• spor camiası tarafından isminin nasıl telaffuz edileceğini merak ettiğim futbolcu.

    güntekin onay: cana

    rıdvan dilmen: cana / kana / sol taraftaki oyuncu. neydi adı güntekin?

    ersin düzen: kana

    melih şendil: kanaaa

    melih gümüşbıçak: kana

    onur şahin: yana !! tam bir karambol !

    ömer güvenç: çana

    şansal büyüka: gana

    hıncal uluç : canğa

    emre tilev: arnavut cana

    öztürk pekin: lorik

    levent özçelik: kano

    ömer üründül: evet
  • alex ferguson, manu'nun efsane orta sahasıyla oynadığı bir deplasman maçından sonra; 11 tane roy keane ile sahayı çıkmayı istiyorum, roy kean gibi 11 oyuncum olsa, hayat bayram olsa mealinde sözler söylemişti. giggs-beckham-scholes-keane orta sahasından bahis açarken keane'i ayrı bir yere koyuyordu. çünkü o takımın çimentosu roy keane idi. oyuncular saha içinde kendilerini kollayacak, mücadele edecek bir oyuncu olduğunu biliyorlardı.

    galatasaray'ın da eksikliği nicedir bir on numaradan ziyade roy keane tipinde bir oyuncuydu. hakem düdük çalınca etrafını çevirip itiraz etmek değil kastım, rakibi sindirmek, mücadele etmek, kırılgan yapıyı ortadan kaldırmak...

    lorik cana fenerbahçe maçında yaptığı hareketlerle galatasaray'ın bu açığını kapatacağını gösterdi. zor maçlarda tavan yapan bu eksiklik fenerbahçe maçlarında zirve yapıyordu. emre önderliğindeki fenerbahçe orta sahası galatasaray orta sahasını sindiriyor, oyunda üstünlüğü ele alıyordu. emre'nin itirazlarını, hal ve tavırlarını bir kenara bırakın oyuncu olarak agresiftir ve topa sağlam girer. bir orta saha oyuncusu olduğu için iyi özelliklerdir.

    dün akşam oynanan fenerbahçe maçında bu üstünlük el değişitirdi. maçın başlarında bir pozisyon oldu, hatırlayın. galatasaray sağ taraftan çıkmaya çalışıyor, elana birine ya bacak arası yaptı ya yanından geçti ve pası çıkardı, pası çıkarır çıkarmaz da emre gelip üstüne çıktı. biz burada ayağında top tutanları sevmeyiz yabancı, mesajını veriyor, rakibi sindirmek için hamlesini yapıyordu, yaptığı faul bile değildi. bu pozisyonun devamında paslaşmalar devam ederken top fenerbahçe'de kaldı ve emre'nin ayağına geldi. cana, koşarak emre'ye doğru hareketlendi. emre topu ayağından çıkardı ama cana yolundan dönmedi ve emre ile çarpıştı. bu çarpışma basit bir çarpışma değil. sen, benim arkadaşımın üstüne çıkarsan, sindirmeye çalışırsan ben de senin işini yaparım, mesajıydı. hem galatasaray takımının sinmesini engelledi, hem de emre'nin klasik agresif oyununu oynamasına engel oldu.

    bunun dışında ceza sahasında dışından çekilen bir şut, cana'nın karnına doğru geldi, hayli sert bir şuttu. cana'dan dönen topa bir şut daha çıkardılar, o sert gelen topa rağmen ayakta kalmaya devam eden cana, ayağını topun önüne çıkararak şutu engelledi ve top oyundan çıktıktan sonra yere doğru yatıp soluklandı.

    bizim bir roy keane ihtiyacımız vardı, cana gibi bir oyuncunun varlığıyla bu ihtiyaç giderildi.
  • tırım tırım ön libero arayan türk takımlarının sanırım arnavut olduğu için yüzüne bile bakmadığı oyuncu. o da almış başını sunderland'e gitmiş.

    galatasaray orta sahasına iki yönlü bir oyuncu arıyor, fenerbahçe aylarca poulsen peşinde koştu, beşiktaş orta sahaya hala adam aramakta, trabzonspor'un eksiği belli. ve buna rağmen bir tane takım ilgilenmedi bu adamla. ondan sonra yok türk futbolu, yok bloklar arası bağlantı, yok flaş transfer.

    o flaşlar fazla göz almış olmalı ki önünü göremiyor millet.
  • ismailsenol ismail senol
    "lorik cana'nın kırmızı kartında "erken noel tatili" komplosunu üreteceklere peşinen not: lorik cana müslüman."
  • türkiye'de kaldığı dönem dikkate alındığında yanlış bi sanıya kapılmış olması normal. ligden düşüyorduk lan.
  • süper bir transfer.

