• markette ilaç satışı olacakmış, ilaç fiyatları düşecekmiş, arkadaşlar sütünü yoğurdunu aldıktan sonra yan taraftan da ilacını almak, fazla yorulmamak istermiş. varsın olsun. ben eczacı olucam 1-2 seneye. ve çoğunuz benim kadar bu işin içinde değilsiniz. yüzdeler, yasa tasarısı isimleri verip seni sıkmıycam, kulak ver bi zahmet.

    2 sene staj yaptım eczanelerde. sanıyosun ki tüm işimiz "adamın biri geliyor reçeteyi gösteriyor, eczacı raftan ilacı alıp hastaya veriyor ve hasta uğurlanıyor". evet gün içinde karşılaşılıyor böyle durumlarla;

    ama bir gün içinde en az beş-altı yaşlı kadın geliyor misal eczaneye. neden biliyor musun? tansiyonunu ölçtürmek için. ne kadar basit halbuki değil mi. aleti var takıyosun hop ölçüyo tansiyonunu. hayır bu kadınlar-adamlar eczaneye geliyor kendini güvenilir ellere teslim ettiğini bilerek. markete gidip büyükannen tansiyonunu bok ölçtürür.

    ya da adamın biri geliyor rahatça oturuyor koltuğa, eczacıya ben ilaçlarımı almaya geldim diyor. adam yıllardır buranın hastası, belki bu eczaneye gelmek için yolunun üstünde 5 eczaneyi pas geçip gelmiş. berber-kuaför gibi düşün. insanların alışkanlıkları var. ve bundan mutlular. sen markete gittiğinde bi zahmet beni hatırlayıp "ilaçlarımı verir misin" de bakalım. ilaçlarını mı alıyorsun, azar mı işitiyorsun. reyon görevlin hatırlar seni, merak etme.

    sadece yoruldum biraz dinleneyim diye gelip koltuklara oturan onlarca insan var. nerede oturacaklar onlar şimdi diyip duygu sömürüsü yapmıycam, bu mekanların, eczanelerin, halk arasındaki imajından bahsediyorum sana.

    arkadaşlardan biri demiş. "artık hepimiz okumuş insanlarız, bi ağrı kesici almak için, diplomalı eczacıya ihtiyacımız yok." bak ben daha diplomasını bile almamış potansiyel bi eczacıyım. neden çevremdeki herkes bana soruyor "vücudum kırılıyor, ne ilaç içsem diye." neden "şu ilacı aldım bi baksana ne işe yararmış diye" bana soruyo arkadaşlarım? hayır, bu iş okumuş insanlıktan geçmiyor, yaşayarak öğrendim ben. çünkü sağlık bu. bilen insanlar lazım. bilgisinden emin insanlar lazım.

    insanların en evhamlı olduğu konudur, bu sağlık meseleleri. ve bizi senden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. sen bizi düşünme. bize üzülme. markete de sonuçta ilacı ben satıcam. yok olmadı eczane açmam sgk da çalışırım, parası da mis. o da olmazsa üniversitelerde ilaç geliştirme gruplarında bulunurum. lab. da etken madde tayini yaparım. yan etkileri araştırırım yıllarca. şirketlere girerim, ar-ge lerde çalışırım, zeytinyağı-şarap sektöründe bile çalışma şansım var benim. max. doz kontrol deneylerinde bulunurum. yeni ilaç tasarımının yaklaşık 4 fazı var toplam 20 sene süren. ben çalışacak yer bulurum, ben aç kalmam. ben para kazanırım. bir buçuk milyon insanın girdiği sınavda altı bininci olarak girmişim ben bu okula. ben bu ülkenin zeki ve çalışkan insanlarındanım. ben normal bi insanın bir sene tahammül edemeyeceği zorlukta bir okula beş sene dayanmış bir insanım. ben para kazanırım merak etme de, sen ne yapacaksın?

    biz tüccar değiliz. biz sağlık hizmeti veriyoruz. yazın staj yaparken anlatmıştı sorumlu eczacım. bi kadın varmış, hipertansiyon hastası. ama sağlığını çok da önemsemeyen, cahil bi kadınmış. eczacım "her defasında azarlar gibi konuşurdum çünkü başka türlü anlamazdı diyordu. "bu ilaçlarını içeceksin, içmezsen ölürsün, bu işin şakası yok, bi hafta sonra burda ol, yeniden ilaç vericem, sakın aksatma" bi defasında başımda çok iş vardı, kadının ilacını kalfa verdi, ben bişey söyleyemeden de gitti dedi. kadın ilacını içmemiş o hafta ve felç geçirmiş.

