• eski personellerinden biri olarak söylemem gereken bir kaç şey var.

    yediğiniz yemeklerin miktarını diğer restaurantlarla bir karşılaştırın.

    girişte sol tarafa bıraktığız vestiyerlerinize ne kadar önem verildiğine bir dikkat edin.

    ödediğiniz miktarın sadece manzaraya olduğunu asla unutmayın.

    son olarak şunu da belirtim çok yanlış işletmecilerin elinde çok yanlış şekilde işletilen bir mekan ve emin olun ki bu serzeniş eski personelin kuyruk acısı değil.
  • porsiyonları kesinlikle çok küçük, yemekleri de lezzetsiz. manzara dışında pek özelliği olmayan bir mekan yani. şarapla söylediğiniz peynir tabağı bildiğiniz vasat bir cafe'nin sabah kalvaltısındaki peynirlerden ve aynen o gramajdan ibaret. dikdörtgen şeklinde kesilmiş iki parça hellim, iki parça taze kaşar, iki grisini ve (buraya özellikle dikkatinizi çekmek isterim) ortadan ikiye bölünmüş 1 adet kuru kayısı. evet evet, yanlış okumadınız, ikiye bölünmüş 1 adet kuru kayısı. yaa, işte böyle sevgili okurlar. teras meras ben anlamam valla, zaten hafta sonları çok kalabalık, kesinlikle rezervasyon yaptırıp gitmek lazım. bir de en öndeki masalarda oturmuyorsanız, ki zaten teras o kadar ufak ki iki masadan başka ön masa yok, manzaranın da bir anlamı yok, sadece bu sıcak yaz günlerinde esiyor biraz işte, hepsi bu.
    bir de giriş için sıkı bir kontrolden geçiyorsunuz, "üzerinizde ağır metal var" diye diye beni 4 kere güvenlik kapısından geçirdiler. gece çıkmışım, giyinmiş, hazırlanmışım, üzerimde tabii ki metal bir şeyler olacak, ne yani plaja gider gibi parmak arası terlik, askılı plaj elbisesiyle mi gitseydik?! kot bile giysen düğmesi/fermuarı var be kardeşim. petek dinçöz küpesi takıp seda sayan ayakkabısı giyenler güvenlikten hiç geçemiyor herhalde*
  • manzara abartıldığı gibi değil. mekan masa düzenini manzaraya göre ayarlamadığından bu pek de matah olmayan manzarayı zaten göremiyorsunuz. masalar birbirine neredeyse bitişik, aradan en fazla oldukça kuru göt bir garson geçebilir daha üstü kaldırmaz. romantik yemek diyene gülerim, müziğin sesinden karşınızdakini kesinlikle duyamazsınız ve sandalyenizi de sıkışık masa düzeni nedeniyle oynatamadığınızdan öylece kalakalırsınız. bütün bunları yaşayabilmeniz için de kıyamet kadar para vermeniz gerekiyor, onu da bilesiniz. çok şükür ki yemekten önce bira içmek gibi güzel bir geleneğim var da yine ucuz kurtardım. çizdik üzerini, yok artık öyle bir yer.
  • manzara ve konsept açısından leb i derya'ya benzeyen ve "kafama esti gidecem" dediğinizde yer bulma şansınızın* leb i derya'ya oranla daha fazla olduğu, keşmekeşin ise daha az olduğu mekan. bu nedenle de tarafımdan daha çok sevilen mekan.
    tek sıkıntısı mekandaki bazen aşırıya kaçabilen yüksek sesin restoran bölümünde romantik bir yemek yeme niyetinizi gerçekleştirmenize yer yer izin vermemesidir.