    pasaport falan çok konuşuluyor ya bu ülkede. herkes türk pasaportundan şikayetçi. yok alman olsaydım şurada, ingiliz olsaydım burada oynardım cümleleri hiç bitmiyor. ismi arda değil de ardaoviç olsayda - sanki yugoslavya kaldı amına koyiim - 30 milyon euro olurdu geyikleri uçuşuyor havada. işte bu tanımın sözlük anlamı bu adam benim için. düşük profilli gözükmesinin tek sebebi arnavut olması ve arnavutluk milli takımında forma giymesi. kendisinin köylüsü olan behrami isviçre milli takımı'nın formasını terletiyor mesela. ki cana'nın dörtte biri değildir gözümde. ama daha çok bilinir. bir takım kendisini alsa daha çok konuşulur. ama cana farklı. zorla koparıldığı topraklara belki de babasının da yönlendirmesi ile kaptan senelerdir. ki kendisinin hem isviçre hem de fransa vatandaşlığı var. istese ikisinden birini kullanabilir bu milli takımlarda da rahatlıkla yer bulabilirdi.

    psg taraftarı gittiği için kahroldu. marsilya taraftarı hala kendisini konuşuyor. sunderland taraftarı steve bruce'a siktir çekmiş kendisinin gidişi yüzünden. bu kadar sevilmesinin sebebi kara kaşı, kara gözü değil tabii ki. koşuyor, basıyor, tekmeye kafa koyuyor, pas alıp verebiliyor, takımını saha içinde ve dışında yönetebiliyor. marsilya zamanında ve sunderland'de pek çok basın toplantısına kendisinin çıkması tesadüf değil yani.

    adı geçenler içinde en olmaz diye baktığım adamdı kendisi. ama bu sefer eşi istemedi haberlerininin tersine ailesinin isteği ile galatasaraylı oldu. orta sahayı derleyip toparlayacağı kesin. bunun yanısıra neill ile beraber gerçekten kaptanlık yapabilecek bir adam geldi galatasaray'a.

    çok ama çok güzel bir transfer. yanına bir yaren alınırsa - annan ya da kallström - galatasaray orta sahası çanakkale geçilmez sözünün futbol sözlüğündeki anlamı olur.

    bu kadar da güveniyorum kendisine.
  • kırmızı kartı ya popescu gibi göreceksin ya cana gibi... ortası yok.

    popescu kırmızı kartı pozisyon icabı görürdü. kırmızı görmese gol olacak bir pozisyonu engeller, paşalar gibi oyundan çıkardı.

    cana tutkusundan dolayı kırmızı kart görüyor, oyunun her anını yaşadığı, içinde bulunduğu takımı tamamen sahiplendiği, arkadaşlarını kardeşi gibi gördüğü için.

    marsilya kaptanı olmak, bir senede sunderland kaptanı olmak kolay değil. oluyorsa bir sebebi var. takıma tutkusuyla liderlik ettiği için, takımını bir taraftar gibi sahiplendiği için.

    futbolcu kavgalarından nefret ederim, yalan dolandır, arada hakem olduğunu bildikleri için yalandan dayılanır, horoz dövüşü yaparlar. sonra biri darbe almış gibi yapar diğerine kart göstermek için yahut diğeri valla vurmadım kendini attı ayağına yatar harbiden vurduğu halde... hiç sevmem hakeme karşı film çeviren, miş gibi yapan adamları...

    cana'yı tam da bu yüzden seviyorum, tutkusuyla, duygularıyla maçı oynuyor ya, takım arkadaşına hareket yapan, vuran biri olunca hakeme göstermeden ayağına basmaya, tükürmeye, kart göstermeye, gizlice vurmaya çalışmıyor. tam hakemin, seyircilerin, rakip takımın gözü önünde takım arkadaşına hareket yapanın ifadesini almaya gidiyor. aklıyla değil duygularıyla hareket ediyor, bir arkadaşına biri diklense ne yapacaksa sahada da öyle yapıyor, miş gibi yapmıyor... yaptığını kuldan gizlemiyor...

    burada vurulacak biri vardı, onu da ben vurdum diyen tatar ramazan hesabı idarenin karşısına dikiliyor... kız kardeşine küfür edilince yemişim dünya kupasını diyen zidane gibi kafayı çakıyor, takım arkadaşına hareket yapılınca bir adım öne çıkıyor.

    ben böyle oyuncu istiyorum, böyle görsün kırmızı kartı... yemişim profesyonelliği, cartı curtu, böyle yesin. böyle oynasın, böyle kırmızı kart görsün. kendini yere atıp sarı kart göreceğine, darbe gelmediği halde darbe gelmiş gibi ağlayacağına, çaktırmadan vurup hakemin arkasına saklanacağına, böyle davranıp bizi utandıracağına; tutkularına, takım arkadaşlarına olan sadakatine yenilsin, kırmızıyı görsün, delikanlı gibi çıksın.
  • milan baros'u sakatlayıp kart bile görmeyenlerin korkulu rüyası olacaktır.

    edit: olmuş bile lan! ehehe. az daha kökleyin çok kötüye hadi.
  • türkü gibi bir ismi olan fitbolcü.
hesabın var mı? giriş yap