    ne kadar saçma geliyor değil mi şu an sana. bahsettiğin çok ekstrem bi örnek, o kadın kadar cahili 50 yılda 1 çıkar diyorsun değil mi? yok arkadaşım, vallahi değil. nasıl çevrende kimse akpye oy vermese de %47 oy çıkıyorsa adamlara; çevrende böyle insanlar yoktur ama aslında çoklar. ve olan en çok onlara olacak.

    ve danışmanlık hizmeti... elbette bir doktor değiliz. teşhis koyacak yetkimiz yoktur ve bunun bilincindedir her eczacı. bi teşbih lazımsa şöyle söyleyim. bi mahallede kim nerde oturur bakkal bilir en iyi. postacı bulamadığı evi bakkala sorar. eczacı ise hastanın ilk durağıdır çoğu zaman. çoğu insan eczacıları kendine daha yakın gördüğü için ilk ona danışır. ben henüz bu fakültede okumuyorken yani eczacılığa karşı subjektif bir sempatim yokken gitmiştim bi defasında. problemi anlattığımda; egzama olması muhtemel, şu doktora gidersen tedavin için iyi olur demişti eczacı. sadece ilaç satışı değil, halk sağlığı konusundaki yeri küçümsenmemelidir bu yüzden.

    işin para kısmını; 25000 eczacının cebine girecek parayı, tek bir şirketin dolayısıyla tek bir ailenin kazanacağı gerçeğini yazmıycam buraya, çok yazılmış, çizilmiş. ama ondan önce konuşulması gereken asıl kimin kaybettiği gerçeği.

    bağırıyoruz, çağırıyoruz. mitingler düzenleniyor. hakkımızı arıyoruz çünkü biz iyi organize olabilen bir meslek örgütüyüz. fakat bu da insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor artık. antipatik olduk. çok para kazanıyodu şerefsizler diyor insanlar. daha ucuza alıcaz ilaçları diyor.

    bi antibiyotiği 10 lira yerine 8 liraya alırsın belki 1-2 sene ( o 2 sene sonunda, eczaneler iyice kötü duruma düşüp, marketlerle baş edemeyecek duruma geldiğinde de eski fiyatlar geri dönecek merak etme) ama çarşıda bulunan, hemen yanıbaşındaki, sağlık görevlisini kaybedeceksin. o seni kaybetmeyecek, sen onu kaybedeceksin.
  • (bkz: zincir geliyor zincir ...)

    para babaları göbeklerini biraz daha büyütsün diye; eczaneler birer birer kapanıp, yerini koccamaan sermayedarlar alsın diye uygulamaya konulması gündemde olan nanedir efendim.

    tek gemi yetmedi tabi...

    muayene ücretlerinin tahsildarlığını yaptırmak, tek taraflı sözleşmeyi fesh etmek, ilaç fiyatlarını cart diye düşürmek, tek tek sözleşme yapma cinliği ile örgütlülüğü devre dışı bırakma....

    gün gibi ortadaydı bu olacaklar ama, hadi bakalım göreceğiz el mi yaman bey mi...
  • reyondan alışveriş sepetine beş kutu tylol hot atmak demek değil bu bir defa. önce bunu iyi anlayalım.
    bir ikinci bir şey, kontrolsüz ilaç satışıysa eczanelerde de bir takım ilaçlar gayet sorgusuz sualsizce rahaat rahat satılıyor.

    ama bakınız, burada bahsedilen durum başka. burada eczacıları rahatsız eden şey 1000'lik plastik bidonlardan 3-5 ilaç sayıp vermek değil. burada eczanelerin aslında birer ticarethane olduğu, sağlık sektöründen ayıklanması gereken, kendisine fayda sağlamaktan başka bir fonksiyonu olmadığı imajının yaratılmış olmasından duyulan rahatsızlık söz konusu.

