mi minimum 300000 dolar bayiliyorsun. turkiye'den giden cakallarin bazilari, kendilerini akilli gostermek icin "ama ben burslu gittim" diyorlar. isin asli, bir sene sonra ortalamaniz iyi olursa belli bir miktar burs alabiliyorsunuz. mesela harcin 75% veya 50%'ini odemek gibi. aman ne burs degil mi sayin okurlar?

    "abd"ullah gulun ogullari icin referans mektubu olayi zaten bitmis durumda. yani harvard'a girmek icin gerekli iki sey bu cocukta dogustan itibaren vardi. inanilmasi guc bir rekora falan imza atildigi yok.

    bu arada bok atiyorsun diyecek zengin cocugu sozluk yazarlari ille de olacaktir. ancak ben her sene boyle bir gavur okulunda bu sekilde en az 30 tane zengin amerikan, turk, cinli, arap picine asistanlik yapiyorum ve hepsinin gerizekali olduklarini birebir tasdik etmis bulunmaktayim. siz kendinizi savunmak icin bana cevap yazacaginiza, once calculus 101, physics 101 falan ogrenin kuzuciklerim. aptal gibi karalamayin su sinav kagitlarini. hepinizi sinifta birakirim, 45000 dolar daha odersiniz bosu bosuna.
  • rte'nin çocukları bursla, başkalarının paralarıyla okumuştu bir takım abd üniversitelerinde, bak sen küçük apo'ya çalışmış da kazanmış.
hesabın var mı? giriş yap