• dur hemen yok diyip kestirip atma zira var böyle bir şey sevgili sözlük. herhangi bir konu hakkında bir rakam vermemiz gerektiğinde hele de bu rakam doğruluğu hiç bir zaman kanıtlanamayacağı gibi yanlışlığı da kanıtlanamayacak olan muğlak bir değeri ifade edecekse direkt olarak 10,100,1000 gibi yuvarlak sayılar vermek yerine uyanıklık edip 52.6, 88.4, 45.007 gibi mümkün mertebe küsuratlı hatta ancak long integer'la ifade edilebilecek rakamlar vermek tamamen işkembeden salladığmız iddialarımıza hem bilimsel hem de ciddi bir hava katacaktır.bi deneyin siz de memnun kalacaksınız çevrenizde iddiaları itibar gören muteber bir insan olacaksınız, ha olmazsanız da gelin beni bulun ben inanıcam her söylediğinize.valla...
  • mimarlık eğitiminde röleve diye bir ders vardır, verirler elinize jalonu, çelik metreyi, bir de tarihi bina bulurlar, dönem sonuna o binanın cephesini birebir çıkarır çizip verirsin. bu iş tek başına olmayacağından hocalar sınıfı 3-4 kişilik gruplara ayırır, her bir gruba farklı farklı binalar verir ki kopyacılık faaliyetleri olmasın.

    dersi aldığımız vakitler bize de dediler ki grupları oluşturun, binaları dağıtacaz. tabi biz sınıfın en işe yaramaz adamları olarak, kafamız da doğru dürüst çalışmadığından gittik bir grup olduk. lan halbusi dağılsanıza teker teker diğer çalışkan gruplara. gider arada gözükürsün, elbet ölçüleri, ameleliği birileri halleder, alır çizersin sonra. ama yok, sanki halı saha maçına kadro oluşturuyoruz illa hep beraber olacaz. ne sevgiymiş arkadaş...

    tabi bütün gruplar ölçüleri çizimleri vaktinde halledip verdiler hocaya bir biz kaldık. hoca da arada soruyor ne yaptınız nasıl gidiyor diye, "hocam ölçümler tamam çiziyoruz" diye kafadan sallıyoruz, halbuki ortada çizim mizim olmadığı gibi henüz ölçülmüş bir tane pencere bir tane kapı yok. neyse, baktık bu iş böyle olmuyor, teslim tarihine iki gün kala bu işe son noktayı koymak, gereken ölçümleri en kral şekilde yapıp dersten geçmek için olay mahaline gittik. gitmesine gittik ama, o kadar eşşeğiz ki, dersten o kadar bi haberiz ki elimizde ne jalon var, ne de çelik metre, öyle mal gibi gelmişiz hepimiz. gidip yakındaki bir nalburdan 3 mt.lik metre aldık, birleştirme metoduyla cephenin enini kapıyı filan ölçtük ama jalon olmadığından yukarıları ölçemiyoruz.

    sonra binanın karşısına geçip sallamaya başladık;

    - "abi şu pencere 1.20 vardır, 1.23 diyelim ki bilimsel gözüksün"
    - "bu çıkma nerden baksan 2 metre var hacım, ama biz 2.18 diyelim ki salladığımız anlaşılmasın"
    - "şu küpeşte ben diyeyim 10 cm sen de 12 cm kalınlığında vardır he mi şefim?"

    diye diye aldık binanın rölevesini.

    kusuratli sayi vereyim de salladigim anlasilmasinın benim nazarımdaki karşılığı budur işte ne yazık ki.
  • sallamak disinda "uzerinde dusundugumu sansinlar" diye kurtulmak amaciyla da kullanilir bu metod :

    - aksam gelcen mi partiye?
    - %62 gelirim abi..
    - nasil lam %62?
    - ee.. schrodinger denklemi'nden hesapladim..
  • yüzde 61.7'lik bir ihtimalle yanlış bir düşüncedir. olur mu len öyle şey.
  • pi'yi bulan eleman artık nasıl abarttıysa durumu. anlamadık ama allahı var
  • - kaç parmak görüyorsun
    + üç buçuk
  • kanimca kayahan'in "bir ask hikayesi"nde kullandigi yontem de bu cercevede incelenebilir. gunlerden persembeymis, saat 2'yi dort geciyormus. saat 2 diil bak, 2yi dort geciyor. "yalanini yiyim kayahan" (sahsi gorusum tabi, gotumuze girmesin sonra).
    bu baglamda baska bir ornek inceleyecek olursak: "yil bindokuzyuz...seksen iki... 3 agustos... (bir an dusunulur, persembe diye gun adi vermekten vazgecilir cunku malum artik elektronik takvimler falan...) saat 2'yi dort geciyor..."
  • kağıtları okumadan not veren öğretim üyesi taktiğidir de aynı zamanda bu..*
  • - nerdeydin suat bu saate kadar?
    - eueuee toplantidaydik hayatim.
    - ole mi? kac kisiydiniz toplantida?
    - eueue 8.69 kisiydik hayatim.
    - bravo suat.
    - eue hayatimm?!
hesabın var mı? giriş yap