    entryleri okuyorum, eğer bu başlığa yazan insanlar 12,5 yaşında değilse korkunç bir yanılgı içindeler. yanılgı içindeler çünkü amerikanvari bir sistem kurulacaksa eğer biz neden avrupa birliği uyum kriterlerine göre eczacılık fakültelerini beş yıla çıkardık? amerikanvari bir sistem kurulacaksa neden eczacılık fakültesi müfredatları amerika'daki sisteme göre uyarlanmıyor? neden biz öğrencileri çılgınca erasmus'a ota boka yolluyoruz? facebook'a kaldırdıkları avrupa vatandaşlarını taglesinler diye mi? öyle galiba. avrupa'da eczane eczacılığı türkiye'dekine benzer şekilde. eczanenin sahibi bir eczacı vardır. yanında isterse eczacı çalıştırabilir. ama zincir eczane kavramı pek de hoşlarına gitmiyor. zira işin sahibi yani patron başka, siz işçisiniz.

    türkiye'de en zor eğitimlerden birini almış bir meslek grubu, işçi sıfatı almaya zorlanıyor. gerek sgk'nın yaptıkları, gerekse zapsu'nun faaliyetleri eczacıları bu noktaya taşıdı. bugünlerde tanıdığım pek çok eczacı, "azıcık aşım kaygısız başım, sen patronsun ben işçi, ver paramı, ben senin işini yapiyim, sen de rahat et ben de borç derdinden kurtulayım" diyor. demeyen de demek üzere. eczacı elbette ki patron olayım, işçi olmayayım, işçi olmak ne kötü pis, iğrenç demiyor. derdi başka ama kime anlatıyosun?

    ooofff. ben sıkıldım, siz anlamadınız hala olanları. ne haliniz varsa görün be..
  • be çok zeki başbakan, ilaç firmaları söz konusu uygulamaya itiraz etmez tabi

    1-bu uygulama kişi başı ilaç tüketimini arttırmaktadır.sonuçta daha fazla ilaç kullanılacak, daha fazla ilaç satılacak, bundan da en başta ilaç firmaları fayda sağlayacak.amerika daki satış rakamlarını inceleyen herkes bunu kabak gibi görür.
    2-dünya da silah sektörü ile birlikte en fazla paranın döndüğü ilaç sektöründe ilaç firmalarının ulaşamadığı tek nokta eczanelerdir.sektörün diğer bütün kolları kontrolleri altındadır.bu yasanın sonunda ellerinde olmayan tek kolu da kendi bünyelerine katmış olacaklar.dolayısıyla bazı patronların daha fazla cebi dolacak.

    1-peki zeki insancıklar tekele karşı olduğunuzdan dolayı savunduğunuz bu uygulama sonucunda en büyük tekeller ortaya çıkmayacak mı? zincirler oluşmayacak mı? insanların ekmek alır gibi ilaç almasına kim karşı koyacak.
    örneğin şu anda bir eczaneye gidip koli ile antibeksin şurup almak isteseniz söz konusu ilacın yüksek dozlarda bağımlılar tarafından kullanılmasından dolayı(içeriğinde efedrin var ve aslında söz konusu ürün basit bi öksürük şurubudur) eczane size bunu vermez.zincirler olduğunda çevrenizde bir sürü keş görürseniz şaşırmayın o yüzden.
    2-sağlık da tasarruf diyorsunuz peki bu uygulama ilaç tüketimini arttırmayacak mı bu nasıl bir tasarruftur.unutulmamalıdır ki kutu yerine tane ile ilaç satılması tamamen ayrı bir konudur ve kimse karşı değildir.karşı olunan konu ilacın bir pazarlama aracı olarak görülmesi ve kapitalist sistemin bir oyuncağı haline gelmesinedir.

