• hiç öyle komik falan bir şey değildir.
    yani özetle demek istiyorum ki, içinde laz geçen her şey komik ya da sempatik olmak zorunda değil.

    heslere falan boş verin; geçen 10 yılın en büyük çevre katliamlarından biri, laz müteahhitler için icad edilmiş bir proje değildir de nedir?
    karadeniz sahil yolu projesinden bahsediyorum evet. bölge halkına getirisi şöyle böyle falan diye bık bık zırvalamayın hemen cahil cühela aklınızla.
    evet en büyük çevre katliamlarından biridir o proje. senin yaşadığın yeri ben savunuyorum işte; var sen düşün ne kadar boktan ve vahim bir durumda olduğunu kendinin...

    işte bu laz müteahhitler, afedersin ama memleketin anasını avradını sikmişlerdir kardeşim.
    mütahhitlerin büyük bölümü böyle belki ama malum lazlardan müteahhit daha çok çıktığından, müteahhitlere yönelik bir genellemeyi lazlara özel modifiye etmekte bir mahsur görmüyorum o yüzden.
    belediyelerden rant için baskıyla iş alan onlar, ihalelerle aldıkları işi mundar eden ya da kazık fiyata devlete kakalayan onlar.
    yok mudur içlerinde iyi ve dürüst olanları? tenzih ederim elbette onları; lakin diğerleri için aklıma küfürden başka bir şey gelmiyor.

    memleketin anasını siktiniz ula ipneler...
  • bir tanesi öz amcam olur. ablama bir çatı katı yapmıştır. her yağmur yağdığında çatısı su damlatır. savunması şu şekilde olmuştur: "benim ev de damlıyor." kendi evinde de malzemeden kısacak kadar adaletlidir.
  • bütün lazlar mütahittir... bu böyledir...
  • son donem stereotypelasmis modelleri sayesinde adlari kotuye cikan ilginc insanlar grubu. bunlarin gercek modelleri (dedem, onun babasi, onun babasi) psikopat hunerli insanlardi. dedem horasan harci bilirdi, kimseye de soylemezdi, onun 1960'da yaptigi sinop kiz lisesinin duvarlarini 1994 yazinda biz pimapen dograma takabilmek icin o donemin en modern aletlerini kullanarak delemedik. o kadar delemedik ki ben dayanamayip dedeme gidip "yahu, ne koydun bu betonun icine? delemiyoruz biz bunu" dedigimde bana "ossurugumun mimari" dedi rahmetli (ben msu mimarlik 2. siniftayim o zamanlar). ayni adamin babasinin sinop erfelek yolu uzerindeki osmaniye koyunde (hala duruyor mudur acaba?) hic civi kullanmadan yaptigi iki katli kosk gidilip gorulebilir. ben kat kat dolastim, tahtalarin uzerinde zipladim, dogramalari tornavida ile kanirttim da aralarindan fenerle bakmaya calistim, kirecleri kazidim - yok kardesim, civi kullanmamis adam iste; kakma kullanmis, kama kullanmis, tahtalar birbirlerine dis dis gecmis; ama civi kullanmamis iste.

    bu laz muteahhitler karadenizde 60 derece yamaca kaziklarin uzerinde ev yaptilar. sel sulari evlerin altindan akti gecti. yazin serin serin oturdular. kisin kar evin altinda kaldigi icin evin etrafi karla kapanmadi, ev donmadi.

    bu adamlarin yaptiklari evler hala o yamaclarda duruyorlar. sumena manastirini yapanlar da laz muteahhitlerdi, gidin gorun, dagin yamacina nasil manastir yapilirmis

    depremde yikilan kagit evleri yapan, demirleri calan, kolonlari kesen, duvarlari dinamit ile patlatip mahallenin yarisini yerle bir eden, paradan baska hicbirseyi gozu gormeyen bu adamlarin kim ya da ne olduklarini bilmiyorum. ama laz muteahhit olmadiklarini biliyorum. ben gercek laz muteahhitleri gordum, derste yaptiklari seyleri okudum, karsilarinda saygi ile egiliyorum.
  • autocad'de tek tek ölçüp hesap yaptığın metrajı kabul etmeyip, gözü ile ölçüp hesapladığının doğru olduğunu iddaa eden çok çok ilginç insan modeli.arada 150 m² fark çıkmasına rağmen bir adım geri atmaz.
    bunu yapan kişi, bir yandan da 3 basamaklı sayıları bile 2 saniyede kafadan çarpıp, toplayabiliyor !!! ama autocad ölçüsünü inkar ediyor.
    bir yerde hatlar karışıyor sanırım ...
  • elektrik prizlerini, odaların en olmadık yerlerine koyan müteahhitlerdir. örneğin; koskoca bir odadaki tek priz, odanın kapısının arkasındadır. niye? çünkü tam arka tarafına denk gelen küçük odadaki priz uygun yerdedir. müteahhit, diğer büyük oda için daha uygun bir yere kablo kanalı çekmektense, direkt olarak duvarı delip arkadaki odadan hat alır, prizi de uygun olsa da olmasa da oraya koyar. o büyük odaya hiçbir şekilde elektrikli alet koyulamaz. koyulsa bile 20 metrelik uzatma kablosunu bütün odanın ertafından döndürmek gerekir.

    yine koskoca banyoda duş teknesini, klozeti, lavaboyu ve çamaşır makinesi yerini süpaneke boncuğu gibi yanyana dizerler. niye? niyesi belli. su borusunu, banyonun dört duvarına da dolandırmamak için. su borusu tek duvardan geçer, su kullanacak olan bütün ekipman da borunun geçtiği duvara yan yana dizilir. tabii böyle bir evde de pis klozete sürtünmeden duştan çıkmak, omzunuz lavabo tarafından taciz edilmeden sıçmak da mümkün olmaz.
  • halk arasinda ev denilen taputlar yapar bunlar. en basarili calismalarini golcuk depreminde yapmislardir.
  • laz mutahit, hem mimardir hem insaat muhendisi hem de makine muhendisi... icgudulerinin pusulasinda estetik kaygilarla ekonomik tedirginliği basariyla yogurup fizik kurallarina meydan okuyan binalar yaparlar... le corbusier bile etkilenmistir bu organik yapilardan.
  • doğuştan,içgüdüsel olarak jeoloji mühendisidir bunlar.kafalarına esen her yere bina yaparlar.zemin etüdünü falan araziden bi avuç toprak alarak yaparlar.fay hattının taşınabileceğini,yerini değiştirebileceğini düşünenler ile fay hatlarının son derece zararsız olduğunu düşünenler olarak iki gruba ayrılırlar.
  • "jaguar'a sosyete ibneleri biner, biz manda kasa mercedes'e bineriz" diyen yegane adam.
hesabın var mı? giriş yap