    - canım benim, kolyen çok yakışmış..
    + neeeee duyamadııım??
    - diyordum ki, kolyen çok güzel duruyor boynunda, kuğu gibi olmuşsun..
    + efendiiiim? ne diyosun anlamıyoruuuum.
    - diyordum ki.... neyse, ne güzel mekan değil mi?
    + hıı, evet, güzel güzel. iyi ki geldik..
    - iyi ki ne yaptııık?
    + iyi ki gelmişiz diyoruuum..
    - oldu, yine geliriiiiiz.
  • yani goethenin ustunde 10 senelik mekan.. fiyatlari abarti degil.. nevizadede sarhoslarin arasinda bi biraya 8 9 tl vermektense, gidin burda 15 tlye manzarali bi bira icin.. cam kenarina sonradan lutfetmeleriyle, orda yapmayi dusundugum dogumgunu iptal etmeme sebep verdiler.. yani arkadas, sizin oraya glene insanlar belli ki alalade lise ogrencisi degil, isi gucu olan, maddi durumu ortalamanin ustunde olan adamlar, sen onlar arasinda neden rekabet yartmaya calisiyosun da; kendini sanki bi dunya markasi restorant gibi satiyosun.. bunun muadili var ponte restorant iki gun arka arkaya once literaya sonra ponteye gittik.. bi sise sarap, peynir tabagi, somonlu salata ve 4lu somon fume parcalarina ortalama 230 tl verdik.. buna karsilik harika bi manzarasi vardi pontenin.. ve de calisanlari cok daha ilgili.. ponteye gidin literaya gideceginize kisaca.. ponte de, tam beyoglu is merkezinin ustunde.. menuleri ve fiyatlari ayni literayla..

    rezervasyon yapmamiza ve mekanin bos olmasina ragmen cam kenarina sonradan lutfetmeleri iyi olmadi.. hele ki bas garsona 2 kere soyledik saatin 10 oldugunu ve rezervasyonlarin ne zaman gelecegini vs. utanmadi gene de yuzumuze baka baka devam ettirdi yalanini..

    iste sizin yuzunuzden, bizim halk sizin afra tafraniza bakarak senelerce boyle "lukus" mekanlardan uzak durdu cok mu pahalidir diye.. hepsi orta burjuva kafasi.. lebi deryaya gideceginize literaya, literaya gideceginize ponteye, ama hakikaten disari cikicam diyosaniz da 360a gidin beyoglunda ya da tomtom mahallesinde.. garsonlarin havasini almak istiyosaniz da, hic tarziniz olmamasina ragmen sratlarina bakmayin.. o zaman sizi bisi saniyolar.. cunku zamaninin turk burjuvazisinden oyle gormusler..

    siktigmin istanbulu turkiyesi.. bi seyi de duzgun olsun arkadas..
  • her gittiğimde buraya kızla gelinir dediğim mekan. ulan bayadır da gitmedim aklma düştü 600 km mesafeden. şaka değil tuvaletinin bile manzarası iyidir.
  • istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi batı dilleri ve edebiyatları bölümü tarafından yılda iki kez yayımlanan hakemli dergi.
  • cok guzel bir manzaraya ve cok guzel bir mutfaga sahip olmasina ragmen, rezervasyon almasini bilmeyen, aldigi rezervasyonu kafasina gore degistirp butun planlarinizla ortada kalmaniza sebep oldugu icin ozur bile dilemeyen isletmecimsilere sahip oldugu icin, bir suredir, gitmeden once iki kere dusundugum bir mekan.
  • arasıra latin geceleri düzenleniyor burada. latin dansı kursundan birkaç eleman geliyor müşterilerden isteyenlerle dans ediyor. genelde hatunlar dans ediyor. erkekler oturuyor.
  • fiyat olayında sınır tanımayan mekan.insanlar artık gelmemeye başlayana kadar fiyatları artıralım, du bakalım nolacak diyen mekan.5 dakka boyunca bir bişeyler yiyip içmezseniz sizi orada barındırmayan mekan.menüsünde yaprak sarmasının karşısında 22 ytl yazan mekan.
hesabın var mı? giriş yap