    bir de araştırın bakalım cüneyt zapsu kimdir, başbakanın nesi olur, başbakan göz göre göre neden bir uygulamaya gider.biraz düşünün bakalım, birisinin cebini düşünüyor ama devletin cebini düşünmediği kesin..
  • var olan 3 adet marketler zincirinin şanını yürütmek amaçlı yapılan eylem, önceden verilmiş söz..
  • -bakkal amcaa, annem bu kağıda yazdıklarını istiyo...
    +hmm bakalıımm...250 gr. pasiflora, 150 gr. diazem, 3 tane trioglo...olm git annene de ki; bu son yazdığını veremiyomuş bakkal amca, yeşil bi kağıda yazıp tekrar göndersin senle...
    (bkz: yeşil reçete)
  • kar amaçlıdır, başka ne olacak allah aşkına. insanlara kolaylık sağlayacakmış da, bepanthen'i bilmemneyi artık diğer alışverişlerimizle beraber marketten alabilecekmişiz de bilmemne. yahu bepanthen için de bi zahmet gidiver eczaneye be? allah allah. "aman nolucak, zaten alınabilen ilaçlar otc, ne tehlikesi olabilir, ne kadar suistimal edilebilir?" deniyor bir de. bilmiyorum, amerika'daki veya başka yerlerdeki drugstore'lar çok mu güzel denetleniyor, bunlar hiç sorun olmuyor mu ama, otc ilaçları da nihayetinde ilaçtır. bilinçsizce alınmamalıdır. "lan sanki şu anda eczaneye gitsek eczacı satmayacak mı allah allah" diye düşünüyor olabilirsiniz. kalfayı çırağı bilemem, ama eczacı size en azından ne için ve kimin için istediğinizi soracaktır. "ver 10 kutu öksürük şurubu" dediğinizde vermeyecektir. drugstore sistemine geçildiğinde bunlar ortadan kalkacak, bunun için yırtınıyoruz. bak paranın adını ağzıma almadım. fazla bişey söylememe gerek yok o konuda, gerekli başlıklara bakarsınız. başlangıç için: (bkz: zincir eczaneler)
  • ilaç markette satılınca halkın nasıl bir yararı olacak bilmiyorum ama eczacılar aradan çıkartılmış olacak ve kuşkusuz ki bu karar tamamen ticari bir karardır.ha ilaç fiyatları düştü derseniz bu bir parmak baldır sadece, fiyat politikasının halkın leyhine süreceğinin garantisini kimse veremez.birileri için ağız suyu akıtacak bir pazar, eskiden ilacınızı tanıdığınız bir eczacıdan veresiye alabilirken şimdi peşin paraya alacaksınız bu düşünce bile rahatsız edici...amerikada işlerin böyle yürümesi neyi ifade eder ki ?
  • sgk devreden çıkarılıp özel sağlık sigortasına geçilmesinden önceki son adımdır.
    herkes özel sağlık kuruluşlarına cebinden prim ödeyecektir, şimdiki gibi ssk lı bağkurludan vs. kesilen sağlık primleri ile aralarında dağlar kadar fark olacaktır.ne kadar prim o kadar köfte hesabına hazırlıklı olun , tıpkı amerikadaki gibi.
    yok bu tahlil , yok bu hastalık, yok bu ameliyat sigortanız kapsamında değil durumlarına şimdiden alışın. hele kronik hastalığı olup pahalı ilaç kullananlara(astım, diabet, tansiyon, kanser vs) allah şimdiden yardım etsin.sigorta şirketi sana kronik hastalığın dolaysıyla çok yüksek oranda prim çıkaracak normal kişi 100tl ödeyip sağlık sigortasından yararlanacakken sen aylık 1000-2000tl lik ilaç tükettiğin için bu hizmeti alamayacaksın yada çok yüksek prim ödeyeceksin astarı yüzünden pahalıya gelecek .özel sağlık sigortaları sonuçta ticari işletme senin gibi zarar ettiren müşteriyle( evet onun gözünde müşteriden ibaretsin) neden uğraşsınki.
    ayrıca tansu çiller zamanında apar topar imzalanan patent yasası nedeniyle yerli ilaç sanayi yeni nesil ilaç çıkaramayacağı için bu tip ilaçlarda fiyatlar eskisinden de pahalı olacaktır. adamlar tek tabanca dünyada muadili olmayan hayati öneme haiz ilaçları var, fiyatım şu ister al ister alma , zarar edeceğim ülkede durmamın anlamı yok çeker giderim diyince bakalım ilaç fiyatlarını ucuzlattık diye sallayabilecekmisin.
    sen hala eczacı çok kazanıyor , doktorlar altına bir senede spor araba çekiyor edebiyatına, fiyatlar ucuzlayacak ne güzel lay lay lom teranelerine devam et.
  • bir sonraki adım markette mermi satmaktır. (bkz: wal-mart)
    "abd'de rastlanılan birşey, neresi garip ki bunun?"
hesabın var mı? giriş yap